FBE- Mimarlık Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "16th century" ile FBE- Mimarlık Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeMimar Sinan'ın Kırma Çatılı Cami Ve Mescitleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-01-19) Şeker, Fırat ; Ağır, Aygül ; 10061672 ; Mimarlık ; ArchitectureBu çalışmada Erken Modern Dönem İslam coğrafyasında önemli bir yere sahip olan ve 16. yüzyıl boyunca Osmanlı başmimarı olarak görev yapmış Mimar Sinan’ın başkent İstanbul ve imparatorluk kentlerinde kırma çatılı olarak tasarladığı cami ve mescitler değerlendirilmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde, İslamiyetin getirdiği tipolojiler olan cami ve mescit yapılarının Anadolu topraklarındaki kısa geçmişine değinilmiş; Selçuklu ve Beylikler döneminde inşa edilmiş bu tipteki yapılara yönelik kısa bir katolog sunulmuştur. Bu kapsamda, kırma çatılı cami ve mescitlerin anıtsal yapılara nazaran daha basit yapı malzemeleri kullanılarak inşa edildikleri görülür. Yapılar kare ya da kareye yakın bir harim ile ahşap elemanlarla desteklenen son cemaat direkliğinden oluşur. Sebebi yangın ve deprem başta olmak üzere ortadan kalkan bu yapılardan geriye kalan örneklerin sayısı oldukça azdır. Var olanlar ise iyi korunamadığı için özgün kimliklerinden uzaklaşmış, bu durum yapıları değerlendirmeyi güçleştirmiştir. Birinci bölümün amacı, ikinci bölümde sunulan Mimar Sinan’ın kırma çatılı cami ve mescitlerini aynı tipte öncülü olan uygulamalarla karşılaştırmalı olarak değerlendirebilmektir. İkinci bölümde, tezin asıl tartışma konusu olan Mimar Sinan tasarımı kırma çatılı cami ve mescitler bir yapı kataloğu halinde sunularak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda yapılar tipolojilerine göre iki ana grup altında ele alınıp, yapı tarihi esas alınarak sıralanmışlardır. Kırma çatılı Sinan camileri, İstanbul başta olmak üzere Kocaeli, Sakarya, Kastamonu gibi dönemin önemli kentlerinde inşa edilmiştir. Yapı banileri iki örnek dışında tamamı Hanedan üyeleri, vezirler ya da Saray ağalarından oluşur (vefat ettiğinde bu baniler çoğunlukla yaptırdıkları caminin avlusuna gömülmüşlerdir). Mihrap yönünde gelişen enlemesine dikdörtgen harimleriyle bu tipteki yapıların beden duvarları birkaç istisna dışında taş ve tuğla almaşık teknikle örülmüştür; minare konumları düzensizlik gösteren camilerin cümle kapıları istisnasız olarak mihrap aksı üzerinde yer alır. Hüsrev Çelebi Camisi, Kocamustafapaşa hariç, diğer tüm camilerin dekorasyon öğeleri ortadan kalkmıştır. Kırma çatısı kurşunla kaplanan bu camiler için içeriden tasarlanan ahşap kubbeleri, zengin bir harim atmosferi yaratmıştır. Anıtsal kubbeli camilere nazaran bu tipteki yapıların son cemaat yerleri ahşap direkliklerle geçiliyordu. Yapıya özgünlük kazandıran bu elemanlar sadece birkaç örnekte günümüze ulaşabilmiştir. Yapıların son cemaat direklikleri ortadan kalkmış, ahşap ya da beton malzeme kullanılarak bina ölçeği ile yarışan, genellikle iki katlı bir ön bölüm olarak yeniden inşa edilmiştir. Çoğu zaman imaret, sıbyan mektebi gibi kamusal yapılar ile birlikte inşa edilen bu camilerin ek yapıları arkasında iz bırakmadan ortadan kalkmıştır; mevcut olanlar ise harabe ya da oldukça kötü durumdadır. Haseki Hürrem Sultan Mescidi, Kudüs örneği dışında kırma çatılı Sinan mescitlerinin tamamı payitaht İstanbul’da inşa edilmiştir. Bu tip yapılar, aynı tipteki camilere nazaran daha basit yapı teknikleri ile inşa edilmiştir (taş ve tuğla almaşık, moloz taş). Mescit banileriçoğunlukla, cami banilerinin aksine padişaha vergi ödeyen statüdeki patronları kapsar. Bu tipteki yapılar kare ya da kareye yakın, enlemesine dikdörtgen bir harim ile ahşap son cemaat direkliğinden oluşur. Aynı tipteki camilerin aksine iç mekanda ahşap kubbe ve kurşunla kaplı kırma çatının varlığından bahsedemeyiz. Kiremit kaplı çatılarıyla bu yapılar genellikle İstanbul’un Yenibahçe semtinde toplanmıştır. Dönemin yönetici elit sınıfın yaşadığı bu semtte inşa edilen mescit yapıları yangın başta olmak üzere çok çeşitli sebeplerden ötürü ortadan kalkmıştır. Günümüze ulaşan örneklerinde ise beden duvarları ve minare kaidesi dışında Sinan izlerini aramak mümkün değildir. Bu çalışmanın başlıca amacı, 16. yüzyıl boyunca başmimar olarak İmparatorluk coğrafyasında önemli yapılar tasarlamış Mimar Sinan’ın kırma çatılı olarak inşa ettiği cami ve mescitleri bir arada, mimari, banilik ve kent topografyası bağlamında değerlendirmek olmuştur. Sinan mimarisi bağlamında göz ardı edilen, başmimara ait kırma çatılı tipteki bu yapıların ilk defa bir arada ele alınıyor olması sonrasında sorulması muhtemel tartışma konularının doğması ve araştırılmasına olanak sağlamayı hedeflemiştir.