FBE- İnşaat Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 440
  • Öge
    A3 düzensizliği bulunan bir binanın farklı dilatasyon yöntemleriyle modellenmesi
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Kaşıkçı, Emin Gazi ; Özkul Aksu , Tülay ; 806835 ; İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
    Yer kabuğunda ortaya çıkan enerjinin sismik dalgalar ile yeryüzünde oluşturduğu sarsıntılara deprem denir. Depremler tüm canlıların yaşamını olumsuz etkileyebilmektedir. Depremler önüne geçilemeyen bir doğa olayı olmasına karşın deprem sonucu oluşan can ve mal kaybı en aza indirilebilmektedir. Depremler sonucu oluşan yıkıcı etkinin temel sebebi binalardır. Bu yüzden deprem sonucu oluşan etkileri azaltmanın ilk adımı inşa edilecek olan yapıların tasarımının uygunluğudur. Bina tasarlarken karşılaşılabilecek birtakım düzensizlik durumları mevcuttur. Bu düzensizlik durumları dikkate alınarak tasarım yapılması gerekmektedir. Bu tezde A3 türü düzensizliği bulunan bir binanın farklı dilatasyon yöntemleri ile tasarımı ve bu yöntemler arasındaki farklılıklar incelenmektedir. Bu tez çalışması altı bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde tez hakkında kısaca bilgilendirmeler yapılmakta ve tezin amacıyla kapsamına değinilmektedir. Giriş kısmı tezin ilk bölümünü oluşturmaktadır. İkinci bölümde bu tezde kullanılan dilatasyon yöntemlerinden bahsedilmektedir. Bu yöntemler: Çift kolon yöntemi, guseli kiriş yöntemi, konsol kiriş yöntemi ve gerber kirişi yöntemidir. Bu yöntemler hakkında bilgilere yer verilmiş ve uygulamada nasıl kullanıldıklarına değinilmektedir. Üçüncü bölümde Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY-2018)'de yer alan bina tasarım esaslarına, deprem hesaplamalarına, düzensizlik durumlarına ve tasarımda dikkat edilmesi gereken kontrollere yer verilmektedir. Dördüncü bölümde teze konu olan tüm yapılar için genel bilgilere yer verilmektedir. Genel bilgilerin içinde yapıda kullanılan malzemeler, yapıya etkiyen yükler, kolon boyutları, kiriş boyutları ve yapıya etkiyen deprem etkisi hesabı yer almaktadır. Bunlara ek olarak TBDY-2018'e göre A3 türü düzensizliği bulunan yapı (Temel bina) tasarımına yer verilmektedir. Çift kolon yöntemiyle oluşan bina (Çift kolon binası), guseli kiriş yöntemiyle oluşan bina (Guseli kiriş binası), konsol kiriş yöntemiyle oluşan bina (Konsol kiriş binası) ve gerber kirişi yöntemiyle oluşan bina (Gerber kirişi binası) hakkında bilgiler bu bölümde yer almaktadır. Beşinci bölümde modelleme yapılan beş bina için analiz sonuçlarına yer verilmektedir. Bu bölümde temel bina, guseli kiriş binası, gerber kirişi binası, çift kolon A1 binası, çift kolon A2 binası, konsol kiriş A1 binası ve konsol kiriş A2 binası karşılaştırılmaktadır. Çift kolon ve konsol kiriş binaları birbirinden bağımsız yapılardan meydana geldiği için ayrı ayrı isimlendirilmiş ve karşılaştırmalara ayrı ayrı dahil edilmiştir. İlk olarak binaların periyotları sütun grafikler ullanılarak karşılaştırılmıştır. Periyot değerlerine paralel olarak hareket eden toplam kat ötelemeleri ve göreli kat ötelemeleri çizgi grafiklerle karşılaştırılmıştır. A1 burulma düzensizlikleri, B2 komşu katlar arası rijitlik düzensizlikleri, ikinci mertebe etkileri sütun grafiklerle karşılaştırılmıştır. Binaların düzensizlik bulunan kısımlarında yer alan kolonlarda oluşan iç kuvvetler incelenmiştir. Bu karşılaştırmalarda binaların en alt katta bulunan kolonları baz alınmıştır. çünkü en fazla yük bu kolonlara gelmektedir. Bu kolonlara etkiyen eksenel kuvvetler, kesme kuvvetleri, eğilme momentleri ve burulma momentleri karşılaştırılmıştır. Tüm binaların taban kesme kuvvetleri verilmiş ve bu binaların düzensizlik bulunan kısımlarında yer alan birince kat döşemelerinde meydana gelen düzlem içi eksenel kuvvetler karşılaştırılmıştır.
