LEE- Cevher Hazırlama Mühendisliği-Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 15
  • Öge
    Toplu sülfür konsantresinden hidrometalurjik yöntemlerle bakır ve çinko kazanımı
    (İTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Toprak, Havva Mine ; Baştürkcü, Hüseyin ; 505221103 ; Cevher Hazırlama Mühendisliği
    Bu tez çalışmasında, temiz enerjiye geçiş, elektrifikasyon ve döngüsel ekonomi hedefleri doğrultusunda stratejik öneme sahip metallerden olan bakır ve çinkonun, toplu sülfür konsantresi içerisinden hidrometalurjik yöntemler ile kazanılması, optimum proses parametrelerinin belirlenmesi ve proses akım şemasının oluşturulması üzerinde çalışılmıştır. Çalışma kapsamında Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde faaliyet gösteren Polimetal Madencilik'in Gediktepe Madenine ait, üretim planına dahil edilmeyen ancak ekonomik potansiyel taşıyan Enrich zonundan alınan ve flotasyon ile zenginleştirilmiş, toplu Cu-Zn sülfür konsantresinden bakır metali ve çinko sülfat üretimi hedeflenmiştir. Bu kapsamda, doğrudan kavurma, sülfatlayıcı kavurma, eklenti varlığında sülfatlayıcı kavurma, çözündürme, sementasyon ve çöktürme gibi çeşitli hidrometalurjik prosesler uygulanmıştır. Ayrıca, ekonomik değer taşıyan altın ve gümüşün kazanımı amacıyla, 24 saatlik sodyum siyanür liçi deneyleri de gerçekleştirilmiştir. Numunenin mineralojik analizine bakıldığında yüksek Fe içeriği dikkat çekmiş, Fe içeren mineral fazlarının manyetit gibi H2SO4 ortamında çözünmeyen bir yapıya kavuşturulması ve Fe çözünmesinin minimum seviyede tutulması amaçlanmıştır. Bu kapsamda ilk olarak, 700-850oC arasında farklı sıcaklık ve sürelerde doğrudan kavurma deneyleri gerçekleştirilmiş ve H2SO4 ortamındaki çözünme verimleri irdelenmiştir. Ancak bu yöntemde yüksek H2SO4 tüketimi ve sıcaklık gereksinimi sebebiyle, alternatif proseslere yönelme ihtiyacı doğmuştur. Doğrudan kavurmanın ardından Cu ve Zn'nin seçimli bir şekilde sülfat formuna geçirilerek suda çözünebilir hale gelmesi amacıyla 500-700oC arasındaki farklı sıcaklık ve sürelerde sülfatlayıcı kavurma deneyleri gerçekleştirilmiş ve H2SO4 çözünme verimleri irdelenmiştir. 500-600oC sıcaklık aralığında ortalama %80 Cu ve Zn çözünme verimleri elde edilmiş, sıcaklık ve süre değişimlerinin çözünme üzerinde anlamlı fark yaratmadığı gözlenmiştir. Fe çözünme verimi açısından ise en düşük çözünmenin 700 °C sıcaklıkta gerçekleştiği tespit edilmiştir. Ardından uygulanacak proseslerdeki liç kinetiği göz önünde bulundurulduğunda Fe çözünme veriminin en düşük olduğu uygulama tercih edilmiştir. Sülfatlayıcı kavurma sonrasında, literatürle uyumlu olarak, yapılacak alkali sülfat eklemesinin Cu ve Zn çözünme verimlerini artırması amacıyla farklı oranlardaki Na2SO4 eklentisi varlığında 700oC sıcaklık ve 1 saat süre ile sülfatlayıcı kavurma deneyleri gerçekleştirilmiş, optimum eklenti varlığında farklı süre ve katı-sıvı oranlarında çözünme verimleri irdelenmiştir. %5 Na2SO4 eklentisi ile Cu ve Zn çözünme verimlerinin %8 artış görülmüş, 30 dakikayı aşan liç sürelerinde ve 1/10'i aşan katı-sıvı oranlarında çözünme verimlerinde ciddi bir düşüş gözlenmiştir. %5 Na2SO4 eklentisi, 700oC sıcaklık ve 1 saat süre ile sülfatlayıcı kavurma ardından 10 g/L H2SO4 konsantrasyonu, oda sıcaklığı, 30 dakika çözündürme süresi ve 1/10 katı-sıvı oranında liç işlemi sonrası elde edilen yüklü çözeltideki Cu ve safsızlık yaratan diğer metallerin (Cd, Bi, Sb, vb.) katı forma geçerek ayrılması amacıyla Zn ile sementasyon işlemi gerçekleştirilmiştir. İlk 10 dakika içerisinde oldukça hızlı bir sementasyon verimi gerçekleştiği görülmüştür. 