FBE- Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDonmuş zeminin kayma mukavemeti(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1976) Ersoy, Turgut ; Toğrol, Ergün ; 2253 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; Soil Mechanics and Geotechnical EngineeringZayıf zeminlerde tünel açma ve tünel çevresinin stabilizasyo- nu, keson indirme şev göçmesine karşı geçici tedbir alınması işlemlerinde zeminin yapay olarak dondurulması metotları kul lanılmaktadır. Donmuş zeminlerin mekanik davranışı ile ilgili geniş uygulama alanı bulunmasına rağmen bu konudaki bilgiler sınırlıdır. Bu çalışmada donmuş zeminin kayma mukavemetine etkiyen faktör ler incelenmiş özellikle sıfır derecenin altındaki sıcaklığın ve deney hızının zemin mukavemetine nasıl etkidiği araştırıl mıştır. Bu maksatla, sıfır derecenin altındaki sıcaklıklarda çalışa bilmek için sıcaklığı -13°C ye indirebilen ve sıcaklığı ±0.5°C lik bir aralıkta sabit tutulabilen 2.65 x 1.64x2.26 m boyutlarında bir deney odası teşkil edilmiştir. Düşük sıcak lıklarda çalışabilmek için mevcut üç eksenli basınç aletinde geliştirme yapılmış ve dişli kutusu ile motor yataklarına ısı tıcı takılmıştır. Deney odası içinde meydana gelebilecek sı caklık değişmelerinin numuneye aktarılmaması için standart üç eksenli deney hücresinin dışına geçen ikinci bir hücre yapıl mış ve numunedeki sıcaklık değişiminin ± 0.03°C den daha dü şük olması sağlanmıştır. Sıcaklık ölçmeleri termoeleman-potan- siyometrik milivoltmetre sistemi ile ve ayrıca özel laboratu- var termometreleri ile yapılmıştır. Hücre sıvısı olarak sıvı parafin kullanılmıştır. Deneylerde kullanılan numuneler özellikleri her tarafında aynı olan bir malzeme harmanından alınarak kompaksiyona, sonra sabit hacımda suya doyurma işlemine ve bundan sonra donmaya tabi tutularak hazırlanmıştır. Kullanılan zemin "Topser Sarı Kili" dir. Deneysel çalışma, hazırlık deneyleri, ön deneyler ve esas deneyler olmak üzere üç kısımda olmuştur. Çeşitli sıcaklık larda ve deney hızlarında 9 kesme kutusu deneyi 33 serbest basınç deneyi ve 101 pç eksenli basınç deneyi yapılmıştır. Ill Deneyler sonunda aşağıdaki genel sonuçlar elde edilmiştir. 1. Donmuş zeminin kayma mukavemeti sıcaklık azaldıkça artmak tadır. Donmuş zeminin deformasyon modülü 0°C nin altındaki sıcaklığa bağlı olarak değişmektedir. Mohr dairelerinden her sıcaklık için bulunan c(kohezyon) değerleri 0°C nin altındaki sıcaklıkla çizgisel olarak değişmektedir. 2. Deney hızı donmuş zeminin kayma mukavemetine ikinci dere cede etkimekte, incelenen şartlarda kompaksiyon su muhte vası ve donma programı sonuca etkili olmamaktadır. 3. Proktor enerjisinin %100 ilâ %75 arasında değişmesi halin de zeminin dondurulduktan sonraki mukavemeti numune hazır lanırken verilen sıkıştırma enerjisinden bağımsızdır.
-
ÖgeKohezyonlu zeminlerin dinamik davranışına boşluk suyu basıncının etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1981) Güler, F. Erol ; Toğrol, Ergün ; 2225 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; Soil Mechanics and Geotechnical EngineeringNükleer reaktörler gibi önemli yapıların deprem yüklerine karşı korunabilmeleri ve açık deniz yapılarının dalga yüklerinden zarar görmemeleri, zeminlerin dinamik yükler al tındaki davranışının gerçeğe yakın bir şekilde tahmin edilebilmesi ile mümkündür. Yüksek su muhtevalarından başlayarak konsolide edilen Arnavutköy Kaolini üzerinde, şartları dikkatle kontrol edilen 58 konsolidasyonlu drenaj sız dinamik deney ve 9 konsolidasyonlu drenaj sız statik deney ile 6 adet ödometre dene yi ve standart zemin sınıflandırma deneyleri yapılmıştır. Deney sonuçlarından elde edilen sonuçlar özetle şöyledir: 1) Statik deneylerden elde edilen Kritik Durum Eğrisi ile dinamik yüklemeyi takip eden statik kesme deneylerinden elde edilen Kritik Durum Eğrisi büyük bir uygunluk göstermektedir. 2) Dinamik deneyler sırasında biriken boşluk suyu basıncı, uygulanan sabit ve dinamik yükler cinsinden ifade edilebilir. 3) Dinamik yükleme sırasında biriken boşluk suyu basıncı değerinin artması ile numunenin dinamik yüklemeden sonraki statik kesmede kırıldığı deviatör gerilmenin değeri azal maktadır. 4) Dinamik yüklemeden sonra statik olarak kesilen numuneler aşırı konsolide killere benzer davranış göstermektedirler. II 5) Dinamik yükleme sırasında oluşan plastik deformasyonlar, aynı deney sırasında biriken boşluk suyu basıncı değerinden bulunabilmektedir. 6) Tekrarlı Ödometre deneyleri sonucunda zeminin boşluk oranının statik yüklemeye kıyasla daha küçük bir değere düştüğü gözlenmiştir.
