LEE- Sanat Tarihi-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Son Başvurular
1 - 3 / 3
-
Öge2000 Sonrası Türkiye Takı Sanatında İnanç Sembolizmi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022)Her medeniyette hatta medeniyet öncesi toplumlarda karşımıza çıkan takı, taşıdığı derin anlamlar sebebiyle toplumdan topluma, kültürden kültüre, nesilden nesle mesaj ileten ifade araçlarından birisi olmuştur. Ayrıca tarih boyunca tüm sanat akımlarının değişimi ve gelişimini takı sanatının tarihini inceleyerek çözümlemek mümkündür. Bu yönüyle takı tarihsel değişimlere ışık tutan kültürel bir öğedir. Takı insanlığın yaşadığı kültürel, sosyolojik, dini, siyasi, psikolojik değişiklikleri bazen net, bazen de içerdiği simgelerle çözümlenmesi zor ve karmaşık olarak yansıtan sanat eseridir. Takıya bakış açısı, teması, işlevi ve işlenmesi alanındaki köklü değişimler 18- 19. yüzyılda başlayıp Endüstri Çağı'nın da etkisiyle 20. yüzyılda artarak devam etmiştir. 20. yüzyılda yaşanan büyük savaşlar, yıkımlar, hayal kırıklıkları ve travmalar sonucu insanoğlu hayata ve sanata karşı eskiye oranla bambaşka bir bakış açısı geliştirmiştir. Bu durum 21. yüzyılın getirdiği sosyo-kültürel etkilerle daha farklı bir boyuta ulaşmıştır. Takı ise 20. yüzyıl ve özellikle 21. yüzyılda sosyo-kültürel farklılıkların ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle bu zamana kadar alışılagelmiş şekilde tariflenen niteliklerinin ötesine geçerek büyük bir değişime uğramıştır. Ayrıca farklı disiplinlerden takıya merak salan kişiler kendi vizyonlarını katarak kendi bakış açılarıyla ürettikleri tasarımlarla, kavramsal ve biçimsel açıdan takıya farklı bir soluk getirmişlerdir. Yarattıkları takıları birer kavrama, hikâye anlatıcısına, mimari objeye, heykele, arkeolojik bulguya, sanat eserine hatta modern koruma kalkanlarına dönüştürmüşlerdir. 21. yüzyılda Türkiye takı sanatçılarının Anadolu öz kültüründen beslenerek kendi ideolojilerine ve felsefelerine göre yarattıkları takılarda inanç kavramlarına yer verme hatta gündelik hayata dahil etme eğilimlerinin yükselişe geçtiği söylenebilir. Bu doğrultuda inanç kavramlarına yönelik halkın talebinin de yükselişe geçtiğini söylemek doğru olacaktır. Bu çalışmada 2000 sonrası Türkiye takı sanatında inanç sembolizmi öğelerini incelerken, bu öğelerin artışa geçmesine zemin hazırlayan faktörler araştırılmıştır. 21. yüzyılın getirdiği sosyo-kültürel değişimlere ek olarak 2000 sonrası iktidar söylemlerindeki dini ve milli değerler vurgusunun Türkiye takı sanatını etkilemiş olduğunu söylemek mümkündür. Tez kapsamında bu etkinin hem tasarımcılar hem de takı tüketicisi açısından izdüşümlerini değerlendirebilmek adına takılarında inanç sembolizmi temasını işleyen tasarımcılarla röportajlar yapılarak inanç sembolizmi temalı takılarından seçkiler incelenmiştir. Ayrıca hem tasarımcılara hem takı tüketicilerine yönelik 2 adet anonim anket çalışması yapılmıştır. Röportajlar ve anketler kaynaklar kısmında yer almaktadır. Röportajlar ve anket incelemelerine dayanarak takı tasarımcılarının inanç sembolizmine karşı bakış açılarının, eserlerinde inanç sembolizmine sıklıkla yer vermelerinin sebeplerinin, halkın inanç sembolizmi konusundaki düşüncelerinin ve inanç sembolizmine duyulan ilginin sebeplerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Sonuç olarak 2000 sonrası Türkiye takı sanatında inanç sembolizmi öğelerindeki artışın sosyo-kültürel sebepleri hem tasarımcılar hem de halkın ilgisi açısından değerlendirilerek yorumlanmaya çalışılmıştır.