10 dakika sonucunda %87,5 olan Cu sementasyon verimi, 30 dakika sonucunda %94'e ulaşmıştır. Sement ürünün %76,4 Cu, %8,3 Zn ve %0,53 Fe içerdiği tespit edilmiştir. Bakırca zengin çözeltiden bakırın kazanılması amaçlanarak, Zn sementasyonu ile elde edilen sement ürün üzerinde 50 g/L H2O2 ve 100 g/L H2SO4 ile liç işlemi uygulanmış ve ardından çözeltiye demir hurdası eklenerek sementasyonla daha zengin bir bakır sementi elde edilmiştir. Bakır sementlerinin kimyasal analiz sonuçlarına göre %91,2 Cu, %0,01 Zn ve %2,02 Fe içeriği tespit edilmiştir. Zn sementasyonunda elde edilen yüklü çözeltiden ZnSO4 elde etmek amacıyla, kontrollü bir şekilde buharlaştırılması sağlanmış olup, %94 saflıkta ZnSO4.7H2O üretilmiştir. Sülfatlayıcı kavurma ve seyreltik H2SO4 liçi sonrası elde edilen liç kekine, içerisinde bulunan altın ve gümüşün kazanımı amacıyla, 4 g/L NaCN konsantrasyonu, 1/3 katı-sıvı oranı ve 24 saat süre ile NaCN liçi uygulanmıştır. %64,4 Au çözünme verimi elde edilmiş, %6,9 gibi düşük Ag çözünme verimi gözlemlenmiştir. Çözünmeyen altının kararlı demir yapıları içerisinde hapsolduğu veya Au ve Ag tane serbestleşmesinin sağlanamamış olduğu düşünülmektedir. Ag açısından ise, Ag tanelerinin %1 Pb içerikli mineral kristal kafesi içerisinde bulunduğu yorumu yapılmaktadır.
  • Öge
    Kullanım ömrünü tamamlamış NMC ve LCO tipi lityum iyon bataryalarındaki toplayıcı elektrot ve polimerlerin flotasyon yöntemi ile geri kazanımının araştırılması
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-06-19) Mennik, Fulya ; Burat, Fırat ; 505221102 ; Cevher Hazırlama Mühendisliği
    Günümüzde elektrikli araçlar ve taşınabilir elektronik cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte, lityum iyon bataryaların (LiB) kullanımı hızla artmaktadır. Bu durum, kullanım ömrünü tamamlamış bataryaların miktarının da paralel olarak artmasına yol açmaktadır. LiB'lerin geri dönüştürülmesi, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik kaynakların korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle bataryalarda bulunan bakır (Cu), alüminyum (Al), lityum (Li), kobalt (Co), nikel (Ni) ve manhan (Mn) gibi yüksek değerliliğe sahip metallerin geri kazanımı, atık yönetimi kadar stratejik hammadde politikaları açısından da kritik önem arz etmektedir. Bu tez çalışmasında, kullanım ömrünü tamamlamış NMC (LiNiMnCoO2) ve LCO (LiCoO2) tipi karışık LiB'lerin bileşenlerinden plastiklerin ve toplayıcı akım elektrotların (Cu ve Al) flotasyon yöntemi ile geri kazanımında etkin faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında ilk olarak, deşarj edilmiş LiB'lere boyut küçültme ve sınıflandırma işlemleri uygulanmıştır. En uygun fraksiyonun belirlenmesine yönelik olarak iki farklı boyut grubu üzerinde çalışmalar gerçekleştirilmiştir: −4+0,2 mm ve −2+0,212 mm. Yapılan ön deneyler sonucunda, −2+0,212 mm boyut grubu bakır konsantresinin içeriği ve verimi