FBE- Mimarlık Tarihi Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Erkol, İdil" ile FBE- Mimarlık Tarihi Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTürkiye Mimarlığı'nda Modernizmin Revizyonları (1960-1980)(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-11-16) Erkol, İdil ; Tokgöz, Zeynep Kuban ; 10130088 ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu tez, 1960-1980 aralığında Türkiye’deki mimari üretime odaklanmakta, dönemin tasarım yaklaşımlarını ve mimari söylemlerini diğer coğrafyalardaki mimarlıklar arasında konumlandırmaya çalışmaktadır. Tezde 1960-1980 aralığındaki döneme odaklanılmasının iki temel nedeni vardır. İlki, II. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan yeni mimari yaklaşımlar, ikincisi ise Türkiye’nin bu dönemde girdiği çok yönlü değişim sürecinin mimari üretime yansımalarıdır. Çalışmada, tezin çerçevesini belirleyen ve ilgili literatürü ortaya koyan giriş bölümünü, belirlenen dönem aralığında Dünya’daki ve Türkiye’deki mimarlıkların ele alındığı bölümler izlemektedir. Araştırmanın kuramsal tarafı Modern Mimarlık’ın revizyonist yaklaşımları etrafında şekillenir. II. Dünya Savaşı sonrası Modern Mimarlık’a karşı artan tepkiler, yeni yaklaşımları beraberinde getirmiş, çoğulculuk ve biçim çeşitliliği ön plana çıkmıştır. Tezin ikinci bölümünde Modern Mimarlık’a gelen eleştiriler, C.I.A.M. toplantılarındaki değerlendirmeler ve çözüm önerileri ele alınmaktadır. Revizyonist yaklaşımlar ekseninde, yeni mimari söylemler, biçim stratejileri, yerellik ve kimlik tartışmaları irdelenirken, bu yaklaşımların kültürel konjonktür içinde nasıl ele alınabileceği, neden yaygın kabul gördüğü tartışılmıştır. Bu yaklaşımlar arasında Brütalizm’in önemli bir rol üstlendiği düşünülmektedir. Araştırmada ağırlıklı yer verilen Brütalizm, yeni bir estetik araç ve biçim stratejisi olarak ele alınmakta, malzeme ve strüktürün olduğu gibi kullanılması istenilen estetik ifadeye ulaşmak için kullanılan bir ideoloji olarak değerlendirilmektedir. Brütalizm, biçim talebinin arttığı, ancak katı kurallara sahip modernizmin biçim dilinin yetersiz kaldığı dönemde ortaya çıkmış, “kaba olanın estetiği” olarak tanımlanan yeni bir estetik anlayış ortaya konmuştur. Bu yeni estetik anlayış biçim stratejilerinin çeşitlenmesine imkan tanımış, farklı brütalist yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Yeni kent ve yapı morfolojilerinin ortaya konduğu Strüktüralizm, yöresel mimarlığın yeniden yorumlanmasıyla ortaya çıkan Rejyonalizm ve dönemin diğer revizyonist yaklaşımları da farklı coğrafyalardaki öncü örnekleriyle birlikte ayrı başlıklar altında irdelenmiştir. Türkiye’deki mimari üretime odaklanan üçüncü bölüm de bu revizyonist yaklaşımlar çerçevesinde şekillenmektedir. 1960-1980 aralığındaki önemli siyasi ve ekonomik gelişmelerin dönemin mimarlık ortamına nasıl yansıdığı, öne çıkan mimari yaklaşımların neler olduğu irdelenmeye çalışılmıştır. 1960 ve 1980 yılları Türkiye’deki siyasi ve ekonomik gelişmelerin oluşturduğu önemli kırılma noktalarıdır. Bu gelişmelere paralel olarak mimarlığı etkileyen aktörler değişmiş, yeni işverenler ve yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmıştır. Ülkede serbest piyasa ekonomisine geçiş, sanayinin gelişmesi ve yatırımların artmasına paralel olarak, çeşitli ölçek ve işlevlere sahip yapılar farklı yaklaşımlarla ortaya konmuştur. Yapı teknolojilerindeki gelişmeler ve malzeme çeşitliliğinin artması gibi faktörler de mimari yaklaşımlardaki çeşitliliğe katkı sağlamıştır. Literatür taraması ve yapı incelemeleri sırasında bu çeşitliliğe işaret eden çok sayıda nitelikli projeye rastlanmıştır. Bu üretken dönem, öncesinde görülmeyen farklı denemelerin yapıldığı deneysel bir süreç olarak değerlendirilebilir. Özellikle fabrika yapıları yapı teknolojilerindeki gelişmelerin mimariye yansıması açısından önemli bir rol üstlenmiştir. Ancak inşa edilen projeler arasında yapı teknolojilerinin sınırlarını zorlayan, cesur projelere nadiren rastlanmış, cesur olarak tanımlanabilecek çoğu proje ise kağıt üzerinde kalmıştır. Bu açıdan Dünya’daki mimari üretimle kıyaslandığında ülkedeki üretim oldukça “temkinlidir”. Odaklanılan dönemde Türkiye’deki mimari üretime dair genel çerçevenin kurulmasına çalışılmış, dördüncü bölümde ise, dönemin mimari üretiminin derinlemesine irdelenmesi amacıyla yapı analizlerine yer vermek amaçlanmıştır. Mimari nitelikleriyle Türkiye’deki üretimde önemli bir yere sahip olduğu düşünülen üç yapı kompleksi, tüm tasarım ve uygulama sürecini analiz etmek üzere seçilmiştir: İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ), Ortadoğu Teknik Üniversitesi (O.D.T.