LEE- Kentsel Tasarım Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Sustainable Development Goal "none" ile LEE- Kentsel Tasarım Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeFiziksel ve işlevsel çekim noktalarının kentsel güvenlik algısına etkisi: İstanbul-Balat örneği(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-07) Şahin, Elifsu ; Kürkçüoğlu, Eren ; 519181008 ; Kentsel Tasarım ; Urban DesignKentsel doluluk ve boşluklara; sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel, katmanların eklemlenmesiyle oluşan kent dokuları, içinde barındırdığı doğal ve yapay kentsel mekân öğeleri yoluyla kullanıcılara çeşitli çevresel uyaranlar iletmektedir. Mekân kullanıcıları, kendilerine iletilen çevresel uyaranları, birey kaynaklı faktörlerin etkisinde algılama süreçleri ile almakta, zihinde anlamlandırmakta ve bunun sonucunda mekânsal kararlar vermektedir. Fiziksel çevre öğeleri; mekân kullanıcılarının sosyo-psikolojik ve fiziksel özellikleri, geçmiş deneyimleri, dikkat ve anlık duyuları ile renk, büyüklük, yoğunluk, biçim gibi çevre kaynaklı faktörlerin etkisiyle imgeye dönüşebilmektedir. Bu bağlamda; tarihsel, ekonomik, sosyal, simgesel ve estetik niteliklerden/değerlerden bir ya da birden fazlasını taşıyan fiziksel ve işlevsel çekim noktaları, kullanıcıların algılama süreçleriyle de ilişkili olarak imge değerine sahip olabilmektedir. Güçlü imgeler içeren ve bu sayede imgelenebilirliği yüksek olan kentler ya da kent parçaları, görsel olarak daha kavranabilir olduğu için mekân içerisinde kolay hareket edebilme, kolay yön bulma ve buna bağlı keyifli, konforlu kullanıcı deneyimleri ve güven hissi/algısı sağlamaktadır. Bu nedenle imgelenebilirlik ve güçlü kent imgeleri, kullanıcıların kentsel güvenlik hissini olumlu yönde etkileyen bir özelliktir. Bu çalışmanın amacı, kentsel mekân içerisinde yer alan fiziksel ve işlevsel çekim noktalarının imge değerlerini belirlemek, yaya hareket ve yönelmelerini nasıl etkilediğini incelemek ve kentsel güvenlik algısı arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Çalışma kapsamında, hem fiziksel ve işlevsel çekim noktalarının yoğun olarak bulunduğu hem de bölgesel düşük muhit ve yapı kalitesi, ıssız ve terk edilmiş alanların mevcut olduğu İstanbul ili Fatih İlçesi'nde bulunan Balat bölgesi, çekim noktası-yaya yönelme tercihleri-kentsel güvenlik algısı ilişkisini incelemek için çalışma alanı olarak seçilmiştir. İlk etapta, alanda fiziksel doku bileşenleri; açık alan ağ sistemi ve arazi kullanımı analizleri yapılmıştır. İkinci etapta alanın ekonomik, sosyal, tarihsel, simgesel ve estetik özellikler taşıyan fiziksel ve işlevsel çekim noktaları ile Kırık Camlar Kuramı, Savunulabilir Mekân Kuramı, Rasyonel Tercih Kuramı ve Çevresel Stres Kuramı'na göre kentsel güvenlik hissinin zayıf olduğu alanlar irdelenmiş, yoğunlaştığı alanlar tespit edilmiş ve mekânsallaştırılmıştır. Üçüncü etapta, daha önce mekânı deneyimlememiş 110 kişilik bir katılımcı grubu ile çekim noktası-rota belirleme-kentsel güvenlik algısı/hissi ilişkisi üzerine bir alan çalışması gerçekleştirilmiştir. Bir saatlik çalışma kapsamında katılımcılar, kendilerine verilen yol ağı haritası üzerinde çalışma alanındaki rotalarını ve yönelme tercihlerini etkileyen çekim unsurunu belirtmiş, ayrıca geçtikleri bağlantılar içerisinde hissettikleri kentsel güvenlik hissini Likert ölçeği kullanarak puanlamıştır. Dördüncü ve son etapta ise, fiziksel ve işlevsel çekim noktalarının yoğunlaştığı alanlar ile kentsel güvenlik algısının/hissinin yüksek ve düşük olduğu alanlar, katılımcı grubundan edinilen verilerle çakıştırılarak yorumlanmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda, bireylerin fiziksel ve işlevsel çekim noktalarını algılamasında ve yönelmesinde, bu noktaların büyüklük, proporsiyon, renk, biçim gibi niteliksel özelliklerinin önemli olduğu görülmüştür. Fiziksel ve işlevsel çekim noktalarının niteliksel özelliklerinin yanı sıra, sayıca fazla ve bütünleşik olması, bir başka deyişle niceliksel ve yoğunluğa bağlı özelliklerinin de bireylerin bu noktaları algılamasında ve yönelmesinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca fiziksel ve işlevsel çekim noktalarının niteliksel olarak güçlü, sayıca çok, çeşitli ve bütünleşik olduğu yerlerde, kentsel güvenlik hissinin yüksek olduğu tespit edilmiştir.