  • Öge
    Türkiye inşaat sektöründe malzeme üreticilerinin BIM'i benimsemesi sürecinin incelenmesi
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Karakoç, Kerim Kaan ; Pehlivan Ergen, Esin ; 759605 ; İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
    Dünya çapında tüm sektörlerde dijitalleşme yaşanırken inşaat sektörü ve özellikle inşaat malzemesi üreticileri bu akıma diğer sektörler kadar katılmamıştır. İnşaat sektöründe dijitalleşmenin anahtarlarından olan BIM (Yapı Bilgi Modellemesi) yaklaşımının benimsenmesinde malzeme üreticileri diğer paydaşlarla karşılaştırıldığında daha geride kalmıştır. Türkiye'deki inşaat malzemesi üreticileri, Türk ekonomisinde ihracata katkı sağlayan ana paydaşlardandır ve yurtdışı pazarlarında BIM'in benimsenmesindeki artışla birlikte, Türkiye'deki üreticilerden de hem yurt dışından hem de yurt içinden BIM içerikleri talep edilmeye başlanmıştır. Bu üreticilerin BIM'i benimsemesi ve müşterilerine BIM nesneleri sağlamaları ile yurt dışı pazarlarda daha iyi rekabet etmeleri, dijitalleşmenin etkisi ile iç süreçlerindeki verimsizlikleri gidermeleri ve Türk ekonomisine katkı sağlamaları beklenmektedir. Ancak birçok üretici firma bu süreci nasıl yürütebileceği konusunda bilgi sahibi değildir. Bu tez çalışmasının amacı, malzeme üreticilerinin BIM'i benimseme sürecinde BIM içeriklerinin geliştirilmesinde ve sunulmasında karşılaştıkları sorunlar ile genel eğilimlerin tespit edilmesi ve buna dayanarak BIM'in benimsenme sürecinde üretici firmalara rehberlik edebilecek öneriler geliştirmektir. Bu doğrultuda öncelikle sektördeki üreticilerin ve diğer paydaşların BIM konusundaki eğilimleri ile BIM kullanımının sektördeki durumunun ve karşılaşılan engellerin belirlenebilmesi için bir anket çalışması yapılmıştır. Anket formları Türkiye İMSAD üzerinden sektördeki meslek örgütleri üzerinden sektör paydaşlarına dağıtıldı ve 137 geçerli yanıt formu toplanmıştır. Ankette sektör paydaşlarının BIM'e neden yatırım yaptığı ya da yapmadığı, BIM'i benimseme sürecinde karşılaşılan engellerden ne kadar etkilendikleri ve BIM'e dair beklentileri gibi konularda sorular sorulmuştur Ayrıca, malzeme üreticilere BIM nesnelerini hazırlama sürecinde karşılaştıkları sorunlar ve aldıkları kararla ilgili sorular yöneltilmiştir. Bu şekilde üreticilerin süreçte zorlandıkları konular ve süreçlerde geliştirdikleri yaklaşımlar belirlenmiştir. Ardından, üretici firmaların BIM'i benimsemesi ve BIM nesnesi geliştirmesi süreçlerinde danışmanlık veren bir BIM danışmanlık firması ile vaka çalışması yapılmıştır. Vaka çalışması kapsamında 1) danışman firmasının uzmanları ve yöneticileri ile yarı kurgulu mülakatlar yapılmıştır ve 2) birlikte çalıştıkları üreticilerin BIM'i benimseme süreçlerini açıklayabilecek belgeler toplanmıştır.