Ü.) Kampüsü ve Demir Evleri. Seçilen yapı kompleksleri üç ayrı alt bölüm olarak ele alınmaktadır. Seçilen yapılardan ilki, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler tarafından tasarlanmış, 1960-1967 yılları arasında İstanbul’da inşa edilmiştir. Altuğ ve Behruz Çinici’nin imzasını taşıyan O.D.T.Ü. kampüsü İMÇ ile hemen hemen aynı dönem aralığında Ankara’da inşa edilmiştir. Üçüncü yapı kompleksi olarak seçilen Bodrum’daki Demir Evleri ise diğer iki örneğe kıyasla daha geç bir tarihte, 1970’lerin sonunda Turgut Cansever tarafından tasarlanıp uygulanmıştır. Dönemin ruhunu ve mimari eğilimlerini iyi yansıttığı düşünülen bu üç yapı kompleksi üç ayrı şehirde, üç farklı bağlam içinde yer alır. Farklı işlevlere sahip bu üç yapı kompleksi, dönemin mimari söylem çeşitliliği içindeki farklı tasarım stratejilerine işaret etmektedirler. Seçilen bu üç örneğin dünya bağlamına oturtulması, mimari söylemlerin ve tasarlanan projelerin detaylı bir biçimde irdelenmesi ve eşzamanlı inşa edilmiş yapıların karşılaştırmalı olarak ele alınması araştırmanın temel hedeflerinden biridir. Bu üç yapı Türkiye’deki mimari üretimin tamamını temsil etmemektedir. Elbette dönemin analizini yapmak için üzerinde durulacak örnek yapılar çoğaltılabilir. Araştırmada, 1960 sonrasının çoğulcu söylemlerini mümkün olduğunca kapsayacak biçimde bir çerçeve oluşturmak ve bu çerçevenin barındırdığı çeşitliliklere değinebilmek amaçlanmıştır. Araştırma ilerledikçe hem yapı komplekslerinin, hem de mimarlarının yaklaşım benzerlikleri ve ortaya konan işler arasındaki bağlar daha görünür hale gelmiştir. Dünya’daki ve Türkiye’deki mimari üretimin karşılaştırılmalı olarak ele alındığı sonuç bölümü ise, tüm araştırmanın gözden geçirildiği ve araştırma sırasında elde edilen bulguların anlamlandırılmaya çalışıldığı bir değerlendirme metnidir. Araştırmanın önemli bir noktası, yapıları irdelemeye çalışırken, dönemin ruhunu (Zeitgeist) anlamaya çalışmak, projelerin müellifi olan mimarları ve onların tasarıma bakış açılarını kavramak olacaktır. Aslında tezin burada ikili bir durumu olduğundan söz etmek gerekir. Bir taraftan dönemin ruhunu anlamaya ve incelenen tüm mimari yaklaşımlar arasında benzerlikler kurmaya, ortak noktalar belirlenmeye çalışılırken; diğer taraftan analizlerde yapıların özgün yönlerinin neler olduğunun bulunmasına çalışılmıştır. Ortaya konan ürünlerin, yaklaşım biçimlerinin ve söylemlerin incelenmesiyle dönemin baskın özelliklerini ve eğilimlerini anlamaya çalışmak araştırmanın temel amaçlarından biridir. Araştırmanın başlangıçta ön görülmeyen çıktısı, farklı yaklaşım biçimleri arasındaki ortak noktaların çokluğunu görmek olmuştur. Neredeyse benzer motivasyonlarla yola çıkmış, farklı yöntemlerle ayrışmış, sonuç ürüne bakıldığında başta çok farklı görülen yaklaşımların aslında benzer özellikleri olduğu görülmüştür. Bu durum mimarlığa dair değerlendirmelerde, bir yapıyı sadece bir üslupla ilişkilendirerek tanımlamanın problemli durumuna işaret etmektedir. İMÇ’nin değerlendirilmesinde özellikle “mat-building” kavramı üzerinde durulmuş, O.D.T.Ü. kampüsünde Brütalizm, Demir Evleri’nde ise Rejyonalizm ön plana çıkmakta, ancak üç yapı da diğer yaklaşımların izlerini taşımaktadır. Analizler sırasında hem tezin ilk bölümlerinde ele alınan öncü örnekler, hem de odaklanılan üç yapı kompleksi arasında yaklaşım benzerlikleri saptanmıştır. Üç örnek arasındaki diğer ortak nokta, proje açıklama metinlerinde yerel mimariye verilen referanslardadır. Yerel mimariyle kimi benzerlikler kurulsa da, Modern Mimarlık’ın önemli örnekleri olduğu düşünülen bu yapıların büyük oranda yerelle ilişkilendirilmesi düşündürücü bulunmuştur. Tezin tüm bölümleri boyunca, Modern Mimarlık’ın revizyonları olarak adlandırılan yaklaşımların incelenen örneklerde nasıl ele alındığı, belirli bir dönem aralığında nasıl bir rol üstlendiği sorusu, literatür taraması ve yapı analizleri eşliğinde, benzer yaklaşımlara sahip mimarlıkları karşılaştırarak tartışılmaktadır. Tez, dönemin belirleyici karakterlerini ve özgül taraflarını ortaya çıkartacak bir araştırma zemini sunmaktadır.