Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "Abstract sculpture" ile Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeEndüstri Devriminin 1950 Sonrası Türk Heykel Sanatına Yansıması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003) Özaktaş, Melis ; Ödekan, Ayla ; 137201 ; Sanat Tarihi ; Art HistorySanatla toplumun sosyal ve ekonomik yapısı arasında sıkı bir ilişki vardır. Sanat yapıtı, tarih boyunca yaratıldığı ortamda meydana gelen değişimlere hep yeni bir biçim diliyle karşılık vermiştir. 18. yüzyılda İngiltere'de başlayan Endüstri Devrimi, 20. yüzyılda yeni enerji kaynaklarının devreye girmesi ve bilgisayarlardaki gelişmelerle bugünkü durumuna ulaşmıştır. Kendi içinde hem teknolojik hem sosyo ekonomik ve kültürel boyutlar taşımaktadır. 20. yüzyıl her alanda olduğu gibi sanatta da devrimler çağıdır. Kartelleri, sendikaları ile kapitalist düzen gelişmiş ve sanat da bu düzenin gerçekleri içinde şekillenmiştir. 20. yüzyılın sanat anlayışı da Endüstri Devrimi'yle oluşan yeni yaşam biçimi ve bundan kaynaklanan koşullara bağlı olarak gelişmiştir. Plastik sanatlarda geleneğin yerini yeni arayışlar almıştır. Artık en gelişmiş düzeyine ulaşmış olan figüre dayalı anlayış sorgulanmaya başlanmış böylece yeni akımlar ortaya çıkmıştır. 1910'larda ortaya çıkan ve bir dönüm noktası olan Kübizm, farklı dönemlerde var olan biçemleri de içine alarak yenilenen soyut sanat dönemini başlatmıştır. Soyut sanat, yapıtın ardındaki kavramın sanatçının teknik becerisinin önüne geçtiği, nesneler yerine görüşlerin ortaya konulduğu kavramsal sanat anlayışını da içine alarak bugünkü şekline ulaşmıştır. Heykel; konu, gereç, yöntem ve biçem açısından büyük bir çeşitlilik kazanmıştır. Türk Heykel Sanatı başlangıcında Batı'nın etkisi altında gelişmiştir. Batılılaşma döneminden başlayarak ülkemizde Batı sanatının teknikleri uygulanmıştır. 1950'li yıllardan itibaren Batı'daki sanat ve düşünce akımları daha hızlı bir tempoda izlenebilmiş ve bu yansımanın etkilerinin daha açık görülebihne olanağı ortaya çıkmıştır. Ülkemizde heykel sanatına ilgi 19. yüzyılda Batılılaşma döneminde naturalist anlayışla başlamıştır. 1882'de Sanayi-i Nefise Mektebi'nin açılmasıyla heykel resmen öğrenim konusu olmuştur. Cumhuriyetin kurulmasından sonra Batılılaşma süreci daha da hız kazanmıştır. Heykel sanatının yaygınlaştırılması ve halka benimsetilmesi amacıyla Atatürk heykelleri kentin meydanlarına dikilmiştir. Bu uygulamada ilk etapta yabancı heykeltraşlardan yararlanılmıştır. Rudolf Belling'e de Türk hey keltraşl arını yetiştirme görevi verilmiştir. Belling bu süre içinde figüre dayalı bir eğitim anlayışı üzerine kurulmuş bir sistem uygulamıştır. 19. yüzyılın ortalarından beri sanayileşme özleminin var olduğu Türkiye'de koşulların değişmesi ve toplumsal sınıfların yerli yerine oturması 1950'lere kadar sürmüştür. vı 1950'li yıllardan sonra yurtdışına özellikle de Paris'e giden heykeltraşlar dikkatlerini modern sanat yapıtları üzerinde yoğunlaştırmışlardır. Zühtü Müritoğlu ve Hadi Bara'nin Akademi'nin Heykel Bölümü'nde atölye hocası olarak göreve başlamasıyla birlikte soyut eğilimlere kayan değişim süreci başlamıştır. Türk Heykel Sanatı, 1950'lerden günümüze varan süreçte toplumsal, ekonomik ve kültürel değişimlere paralel olarak şekillenen soyut anlayışı, Batı'daki çağdaşlarıyla koşut gelişen farklı yaklaşımları da içine alarak çeşitlenen geniş bir uygulama alam içinde yapıtlarını vermektedir.