-
ÖgeYatay yük etkisindeki model kazıkların davranışı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1986) Dinçer, Erkan ; Sağlamer, Ahmet ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; Soil Mechanics and Geotechnical EngineeringDünya'da pek çok ülkenin en önemli sorunlarından birisi enerji açığıdır. Enerji sorununu halletmek üzere bazı ülkeler petrol arama ça lışmalarını denizlerde yapmak gereğini duymuştur. Bu çalışmaların sonu cunda Dünya petrol ihtiyacının önemli bir kısmının denizlerden karşıla nabileceği anlaşılmıştır. Bu amaçla, petrol üretimi için inşa edilen ya pılar çoğunlukla kazıklı platform tipinde olmuştur. Ayrıca, deniz içer sinde teşkil -edilen deniz fenerleri, askeri ve sivil havacılık radarları, derin su rıhtımları, nükleer enerji santralları gibi yapılar genellikle kazıklı temel üzerine oturmaktadır. Deniz yapılarının geoteknik tasarı mında en önemli husus rüzgâr ve dalganın oluşturduğu tekrarlı yanal kuv vetlerdir. Ayrıca tankerlerin platforma yanaşmasından ötürü kısa süreli statik yüklemeler de söz konusudur. Bu tezde, problemin tanımı yapıldıktan sonra yatay kuvvet etki sindeki kazıkların davranışını açıklayan mevcut yöntemlere yer verilmiş tir. Daha sonra yanal yüklü kazıkların eğilme momentleri veya yerdeğiş- tirmelerinin deneysel belirlenmesinde ortaya çıkan sorunlardan bahsedil miştir. Tezin dördüncü bölümünde yatay yüklü kazık probleminin çözümü için (2), (3) no'lu referanslarda verilen yöntemden bahsedilmiştir. Ayrı ca, bu bölümde çeşitli model' kazıklar üzerinde yapılan deneylerde kulla nılan deney düzenine yer verilmiştir. Beşinci bölümde ise kazık davranı şının analizi, tekrarlı yatay kuvvet etkisiyle yatay kazık yerdeğ iş t irme sinde meydana gelen artışlar, yük artımının ve tekrarlı yüklemenin eğilme momentine etkisi ayrıntılı olarak incelenmiştir. Altıncı bölümde ise ge nel sonuçlardan bahsedilmiştir.
-
ÖgeKohezyonsuz zeminlerde inşa edilen tünellerde zemin yüzeyindeki oturmalara etki eden faktörlerin model deneyleri ile incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Bali, Alev A. ; Ülker, Remzi ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; Soil Mechanics and Geotechnical EngineeringGünümüzde metro sistemi şehir içi ulaşımında, tünel ise demiryol ve yol inşaatında geniş olarak yer almaktadır.Bu nedenlerle tünel inşa yöntemlerinde çeşitli gelişmeler yapılmakta, geniş araştırmalar yer almaktadır. Metro in - şaatlarında, özellikle oturmaya hassas bina bölgelerinde zemin üst yüzü düşey şekil değiştirmeleri ve oluşan eğil meler önemli etkenler olmaktadır. Zemin yüzündeki en büyük şekil değiştirme değeri ve otur maların tünel ekseninden itibaren dağılımının önceden be lirlenmesi tasarım safhasında önem kazanmaktadır. Zemin yüzündeki oturmalara ek olarak tünelin kendisi ve yakın yeraltı yapıları tünel civarındaki zeminde meydana gelen de formasyonlardan etkilenmekte dolayısıyle kütle hareket leri önem kazanmaktadır. Bu çalışma, tünel enkesit şeklinin, genişliğinin ve tünel üstü zemin yüksekliğinin, inşa olunacak tünelin oturması na bağlı olarak zemin üst yüzünde meydana gelen oturmala rı ne derecede etkilediğini belirlemek amacıyla gerçek - leştirilmiştir. Yarım daire, elips, atnalı ve dikdörtgen enkesitli model tünellerle yapılan deneylerde tünel ge nişliği B ve tünel üstü zemin yüksekliğinin tünel geniş - ligine oranı h/B değişken olarak alınmıştır. Model malze mesi olarak, genellikle yüzeye yakın yeralan zeminleri simüle etmek amacıyla gevşek sıkılıktaki kum kullanılmış tır. Sonuç olarak, model deneylerinde uygulanan bütün enkesit- lerde zemin yüzündeki en büyük oturma değerinin tünel en kesit genişliğine bağlı olarak doğrusal arttığı belirlen miştir. Oturma değerlerinin genel olarak h/B < 2 ye kadar doğru orantılı artış gösterdiği h/B >2 olan değerlerde ise bu değerlerin değişip azaldığı, h/B=3 ten itibaren de ade ta sabit kaldığı saptanmıştır. Tünel enkesit tiplerinin bilhassa h/B < 2 ye kadar etkili olmadığı, h/B > 3 den itibaren elips enkesitin diğerlerin den daha iyi olduğu saptanmıştır.