-
ÖgeKentsel açık mekân olarak caddelerin kalite kriterleri bağlamında değerlendirilmesi ve kavramsal bir model önerisi: Van Cumhuriyet Caddesi örneği(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-14) Bolat, Asude ; Kürkçüoğlu, Eren ; 519171020 ; Kentsel Tasarım ; Urban DesignKentsel mekânların varoluş amacı insandır ve kentler, kullanıcısı olan insandan bağımsız düşünülemezler. Buna karşın, 18. Yüzyılın ikinci yarısında başlayan sanayi devrimi ve beraberindeki süreç kent nüfusunun hızla artmasına ve kentlerin hızla büyümesine sebep olmuş; hızla büyüyen kentler, büyük bir dönüşüm geçirmiştir. Bu dönüşüm ile otomobiller kentlere egemen olmuş; dikey mimari ve yoğun inşaat faaliyetleri arasında kentler varoluş amacı insandan kopmuştur. İnsan-mekân etkileşiminin kopması, toplumların bir kentte yaşamaktan duydukları memnuniyeti ve iyi oluş hallerini olumsuz etkileyerek sağlıksız toplumların oluşmasına sebep olmuştur. 20. Yüzyılın sonlarına gelindiğinde, kentlerdeki bu toplumsal bunalımların sebepleri araştırılmaya başlanmış ve kentsel yaşam kalitesi çalışmaları ortaya çıkmıştır. Kentsel yaşam kalitesi çalışmaları ile kentlerin sosyal, fiziksel, ekonomik, kültürel, ekolojik birçok boyutu araştırılarak insanların bireysel ve toplumsal iyi oluş haline katkıda bulunan ve bir kentte yaşamaktan memnuniyet duymalarını sağlayan nitelikleri tespit etmek amacıyla, birçok bilim insanı çeşitli kriter ve göstergeler belirlemiştir. Kentsel yaşam kalitesinin fiziksel boyutunu oluşturan kentsel açık mekân kalitesi çalışmaları ise, kullanıcıların kentsel mekânda bulunmaktan ve mekânı kullanmaktan duyduğu memnuniyeti arttırmayı amaçlamakta; bu doğrultuda insanların mekânsal ihtiyaçlarını karşılaması beklenen niteliklerin, ihtiyaçları karşılama düzeyini arttırmak için birçok kriter ve gösterge önermektedir. Bu tez çalışmasının birincil amacı, küresel ölçekte birçok araştırmacı tarafından sunulmuş kentsel açık mekân kalite kriterlerinin birbiriyle olan kavramsal ilişkileri incelenerek ve benzerlik-farklılıklarıyla karşılaştırma-gruplamaları yapılarak kentsel açık mekân kalitesini ölçmeye yönelik kavramsal bir model önerisi sunmaktır. Bu modelin, kapsamlı, bütüncül ve özgün yapısıyla tüm kentsel açık mekânlarda uygulanabilirliği hedeflenmiştir. Modeli uygulamak için, bir kentsel açık mekân olan Van ili İpekyolu ilçesine bağlı Cumhuriyet Caddesi seçilmiştir. Örneklem-problem alanı olarak seçilen cadde, küresel ölçekte çoğu caddenin barındırdığı motorlu taşıt öncelikli bir işleve sahip olup kamusal mekân işlevi açısından oldukça zayıftır. Ulusal ölçekte, uygulama imar planlarının kentsel açık mekândaki sınırlayıcılıklarına ve yap-satçı politikayla şekillenmiş kimliksiz ve monoton bir forma sahiptir. Yerel ölçekte ise Van kenti, Türkiye yaşam kalitesi sıralamasında 81 il içerisinden 72. Sırada olup sosyal hayattan memnuniyet ve mutluluk düzeyleri düşük değerlere; Cumhuriyet Caddesi özelinde ise, kentin doğrusal kent merkezi ve en eski kent parçası olması sebebiyle fiziksel ve işlevsel bir eskimeye sahiptir. Tüm bu sebeplerle caddenin, mekân kalitesinin değerlendirilmesi ve yetersiz olan mekânsal niteliklerin tespit edilebilmesi için uygun bir örneklem