  • Öge
    Betonarme çerçeve sistemlerin kolonlarında bindirmeli boyuna donatı ek yerinin davranışa etkisinin belirlenmesine yönelik deneysel bir çalışma
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Safarli, Murad ; Yüksel, Ercan ; 636932 ; İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
    Yapı mühendisliğinde yapıların özağırlık, haraketli yükler, deprem etkileri gibi farklı tesirler altında yapı elemanlarını oluşturan malzemelerin fiziksel özelliklerinden yaranlanılarak en ekonomik ve yeterli dayanımda tasarımının yapılması amaçlanır. Son zamanlarda teknolojik gelişmelerin ışığıyla daha önceki dönemlerde hesabı zor olan deprem kuvvetlerinin yapı üzerindeki etkilerinin sonuçlarını daha gerçeğe yakın verebilen hesap yöntemleri geliştirile bilmiştir. Bu gelişmeler sonucunda farklı yapısal parametrelerin yapı sistemlerinin deprem performansına etkisi araştırma konuları arasına girmiştir. Bu çalışma kapsamında literatürde eksikliği bulunan "kolon bindirmeli boyuna donatı ek yerinin betonarme yapı sistemlerinin performansına etkisi" konusu kolonlarından birinin boyuna donatıların bindirmeli ek yerinin kolon alt, diğerinin orta 1/3-lük bölgesinde yapıldığı 1:1 ölçekli betonarme çerçeve üzerinde YDMLab-da yöndeğiştiren çevrimsel yüklemeler altında deneye tabi tutulmuş ve akademik alanda kullanılan iki farklı (DC2B ve VecTor5) sayısal analiz programlarıyla modellenerek hesabı yapılmıştır. Tez 4 bölümden ibaret olmaktadır. Tezin birinci bölümünde giriş ve amaç altbaşlıkları verildikten sonra yapılmış olan literatür araştırmasının konuyla yakından ilişkili olduğu düşünülen makaleler hakkında özet bir bilgi verilmiştir. İkinci bölümde deney numunesinin elemanlarının kesit bilgileri, çerçeve çizimleri, deney üretim aşamaları, malzeme deneyleri ve sonuçları, deneyde kullanılan ölçüm aletleri hakkında bilgi verildikten sonra deneyde kullanılmış olan yöndeğiştiren yerdeğiştirme çevrimlerinin protokolünün çıkartılması anlatılmış ve deney verisinin işlenerek sonuçları sunulmuştur. Üçüncü bölümde DC2B ve VecTor5 programları hakkında bilgi, modelleme teknikleri, kesit analizlerinin nasıl yapıldığı ve ilgili simulasyon sonuçlarının deney verilerinden elde edilen sonuçlarla karşılaştırılması yapılmıştır. Dördüncü bölümde ise sonuçlar kısaca özetlenmektedir. Daha önce yapılmış olan araştırmalarda araştırmacıların deneylerde kullandıkları numuneler konsol kolonlar ve ya kiriş elemanlar olmuştur ki bu tür izostatik numuneler tek eğrilikli olarak çalışır. Bu çalışmanın önemli farklılıklarından bir tanesi 1:1 ölçekli betonarme çerçeve numunesi kullanarak bindirmeli donatı eklerinin çift eğrilikli çalışan kolonlarda davranışının öğrenilebilmesidir.