bakımından en uygun fraksiyon olarak ön plana çıkmaktadır. Bu boyut grubu kullanılarak flotasyon performansını etkileyen çeşitli işlem parametrelerini optimize etmek amacıyla toplayıcı tipi, ortam pH'ı, köpürtücü tipi, canlandırıcı kullanımı ve karıştırma hızı gibi değişkenler seçilmiştir. Toplayıcı olarak KAX, Aerophine 3418A, Aero-3739, Aero-3473, Aerofloat-242 ve Aerofloat-211 reaktiflerinin bakır flotasyonundaki etkisi incelenmiştir. Deneyler sonucunda en yüksek Cu içerik ve verim oranlarına, 1500 g/t Aero-3473, 300 g/t MIBC, 15 dakika kondisyon süresi ve 6 dakika flotasyon süresi kullanıldığında ulaşılmıştır. Bu koşullarda, %87,63 Cu içeriğine sahip bir bakır konsantresi %95,7 Cu verimi ile elde edilirken, %73,07 Al içeriğine sahip alüminyum konsantresi %90,7 Al kazanma verimi ile üretilmiştir. Ortam pH'nın etkisinin inceendiği deneyler sonucunda, doğal pH'da (8,3) yapılan flotasyon deneylerinde, yüksek seçicilik ve kazanma oranlarına ulaşılmıştır. Köpürtücü tipi olarak çam yağı, Dowfroth-250, MIBC ve F-549 kullanılarak deneyler yapılmış olup, en etkili köpürtücünün MIBC olduğu belirlenmiştir. Canlandırıcı etkisini gözlemlemek amacıyla yapılan deneylerde, CuSO4 varlığında gerçekleştirilen flotasyon işlemlerinde anlamlı bir iyileşme gözlenmemiş, dolayısıyla canlandırıcı kullanımının gerekli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın son aşamasında, karıştırma hızının flotasyon verimine etkisi değerlendirilmiştir. 1200, 1500 ve 1800 dev/dk hızlarında yapılan deneysel çalışmalar sonucunda, 1500 dev/dk hızında en yüksek içerik ve verim değerleriyle Cu konsantresi üretilebileceği anlaşılmıştır. Tüm bu veriler, iri boyuttaki atık batarya malzemeleri için flotasyon yönteminin yüksek seçicilikle uygulanabilir olduğunu ve değerli metallerin verimli bir şekilde zenginleştirilebileceğini göstermektedir. Flotasyon işleminden sonra, batan ürüne manyetik ayırma ve elektrostatik ayırma yöntemleri uygulanmıştır. Flotasyondan elde edilen batan ürün kasa metallerinin ayrılması için manyetik ayırma işlemlerine tabi tutulmuştur. Yüksek alan şiddetli REMS tipi kuru manyetik ayırıcı ve diskli kuru manyetik ayırıcı kullanılarak yapılan manyetik ayırma deneyleri sonucunda, Al metalinin manyetik olmamasına rağmen, yüzeylerinde kalan katot aktif maddeler nedeniyle önemli bir bölümünün manyetik ve araürüne geçtiği gözlemlenmiştir. Cu tanecikleri ise, üzerindeki grafitin daha kolay sıyrılması nedeniyle ve grafitin de manyetik özelliğe sahip olmaması nedeniyle çoğunlukla manyetik olmayan üründe toplanmıştır. Polimerler ise yüksek oranda manyetik olmayan fraksiyonda toplanmış, diskli ayırıcı ile daha seçici olarak ayrılmıştır. Son aşamada ise elektrostatik ayırma yöntemi ile yalıtkan özellikteki polimer taneciklerini iletken özellikteki Cu ve Al taneciklerinden ayrıştırılması hedeflenmiş ve flotasyon kademesinde yüzemeyip batan üründe kalan polimerler başarıyla uzaklaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, flotasyon, manyetik ve elektrostatik ayırmanın birlikte kullanıldığı entegre bir fiziksel yöntem kombinasyonunun, iletken metallerin ve aktif elektrot malzemelerinin yüksek saflıkta ve en az kimyasal kullanımı ile geri kazanımında etkili bir yaklaşım sunduğunu ortaya koymuştur.
