FBE- Jeoloji Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Konu "Açık maden ocakları" ile FBE- Jeoloji Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeGranitlerde mineraloji kaynaklı jeolojik sorunların araştırılması : Aksaray (İç Anadolu Bölgesi-Türkiye)(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016) Angı, Osman Serkan ; Çiftçi, Emin ; 439726 ; Jeoloji Mühendisliği ; Geological EngineeringGranit, dış etkenlere karşı dayanıklılığı, duraylılığı, estetik görünümü ile zengin renk ve doku çeşitliliğine sahip olmasından dolayı, plaka, fayans ve blok şeklinde iç ve dış mekânlarda kaplama, döşeme ve parke-bordür taşı olarak kullanımı en çok tercih edilen sert doğal taş türüdür. Türkiye'de üretilen blok taş granitler, genellikle tektonik ve petrolojik süreçlerin sonuçlarıyla ilgili olarak farklı mineralojik bileşimlerde oluşmuştur. Bunlar çoğunlukla, Kretase ve Paleojen (Oligosen) dönemindeki magmatik faaliyetlerin ürünleridir. Türkiye'de üretilen blok taş granit rezervleri başlıca; batı, orta ve kuzeydoğu Anadolu bölgelerinde yer almaktadır. Bu granit rezervleri, başta, magmatizma, tektonizma, ayrışma ve alterasyon etkisiyle meydana gelen paslanma, süreksizlikler (faylar, çatlaklar), anklav oluşukları (MMA, ksenolit, şiliren, otolit vd.), aplit damarları-daykları, pegmatit cepleri (yamaları), kseno-kristaller, miyarolitik boşluklar, mineral segregasyonları (ayrımlanmaları) ile renk ve dokusal değişiklikleri içeren jeolojik sorunlardan zarar görmektedirler. Bu jeolojik sorunların, boyutlandırılmış taş olarak kullanılan granitlerin kalitesi üzerinde beklenmedik olumsuz etkileri bulunmaktadır. Paslanma, ticari granitlerde karşılaşılan en yaygın sorunlardan biridir. Boyutlandırılmış taş yüzeylerindeki paslanmanın esas tipi, taşın bileşimde bulunan ve demir içeren mineral fazları olarak tanımlanabilmektedir. Bu mineral fazları başlıca; demir sülfürler (pirit, markazit ve pirotit gibi), demir karbonatlar (siderit gibi) ve demir-magnezyum içeren silikatlar (biyotit, hornblend ve garnet gibi)'dan oluşmaktadır. Granitlerdeki paslanma, bu minerallerin bileşiminde bulunan ferrüs demirin (Fe+2) ayrışma sonucunda serbest kalarak atmosferik koşullarda oksitlenmesi ve granit plaka ve fayans yüzeylerinde sarı-kahverengi renkli demir oksi-hidroksitler (limonit ve götit gibi) şeklinde çökelmesi ile oluşmaktadır. Jeolojik olarak, çalışma alanı; Orta Anadolu Kristalen Karmaşığı (Kırşehir Masifi) içinde tanımlanan Ağaçören İntrüzif Takımının alt birliği olan Ekecikdağ Plütonu içinde yer almaktadır. KB-GD yönelimindeki plütonik kayalardan oluşan bu birlik, litolojik olarak gabrodan başlayarak granite kadar değişim göstermektedir. Çalışma alanındaki bu kaya birimleri bu çalışmada; "Ozancık Monzograniti" ve "Keleşdağ Gabro-diyoriti" olarak iki ana gruba ayrılmış ve adlandırılmıştır. Jeokimyasal analizlere göre; Ozancık Monzograniti, kabuk ve manto bileşimindeki magmaların homojen ve heterojen karışım süreçleri sonrasında hibrit bir magmadan türeyen yüksek potasyumlu (K2O: > % 4.00), kalk-alkalen (KCG) ve aşırı fraksiyonlaşmış (SiO2: > % 75) hafif peraluminus (A/CNK: 1.04-1.05 > 1) karakterli "I-tipi" granit olarak tanımlanmıştır. Tektonik oluşum ortamı açısından, iz