  • Öge
    Analysis of piled raft foundations
    (Institute of Science and Technology, 1998) Gök, Sebahat ; Toğrol, Ergün ; 75352 ; Civil Engineering
    Bir temelin en önemli fonksiyonu üstyapıdan gelen yükleri temel zemininin taşıyabileceği gerilmeleri aşmadan alttaki zemin tabakasına aktarmaktır. Temeller göçmeye karşı yeterli güvenlik sayıları kullanılarak (taşıma gücü şartı) ve kabul edilebilir oturmaları karşılayabilecek (oturma şartı) şekilde boyutlandırılmalıdır. Bir yapıyı güvenle taşıyabilmek için gerekli olan yeterli taşıma kapasitesi ve kabul edilebilir oturma şartlarım sağlayan zemin tabakası eğer fazla derinde bulunmuyor ise, yüzeysel temel uygun olacak ilk seçimdir. Bu sebeble birçok yapı, temel derinliği az olan radye temeller üzerinde yer almaktadır. Radye temeller, tekil kolonlardan gelen yapı yükünü, göçmeye karşı yeterli güvenlik sayısı ile, alttaki zemin tabakalarına mümkün olduğunca geniş bir alana yayarak dağıtırlar. Taşıma kapasitesi sorunlarının yaşanabileceği ağır yapılar dışında, genellikle toplam veya farklı oturma şartı, temellerin planlanmasını kontrol eden en önemli faktördür. Radye temeller bazı durumlarda taşıma kapasitesi şartını sağlamasına rağmen, meydana gelecek oturma değerleri kabul edilebilir sınırlar içinde olmayabilir. Oturmalar, radye taban alanını genişleterek veya radyeyi daha derinlere taşıyarak azaltılabilir. Ancak bu çözümler, birincisi gerekli temel alanını büyüteceği, ikincisi ise çok miktarda kazı gerektireceği için çevre şartlan ve ekonomik açıdan uygun olmayabilir. Bu durumlarda yapı yüklerini daha alttaki sağlam tabakalara taşımak kaçınılmaz olur, ve kazıklı temellerin kullanılması gerekir. Fakat taşıma gücünün yeterli olduğu sadece oturmaların azaltılması gereken durumlarda, kazıkların radyenin altında oturmayı azaltıcı eleman olarak kullanıldığı kazıklı radye temelleri kullanmak daha ekonomiktir. Klasik hesap yöntemlerinde, kazıklı temellerin hesabı, gelen yükün tamamım kazıkların taşıdığı varsayımına göre yapılmaktadır. Ama gerçekte bir kazıklı radye temelde, yük zemine doğrudan temas eden radye ile kazıklar arasında bölüşülür ve zemine kısmen radye ve kısmen de kazıklar tarafından aktarılır. Radye tarafından aktarılan yük temelin boyutlandırılmasında gözönüne alınacak olursa ekonomik açıdan önemli ölçüde tasarruf edilebilir. Bu nedenle, kazıklı radyelerin boyutlandırılmasında kullanılan bugünkü metotlarda, kazık-radye-zemin arasındaki etkileşime bağlı olan yük dağılımı büyük bir önem taşımaktadır. "Oturmaları azaltıcı eleman" terimi kazıklar için Burland ve diğerleri (1977) tarafından kullanılmıştır. Oturmaları istenilen, kabul edilebilir değerlere indirmek için gerekli olan kazık sayısı, kazıklı radye temellerde klasik yöntemlerle hesaplanan kazıklı temellerdekine göre çok daha azdır. Buna bağlı olarak kullanılan kazık aralığı daha geniş olduğundan, bu sistemlerde grup etkisi daha az gözlenmektedir. XV1I1 Cooke (1986) çeşitli boyutlardaki radyeler, serbest kazık grupları ve kazıklı radye temeller üstünde yaptığı deneyler sonucunda radye altında kullanılacak kazık sayısının belirlenmesinde kullanılacak en uygun yöntemin, kazık sayısını direkt olarak oturma miktarında istenen azalmaya bağlı olarak belirlemek olduğunu belirtmiştir. Ancak eklenecek kazıklar belirli bir noktaya kadar oturma miktarında bir azalmaya sebeb olurken, kazık-zemin blok davranışının oluşabileceği kazık aralığına yaklaştıkça, eklenen yeni