LEE- Yapı İşletmesi-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "construction projects" ile LEE- Yapı İşletmesi-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDemiryolu projelerinde inşaata başlama bölgesinin belirlenmesi için çok kriterli karar verme yaklaşımı: Bir vaka analizi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-07-01) Acar, Serra ; Damcı, Atilla ; 501181113 ; Yapı İşletmesiİnşaat projelerinde proje yöneticilerinin rolü gelişen teknoloji, yeni dünya ve projelerin hedefleri doğrultusunda her geçen gün zorlaşmaktadır. Özellikle gelişen teknolojiye ve dünyaya ayak uydurmak farklı disiplinler ile entegre bir proje yönetim yaklaşımı sağlamaktadır. Her bir disiplinin tek bir proje altında yönetilmesi de ancak yapılan plana tüm tarafların uymasıyla sağlanır. Projelerin entegre yönetim anlayışıyla, süresinde, bütçesinde ve işverenin istediği kalitede tamamlanabilmesi de yetenekli proje yöneticileri ve doğru zamanda doğru karar almakla sağlanır. Planlama sürecini yöneten kişiler, elde ettiği bilgiler ve tecrübeler doğrultusunda ortaya çıkardıkları iş yapış modeli ile bir iş programı hazırlarlar. Planlama sürecinin tüm proje tarafından benimsenmesi ileride ortaya çıkması muhtemel risklerin, maliyet kayıplarının, organizasyon ve iletişimden kaynaklı hataların minimize edilmesi için önemlidir. İnşaat projelerinin yapısı gereğince karmaşık ve tekil olmasından dolayı zaman zaman ortaya beklenmeyen problemler çıkabilir. Bu öngörülmeyen problemler sonucunda da hazırlanan iş programı ile sahada yürütülen işler arasında uyumsuzluk olabilir. Bu gibi durumlarda hızlı karar alma, zaman kaybını ve dolayısıyla para kaybını önlemek demektir. Fakat karar verme süreçleri projelerin büyüklükleri, ekonomik şartlar ve teknolojik gelişmeler dolayısıyla git gide zorlaşmaktadır. Problemlere çözüm bulunurken karar verme modellerinden en uygununun seçilmesi gereklidir. Bu tez çalışması kapsamında planlama süreçlerini destekleyici, çok kriterli karar verme yöntemlerinin kullanıldığı bir model önerilmiştir. Bu modelin proje kapsamında yapılan iş programını destekleyici veya proje yöneticilerinin kararlarına yol gösterici bir model olması amaçlanmıştır. Önerilen bu model kapsamında bir ulaştırma ve güzergah projesi olan demiryolu projesi üzerinde örnek proje incelemesi yapılmıştır. Bu nedenle demiryolu projesi karakteristik özellikleri göz önünde bulundurularak ve uzmanlar ile yapılan görüşmeler sonucunda modele uygun kriterler belirlenmiştir. Kriterlerin ağırlıkları DEMATEL yöntemi kullanılarak hesaplanmış ve karar hiyerarşisi oluşturulmuştur. Ardından ise 3 farklı çok kriterli karar verme yöntemi (TOPSİS, COPRAS ve EDAS) kullanılarak alternatiflerin öncelik sıralaması yapılmış ve sonuçlar birbiri ile karşılaştırılmıştır. Yapılan literatür araştırmasında ayrı ayrı hem planlama süreçlerinde kullanılan çok kriterli karar alma yöntemleri hem de ulaştırma projelerinde bu yöntemlerin hangi süreçlerde kullanıldığı incelenmiştir. Fakat yapılan çalışmalarda ulaştırma projeleri planlama süreçlerinde inşaata başlamak için bölgesel öncelik sıralaması yapılan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu tez çalışmasının ileride yapılacak çalışmalara fikir vermesi hem de planlama süreçleri için girdi sağlaması amaçlanmıştır. Genel perspektiften çok kriterli karar verme yöntemleri ele alınmış ve önerilen model kapsamında kullanılan bu yöntemler açıklanmıştır. Ayrıca yöntemlerin detaylı çözüm adımları da tez kapsamında anlatılmıştır. Kullanılan tüm yöntemler genel olarak tanımlanmış ve uygulama süreçleri detaylı olarak açıklanmıştır. Son bölümde ise önerilen model içerisinde belirlenen ana ve alt kriterlerin hesaplanan ağırlıkları doğrultusunda, problem içerisindeki etkileri sunulmuştur. Önerilen model kapsamında belirlenen bazı kriterler proje tipine göre değişkenlik gösterebilir. Ayrıca ileride yapılacak çalışmalarda farklı kriterler modele eklenerek daha detaylı ve mevcut proje yönetimi araçlarını sadece destekleyici değil, alternatif oluşturabilecek bir karar verme modeli oluşturulabilir.