-
ÖgeFrom past to virtual realities: An art historical look into virtual reality as an art medium(Graduate School, 2024-06-12)In an era where virtual reality technologies have reached various sectors, an abundance of academic research has been done on the technological, ontological and psychological aspects of the new technologies due to their novelty and mass appeal. Notwithstanding the fact that their immense presence has notably extended into the realm of contemporary art production as an art medium, the connection between the usage of virtual reality technologies and the broader spectrum of art history is still waiting to be explored. In order to complete this art historical exploration, this study offers an established framework categorizing the artistic properties of VR artworks. These artistic properties are: spatial manipulation, dynamism & movement, conceptualization, interactivity and multisensoriality. Then, by employing literature review, document and discourse analysis as methods, the corresponding art historical movements are systematically listed and aligned underneath these properties. Before delving into this detailed exploration though, this descriptive study first elucidates the definition and context of VR art in this study's terms. Since this study often refers to VR as a novel medium, first the origin of the term medium is introduced through the theories of Clement Greenberg's medium-specificity and Rosalind Krauss' post medium condition. Due to the fact that VR's role as an art platform of virtually displaying artworks is quite popular, a differentiation between VR's role as a medium versus a platform in the contemporary art landscape is also discussed in this section. Following this differentiation, this study's definition of VR art gets revealed. The scope of this study is specifically limited to VR artworks that utilize head-mounted displays due to their accessibility, popularity and novelty. Therefore, other immersive technologies that are utilized in art production such as CAVE and 360-degree video are excluded. This foundational discussion sets the stage for a brief historical overview of VR technologies. This section first talks about the early ancestors of VR technologies. VR's first application in the military as flight simulators and their adoption by NASA is therefore discussed. Thanks to the popularity of VR technologies in the gaming community with the rise of virtual gaming, the new technology has been eventually adapted by the artists of the late 1980s. Another section of this work is thus dedicated to the first artistic explorations of VR in significant establishments such as Banff Centre for Arts and Creativity and groundbreaking artworks such as Osmose (1995) by Char Davies. This historical exploration too is necessary for it reveals the evolution of the VR technologies from once a military equipment into their current status as an artistic medium. The main part of this study is titled Shifts Towards VR Art In Art History. In this context, shifts can be defined as any art movement, renowned artwork, or technique that has fundamentally transformed the way art is created in subsequent generations. These significant shifts mentioned in this study therefore eventually led to the inclusion of VR as an art medium. This study categorizes these shifts under the categories of spatial manipulation, dynamism & movement, conceptualization, interactivity and multisensoriality. The framework consisting of these headings aims at chronologically listing and describing significant shifts in art history in the context of VR art. For instance, panoramas, which astonished 19th-century audiences with their illusionary properties and immersiveness, reflect attributes found in VR art. Therefore, in the framework of this study, panoramas should be listed under the spatial manipulation category. By tracing such historical shifts, this study provides a comprehensive understanding of the evolution of art forms that have paved the way for the emergence of VR art. Through identifying the usage of virtual reality as a medium via its past counterparts in art history, this research can possibly contribute to contemporary art historiography which cumulatively evolves from past art movements and techniques. The findings and motives behind this research reveal the evolution of diverse art mediums throughout history, broaden the public's understanding of what contemporary art is and provide valuable insights for scholars, artists, and audiences exploring the dynamic relationship between VR and artistic expression. Through this study, not only a better understanding of contemporary art but a better understanding of the relationship between art, technology and society can be ensured.