  • Öge
    Pirit ve arsenopirit mineralleri içerisinde bulunan refrakter formdaki altının zenginleştirme yöntemlerinin araştırılması ve uygulamaları
    (İTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-06-20) Köle, Alperen ; Kangal, Murat Olgaç ; 505221101 ; Cevher Hazırlama Mühendisliği
    Altın, doğada serbest halde bulunabildiği gibi çeşitli sülfürlü ve arsenikli minerallerin kristal kafes yapıları içerisinde mikroskobik veya atomik ölçekte de yer alabilmektedir. Bu nedenle altının mineralojik bağlılık durumu, zenginleştirme sürecinde uygulanacak yöntemlerin seçiminde belirleyici bir rol oynamaktadır. Özellikle altının refrakter olduğu durumlarda, klasik siyanür liçi yöntemleri ekonomik olarak verimli sonuçlar vermemektedir. Günümüzde en yaygın kullanılan altın zenginleştirme yöntemi olan siyanürizasyon (liç) yöntemi, yalnızca serbest ve yüzeyi açıkta bulunan altın taneciklerinde etkili olabilmektedir. Pirit ve arsenopirit mineralleri içerisinde ince taneli veya ince dağılmış şekilde bulunan refrakter altın, liç yöntemi ile doğrudan çözülememektedir. Altını çevreleyen sülfürlü yapı nedeniyle altının yüzeyini siyanür çözeltisine karşı geçirimsiz hale getirerek çözünmesini engellemektedir. Refrakter altın cevherlerinin değerlendirilmesinde, öncelikli olarak uygun ön zenginleştirme tekniklerinin uygulanması gerekmektedir. Bu noktada flotasyon yöntemi, sülfürlü minerallerin yoğunluk ve yüzey özelliklerinden faydalanılarak zenginleştirilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Flotasyon sonucunda elde edilen sülfürlü konsantre, doğrudan siyanürleme işlemine tabi tutulmadan önce çeşitli oksidasyon yöntemleriyle (basınçlı oksidasyon – POX, biyooksidasyon – BIOX, kavurma) işlenerek altının çözünür hale getirilmesi sağlanmaktadır. Bu işlemler sayesinde minerallerin yapısındaki sülfür ve arsenik oksitlenerek mineraller siyanür liçine uygun hale gelmektedir. Alternatif olarak bu tür konsantreler, pirometalurjik yöntemler kullanılarak yani izabe prosesiyle yüksek sıcaklıklarda ergitilerek de işlenebilmektedir. Endüstriyel altın üretim tesislerinde, özellikle düşük tenörlü cevherlerin işlendiği durumlarda, zaman zaman yüksek altın içeriğine sahip ancak refrakter nitelikte olan piritli ve arsenopiritli cevherlerle karşılaşılabilmektedir. Bu durumda mevcut tesis tasarımı yalnızca klasik liç işlemlerine uygun olduğundan, altın geri kazanımında ciddi kayıplar yaşanabilmektedir. Bu tür cevherlerin işlenebilmesi ve içerdikleri altının ekonomik olarak kazanılabilmesi için proses akım şemasında revizyonlar yapılması, örneğin flotasyon ve oksidasyon birimlerinin entegre edilmesi büyük önem taşımaktadır. Kırgızistan Tereksay Bölgesi'ne ait Prevanly cevherinin değerlendirilmesi için yapılan bu tez çalışması kapsamında, 2,99 ppm altın içeren numuneler detaylı kimyasal ve mineralojik analizlere tabi tutulmuştur. Cevher mikroskobu ve taramalı elektron mikroskobu ile yapılan mineralojik incelemeler sonucunda, altının yüzey vermediği, sülfit mineralleri içerisinde kapanım halde bulunduğu tespit edilmiştir. Sülfürlü minerallere ek olarak gang mineralleri ağırlıklı olarak kuvars, muskovit ve dolomit mineral yapılarından oluşmaktadır. Bottle-roll testleri ile en fazla %25 altın kazanma verimine ulaşılan numuneler flotasyona tabi tutulmuştur. Flotasyon testleri sonrasında %90 altın kazanma verimlerine ulaşılmıştır. Test sonuçlarının temsiliyetini arttırmak amacıyla kapalı devre deneyleri yapılmıştır. Kapalı devre deneylerinde, gang minerallerinin devredeki yükü arttırarak tenör-verim değerlerini düşürdüğü tespit edilmiştir. Gang minerallerini sistemden uzaklaştırmak amacıyla Knelson konsantratör kullanılmıştır. Yapılan kapalı devre deneyleri sonucunda 57,21 ppm altın içerikli konsantre %76,48 altın kazanma verimi ile elde edilmiştir. Flotasyon testlerine ek olarak yapılan kavurma ve ardından liç deneylerinde %75-80 altın kazanma verimlerine ulaşılmıştır.