-
Ögeİnşaat projelerinde gecikme kaynaklı risk faktörlerinin analizi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-28) Yılmaz, Halil Burak ; Damcı, Atilla ; 501211110 ; Yapı İşletmesiİnşaat projelerindeki ana hedef, projeleri belirlenen süre içinde, tahsis edilen bütçe dahilinde ve istenen kalite seviyesinde tamamlamaktır. Ancak, inşaat projelerinin karmaşıklığı ve öngörülemezliği kaçınılmazdır. Bu nedenle, çoğu inşaat projesi genellikle planlanan tamamlanma süresini aşar. Gecikmeler, inşaat projelerinin başarısını olumsuz etkileyen büyük bir sorundur. İnşaat projelerindeki gecikmeler çoğu zaman zamana bağlı hak taleplerinin uzamasına, bütçe aşımlarına, proje paydaşları arasında anlaşmazlıklara ve sözleşmelerin terk edilmesi ve/veya feshedilmesine yol açmaktadır. İnşaat projesi gecikmelerine katkıda bulunan birçok risk faktörü vardır. Dolayısıyla, gecikmelerin olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmak veya azaltmak için ilk ve en önemli adım, gecikmelerle ilişkili riskleri belirlemektir. Risk yönetiminin ilk aşaması, proje hedeflerinin gerçekleştirilmesini potansiyel olarak etkileyebilecek olası riskleri sistematik olarak belirlemeyi içerir. Risk tanımlama, risklerin özelliklerini, kökenlerini ve olası sonuçlarını belirlemeye çalışır, böylece proje boyunca belirsizliklerin ve tehditlerin öngörülmesini kolaylaştırır. İlgili literatürde inşaat projelerindeki gecikmeleri araştıran birçok çalışma olmasına rağmen, gecikmelerle ilişkili riskleri özel olarak ele alan çalışmaların sayısı azdır. Bu tez, bu tür araştırmaların eksikliğine yanıt olarak yapılmıştır. Bu çalışmanın ana hedefleri, inşaat profesyonellerinin inşaat projesinin her aşamasında karşılaşabileceği gecikmelerle ilişkili riskleri sistematik olarak belirlemek ve değerlendirmektir. Bu hedeflere ulaşmak için çalışma şu adımları izlemiştir: • Gecikmelerle ilişkili risk faktörlerini belirlemek için kapsamlı bir literatür taraması yapmak, • Türk inşaat sektöründeki profesyonellere dağıtılmak üzere bir anket tasarlamak, • Toplanan veriler üzerinde güvenilirlik ve sıralama analizleri yaparak en önemli gecikme ile ilişkili risk faktörlerini belirlemek, • Analizden elde edilen sonuçları değerlendirmek ve tartışmak. Mevcut literatürün ayrıntılı bir şekilde incelenmesinin ardından, toplamda 38 gecikme ile ilişkili risk faktörü belirlenmiştir. Gecikmelerle ilişkili risklerin nasıl algılandığıyla ilgili veriler, Türk inşaat mühendisleri ve mimarlardan bir anket çalışması aracılığıyla toplanmıştır. Gecikme ile ilişkili risk faktörlerinin belirlenmesinin ardından, 79 sorudan oluşan bir anket geliştirilmiştir. Anket, üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, katılımcının eğitim durumu, mesleği ve inşaat sektöründeki deneyimi ile ilgili üç sorudan oluşmaktadır. İkinci bölüm, inşaat projesi gecikmeleriyle ilişkili her bir risk faktörünün karşılaşılma sıklığını değerlendirmek için 1'den 5'e kadar Likert ölçeği kullanılarak tasarlanmış 38 sorudan oluşmaktadır; burada "1" nadiren ve "5" her zaman anlamına gelmektedir. Üçüncü bölüm, gecikme ile ilişkili her bir risk faktörünün proje süresi üzerindeki olumsuz etkisinin derecesini değerlendirmek için 1'den 5'e kadar Likert ölçeği kullanılarak tasarlanmış 38 sorudan oluşmaktadır; burada "1" çok düşük ve "5" çok yüksek anlamına gelmektedir. Anket, Türk inşaat sektöründe çalışan 151 profesyonelin katılımıyla gerçekleştirilmiş, bu profesyoneller arasında inşaat mühendisleri ve mimarlar yer almıştır. Gönderilen 151 yanıtın toplamda 146'sı geçerli kabul edilmiştir. Bu