kazıkların oturmaya etkisi gittikçe azalmaktadır. Blok hareketin başladığı andan itibaren ise daha yakın aralıkta kazık eklemenin artık oturmayı azaltıcı bir etkisi olmamaktadır. Kazıkların, radye altında "oturmaları azaltıcı eleman" olarak kullanılmalarının sağladığı daha ekonomik ve daha verimli bir temel boyutlandırmasında en önemli amaç kabul edilebilir oturma miktarını elde etmeyi sağlayacak (1) minimum kazık sayısını, (2) en uygun kazık yerleşimini, (3) optimum radye kalınlığını ve kazık boyutlarını belirlemektir. Bu amaçla kazıkların direkt olarak elde edilmek istenen oturma miktarındaki azalmaya bağlı olarak hesaplanması uygun olacaktır. Bu sayede kazıklar için yapılan harcamalarda ve genel olarak temel tasarımında önemli ölçüde ekonomi sağlanacağı açıktır. Kazıkların radye ile beraber kullanıldığı kazıklı radye sistemlerin hesabında en önemli nokta, uygulanan yükün zemine nasıl aktarıldığı ve bazı faktörlerin (kazık sayısı, aralığı, boyu, rijitliği, temel şekli, zemin tabakalarının kalınlığı ve zemin özellikleri) bu davranış üzerindeki etkisinin ne olacağıdır. Bu nedenle, kazıklı radye sistemlerde, yapıdan gelen yükün taşıyıcı zemine, her bir temel elemanı (kazıklar ve radye) tarafından nasıl aktarıldığı, toplam ve farklı oturma miktarlarını etkileyen faktörlerin bilinmesi uygun bir boyutlandırma için büyük önem taşımaktadır. Kazık- radye-zemin sistemlerini, her üç elemanın da lineer elastik davranış gösterdiği kabulüne dayanarak inceleyen analiz yöntemleri bulunmasına rağmen, bu metodların kazıklar ve radye arasındaki yük dağılımını belirlemede yeterli olmadığı görülmektedir. Ayrıca bu sistemlerin davranışının daha detaylı anlaşılmasını sağlayacak arazi deneylerinin ve güvenilir ölçümlerin azlığı, kazıklı radye temellerin analizinde kullanılan yöntemlerin değerlendirilmesinde önemli bir eksiklik oluşturmaktadır. Kazıklı radye sistemlerin yük-oturma davranışı büyük önem taşımasını rağmen, arazi ve laboratuar deneyleri ile teorik çalışmalar çoğunlukla tekil kazıklar veya kazık başlığının zemine oturmadığı kazık grupları (serbest kazık grupları) üstünde yapılmaktadır. Ayrıca kullanılan ilk analizler, temel elemanları arasındaki etkileşimi de dikkate almamaktadır. Kazıklı radye sistemleri incelemek için daha sonra geliştirilen metodlar da ise, kazık- radye-zemin arasındaki etkileşim de gözönüne alınmakta başarılı bir ekonomik boyutlandırmanın ancak sistemin bu üç elemanı arasındaki ilişkinin dikkate alınması ile elde edilebileceği belirtilmektedir. Üstelik üstyapının rijitliği, radyeye iletilen yükün ve momentlerin dağılımını etkileyeceğinden incelenecek sistemin üstyapı- kazıklar-radye-zemin olması gereklidir. Ancak bu karmaşık sistemlerde öncelikle incelenmesi gereken konu temel ve zeminin birbirleri üzerindeki etkileri olmalıdır. XIX Zemin-yapı etkileşiminin kazıklı radye temellerin davranışında önemli bir etkisinin olacağı açıktır. Bu etkileşim, sonraki çalışmalarda daha çok dikkate alınmıştır. Bu sistemler, araştırmacılar için ilginç bir problem olarak görüldüğünden, günümüzde temel mühendisliğinde yapılan çalışmalar içinde geniş bir yer tutmaktadır. Kazıklı radye temeller konusunda geniş incelemeler yayınlanmıştır (Brown ve diğerleri, 1975; Hooper, 1979; Cooke, 1986; Poulos, 1991a, 1994b; Randolph, 1994; Poulos ve diğerleri, 1997). Teorik çalışmaların sayısının fazlalığına rağmen, bu konuda yapılmış model deneyleri oldukça yetersiz kalmıştır ve literatürde