alan olduğuna kanaat getirilmiş ve tez çalışmasının ikinci amacı "önerilen kavramsal modelin Van ili Cumhuriyet Caddesi'nde test edilerek mekânın kalite kriterleri açısından yeterli olup olmadığının tespit edilmesi ve yetersiz kriterler için mekânsal çözüm önerilerinin sunulması" olarak belirlenmiştir. Bu amaçlar doğrultusunda çalışma, "insanların mekânsal ihtiyaçları nelerdir?", "Caddenin bileşenleri nelerdir ve bu bileşenlerin nitelikleri neler olmalıdır? / Hangi nitelikler mekânı daha kaliteli yapmaktadır?", "Cumhuriyet Caddesi'nin sahip olduğu nitelikler kullanıcıların mekânsal ihtiyaçlarını karşılamakta yeterli midir?", "Caddenin mekân kalitesinin arttırılmasına yönelik hangi müdahale biçimleri ve tasarım politikaları uygulanmalıdır?" sorularına cevap aranmıştır. Birinci ve ikinci araştırma sorularına cevap bulabilmek adına öncelikle literatür araştırması yapılmış olup mekânsal ihtiyaçlar ve insan-mekân etkileşimi irdelenmiştir. Sonrasında kentsel açık mekân genelinde ve cadde özelinde kentsel açık mekânların sınıflamaları, işlevleri ve formları incelenmiş; işlev ve formların mekânsal ihtiyaçlar ve insan-mekân etkileşimi bağlamında ne tür niteliklere sahip olmaları gerektiği irdelenmiştir. Son olarak, 11 farklı bilim insanının sunmuş olduğu, mekânı kaliteli yapan kriter, gösterge ve parametreleri incelenmiştir. Yapılan literatür araştırması ve incelenen, yorumlanan, birbiriyle ilişkisi kurulan kriterler neticesinde kentsel açık mekân kalitesini ölçmeye yönelik kavramsal bir model önerisi sunulmuş olup bu model I.C.A (Identity-Comfort-Attractiveness) olarak adlandırılmıştır. Model doğrultusunda bir mekânı kaliteli yapan 3 kriter önerilmiş olup bunlar "Konfor, Çekicilik ve Kimlik"dir. Bu kriterlerin göstergeleri, bir mekânı kaliteli yapan mekânsal nitelikler olup bunlar "erişilebilir, bakımlı ve onarımlı, ergonomik, güvenli, algılanabilir, iklime uygun, sosyal ve imgesel anlama sahip, yere özgü değerler taşıyan, özgün bir forma sahip, çeşitlilik barındıran, biçimsel açıdan estetik ve canlı" olarak belirlenmiştir. Çalışmanın üçüncü sorusu olan, Cumhuriyet Caddesi'nin bu niteliklere sahip olup olmadığını ve ne düzeyde sahip olduğunu ölçebilmek amacıyla, modelde göstergeleri ölçebilmek adına oluşturulmuş 108 parametreden yola çıkarak 26 analizden oluşan 6 analiz seti oluşturulmuştur. Bu analizlerde ölçülen parametreler 5'li likert skalasına göre, çok kötü (-2), kötü (-1), ne iyi ne kötü (0), iyi (1), çok iyi (2) olacak şekilde puanlanmıştır. Parametrelerden gelen toplam puan göstergelerin puanını; göstergelerden gelen toplam puan ise kriterlerin puanını belirlemiş; bu puanlar 5'li likert skalasına göre bölünerek kriterlerin kalite düzeyleri çok kötü, kötü, nötr, iyi ya da çok iyi olarak belirlenmiştir. Analiz setleri ulaşıma yönelik analizler, biçim ve boyuta yönelik analizler, çeşitliliğe yönelik analizler, kent kimliği ve estetiğine yönelik analizler, teknik standartlara yönelik analizler ve kullanıcıya yönelik analizler olup bu analizlerde haritama, yaya ve taşıt sayımı, teknik çizim, anket, davranış gözlemi (doğrudan gözlem), fotoğraflama, zihin haritası ve kontrol listesi gibi çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Gösterim