element (örneğin, Y, Nb, ve Rb) verilerine göre bu granit, "çarpışma sonrası granitleri (COLG)" olarak sınıflandırılmıştır. Tez çalışması kapsamında araştırılan granit blok taş ocağı; Ozancık Monzograniti içinde ve Keleşdağ Gabro-diyorit plütonik biriminin kontağında yer almaktadır. Ocakta, üç farklı renkte (pembe, açık pembe ve gri) granit blok taş olarak üretilmektedir. Özellikle gri renkli ve bazı açık pembe renkli granit türleri üretimi takiben paslanma sorunundan etkilenmekte olup, taş yüzeyinde hızlı şekilde gelişen pas lekeleri oluşmaktadır. Bu çalışmada, esas olarak, granitlerdeki mineraloji kaynaklı "paslanma" sorununun ana nedenlerinin ve çalışma bölgesinde işletilen üç farklı ticari granitin "radyoaktivite" potansiyellerinin ve oluşturabilecekleri radyolojik risklerin araştırılması üzerine odaklanılmıştır. Paslanma sorununun ve doğal radyoaktivite potansiyellerinin araştırıldığı granitlerde, paslanma sorununun belirlenmesi amacıyla ileri mineralojik, jeokimyasal ve petrojenetik özelliklerin karakterize edilebilmesi için tüm kayaç üzerinde; polarizan ve cevher mikroskobisi çalışmaları, XRD (X-ışını Difraktometresi), XRF (X-ışını Floresans) ve ICP-MS (İndüktif olarak eşleştirilmiş plazma – Kütle Spektrometresi), biyotitler ve piritler üzerinde EPMA (Elektron Mikroprop), piritlerde kükürt izotopu (SI), ocak yerindeki fay zonlarından alınan su örneklerinde İyon Kromatografisi (IC) ve biyotitler, piritler ile pas fazlarının özelliklerinin belirlenmesi amacıyla Raman Spektroskopisi (RS) analizleri ve doğal radyoaktivite potansiyellerini belirlemek için ise Gamma Spektroskopisi (GS) analizleri gibi bazı analitik teknikler kullanılmıştır. Ayrıca, hızlandırılmış paslanma sürecinin ilgili granit örnekleri üzerinde paslanma riskini belirlemek ve gözlemlemek amacıyla da termal şok ve alkali çözelti yöntemleri kullanılarak laboratuvar deneyleri yapılmıştır. Sonuç olarak, araştırma kapsamında yapılan bu analizler ve laboratuvar deneylerinden elde edilen bulgulara göre, incelenen granitlerdeki paslanma sorununun ana nedenlerinin; magma karışım (magma mixing/mingling) süreçlerinde oluşan "hidrojenetik biyotit" (yüksek Fe+2 içeren lepidomelan bileşimli) ve hidrotermal evrede biyotitlerin alterasyon süreçlerinde oluşan "hidrotermal pirit" (önemli miktarda arsenik içeren) minerallerinin atmosferik koşullar altında duraylı olmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bu mineraller hızlı bir şekilde oksitlenerek taş yüzeylerinde pas lekeleri oluşturabilmektedirler. Bu bağlamda, taş yüzeyinde oluşan bu pas lekelerinin temizlenmesi (örneğin oksalik asit çözeltisi ve diyatomit toprağı kullanarak) ve önlenmesi için (örneğin su itici silan/siloksan bileşimli) kimyasallar kullanarak bazı çözüm önerilerinde bulunulmuştur. Ayrıca, çalışma bölgesinde işletilen üç farklı ticari granitin (Crema Lal, Rosalin/Aksaray Pink ve Aksaray Yaylak) "radyoaktivite" potansiyelleri belirlenerek, yapılarda özellikle iç mekanda kullanılmalarının insan sağlığı açısından radyolojik risk oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, elde edilen sonuçlara göre "Rosalin/ Aksaray Pink ve "Crema Lal" ticari isimli granitlerin yapıların iç mekanlarında kullanılmaması önerilmiştir.