Inviting ethnographic conversations to inspire design : towards a design research method

thumbnail.default.alt
Tarih
2015
Yazarlar
Çelikoğlu, Özge
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Institute of Science and Technology
Özet
Kullanıcı odaklı tasarım yaklaşımında, kullanıcının gündelik yaşamı, düşünceleri ve duyguları tasarım için önemli bir veri kaynağıdır. Bu veriyi elde etmede tasarımcılar ve tasarım araştırmacıları sıklıkla etnografik yaklaşımlara başvurmaktadırlar. Etnografik yaklaşım, temel olarak araştırmacının bir topluluk veya kültür hakkında bilgi edinmek üzere, o topluluğun bir parçası olmayı deneyimlemesi, yoğun gözlem ve derinlemesine görüşme gibi yöntemler vasıtasıyla ilgili topluluğun gündelik hayatını, sosyal yaşamını, ritüellerini ve pratiklerini detaylı biçimde betimlemesi ve belgelemesine yardımcı olan bir araştırma anlayışı ve yöntemidir. Etnografi, temel olarak antropoloji ve sosyoloji disiplinleriyle ilişkilidir. Başlangıçta özellikle Batı toplumunun kendine uzak toplulukları ve kültürleri incelenmesi için benimsenmiş olmasının yanısıra, özellikle sosyoloji alanında, sembolik etkileşim yaklaşımı etkisiyle, toplum içinde söz hakkı verilmeyen kesimlerin, azınlıkların ve benzer şekilde sokaktaki insanın gündelik yaşamına ve bu bağlamda çevresiyle olan etkileşimiyle şekillendirdiği anlamlar bütününe ulaşmak için etkin bir biçimde kullanılmaya başlamıştır. Etnografik yöntemlerin kullanımı ile bir topluluğun maddi kültür ürünleri, sosyal ilişkileri, inanç ve değer sistemleri hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olunabilmektedir. Elde edilen veri ise fotoğraflar, kamera kayıtları gibi görsel ve/veya araştırmacının notları, görüşme kayıtları gibi sözel/metinsel nitelikte olabilmektedir. Bu tezde incelenen, kullanıcılardan elde edilen sözel/metinsel etnografik verinin, yani etnografik anlatının tasarım ile ilişkilendirilmesidir. Etnografik anlatıların elde edilmesinde, kullanıcılarla soru-cevap şeklinde ilerleyen mülakatlar yapmak yerine karşılıklı konuşma yöntemi benimsenmiş ve hem kullanıcılardan tasarım kapsamında faydalı olacak veriyi alabilmek hem de bu verinin işlenişinde tasarımcılara sistematik bir yol önerebilmek için bir yöntem geliştirilmesi amaçlanmıştır. Etnografik anlatılar, bir toplulukta var olan inançlar, ideolojiler, motivasyonlar ve istekler hakkında bilgi sahibi olunmasını, daha genel anlamıyla bir topluluğun sosyal dünyasının temsilini sağlamaktadır. Bu anlatılar, gündelik hayatın doğal akışında veya belli bir konu üzerinde yapılan konuşmalar vasıtasıyla ortaya çıkmakta ve anlatıcının yaşamı ile birlikte içinde bulunuğu topluluğun sosyal yaşamına ilişkin çeşitli ipuçları vermektedir. Etnografik anlatılar sayesinde araştırmacılar, toplulukların gizli tarihleri, iç dinamikleri, güç mücadeleleri, gizli kalmış gelenekleri ve benzeri bilgilere ulaşabilmektedirler. Bu anlatıları elde etmek için günlük çalışması, mülakat, karşılıklı konuşma ve döküman analizi gibi çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu tezin temel araştırma soruları kapsamında, tasarım için yapılan kullanıcı araştırmalarında, etnografik anlatıların içerik zenginliği ve derinliğinden verimli bir şekilde yararlanılabilmesi hedeflenmiştir. Bu anlatılardan tasarıma fayda sağlayacak öncelikli içerikler ile bu içeriklerin tasarım sürecinde nasıl anlamlandırıldığı ve tasarım fikri oluşturmada nasıl kullanıldığı araştırılmıştır. Bunun için kullanıcılar, tasarımcılar ve tasarım öğrencileri ile bir dizi ampirik çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen veriler ise içerik analizi yöntemiyle irdelenmiştir. Bu araştırma kapsamında ilk olarak sınırlı sayıda kullanıcıyla bir Ön Çalışma yapılmıştır. Burada kullanıcının gündelik yaşam dili ile tasarımcının anlayışı arasında bir iletişim kanalı oluşturmayı hedefleyen 'kültür sondaları' yöntemi kullanılarak belli bir oranda etnografik özellik taşıyan veri toplanmıştır. Bu veri temelinde, önce tasarımcılarla daha sonra ise tasarım öğrencileriyle ayrı ayrı çalışmalar yürütülmüştür. Yapılan her iki çalışmada da kullanıcılardan elde edilen görsel ve metinsel verinin, belli bir tasarım işinde kullanılması beklenmiştir. Bu kapsamda tasarımcılar bireysel olarak çalışırken, tasarım öğrencileri gruplar halinde çalışmışlardır. Ön Çalışma'nın sonucunda elde edilen bulgular incelendiğinde, öncelikle tasarımcıların ve tasarım öğrencilerinin aynı metinsel içeriklere odaklandıkları ve bu içerikleri tasarım fikri oluşturma aşamasında benzer biçimde kullandıkları gözlemlenmiştir. Bu içerikler temel olarak, yaşam stiline ilişkin olumlu duygular yaratan durumlar; yerleşmiş pratiklerde problem yaşanan deneyimler ve yeniliğe ilişkin beklenti ve olası tepkiler bağlamlarında yorumlanmış ve tasarım girdisi olarak kullanılmıştır. Bu içeriklerin belirlenmesi dışında, kullanıcılardan geribildirim alınarak kullanılan 'kültür sondaları' yöntemine ilişkin bir değerlendirme yapılmıştır. Bu değerlendirme sonucunda yöntemin, bu tez kapsamında yürütülecek Ana Çalışma için kullanıcı açısından fazla kısıtlayıcı ve yönlendirici olduğu ve araştırmacıyla kullanıcı arasındaki etkileşim düzeyinin yine bu çalışma özelinde yeterli bulunmaması gerekçeleriyle en uygun yöntem olmadığına karar verilmiştir. Sonuç olarak yapılan Ön Çalışma hem etnografik veri toplama yönteminin seçilmesinde hem de ortaya çıkan içerik gruplarının Ana Çalışma'nın kullanıcı ayağı çerçevesinin oluşturulmasında önemli bir bilgi sağlamıştır. Ana Çalışma kısmı, bu tezin iki farklı aşamadan oluşan temel ampirik çalışmasını içermektedir. Ana Çalışma'nın ilk aşamasında etnografik yöntemler kullanılarak bir kullanıcı araştırması yapılmıştır. Burada kullanıcı grubu olarak belli sanal topluluklar seçilmiş ve bu toplulukların konuşma ve tartışmalarına katılınmıştır. Bu kapsamda temel olarak katılımcı gözlem ve karşılıklı konuşma (conversation) yöntemleri kullanılmıştır. Bu kapsamda etnografik anlatılara ulaşmada en etkili yöntem karşılıklı konuşma yöntemi olmuştur. Bu yöntemin yapılandırılmış veya yarı yapılandırılmış mülakat yöntemlerinden en büyük farkı araştırmacının kullanıcı grubunun halihazırda devam eden konuşmalarına katılması, diğer katılımcılardan daha üstün veya farklı bir pozisyonda bulunmaması, yalnızca soru sormayıp aynı zamanda sorulara cevap vermesi ve konuşma üzerinde herhangi bir hakimiyeti olmaması dolayısıyla da konuşmanın doğal akışı üzerinde yönlendirici bir etki yapmıyor olması olmuştur. Bu bağlamda kullanılan etnografik yöntemlerin sanal ortamda uygulanıyor oluşu da geleneksel uygulamalardan farklılıklar göstermelerini gerektirmiştir. Bu konuda virtual ethnography yaklaşımının prensipleri benimsenmiş ve ilgili farklılıkların araştırmacıya sağladığı avantajlar ve dezavantajlar belirtilmiştir. Bunun dışında araştırmacının toplulukla doğrudan etkileşime geçmediği ancak topluluk hakkında bilgi edinme aşamasında önemli faydalar sağlayan döküman analizi yönteminden de yararlanılmıştır. Katılımcı gözlem ve karşılıklı konuşma sırasında topluluğun konuşmalarının