-
ÖgeNormal konsolide killerin tekrarlı yükler etkisi altında davranışı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Kara, Hacı Bekir ; Ülker, Remzi ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; Soil Mechanics and Geotechnical EngineeringGünümüz dünyasının enerji gereksiniminin hızlı artışı, açık denizlerde petrol ve doğal gaz işletilmesini, büyük boru hatları ve depolama tesisleri ile nükleer santrallerin yapımını, büyük baraj lar inşaasını zorunlu ve ekonomik hale getirmiştir. Tüm bu geliş melerin beraberinde getirdiği en önemli mühendislik problemlerinden biri de, yapıların temelini oluşturan zeminlerin tekrarlı kayma gerilmeleri altındaki gerilme-şekil değiştirme davranışının belir lenmesi, kayma mukavemetinde meydana gelebilecek değişimlerin bulun ması, elde edilen değerlerin mühendislik yapılarının projelendiril mesinde ve uzun süreli stabilite hesaplarında kullanılmasıdır. Ülkemizin, aktif bir deprem kuşağında bulunması, bu konuların önemini daha da arttırmaktadır. Bu araştırmada; yüksek su muhtevasında hazırlanarak konsolide edilen kaolin numunelerin dinamik basit kesme ve dinamik üç eksenli deney aletlerinde sinosoidal tekrarlı yüklemelere tabi tutulmuş, bu yükler etkisi altında gerilme-şekil değiştirme ve dinamik mukave met özellikleri zamana bağlı olarak incelenmiştir. Çalışmalarda, dinamik yükleme frekansı ve genliğinin, kohezyonlu zeminlerin dina mik özelliklerine etkisi ön planda tutulmuş, deney sonu kriteri olarak, düşük frekans ve genlikteki deneyler için boşluk suyu basınç larının sabitleşmesi, diğer deneylerde ise, birim- kayma veya eksenel birim boy değişiminin + %10 değerine ulaşması seçilmiştir. Her iki numune grubu ve deney sisteminde yapılan deneyler; çevrim sayısı Ve gerilme oranlarındaki artımlarla frekans değerlerin deki az boaların boşluk suyu basınçlarını ve deformasyonları artır dığını, dolayısıyle dinamik mukavemeti azalttığını göstermiştir. Düzlemsel izotropik numunelerde, izotropik numunelerden daha fazla deformasyon oluşurken, boşluk suyu basınçlarının daha düşük değer lerde kaldığı belirlenmiştir. Ayrıca, deney sonuçları yapılan regrasyon analizleri yardımiyle matematiksel olarak ifade edilmiştir.
-
ÖgeZeminlerin indeks özellikleri ve SPT-CPT deneylerinin karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Hatunoğlu, Şafak ; Ülker, Remzi ; 21794 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiBu çalışmada, arazi deneylerinden, Standart Penetrasyon deneyi (SPT) ile Koni Penetrasyon Deneyleri (CPT) arasın daki ilişkiler incelenmiştir. Standart Penetrasyon Deneyi ve Koni Penetrasyon Deneyi ile ilgili mevcut korelasyonlar, Kmalı-Sakarya otoyolu güzergahı üzerinde bulunan Karasu, Sakarya ve Beylikçayır viyadüklerinin ve İzmir Denizbostanlı'da yapımı tasarlanan Atakent projesi Geoteknik etüdleri sırasında yapılan, arazi ve laboratuvar deneylerinden elde edilen dataların değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Standart Penetrasyon Deneyi ile Koni Penetrasyon Deneyi hakkında genel bilgiler verildikten sonra bu deneyler ile ilgili bağıntılar ele alınmıştır. Standart Penetrasyon deneyi ile Koni Penetrasyon Deneyi kıvam limitleri ve granülometri açısından incelenmiştir. SPT darbe sayısı (N) ile drenaj sız kohezyon (Cu), plasti- site indisi (ip), gibi zemin parametreleri arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Ayrıca plastisite indisi ve likit limit arasındaki ilişkiyi gösteren plastisite kartı üzerinde eldeki datalar işlenerek, gerekli sınıflandırma lar yapılmıştır. Koni Penetrasyon deneyinden elde edilen uç mukavemeti (qc), çevre sürtünmesi (fs), sürtünme oranı (FR=fs/qc) ve zemin parametreleri arasındaki korelasyonlar incelenmiştir. Koni Penetrasyon deneyinin kazık tasarımında kullanımına ait bilgiler verilmiş, Koni Penetras yon deneyinden elde edilen, uç mukavemeti ve kazık birim uç mukavemeti arasındaki ilişkiler incelenmiştir.