oran yaklaşık olarak %97'ye eşdeğerdir. Anket katılımcılarının %89'unun (yani 130 kişi) inşaat mühendisiyken, %11'inin (yani 16 kişi) mimar olduğu görülmüştür. Anket, katılımcılarının %58'i (yani 84 kişi) lisans derecesine, %41'i (yani 60 kişi) yüksek lisans derecesine ve sadece %1'i (yani 2 kişi) doktora derecesine sahiptir. Ankete katılan inşaat profesyonellerinin %42'si (yani 61 kişi) 0-5 yıl arası deneyime, %23'ü (yani 33 kişi) 6-10 yıl arası deneyime, %16'sı (yani 24 kişi) 11-15 yıl arası deneyime, %10'u (yani 15 kişi) 16-20 yıl arası deneyime ve %9'u (yani 13 kişi) 20 yıldan fazla deneyime sahiptir. Anket yanıtlarının iç tutarlılığını değerlendirmek için IBM® Statistical Package for Social Sciences (SPSS®) kullanılarak Cronbach's Alpha değeri (α) hesaplanmıştır. Önem derecesi için Cronbach's Alpha değeri 0.937 olarak hesaplanmıştır. Teoride, Cronbach's Alpha değeri 0 ile 1 arasında değişir ve daha yüksek bir değer, anketin iç tutarlılığının daha yüksek olduğunu gösterir. Cronbach's Alpha için kabul edilebilir minimum değer 0.7'dir. Güvenilirlik analizinin sonuçlarına göre, ölçek içindeki risk faktörlerinin iç tutarlılığının (yani 0.937) mükemmel olduğu bulunmuştur. Kolmogorov-Smirnov testinin sonuçlarına göre, her risk faktörü için karşılaşılma sıklığı ve proje süresi üzerindeki olumsuz etkisinin düzeyi ile ilgili anket verilerinin anlamlılık seviyesi 0.001'den düşük olduğu için dağılımın normal olmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle, anket verilerine parametrik olmayan testler uygulanmıştır. Toplanan veriler sonrasında belirlenen riskler, sıklık indeksi, şiddet indeksi ve göreceli önem indeksi kullanılarak sıralanmış ve değerlendirilmiştir. Ayrıca, ankette elde edilen veriler Kruskal-Wallis H testi ve Mann Whitney U testi kullanılarak analiz edilmiştir. Göreceli önem endeksinin sonuçlarına göre, en önemli üç faktörün "F24 : Gerçekçi olmayan iş programı", "F14 : Karar alma süreçlerinin yavaşlığı", "F3 : Proje paydaşlarından gelen değişiklik talepleri" olduğu görülürken, en az önemli 3 faktör "F37 : Güvenliği tehdit eden durumlar (hırsızlık, vandalizm, savaş vb.)", "F7 : Aşırı katı işçi sağlığı ve iş güvenliği düzenlemeleri/çevresel etki değerlendirmesi", "F22 : Sendikal faaliyetler ve grevler" olarak tespit edilmiştir. Kruskal-Wallis H testinin sonuçlarına göre "F5 : İşverenin nakit akışı yönetimindeki başarısızlığı", "F6 : Yüklenicinin nakit akışı yönetimindeki başarısızlığı", "F12 : Olumsuz hava koşulları", "F14 : Karar alma süreçlerinin yavaşlığı", "F15 : İşveren ve üçüncü tarafların yersiz müdahalesi", "F17 : Malzeme tedarik zinciri yönetiminin başarısızlığı", "F23 : İşçiler arasında etkin olmayan iletişim ve koordinasyon (dil, sosyal ve kültürel farklılıklar)" ve "F24 : Gerçekçi olmayan iş programı" risk faktörlerinin önem derecesinin katılımcıların deneyimlerine göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Özetle bu tez, inşaat profesyonellerinin bir inşaat projesinin her aşamasında karşılaşabileceği gecikmelerle ilgili riskleri sistematik olarak tanımlamış ve değerlendirmiştir. Gecikmelerle ilgili risklerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi, inşaat uzmanlarına risk yönetimi konusunda proaktif bir yaklaşım sağlayarak projeler için potansiyel zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabilir. Sonuç olarak bu çalışma, gecikmelerle ilgili risklere ilişkin farkındalığın artırılması ve bu risklerin azaltılmasına yönelik etkili stratejilerin geliştirilmesine olanak sağlayarak inşaat sektörüne değerli bir katkı sağlamaktadır.