doğal akışını bozmadan tasarım için faydalı olabilecek veriyi elde edebilmek için Ön Çalışma sonucunda belirlenmiş temel anlatı içerikleri araştırılacak topluluk için düzenlenerek bir temel soru seti oluşturulmuştur. Bu sayede anlatıların zenginliği ve derinliği korunmaya çalışılırken tasarıma yönelik spesifik verinin de elde edilmesi sağlanmıştır. Ana Çalışma'nın ikinci aşaması ise ilk aşamada kaydedilmiş olan konuşma dökümlerinin etnografik anlatılar olarak düzenlenmesini ve daha sonra tasarımcılara ve tasarım öğrencilerine iletilmesini içermektedir. Bu kapsamda bir etnografik anlatı dökümanı oluşturulmuş ve bu döküman hem tasarımcılara hem de tasarım öğrencilerine ayrı ayrı düzenlenen çalışmalar ile aktarılmıştır. Her iki gruptan da beklenen bu dökümanı verilen okuma protokolüne gore okuyup tasarım için ilginç ve yararlı buldukları kısımları işaretlemeleri ve bu kısımları ilişkilendirdikleri tasarım fikirlerini ilgili yerlere not etmeleri olmuştur. Tasarımcılarla yürütülen çalışmalara her bir tasarımcı bireysel olarak katılmış ve sürecin sonunda her bir tasarımcıyla tasarımcının dökümandaki işaretlemeleri ve notları üzerine ayrıca bir görüşme yapılmıştır. Tasarım öğrencileriyle yürütülen çalışmada ise öğrenciler anlatı dökümanını yine bireysel olarak incelemişler, döküman ve aldıkları notlar üzerine yapılan konuşma tüm öğrencilerin toplu halde katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Her iki sürecin sonunda elde edilen çıktılar, anlatı dökümanındaki işaretlemeler, notlar, görüşme ve konuşma kayıtlarının dökümünü içerip, sözel ve metinsel nitelikte olmuştur. Tüm bu çıktılar iki aşamalı bir nitel içerik analizi ile irdelenmiş ve sonuçlar, tezin kuramsal çerçevesi kapsamında yorumlanmıştır. İçerik analizi için kavramsal temelli ve veri temelli kodlama prensipleri birlikte kullanılarak bir kodlama çerçevesi oluşturulmuş ve temel kategoriler belirlenmiştir. Bu temel kategorilere gore öncül bir analiz yapılmış ve elde edilen sonuçlar dikkate alınarak alt kategoriler oluşturulmuştur. Bundan sonra alt kategoriler odağında daha detaylı bir içerik analizi yapılmış ve bu süreç sonlandırılmıştır. İçerik analizinin sonuçlarının yorumlanmasıyla elde edilen bulgular, tezin temel araştırma sorularına cevap sağlar nitelikte oluşmuştur. Bu kapsamda, öncelikle etnografik anlatı içeriklerinde tasarım girdisi olarak özellikle faydalı olan kategorilerin neler olduğu belirlenmiştir. Yapılan detaylı inceleme ile bu temel kategoriler arasındaki ilişki ağları belirlenmiş ve belli kategorilerin bir arada bulunduğu içeriklerin tasarımda farklı fikir geliştirme uygulamalarında daha etkili olduğu saptanmıştır. Bu şekilde tasarımcılara ve tasarım araştırmacılarına belli bir konuda kullanıcılardan etnografik anlatı elde etmeye ve bu anlatıları temel fikir geliştirme aşamalarında kullanmaya yardımcı olacak bir yöntem önerilmiştir. Genel olarak bakıldığında, bu tez çalışması ile etnografik anlatıların elde edilmesi ve tasarımda kullanılmasına yönelik özelleşmiş bir tasarım araştırma yöntemi önerilmiştir. Buna ek olarak bu çalışma, yöntemi ve bulguları itibariyle farklı etnografik yöntemlerin ve veri çeşitlerinin, tasarım sürecinin farklı aşamalarında kullanımı için bir projeksiyon oluşturmaktadır. Bu tez kapsamında geliştirilmiş olan yöntem, kullanıcı odaklı tasarım yaklaşımını benimseyen tasarım araştırmacılarına, tasarımcılara ve tasarım öğrencilerine, etnografik anlatıların elde edilmesi ve tasarımda kullanılması konularında sistematik bir yöntem önermektedir.