-
ÖgeZeminlerin endeks ve mukavemet özelliklerinin istatistiksel analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Sezen, Atila ; Ansal, Atilla M. ; 21782 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiBu çalışma, 1972-92 yılları arasında ÎTÜ Zemin Mekaniği Laboratuvarı «nda yapılmış olan çeşitli deneylere ait sonuçların bir veri bankası oluşturacak şekilde biraraya getirilmesini ve deney verilerinin istatistiksel anali2İni içermektedir. Çalışmanın ilk bölümünü deney sonuçlarının toplanması oluşturmaktadır. Deney verileri daha sonra alt gruplara bölünerek her grup için yapılan istatistiksel analis kapsamında zeminlerin endeks ve mukavemet öselliklerine ait istatistiksel parametreler ve olasılık dağılım fonksiyonları belirlenmiştir. Dağılım modellerinin uygunluğu Kolmogorov- Smirnov testi ile incelenmiş ve birçok semin öselligindeki değişkenliğin normal yada lognormal dağılımla açıklanabile ceği saptanmıştır. Çalışmanın son bölümünü korelasyon ve regresyon analisi oluşturmaktadır. Bu bağlamda seminlerin mukavemet öcellikleri ile endeks ösellikleri arsında korelasyon türü ilişkiler irdelenmiş ve korelasyon matrisleri belirlenmiştir. Bir sonraki aşamada, semin değişkenliğinin temel bileşenleri nin belirlenmesi için faktör analisi yapılmıştır. Son olarak, seminlerin mukavemet ösellikleri ile basit endeks öselliklerinin ilişkilendirilmesi amacıyla regresyon analisi yapılarak çeşitli regresyon eşitlikleri elde edilmiş ve bunların uygunluğu ve anlamlılığı çeşitli istatistiksel yöntemlerle belirlenmiştir.
-
ÖgeDesteklenmiş derin kazılarda oluşan hareketlerin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Hatipoğlu, Bülent ; İncecik, Mete ; 21788 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiBu çalışmanın konusu derin kazı destekleme sistemlerinde oluşan yatay def ormasyonlarm incelenmesidir. îlk olarak derin kazı destekleme sistemleri tanıtılmış ardından toprak basınçları hakkında bilgi verilmiştir. Sonra da def ormasyonlarm belirlenmesinde kullanılan bazı yöntemler hakkında bilgi verilmiş ve deformasyon ölçüm yöntemleri tanıtılmıştır. Daha sonra İstanbul Turotel 3. Bölüm derin kazı inşaatında yapılan deformasyon ölçüm sonuçlarıyla, bu derin kazı destekleme sisteminin bilgisayar programı kullanılarak yapılan çözümünden elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeKoni penetrasyon deneyi ve geoteknik tasarımda kullanılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Babalık, Faruk ; Sağlamer, Ahmet ; 21740 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiBu çalışmada zemin ve temel mühendisliğinde uzun yıllardır yaygın olarak kullanılan arazi deneylerinden koni penetrasyon deneyi (CPT) incelenmiştir. Koni penetrasyon deneyi hakkında genel bilgiler verildik ten sonra bu deneyle ilgili olarak araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalar geniş bir şekilde ele alınmıştır. Koni penetrasyon deneyi ile ilgili verilen korelasyonlar Borçelik geoteknik etüdü sırasında yapılan arazi ve laboratuvar deneylerinden elde edilen datanın değerlendirilmesin de kullanılmıştır.
-
ÖgeGeotekstil üzerine bir inceleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Öztekin, Aydın ; Özkan, M. Tuğrul ; 21797 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiÇalışma, inşaat mühendisliğinin tüm dallarında önemi ve kullanımı hızla artan geotekstiileri içermekte ve* üç bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde; geotekstillerin hammaddeleri, üretim metotları ve kullanım fonksiyonları hakkında genel bilgiler özetlenmiştir. İkinci bölümde; konu ile ilgili yapılan çalışmalara örnekler verilmekte ve bu amaçla; geotekstille güçlendirilmiş şev ve dolgu yapıları üzerinde, limit denge ve sonlu elemanlar yaklaşımları kullanılarak yapılan analizlerin sonucunda geliştirilen dizayn metotları ve geotekstille güçlendirilmiş kum numuneleri üzerinde yapılan direkt kesme ve üç eksenli basınç deneylerinin sonuçları sunulmuştur. Son bölümde ise; geotekstille güçlendirilmiş bir şev, elastik olarak sonlu elemanlar programı kullanılarak incelenmiştir. İncelemede; sadece zemin ve geotekstil elastisite modülleri değiştirilerek, geotekstilsiz halde ve çeşitli geotekstil serilme hallerinde oluşan yer değiştirme ve gerilmeler hesaplanmış ve birbirileri ile mukayese edilmiştir. Mukayese sonucunda; yer değiştirme ve gerilmelerin, zemin ve geotekstil elastisite modülüne ve serilme tipine bağlı olarak nasıl değiştiği saptanmış, böylece en uygun serilme tipi ve boyunun nasıl olabileceği hakkında bilgi toplanıp, yorum yapılmıştır.