-
ÖgePre-Raphaelite Kardeşliği sanat hareketinde Lilith imgesinin dönüşümü(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022)Kökenleri M.Ö. 2000'li yıllara dayanan, Antik Mezopotamya'da Ana Tanrıça kültü ile ilişkili bir figür olarak tarih sahnesinde kendini gösterdiği düşünülen Lilith, tanrıça kültlerinin önemini yitirerek gücünü ataerkil geleneklere bırakmasıyla birlikte uzun ömürlü olacak ve ona kötü şöhretini verecek bir değişime maruz kalmıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde Lilith'in imgesinde bir kırılma yaşanmaya başlamış ve bu "yeniden-dönüşüm" özellikle Viktorya Dönemi İngiltere'sinin sanat sahnesinde kendini göster-miştir. Bu çalışma, 19. yüzyılın ilk yarısında İngiltere'sinde, aslen üç Kraliyet Akade-misi sanatçısının, dönemin sanat anlayışına karşılık geliştirdikleri ortak görüşler sonucu kurduğu Pre- Raphaelite Kardeşliği (Pre- Raphaelite Brotherhood) adlı sanat hareketin-de Lilith figürünün ele alınışı ve imgesinin feminist bir karakter olma yolunda geçirdiği dönüşümün ilk izlerini göstermeyi amaçlamaktadır. Lilith'in hem anlamsal hem imgesel olarak geçirdiği dönüşümün daha iyi bir şekilde anlaşılması için, ilk bölümde hem etimolojik kökeninin izi sürülmeye çalışılmış hem de Mezopotamya'da görüldüğü tarihten başlayarak, çoğu yerde anılacağı formunu tam olarak kazandığı Yahudi kültürü ve itikadındaki yerine kadar nasıl ele alındığı incelen-miştir. Lilith'in yüklendiği olumsuz anlamlar hem kendisinin hem de imgesinin iblisleş-tirilmesi ilk olarak 19. yüzyıl İngiltere'sinin sanat dünyasında sarsıntıya uğramıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde öncelikle, Viktorya Dönemi'nin tarihi sahnesinin geçir-diği değişim ve dönüşümlere değinildikten sonra dönemin sanat dünyasının mevcut durumu ve burada meydana gelen değişiklikler incelenmiştir. Ardından Viktorya Dö-nemi sanat görüşünün mihenk taşını oluşturan Kraliyet Akademi'sinin görüşlerini artık yetersiz ve geçersiz bulan bir grup akademi öğrencisinin kurduğu Pre-Raphaelite Kar-deşliği sanat hareketinin nasıl kurulduğu, neyi amaçladıkları ve neleri değiştirdikleri sunulmuştur. Son olarak, Viktorya Dönemi kadın anlayışıyla kendilerinin kadınlara bakış açıları birlikte incelenerek, kadın figürleri nasıl ele aldıkları değerlendirilmiştir. Lilith'in Pre-Raphaelite sanat hareketinde ele alınması, kardeşliğin dağılmasıyla akımın "İkinci Dalga Pre-Raphaelitizm" olarak anılmaya başladığı döneme denk gelmektedir. Kardeşliğin kurucu üç sanatçısı arasında ressamlığının yanında şair yönüyle bilinen Dante Gabriel Rossetti'nin, kardeşlik dağıldıktan sonra 1860-1870'lerde ürettiği şiir-lerde ve Lady Lilith adlı resimde kendini göstermiştir. Edebi eserlerden ve dini metin-lerden etkilenen Rossetti'nin Lilith'i ele alışı çalışmanın son bölümünde sunulmuştur. Bununla birlikte Lilith'in geçtiği ve Rossetti'nin etkilendiği edebi metinler incelenmiş, Lady Lilith'in oluşumunda etkili olan sanat eserleriyle birlikte incelenmesi ortaya ko-nulmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte Rossetti'nin Lilith temalı çalışmalarından ve dönemin kadın hareketlerinin yaratmaya başladığı düşüncelerden etkilenen sanatçılar-dan biri olan John Collier'in yanı sıra, George Macdonald ve Robert Browning gibi yazarların ve şairlerin bu temada oluşturdukları eserler incelenerek Lilith'in geçirmeye başladığı anlamsal ve imgesel dönüşümün ele alınmaya çalışılmıştır.