bu tür çalışmaların sayısı oldukça azdır. Bu çalışmalar arasında, Whitaker (1961), Ghosh (1975), Abdrabbo (1976), Wiesner ve Brown (1980), Horikoshi (1995) sayılabilir. Poulos (1991a, 1994a, 1994b) kazıklı radye temellerin analizinde kullanılan metodları incelemiş ve aşağıda belirtildiği gibi 6 grupta toplamıştır : (1) elastik ortamdaki kazık grubu ve radyenin incelenmesinde kullanılan teorik çalışmaları içeren, bilgisayar kullanımı gerektirmeyen yaklaşık hesap yöntemleri, (2) zemine oturan plak veya şeritlerin incelendiği metodların kullanılarak, kazıkların yaylar yardımıyla tanımlandığı geliştirilmiş çalışmalar, (3) radye ve kazıkların ayrı ayrı ele alınarak, elastisite teorisi yardımıyla aralarındaki etkileşimin gözönüne alındığı sınırlı elemanlar yöntemi, (4) zemin içinde kazıkların ve radyenin tek bir blok gibi kabul edildiği sonlu elemanlar yöntemi, (5) radyenin plak, kazıkların ise yaylarla tanımlandığı sonlu elemanlar yöntemi, (6) 3 boyutlu lineer sonlu elemanlar yöntemi. Kazıklı radye temellerin davranışını etkileyen faktörler ise aşağıdaki gibi dört ana grupta toplanabilir (Poulos, 1991a) : (1) radye özellikleri (rölatif rijitlik, şekil, ve boyutlar), (2) kazık özellikleri (sayı, uzunluk, çap, yerleşim, rijitlik), (3) uygulanan yükün özellikleri (tekil, düzgün yayılı), (4) zemin özellikleri (zemin profili, rijitlik, taşıma gücü). Poulos (1991a)'a göre kazıklı radye temellerin kullanımın en uygun olduğu durumlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir : : (1) sert killerin yeraldığı zemin profili, (2) sıkı kumların yeraldığı zemin profili, XX (3) kazıkların yer aldığı temel derinliğinde, yumuşak veya gevşek tabakaların bulunmadığı zemin profili. Bu sistemlerin kullanılmasının uygun olmayacağı durumlar ise : (1) zemin yüzüne yakın yumuşak kil tabakasının bulunduğu zemin profili, (2) zemin yüzüne yakın gevşek kumların bulunduğu zemin profili, (3) dış etkiler dolayısıyla konsolidasyon veya şişme oluşabilecek zemin tabakalarının bulunduğu zemin profili. İlk iki durumda, radye temel tek başına yeterli taşıma kapasitesine sahip olmayabilir. Sonuncu durumda ise zeminde oluşacak hareketlerden dolayı kazıklarda önemli ölçüde yük artışları meydan gelebilmektedir. Kazıklı radye temellerin analizinde, dış etkilerden dolayı oluşabilecek zemin hareketlerinden (şişme, büzülme, konsolidasyon gibi) dolayı sistemin davranışında görülebilecek değişiklikler, kullanılan analiz yöntemlerinde çok az dikkate alınmıştır ya da hemen hemen hiç dikkate alınmamıştır. Halbuki kazıklar ve radye arasındaki yük dağılımı, ve oturmalar bu zemin hareketlerinden büyük ölçüde etkilenmektedir. Poulos (1993X şişme veya büzülme sebebi ile zeminin yaptığı hareketlerin sebeb olduğu efektif gerilmedeki veya emme başmandaki değişikliklerin kazıklar-radye- zemin etkileşimi üzerinde meydana getirdiği etkiyi sınırlı elemanlar metodunu kullanarak incelemiş ve ulaştığı sonuçları aşağıdaki şekilde özetlemiştir : (1) konsolidasyona maruz kalan zeminlerde, negatif çevre sürtünmesinden dolayı kazıklarda basınç gerilmesi artışı meydana gelir ve radyenin ağırlığı da kazıklar tarafından taşınmaya başlar. (2) şişen zeminlerde ise, zeminin hareketinden ve radye altında oluşan gerilmelerden dolayı kazıklarda çekme gerilmesinde artış meydana gelir. Her iki durumda da, kazıklı radye temelde oluşacak hareket serbest kazık grubuna göre daha fazla olmaktadır. Bu sebeble, dış etkilerden dolayı düşey zemin