-
ÖgeFarklı zemin parametrelerinin istatistiksel özellikleri ve regrasyon analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Beyazıt, Bayram ; Ansal, M. Atilla ; 21787 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiGeoteknik mühendisliğinde karşılaşılan belirsizlik lerden dolayı semin parametrel erindeki değişkenliğin sonucu olarak deterministlk yöntemler yetersiz kalmakta ve bu nedenle olasılık yöntemlerinin kullanılması daha gerçekçi olmaktadır. Bu çalışmada, istatistiksel metodlar kullanılarak istanbul Teknik üniversitesi Zemin Mekaniği Laboratu- varında günümüze kadar yapılmış olan konsolidasyon deney sonuçları değerlendirilmiştir. Herbir değişkenin istatistiksel parametreleri oluşturulan tüm alt gruplar için hesaplanarak bilinen dağılım şekillerine uygunluk ları, Kolmogorov-Smirnov uygunluk testi kullanılarak belirlenmiş ve istatistiksel anlamlılıkları incelenmiştir. Sonuç olarak semin özelliklerinin çoğunun lognormal, normal, basılarının ise beta ve gama dağılımlarına uydu ğu gözlenmiştir. Sıkışma indisinin, daha kolay bir şekilde elde edilen boşluk oranı, likit limit ve su muhtevası ile korelasyonu araştırılmış ve çeşitli regresyon eşitlikleri büyük korelasyonlarla bulunmuştur. Doğrusal regresyon analisinin yanında y = ax J şeklinde doğrusal olmayan bası dönüşümlerin yüksek korelasyonlar gösterdiği görülmüştür.
-
Ögeİzmir Deniz Bostanlısı arazi ve laboratuvar ve yükleme deneyleri gözönüne alınarak kazıkların taşıma gücü tayini(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Yenişar, Semih ; Ülker, Remzi ; 21991 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliğiİzmir bölge olarak kompleks ve -farklı tektonik koşulların hüküm sürdüğü zonlar içinde yer almaktadır. Jeolojik yapısından anlaşılacağı gibi doğu-batı ve bağlı doğrultularda -faylarla kesilerek kırıklı bir yapıya sahiptir. İzmir ve çevresi i. derece deprem kuşağında yer almaktadır. Deniz Bostanlısı olarak adlandırdığımız etüd alanı, İzmir körfezi çökelme ortasında, oluşumu günümüzde devam eden ve 4. zaman alüvyonlarının oluşturduğu Gediz deltasının uzantısının içinde yer atmaktadır. Bediz delta birikintilerinin SO - H5 m. derinliklere kadar devam ettiği görülür. Bu yönüyle taşıma gücü ve özellikle oturma kriteri açısından problem arz eder. Arazinin geoteknik yapısının, her alanda ayrıntılı zemin etüdlerinin yapılmasıyla belirlenmiştir. 7 Adet kazık çakım deneyi yapılmıştır. Bundan çakma kriterleri için ön değerler belirlenmiştir. Kazıkların sınır yükü tespiti ve dolayısıyla servis yükünün saptanması amacıyla yükleme I, II, III deneyleri bizzat benimde bulunduğum halde yapılmıştır. İ. T. Ü. Yapı Ve Deprem Uygulama Araştırma Merkezi tarafından yürütülen tüm bu çalışmalarda çakma kazık ile fore kazığın avantajları birleştirilmeye çalışılmıştır. Zemine vibrasyonla, itme kapasitesi çok yüksek bir özel çakma aleti kullanılarak çakım gerçekleştirilmiştir. Çakım sırasında forajdan oluşan zemin katmanlarındaki de-formasyon minimuma indirilmiştir. Deneylerde servis yükünün tatbikatında oturmalar 5 mm. 'nin altında ; sınır -yükü olan 150.0 ton civarında yükün tatbikatı sırasında oturmalar S cm. altında kalmıştır. Yaptığımız 7 adet çakma deneyi sonuçları da değerlendirilerek saptadığımız servis yükünü sağlayacak çakma kriterleri saptanmıştır. Böylece kazık servis yükünü 75.0 ton olarak belirlenmiştir.
-
ÖgeYeni Avusturya tünel inşa yönteminde sonlu elemanlar yöntemiyle tünel kaplaması hesabı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Ergin, Kemal ; İncecik, Mete ; 21799 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiBu çalışmada Yeni Avusturya Tünel înşa Yöntemi (NATM) ve Sonlu Elemanlar Yöntemi ile tünel kaplamalarına gelen yük lerin hesabı incelenmiştir. Çalışmada önce eski tünel inşa yöntemlerine değinilmiş; bu yöntemlerde kullanılan iksa sistemleri incelenmiştir. Daha sonra NATM'nin gelişimi ve ana ilkeleri verilerek yöntemin üstünlükleri sergilenmeye çalışılmıştır. Yeni Avusturya Tünel înşa Yöntemi'nde kullanılan uygun hesap yöntemleri açıklandıktan sonra, bu yöntemlerden Sonlu Elemanlar Yöntemi ile tünel kaplamalarına gelen yüklerin hesabı üzerinde durulmuştur. PLAXIS adlı sonlu elemanlar paket programı bir tünel profilinde uygulanarak elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. Sayısal analiz yöntemlerinin uygulanmasıyla tünel açıl dıktan sonra oluşan gerilme durumu ve deforraasyonlar be lirli bir yaklaşıklıkla tahmin edilebilmektedir.