olarak şematik ve grafik gösterim, 3 boyutlu modelleme ve 2 boyutlu modelleme (enkesit ve boykesit) teknikleri kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, caddenin konfor kriteri açısından kalite düzeyi kötü, çekicilik kriteri açısından çok kötü ve kimlik kriteri açısından çok kötü olduğu tespit edilmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda caddenin konfor kriteri açısından kalite düzeyini düşüren en büyük niteliksel eksikliğin erişilebilirlik ve kentsel açık mekân elemanlarının eksikliği olduğu tespit edilmiştir. Caddenin çekicilik kriteri açısından kalite düzeyini düşüren en büyük niteliksel eksiklik ise algılanabilir ve biçimsel açıdan estetik olmaması gerek mekânsal gerekse işlevsel çeşitlilik sunmamasıdır Caddenin çekiciliğini düşüren bir diğer problem farklı davranış ve aktivitelere imkân verecek mekânsal biçimlenişlere sahip olmamasıdır. Caddenin kimlik kriteri açısından kalite düzeyini düşüren niteliksel eksiklikler ise yere özgü mimari ya da doğal değerlere sahip olmayışıdır. Bununla birlikte cadde, diğer caddelerden ya da kentin diğer kısımlarından ayrıştırılabilecek özgün bir forma sahip değildir. Gerek renk gerek malzeme gerek biçim ve boyutta gerekse sahip olduğu mekân elemanlarında bir konsept ve kompozisyon bulunmamaktadır. Değerlendirmeler sonucunda Cumhuriyet Caddesi'nin, diğer herhangi bir caddeden ayrıştırılamayacak kadar kimliksiz olduğu sonucu çıkarılmıştır. Yapılan tüm bu değerlendirmeler neticesinde, caddenin kalite düzeyi aldığı puanlar üzerinden çok kötü olarak belirlenmiş; caddenin, kullanıcıların mekânsal ihtiyaçlarını karşılamada yeterli niteliklere sahip olmadığı tespit edilmiştir. Cumhuriyet Caddesi'nin mekân kalitesinin arttırılması, kentlilerin o mekânda bulunmaktan ve mekânı kullanmaktan duyduğu memnuniyeti arttırarak kentlilerin yaşam kalitesinin arttırılmasına katkıda bulunacaktır. Bu sebeple tasarıma yönelik önerilerin sunulması amaçlanmış ve çalışmanın son araştırma sorusuna cevap aranmıştır. Cadde'nin kalite değerlendirmeleri ve yapılan çıkarımlar sonucunda, caddenin yeniden canlandırılarak kente ve kentliye kazandırılması gerektiği düşünülerek "yenileme ve sağlıklaştırma" müdahale biçimleri önerilmiş; bu müdahaleler doğrultusunda caddede kısmi yayalaştırma, Beşyol meydanında yayalaştırma, çalışma alanındaki niteliksiz yapıların yıkılması yoluyla alanda yeniden düzenleme ve tasarım, niteliği iyi yapılarda cephe düzenlemeleri ve tasarım, mimari kimliğe sahip yapıların korunması ve restorasyonu tasarım politikaları olarak belirlenmiştir. Bu politikalar doğrultusunda caddenin işlevleri, formu ve caddede sunulması beklenen yerel yönetim hizmetlerine yönelik 3 kalite kriteri doğrultusunda mekânsal öneriler sunulmuştur. Çalışma, tüm kentsel açık mekânlarda uygulanabilecek kapsamda özgün bir kavramsal model sunmasıyla ve konu kapsamında örneklem alanda yapılan ilk çalışma olması açısından önem taşımaktadır. Çalışmada yapılan analizlerin ve kullanılan yöntem ve tekniklerin konuyla ilgili yapılacak bilimsel çalışmalara yön göstermesi; değerlendirme ve mekânsal önerilerin ise caddede yapılabilecek kentsel tasarım çalışmalarına rehberlik etmesi hedeflenmiştir.