hareketlerinin oluşabileceği durumlarda kazıklı radye sistemlerin kullanılmasından kaçınılması daha uygun bir çözümdür. Kazıklı radye temellerin boyutlandırılmasında kullanılacak metodların aşağıdaki şartlan içermesi gerekmektedir (Poulos ve diğerleri, 1997) : (1) kazık-radye-zemin etkileşiminin uygun bir şekilde dikkate alınması, (2) kazık sayısının, yerinin ve karakteristik özelliklerinin değişimi, (3) gerçekçi zemin profillerinin kullanılması, (4) kazıklar ve radye arasındaki yük dağılımının hesaplanması, XXI (5) kazıklarda (basınç ve çekme) taşıma kapasitesinin kullanılmasına ve temelin lineer olmayan yükleme-deformasyon davranışının oluşmasına imkan verilmesi, (6) tüm temel sisteminin toplam ve farklı oturma miktarlarının hesaplanması, (7) radyenin betonarme hesabı için eğilme momentlerinin ve kesme kuvvetlerinin hesaplanması, (8) metodun uygulamacılar tarafında farklı bir eğitim ve çaba gerektirmeden, mevcut bilgileri ile rahatça kullanılabilmesi. Kazıklı radye temellerin, radye temellerin taşıma kapasitesinin yeterli olduğu ancak kabul edilebilir oturma değerlerini aştığı durumlarda, klasik metodlarla hesaplanan kazıklı temellere alternatif olarak daha ekonomik ve uygun bir çözüm olduğu görülmektedir. Kazık sayısında ve radye boyutlarında büyük ölçüde ekonomi sağlamaktadır. Bu yüzden toplam veya farklı oturmaların azaltılmak istendiği durumlarda kazıklı radye sistemler geniş bir uygulama alanı bulmaktadır. Bu çalışma, literatürdeki kazıklı radye temellerin analizinde kullanılan mevcut yöntemleri yeniden değerlendirmeyi amaçladığı kadar fotoelastik laboratuvar deneyleri yardımıyla radye-kazık-zemin arasındaki etkileşimini, kazıklar ve radye arasındaki yük dağılımını ve oturma davranışım araştırmayı amaçlamaktadır. Test programı, farklı izafi rij itlikteki kazık ve radyelerden oluşan sistemlerin bir grup laboratuvar deneylerini içermektedir. Laboratuar deneyleri, Deneysel Mekanik Laboratuvarı'nda gerçekleştirilmiştir. Fotoelastik deneylerden elde edilen sonuçlar, bilgisayar analiz programı ile karşılaştırılmıştır. Fotoelastik deneylerde, iki ayrı sistem incelenmiştir. Her iki sistemde, 100x10x20 mm boyutlarında bir radyeden ve d=100 mm çapında, uzunlukları değişken olarak kullanılmış olan iki adet kazıktan meydana gelmiştir. Yükleme kazık merkezlerinden tekil yük olarak yapılmıştır. İlk grup deneyde, kazıklar radyeye rijit bir şekilde bağlanmışlardır. İkinci grup deneyde ise, kazıklar ve radye iki ayrı sistem gibi düşünülmüş ve birbirlerine herhangi bir şekilde bağlanmamıştır. Buradaki amaç ilk sistemde gözlenmiş olan radyeden kazıklara moment aktarılmasının önlenmesidir. Deney sistemleri fırında yüklenerek, oda şartlarında yükleme için gerekli olandan daha düşük yük değerleri kullanılması sağlanmıştır. Deneyler göstermektedir ki, kazıklı radye sistemlerde her elemanın (radye ve kazıklar) taşıma gücüne etkisi ayrı ayrı gözönüne alınmalıdır çünkü bu tür sistemlerde, yük hem zemin-radye hem de zemin-kazak arasında oluşan gerilmeler tarafından alttaki zemin tabakalarına aktarılmaktadır. Kazıklı radye temellerin davranışı, serbest kazık gruplarına göre artan taşıma gücü ve radyeye göre azalan oturma miktarı açısından incelenmelidir. Günümüzde, mevcut yöntemler kazıklı radye sistemlerin davranışını incelemede uygun sonuçlar veriyor olsa da, hala bu temellerin davranışının detaylı olarak elde edilebilmesi için daha çok teorik ve deneysel çalışmaya ihtiyaç olduğu kesindir.