-
ÖgeGeoteknik özelliklerin belirlenmesinde sismik ve penetrasyon deneylerinin karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) İyisan, Recep ; Ansal, Atilla M. ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; Soil Mechanics and Geotechnical EngineeringGeoteknik Mühendisliğinde zemin kesitinde yer alan tabakaların mühendislik özellikleri laboratuvarda ve arazide yapılan deneyler yardımı ile belirlenebilmektedir. Laboratuvar yöntemleri elastik ve elastik olmayan davranışların incelenmesinde ve gerilme, boşluk oranı, malzeme sönümü ve deformasyon ilişkilerinin incelenmesinde parametrik çalışmalar yapılmasına imkan tanımaktadır. Ancak bu deneylerde elde edilen sonuçlar kullanılan zemin numunelerinin özelliklerine bağlı kalmaktadır. Zemin numuneleri ise örselenmenin etkisindedir ve alındıkları tabakanın küçük bir bölgesini temsil etmektedir. İlgilenilen derinlik boyunca tabaka özelliklerinin belirlenmesinde çok sayıda deney numunesine gerek duyulmaktadır. Zemin dinamik özelliklerinin yerinde yapılan deneyler ile bulunmasına olanak sağlayan Karşıt Kuyu ve Aşağı Kuyu gibi sismik yöntemler doğal koşullarda arazi parçasının daha geniş bölümünde uygulanabilmekte ve sonuçları tüm tabaka için geçerli olmaktadır. Yapay olarak üretilen sismik dalgaların belli mesafelerde gözlenmesini içeren bu yöntemler ile ölçülen hızlara bağlı olarak zemin özellikleri kolayca bulunabilmektedir. Diğer arazi deneyleri ve laboratuvar yöntemleri ile karşılaştırıldığında bu deney teknikleri önemli üstünlüklere sahiptir. Arazide dinamik zemin özelliklerinin sismik yöntemler yardımı ile belirlenmesi amacıyla Karşıt Kuyu ve Aşağı Kuyu sismik deney sisteminin kurulması, kurulan bu sistem ile seçilen çeşitli sahalarda arazi uygulamalarının gerçekleştirilmesi ve ölçülen sismik dalga hızlarının, arazi penetrasyon deneyleri ile ilişkisi incelenip aralarında korelasyon bağıntıların geliştirilmesi bu çalışmanın amacını teşkil etmektedir. Bu amaç doğrultusunda, oluşturulan bilgisayar destekli sismik deney düzeni ile üç ayrı sahada arazi uygulamaları yapılmış ve zemin kesitinde yer alan tabakaların hız profilleri elde edilmiştir. Bu sonuçlar, sondajlarda alınan numuneler üzerinde yapılan sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca zeminler için önemli bir özellik olan sönüm ölçümleri de gerçekleştirilmiştir. Sismik dalga hızları ile arazi penetrasyon deneyleri arasındaki ilişki incelenirken, SPT-N darbe sayısı, CPT-qc uç mukavemeti ve Dinamik sonda darbe sayısı değişken olarak alınmıştır. SPT-N sayılarının derinlik düzeltilmesi yapılmış değerleri de bir değişken olarak alınmış ve pratik amaçlar için belli bir güvenlik içinde kullanılabilir amprik bağıntılar çıkarılmıştır. Bu incelemelerde zemin tipi, derinlik ve efektif düşey gerilmenin etkisi de incelenmiş, kayma ve basınç dalgası hızını bu değişkenler cinsinden tahmin için çeşitli bağıntılar sunulmuştur. Arazide uygulanan SPT, CPT ve DS deney sonuçları arasında da korelasyon bağıntıları geliştirilmiştir.
-
ÖgeToprak dolgu barajlara ve istinat duvarlarına gelen deprem etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Damar, Nice ; İncecik, Mete ; 39216 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliğiİstinat duvarları ve toprak dolgu barajlar depremler s ırasında ve sonrasında çeşitli etkilere maruz kalırlar. Deprem bu yapılarda kaymalar, çatlaklar, gerilme yığılmaları seklinde olumsuz sonuçlar doğurur. Tez esas olarak 2 ana bölümden oluşmuştur. İlk bölümde toprak dolgu barajlara gelen deprem etkisi ele alınmıştır. Depremden barajın etkilenmesine sebep olan parametreler teker teker ele alınıp, açıklanmıştır. Sonra depreme karsı yapılan tahkikler sıralanmıştır. Tezin ikinci bölümünde istinat duvarlarına gelen deprem yükü ele alınmıştır. Ankrajlı ve ağırlık istinat duvarları ayrı ayrı ele alınmıştır, örnek bölümünde de toprak dolgu barajlara ve ağırlık istinat duvarlarına gelen deprem yükü birer örnekle sunulmuştur. İnşaat mühendisliğinde son yıllardaki teknik gelişmeler, özellikle bilgisayarların gelişimi bu tip problemleri sonlu eleman metodu ile çözümünü sağlamıştır.