  • Öge
    Espiye kızılkaya bölgesi kompleks sülfürlü bakır-çinko cevherinin flotasyonunda çinkonun bastırılması
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-12-27) Koyuncu, Emre ; Bulut, Gülay ; 505231103 ; Cevher Hazırlama Mühendisliği
    Kompleks cevherlerde bakır flotasyonunda çinkonun bastırılması önemli bir problemdir. Bu problemle çok sık karşılaşılmaktadır. Bu çalışma, volkanik masif sülfürlü cevher olarak sınıflandırılan ve çinkonun sorun olduğu Espiye/Giresun Kızılkaya bölgesinden alınan bir örnek üzerinde gerçekleştirilmiştir. Kızılkaya çevresinde farklı cevher türleri bulunmaktadır. Yapılan çalışmada %2,93 Cu, %21,36 Fe, %3,49 Zn ve %25,08 S içerikli cevher kullanılmıştır. Zaman zaman bu yüksek çinko içerikli cevher tesise beslenmektedir ve flotasyonda sorunlara neden olmaktadır. İlk olarak, çinko mineralleri flotasyon devresinde bakır minerallerinden önce hızla yüzmektedir, bu da konsantredeki bakır tenörünü sınırlamakta ve verimi de düşürmektedir. Tesis üretim ekibi, bu durumu konsantreye gelen miktarı artırarak bakır verimini yükseltmeye çalışmaktadır, ancak bu çözüm yüksek konsantre kütlesi ve artan taşıma maliyetlerine neden olmaktadır. Ayrıca, bu çözüm konsantredeki yüksek çinko içeriğini çözmemektedir. Yüksek çinko içeriği, eritme işleminde fırınların iç yüzeyini kaplaması nedeniyle istenmeyen bir durumdur. Bu çalışmada, cevherin farklı tane boyutu, pH, kolektörler ve bastırıcılar gibi farklı parametrelerin bakır konsantresi ile gelen çinko üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Ayrıca havalandırma, kaba konsantrenin yeniden öğütülmesi, canlandırıcı iyonların giderilmesi gibi araştırmalar da tez kapsamında incelenmiştir. İlk olarak, cevherin özelliklerini belirlemek amacıyla numune d95: 60 mikron tane boyutunda mineralojik analize gönderilmiştir. Bu tane boyutunda kalkopiritin %33,48 serbest ve %32 kilitli, sfaleritin %46,8 serbest ve %18,78 kilitli tane olduğu ve cevherin çinko içeriği kaynağının sfalerit (ZnS) olduğu belirlenmiş ve flotasyon testlerine başlanmıştır. Tesisin akış şeması çalışma akış şeması olarak uygulanmıştır. Denenen parametrelerin çinko veriminin düşürülmesinde herhangi bir etkisi olmamıştır. Öğütme sonrası pülpten alınan su örnekleri element analizine verilmiş ve gelen element analiz sonuçları, pülpte yüksek miktarda çözünmüş bakır ve çinko iyonları olduğunu göstermiştir. Su içindeki bakır iyonlarının sfaleriti aktive ettiği anlaşılmaktadır. En iyi sonuçlar, d80: 12 mikron olan temizleme flotasyonu içeren deneylerde elde edilmiştir ve %9,34 Cu, %12,2 Zn tenöründe %88,1 Cu, %94,9 Zn verimi elde edilmiştir. Bu deneyde sfaleritin bakır konsantresi içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
  • Öge
    Soma termik santral taban külünden nadir toprak elementlerinin (NTE) kazanımı
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Ulucan, Tülin ; Burat, Fırat ; 505191107 ; Cevher Hazırlama Mühendisliği Programı