  • Öge
    Lagünlerde tatlı su-tuzlu su girişim yüzeyi özelliklerinin belirlenmesi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Fer, İlker ; Kapdaşlı, Sedat ; 66738 ; İnşaat Mühendisliği
    Bu tezin konusunu, lagünlerin yeraltı suyu akımlarında, tatlı-tuzlu su girişim yüzeyi özellikleri ve bu girişim yüzeyinin farklı koşullardaki davranışı oluşturmaktadır. Lagünler denize dar bir giriş ağzı ile bağlanabildiği gibi, tamamen denize kapalı da olabilirler. Bu çalışmada, denizle irtibatı bulunmayan tamamen tecrit edilmiş bir lagün göz önüne alınmış olup mevcut kıyı akiferinde akıntının lagün ağzından dışarı ve denizden lagüne doğru olması durumu için, iki farklı hidrodinamik yapıya göre girişim yüzeyinin özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Her iki durumu da ifade eden matematik ilişkiler elde edilmiş ve laboratuvar koşullarında sürdürülen bir dizi deney sonucunda, sonuçlar karşılaştırılmıştır. Ayrıca, Köyceğiz Lagünü ve Dalyan sulak alanında yapılan yerel çalışmalar deneysel çalışmalara ışık tutmuştur. Deneysel çalışmalarda, Hele-Shaw viskoz akım analojisi kullanılmış olup, izotropik, homojen ve serbest yüzeyli bir kıyı akiferindeki kararlı akım incelenmiştir. Belirgin bir girişim yüzeyi kabul edilmiş olup (dispersiyon dikkate alınmamış), Dupuit- Forcheimer yaklaşımından faydalanılmıştır. Beş alt bölüm halinde sunulan bu çalışmanın birinci bölümünde çalışmanın amacı ve kapsamı, konu ile ilgili daha önce yapılmış çalışmalar ve temel denklemler verilmiştir. İkinci bölümde ise, kıyı akiferlerinde iki sıvının hidroliğine dair bazı yaklaşımlar ve sınır koşulları sunulmuş ve girişim yüzeyinin diferansiyel denklemi elde edilmiştir. Üçüncü bölümde, girişim yüzeyinin özelliklerini belirleyen matematik ifadeler türetilmiş olup, önce lagün ağzından denize doğru daha sonra denizden lagüne doğru akım olması durumu olmak üzere konu iki başlık altında ele alınmıştır. Dördüncü bölümde, yapılan yersel çalışmalar ve seçilen pilot bölge hakkında bilgi verilmiştir. Beşinci bölümde, deney düzeneği ve yapılan deneysel çalışmalar anlatılmış ve daha önce yapılmış çalışmalarla kıyaslanmıştır. Altıncı bölümde elde edilen sonuçlar özetlenmiş ve öneriler sunulmuştur.