-
ÖgeÖn konsolidasyon basıncının laboratuvar deneyleri ile belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Çavuşoğlu, M. Erhan ; Sağlamer, Ahmet ; 39194 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiSuya doygun kohezyonlu zeminlerde, toplam oturmanın en önemli bileşeni, birincil konsolidasyon oturmasa, ol up« mühendislik tasarımında bu oturmanın değeri mümkün olduğunca gerçeğe yakın bir şekilde hesaplanmalıdır. Zeminin gerilme tarihçesinin konsol idasyon oturması üzerinde çok etkili olduğu da bilinmektedir. Zeminlerin konsolidasyon davranışını iyi anlayabilmek ve oturma hesaplarını doğru bir şekilde yapabilmek için, zeminin gerilme tarihçesinin bir göstergesi olan "ön konsolidasyon basıncı" nın belirlenmesi gerekir. Bu çalışmada, çamur konsol i dometre aleti ve Rowe Hücresi 'nde kontrollü şartlarda hazırlanan bilinen gerilme tarihçesine sahip numuneler üzerinde standart ödometre deneyleri yapılmış ve deney verileri değerlendirilerek beş değişik yöntemle ön konsolidasyon basıncı değerleri belirlenmiştir. Deney numunelerinin gerilme tarihçesi bilindiğinden, çeşitli yöntemlerle belirlenen Ön konsolidasyon basıncı değerleri ndek i hatalar tesbit edilmiş, yöntemler ayrıntılı bir şekilde tartışılmış ve ön konsolidasyon basıncının belirlenmesine yönelik bazı öneriler getirilmiştir.
-
ÖgeEfektif gerilmelerle şev stabilitesi analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Boydaş, Murat ; Sağlamer, Ahmet ; 39433 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiDoğal şevlerin stabilitelerinin incelenmesi, stabiliteyi artırıcı önlemlerin alınması, dolgu ve yarma şevlerinin güvenli ve ekonomik olarak projelendirilmesi konuları, sayısal bir anal i al e sonuçlanan detaylı bir arazi ve laboratuvar çalışması gerektirmektedir. Gerçekçi bir anal is, atabil i teyi etkileyebilecek tüm parametrelerin belirli saman ve sınır şartları içinde değerlendirilmesi ile mümkün olmaktadır. Efektif gerilmelerle şev stabilitesi analisi, stabilitenin toplam gerilmelerle çalışılması durumunda f arkedi lemeyen eğilimini gösterdiğinden, boşluk suyu basıncının bilindiği veya yeter doğrulukta tahmin edildiği tüm problemler için geçerlidir. Bu çalışmada, efektif gerilmelerle şev stabilitesi analizinde olayı etkileyen değişkenler incelenmiş, efektif mukavemet parametrelerinin ve boşluk suyu basıncının elde edilmesi anlatılmıştır. Daha sonra, basit ve dairesel kayma yüseyleri için kullanılan bası anal is metotları tanıtılmış ve boşluk suyu bası ncı -güveni i k sayısı ilişkisi incelenmiştir. Tesin son bölümünde uygulamadan bir örnek üserinde üç ayrı yöntem kullanılarak usun dönem stabilitesi incelenmiş ve elde edilen güvenlik sayıları karşılaştı rılmıştı r.
-
ÖgeModern yol inşaatında geotekstil ve geogrid uygulaması konularına araştıma(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Aksoy, İskender Melih ; Ülker, Remzi ; 39220 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiBu çalışmada, modern yol inşaatlarında kullanımı giderek yaygınlaşan geotekstil ve geogrid malzemeleri in celenmiştir. Genel anlamda geosentetikler, klasik geotek- nik problemlerin çağdaş çözümüdür. Yapılan araştırmada, geotekstillerin tarihçesi, işlevleri, üretim metodları, hammaddeleri, uygulama alanları, uzun vadede özellik de ğişimleri, arazide dikkat edilmesi gereken hususlar gibi konulara yer verilmiştir. Bu çalışma sonucunda, örgüsüz iğne delgili geotekstillerin diğer tip geotekstillere göre daha üstün geoteknik özelliklere sahip olduğu ve problemlere daha kalıcı ve pragmatik çözümler getirdiği görülmüştür. Geogridler ise, bu çalışmanın ikinci ana konusunu kapsamaktadır. Geogridler konusunda da tanıtıcı detaylı bilgiler sunulmuş, yol kaplaması içerisinde geogrid yer leştirilebilir bölgeler detaylı olarak incelenmiştir. Geogrid destekli, zayıf taşıma gücüne sahip zeminlerde ya pılan laboratuar çalışmalarından örnekler verilmiş ve 1986 yılında Meksika Havameydanı * nda gerçekleştirilen geogrid uygulaması incelenmiştir. Konunun gelişimine baz teşkil etmesi amacıyla, yol altı zemin stabilizasyonunda kullanılmak üzere geogrid teknik şartnamesi düzenlenmiştir.