In user-centered design, everyday lives of users, their practices, thoughts and feelings are important sources of information and inspiration for designers. In order to obtain this information, designers and design researchers utilize ethnographic methods that enable them to observe, talk to, and understand users in order to incorporate their views in evaluating design solutions. These ethnographic methods involve the collection of information about the material products, social relationships, beliefs and values of a community. The obtained ethnographic data can be visual, such as, photographs and video records, and/or verbal, such as, notes, transcriptions of conversations and interviews. Among these different kinds of data, this dissertation explores the verbal sources, in particular, conversations, focusing on the generation and use of ethnographic narratives as a source of inspiration for design. Ethnographic narratives that are obtained through the transcriptions of interviews or conversations, provide opportunities to learn about people's elicited narratives and representations of their social worlds, including beliefs, ideologies, justifications, motivations, and aspirations. These are generated through ethnographic conversations, which are produced and performed in accordance with socially shared conventions including clues for understanding everyday life of their narrators. Through these narratives, researchers can learn about secret histories, internal power struggles, and unofficial customs, as informants can sometimes be eloquent commentators about their cultures. This dissertation aims to identify the relevant information in ethnographic narratives from which designers can make use of, and propose designers a systematic way of utilizing this information for design. From a broader perspective, it aims to describe 'an ethnography of possibilities' for design, which keeps the essential principals of ethnography but deviates from its traditional understanding of describing what is by rather inviting conversations of what is possible so that designers and design researchers can elicit design-relevant information while preserving the conceptions of users. The key issues that are investigated throughout this study are the contents in ethnographic narratives, which are interesting and/or useful for designers to stimulate design ideas and the ways designers make sense of these narrative contents and utilize them for generating ideas. To do this, empirical studies with users, designers and design students were conducted. The outcomes of these studies were then analyzed using qualitative content analysis method. The empirical study started with the Preliminary Study, which was conducted with a limited number of users by using the cultural probes method in order to generate user data. These data were then communicated to designers and design students, separately, to explore how they were utilized in terms of design. The findings from this Preliminary Study revealed that designers and design students similarly utilized user data mostly in the form of narratives which were about situations that evoke positive emotions related to lifestyle; problematic experiences related to the situated practices; and, expectations and possible responses towards innovation. This information provided insight on what kind of user narratives are mostly utilized by designers and contributed to the question formulation for the ethnographic research conducted in the Main Study. The main empirical study was completed in two stages: In the first stage of the Main Study, conversations with users were conducted. These users were members of virtual communities and thus, all conversations were online. Along with the findings from the Preliminary Study, a set of questions was formulated addressing the issues that can provide useful information for design. These questions were asked to users during the conversations that were participated. Here, it was found that joining virtual communities in their ongoing conversations with this specific set of questions and without manipulating or disturbing the natural flow of these conversations enabled eliciting design-relevant information while gaining important insight for understanding the members of these communities. In the second stage of the Main Study, these conversations were transcribed into ethnographic narratives and communicated to designers and design students, separately. They were instructed to read these user narratives and highlight the parts, which they find surprising, interesting and/or stimulating in terms of design and idea generation. In the study with designers, each designer completed this process individually and was interviewed at the end of the process. In the study with design students, the students went through the narratives individually but worked in groups during idea generation where conversations took place. Thus, the outcomes of both processes were mainly verbal and textual. These outcomes were subject of a qualitative content analysis where contingency analysis was utilized as preliminary analysis and followed by an elaborate qualitative content analysis. Through these analyses and the interpretation of their outcomes, certain contents in these ethnographic narratives were identified, which were found most useful and design-relevant. Moreover, it was determined how the co-occurrences of these contents were utilized in terms of design. Overall, the findings of this dissertation led to the development of a specific design research method, which focuses on generating ethnographic narratives through conversations with users and utilizing these narratives to inspire different design implications. The method and findings of this dissertation proposes a projection of the use of ethnographies of possibilities into other areas of design, for different stages of designs, and other approaches of design. The developed method offers design researchers, designers and design students a systematic way to generate ethnographic conversations and utilize them for design.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015
Thesis (Ph.D.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2015
Anahtar kelimeler
Endüstri Ürünleri Tasarımı, Etnoyöntembilim, Etnoloji, Saha çalışması, Etnoloji, Araştırma, Tasarım, Yöntembilim, Industrial Design, Ethnomethodology, Ethnology, Field work, Ethnology, Research, Design, Methodology
Alıntı