-
ÖgeKentsel alanlarda yağmur suyu yönetiminin mekânsal bileşenlerinin Üsküdar meydanı havzası üzerinden değerlendirilmesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-12-06) Gülcü, Göknur ; 519171024 ; Kentsel Tasarım ; Urban DesignGiderek artan kentleşme ile sert zemin oranının yeşil alanlara baskın hale gelmesi doğal su döngüsünün bozulmasına neden olmaktadır. Bu durum yüzeysel akışa geçen su miktarında artışa sebep olarak yağmur suyu yönetiminde drenaj sorunları yaratmaktadır. Küresel ısınmanın da etkisiyle uzun yıllar projeksiyonlarında pik yağışlarda, yağış nedenli taşkınlarda ve birbirini takip eden yağışlar arasında artan süreye bağlı olarak kuraklıklarda artış olması öngörülmektedir. Bunlara rağmen, kentlerimizde hidrolojik döngüye olan müdahale biçimleri sürdürülebilirlikten giderek uzaklaşmaktadır ve sonucunda kentlerimiz yine olumsuz etkilenmektedir. Önerilen çözümler suyu statik bir maddeymiş gibi ele alan uygulamalardan ibaret olduğundan ve kentlerdeki geçirimsiz yüzeyler devamlı olarak arttığından dolayı sürdürülebilir bir yağmur suyu yönetimi sağlanamamaktadır. Bahsi geçen uygulamalar yağmur suyunu borular vasıtasıyla yerin altından metrelerce deşarj alanlarına taşıyan, gri altyapının bir parçası olan kentsel drenaj sistemleridir. Kentsel çevrenin saçaklanmasıyla paralel gelişen bu sistemlerin kapsadıkları alanların her geçen yıl biraz daha artması bakım ve onarım maliyetlerini de arttırmaktadır. Bununla birlikte, pik yağışlarda yetersiz kalmakta ve yağışa bağlı taşkınlara neden olmaktadırlar. Birçok farklı alt dalı olan hidroloji bilimi, yağış-akış ilişkilerini inceleyen genç ama hızla gelişen bir bilimdir. Hidrolojinin alt dallarından biri olan kent hidrolojisi, yüzey geçirgenliğine göre farklılık gösteren yağış, yüzeysel akış ve sızma farklılıkları nedeniyle kentte meydana gelen/gelebilecek debi miktarlarını konu edinmiştir. Yıllara bağlı maksimum yağış, topoğrafya, sızdırmazlık katsayısı gibi verilerin işlendiği, yağışla orantılı maksimum debi ve taşkın hacimlerinin olduğu bir dizi matematiksel hesaplamalarla hidrolojik yük hesabı yapılmaktadır. Hidrolojik hesaplamalar, gri kentsel altyapı olarak bilinen kentsel drenaj sistemlerinin yanı sıra bir kentsel havza için daha sürdürülebilir kentsel su yönetim sistemleri kurmak için kullanılmaktadır. Nüfusun her yıl biraz daha arttığı İstanbul'da su tüketimi ve nüfus projeksiyonları arasındaki ilişki incelendiğinde doğru orantılı bir artış görülmektedir. Bunun yanında, küresel ısınmanın da etkisiyle yağış rejimi değişmeye başlayan İstanbul, kuraklık tehdidi altındadır. Kentsel su yönetimi konusunda benzer sorunların yaşandığı çeşitli dünya kentlerinde hem mevcut kentsel drenaj sistemine destek olarak taşkınların önlenmesi hem de uzun kurak dönemlerde kullanılabilmesi için yağmur suyunun hasadı yöntemleri uygulanmaktadır. Kentsel Yeşil Altyapı Sistemleri olarak bilinen bu sistemlerde yağmur bahçesi, tutma havzaları, yağmur suyu tankları gibi farklı su tutma, toplama ve sızdırma teknikleri kullanılarak kentlerde yağmur suyu yönetimi konusunda başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Ülkemizde, kentlerin karmaşık yapısı nedeniyle bahsi geçen yeni tekniklerin uygulanması karmaşık görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, yağmur suyu toplama alanlarının kentsel tasarıma sayısal yöntemlerle nasıl dahil edilebileceğini ortaya koymaktır. Bu tezin çalışma alanı olarak belirlenmiş olan Üsküdar Meydanı ve yakın çevresinin uzun yıllara dayanan yağış analizleri üzerinden, topoğrafya analizleriyle bulunan havza alanına ait maksimum su hacimleri Rasyonel Yöntem kullanılarak bulunmuş ve hasat edilebilecek su miktarı hesaplanmıştır. Kent ölçeğinde yapılan analizlerde ise kentsel doku, kentsel gelişim, ulaşım, yeşil alan analizleri yapılmıştır. Bulgular ışığında, çalışma alanı için, kentsel tasarım ve peyzaj mimarlığı ölçeğinde yağmur suyu yönetimine katkı sağlayabilecek tasarım önerileri geliştirilmiştir. Her geçen gün biraz daha büyüyen kentlerimizde çok geç olmadan, sürdürülebilir, bütüncül, çağdaş bir kentsel yağmur suyu yönetimi sağlanması adına bilimsel verilerden yararlanarak planlamalarımızı bunlar üzerinden hayata geçirmek geleceğimiz için son derece önemlidir.