-
ÖgeZemin mühendisliğinde gerilme-şekil değiştirme davranışının sonlu elemanlar yöntemiyle incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Yılmaz, Elif ; Sağlamer, Ahmet ; 39650 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiSon yirmi yıldır gittikçe artan bir şekilde kullanılan ve her türlü yapının tasarımında ve çözümünde, özellikle inşaat mühendisliği problemlerinde kullanılan sonlu elemanlar yöntemi; malzeme özelliklerinin çeşitliliği ve sınır koşullarının farklılığı vb. faktörleri güçlükle karşılaşmadan çözüme katmaya olanak tanıyan, zeminin ve yapının davranışım da dikkate alan bir sayısal analiz yöntemidir. Geoteknik mühendisleri tarafından karmaşık ve hesaplanması uzun problemlerin çözümünde geleneksel yöntemler yerine her geçen gün daha sıkça kullanılan bu yöntemin teorisi üzerine son yıllarda önemli çalışmalar yapılmıştır. Ancak, sonlu elemanlar yönteminin teorik güçlüklerinin üstesinden gelmek için yeni matematiksel karakteristikler geliştirmek veya matematiksel temelini güçlendirmek bu tezin yapılış amacının dışındadır. Bu çalışmada ana amaç, geoteknik mühendisleri tarafından yaygın bir kullanım alam bulan sonlu elemanlar metodunun, uygulamacılara ve mühendislere yöntemin teorisi hakkında genel bir bilgi vererek çözüm tekniğinin tanıtılmasıdır. Bu maksatla sonlu elemanlar yönteminin ana prensipleri anlatılmış ve uygulamacı geoteknik mühendisleri için bilinmesi gerekli olan bölgelendirme prensibine ve modellemeye önem verilmiştir. Tez çalışmasının ikinci bölümünde ise sonlu elemanlar metodunu kullanan bir bilgisayar yazılım programı ile İstanbul Hafif Raylı Sistemi Mevhibe İnönü Tüneli 'nin ve Bilecik-Adapazarı Devlet Yolu İkilemesi Hanlıköy Köprülü Kavşağı 'nın gerilme-şekil değiştirme analizleri yapılmıştır. SIGMA/W Programı kullanılarak her iki problem detaylı olarak incelenmiş; hemen her türlü analiz yapılarak bulunan sonuçlar değerlendirilmiş ve tartışılmıştır.
-
ÖgeDeprem etkisindeki şevlerde stabilitenin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Siyahi, Bilge Gökmirza ; Ansal, Atilla M. ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; Soil Mechanics and Geotechnical EngineeringBu çalışmada doğal veya insan eliyle oluşturulmuş şevlerde stabilite incelenmektedir, özellikle deprem riski taşıyan bölgelerde oluşturulacak şevlerde olası deprem büyüklüklerine göre stabilite analizleri yapmak, doğal şevlerde ise gene bu büyüklüklere göre şevin stabilitesi hakkında karar vermek çoğu zaman gerekli olmaktadır. Depremin zeminin yapısında meydana getirdiği kayma mukavemetindeki azalmalar ve çözülmeler stabilite analizlerinde göz önüne alınmamaktadır. Bu çalışmada, depremin neden olduğu tekrarlı kayma gerilmeleri etkisi altında zemin şevlerinin stabilite analizi için bir yöntem önerilmektedir. Olası deprem büyüklükleri önce deprem ivmesi şeklinde daha sonra deprem manyitüdü ve faya uzaklıklar şeklinde ele alınmıştır. Önerilen bu şev stabilite analiz yöntemi ile daha önce bir deprem sırasında heyelan görülen bölgeler için şev kaymalarına göre mikrobölgeleme yapılmış, gerçekte de bu yöntemle şev kaymasına göre riskli gruba giren bölgeler heyelanların olduğu bölgeler olmuştur. Stabilite yönteminin bir mikrobölgeleme yöntemi olarak da uygulanabileceği görülmüştür. Depremler sırasında etkiyen tekrarlı kayma gerilmelerinin zeminin yapısında meydana getirdiği kayma mukavemeti azalmalarının mekanizması incelenmiş, çeşitli azalma nedenleri de araştırılarak, bilgisayar programları ile bu azalmalar deprem büyüklüklerine, zemin ve şev özelliklerine göre modellenmiştir. Modellenen bu azalmalar önerilen şev stabilite analizinde hesaba katılmıştır. Bu azalmaların güvenlik hesaplarını da nasıl etkilediği araştırılmış ve bununla ilgili, deprem manyitüdüne, faya uzaklıklara, zeminin mukavemetine bağlı stabilite grafikleri hazırlanmıştır. Şev stabilite analizlerinde çok kullanılan, dilim yöntemlerinden Bishop ve Janbu yöntemlerine depremin neden olduğu mukavemet azalmaları da ilave edilmiştir. Çalışmada önerilen yöntem ile Bishop ve Janbu yöntemlerinin belli şev kesitleri için karşılaştırmaları yapılmış ve yöntemin diğer yöntemlere yakın sonuçlar verdiği gözlenmiştir.