    Bu tez kapsamında, Manisa/Soma bölgesinde faaliyetlerini yürüten Konya Şeker San. ve Tic. A.Ş.'ye ait Soma Termik Santrali'nden temin edilen taban külü numunesinden nadir toprak elementlerinin kazanımına yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu kapsamda fiziksel ve kimyasal zenginleştirme yöntemleri kullanılmıştır. Fiziksel zenginleştirme yöntemi olarak özgül ağırlık farkına göre ayırma işleminin yapıldığı jig, sarsıntılı masa ve santrifüjlü cihazlar (MGS, Knelson) kullanılmıştır. Kimyasal zenginleştirme deneyleri kapsamında alkali liç ve asit liçi deneyleri yapılmıştır. Elek analizi deney sonuçlarına göre taban külü numunesinin d80 boyutu 0,98 mm olarak bulunmuştur. Fiziksel zenginleştirme deneyleri kapsamında ilk aşamada belirli miktarda taban külü numunesi 1 mm ve 0,3 mm'lik elekler kullanılarak sınıflandırılmıştır. +1 mm boyutundaki malzeme ile jig, -1+0,3 mm boyut grubundaki malzeme ile sarsıntılı masa, -0,3 mm'deki malzeme ile santrifüj tipi ayırıcılar (MGS, Knelson) kullanılılarak zenginleştirme deneyleri yapılmıştır. Ayrıca, zenginleştirme işlemlerinde boyutun etkisini araştırmak amacıyla 0,106 mm ve 0,038 mm altına öğütülen numuneler santrifüj ayırıcılara beslenmiştir. Fiziksel zenginleştirme deneyleri tamamlandıktan sonra taban külü numunesine kimyasal zenginleştirme yöntemlerinden alkali liç ve asit liçi uygulanmıştır. Alkali liç deneylerinde sıcaklık 90°C, süre 4 saat, sıvı:katı oranı 8:1, karıştırma hızı 800 dev./dak. ve 5 mol/L NaOH olarak seçilmiştir. Asit liçi deneylerinde %37 saflıktaki HCl ile 3 mol/L, 4 mol/L ve 5 mol/L asit konsantrasyonlarında çözündürme deneyleri yapılmış olup, sıcaklık 90°C, liç süresi 3 saat, sıvı:katı oranı 10:1ve karıştırma hızı 400 dev./dak. olarak seçilmiştir. En iri boyut grubunda (+1 mm) jig kullanılarak yapılan zenginleştirme deneyi sonu-cunda ΣNTE içeriği 154 g/t olan hafif bir ürün elde edilmiştir. -1+0,3 mm boyutunda yapılan sarsıntılı masa deneyi sonucunda ΣNTE içeriği 130 g/t olan bir ağır üretilirken hafif üründeki ΣNTE içeriği ise 136 g/t olarak bulunmuştur. Bu sonuçlara göre iri boyutta yapılan klasik gravite yöntemleri ile sınırlı bir başarı elde edileceği anlaşılmıştır. -0,3 mm'de yapılan MGS deney sonucunda, ΣNTE içeriği 187 g/t olan bir ağır ürün %34,7 kazanma verimi ile elde edilmiştir. -0,106 mm boyutunda yapılan MGS deney sonucunda ise ΣNTE içeriği 168 g/t olan bir ağır ürün %34,8 kazanma verimi üretilmiştir. Daha yüksek yerçekimi kuvvetlerine ulaşan Knelson ayırıcısı ile -0,3 mm'de yapılan deney sonucunda, ağırlıkça %36,6 oranında bir ağır ürün 187 g/t ΣNTE içeriği ve %41,0 kazanma verimi ile elde edilmiştir. -0,106 mm boyutunda gerçekleştirilen Knelson deney sonucuna göre ağırlıkça %7,0 oranında bir ağır ürün 204 g/t ΣNTE içeriği ve %10,1 kazanma verimi ile üretilmiştir. -0,038 mm boyutunda yapılan deney sonucunda ΣNTE içeriği 158 g/t olan bir ağır ürün %6,3 kazanma verimi ile elde edilmiştir. Sonuç olarak, özgül ağırlık farkına göre yapılan ayırma işlemlerinin bu malzemeden NTE eldesi için uygun olmadığı belirlenmiştir. Silisli yapıda kapanım halinde olarak bulunan NTE'lerin asit liçindeki çözünürlüğünü arttırmak için ilk aşamada alkali liç deneyi yapılmış, daha sonra filtre keki alınarak asit liçine tabi tutulmuştur. 3 mol/L, 4 mol/L ve 5 mol/L HCl kullanılarak yapılan asit liçi sonucunda tuvenan malzeme için ΣNTE çözündürme verimi sırasıyla %77,2, %83,2 ve %82,7 olarak bulunmuştur. -0,3 mm boyutundaki malzeme ile yapılan asit çözündürme işlemi sonucunda ΣNTE çözündürme verimleri sırasıyla %84,0, %80,3 ve %85,3 olarak tespit edilmiştir. -0,106 mm boyutundaki malzemenin ΣNTE çözündürme verimleri ise sırasıyla %84,7, %87,0 ve %87,2'dir. Sonuç olarak, en yüksek ΣNTE çözündürme verimine -0,106 mm boyutunda 5 mol/L HCl kullanılarak ulaşılmıştır. En uygun asit liçi koşulları sıcaklık 90 °C, süre 3 saat, sıvı:katı oranı 10:1 ve karıştırma hızı 400 dev./dak. olarak belirlenmiştir.