FBE- Meteoroloji Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Yazar "Aslan, Zafer" ile FBE- Meteoroloji Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeSaatlik Ve Aylık Rüzgar Verisiyle Rüzgar Enerjisi Modellemesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Türksoy, Ferdi ; Aslan, Zafer ; 68888 ; Meteoroloji Mühendisliği ; Meteorological EngineeringHava kütlelerinin hareketi olarak tanımlanan rüzgar, gelecekteki enerji ihtiyacımızın karşılanması bakımından ekonomik ve çevresel önem taşımaktadır. Büyük ölçekli hava hareketleri, temel olarak güneşin yeryüzeyini ve dolayısıyla atmosferi eşit miktarda ısıtmamasından kaynaklanan sıcaklık ve basınç farklılıklarından meydana gelmektedir. Rüzgar, yapısındaki türbülanslı çalkantılar nedeniyle analitik yöntemler yerine, daha çok istatistiksel teknikler kullanılarak, incelenebilmektedir. Bu çalışmada, sadece ortalama rüzgar şiddeti veya istatistiksel bir dağılım fonksiyonu yerine, hem ortalama rüzgar şiddetine hem de standart sapmaya bağlı olarak, V 'ün hesaplanmasında kullanılabilecek ampirik bir model oluşturulmaya çalışılmıştır. Bunun için ortalama rüzgar şiddeti ve standart sapmaya bağlı 10 parametreli bir ampirik model oluşturularak, çoklu regresyon tekniğiyle katsayılar çözülmüş ve V 'ün hesaplanmasında kullanılacak eşitlik elde edilmiştir. Daha sonra step-wise regresyon tekniği uygulanarak, eşitlikteki etkisiz terimler çıkartılmış ve modellerin daha basit bir şekle dönüştürülmesine çalışılmıştır. Çalışmada Türkiye, Avrupa ve Amerika'nın çeşitli istasyonlarında ölçülmüş saatlik rüzgar şiddeti değerleri kullanılmıştır. Çoklu regresyonla elde edilen saatlik model için regresyon katsayısı R2 = % 99.945, Standart Hata SH = 9.135 m Vs3, Step- Wise uygulanması sonucunda ise R2 = % 99.944 ve SH = 9.066 m'Vs3 olarak hesaplanmıştır. Çoklu regresyonla elde edilen aylık modelde ise R2 = % 98.604 ve SH = 46.088 m'Vs3; buna step-wise regresyon uygulanması sonucunda R2= % 98.566 ve SH = 45.871 mVs3 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen saatlik modelin, VVeibull Dağılımı yöntemiyle karşılştırılması amacıyla yapılan değerlendirmeye göre bu çalışmadan elde edilen saatlik modelin daha iyi sonuç verdiği söylenebilir. Yapılan diğer bir karşılaştırmada ise küplerin yıllık ortalamasıyla yıllık ortalamanın küpünün oranının ( V JU ) sabit kabul edilemeyeceği konusu ortaya konmuştur. Modellerin, deneme amacıyla bağımsız örneklere uygulanması sonucunda saatlik modelin bağıl hatasının % 10'dan, aylık modelin bağıl hatasının ise % 20'den düşük olduğu hesaplanmıştır. Son olarak elde edilen aylık model, Türkiye'nin 114 meteoroloji istasyonunda gözlenmiş uzun dönem aylık rüzgar şiddeti ortalamalarına uygulanarak, rüzgar enerjisi potansiyeli daha yüksek olan istasyonlar belirlenmeye çalışılmıştır. Buna göre Bozcaada 682,35 mVs3, İskenderun 288.76 m'Vs3, Antakya 269.34 mVs3, Bandırma 245.31 mVs3, Çanakkale 211.78 m'Vs3 ile Türkiye'nin en yüksek rüzgar enerjisi potansiyeline sahip meteoroloji istasyonlarıdır.
-
ÖgeTermaller Ve Cumulus'lerde Meteorolojik Parametrelerin Ölçülmesi, Analizi Ve Konvektif Yapının Modellenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1987) Aslan, Zafer ; Öney, Süreyya ; 14036 ; Meteoroloji Mühendisliği ; Meteorological EngineeringBu çalışmada aşağı troposferde sıcaklık, bağıl nem, düşey hız, sıvı su miktarı gibi bazı meteorolojik parametrelerin yer ve zamanla değişimi deneysel ve teorik olarak incelenmiştir. Özellikle termaller ve sığ cumulus bulutlarının dinamik ve mikrofizik yapısı ve meteorolojik parametrelerin bu alanlarda nasıl değiştiği araş tırılmıştır. Termaller, yeryüzey inden yükselen ve çevrelerine göre daha sıcak bireysel hava kütleleridir. Bunlar arasında yoğunlaşma sevi yesine yükselecek kadar güçlü olanlar, cumulus bulutu haline dönüşür ler. Burada sadece, cumulus humilis ve cumulus mediocris gibi sığ bulutlar gözönüne alınmıştır. Bu araştırmada, ölçümler, 1983, 1985 ve 1986 yıllarında konvektif aktivitenin çok olduğu bahar ve yaz aylarında İnönü'de (Eskişehir) cumulus bulutları içinde ve çevrelerinde uçak ve planör lerle yapılmıştır. Bu ölçümlerde kullanılmak üzere bir sıvı su miktarı ölçeri de geliştirilmiştir. Verilerin analizinde öncelikle, meteorolojik elemanlar arasındaki ilişkiler araştırılmış, parametrelerin zaman ve yüksek likle olan değişimleri incelenmiş ve termal bölgelerinin belirlenmesi amacı ile bir kriter oluşturulmasına çalışılmıştır. Bu çalışmada ayrıca kütlenin korunumu, toplam nem eşitliği, toplam nemli statik enerji eşitliği ve momentumun korunumu eşitliklerinden hareketle 1-boyutlu teorik cumulus- termal modeli geliştirilmiştir. Bu modelde termallerin yeryüzeyinden itibaren r-yarıçaplı bir koni içinde yük seldiği kabul edilmiş ve entrainment (katılım) olayı gözönüne alın mıştır. Model, radyosonde verilerini kullanarak, çevre koşullarını ve buna dayanarak da termal veya cumulus içindeki parametreleri hesaplamaktadır. Modelden elde edilen sonuçlarla, gözlemlerin oldukça iyi bir şekilde uyuştuğu görülmüştür. Sonuç olarak, 1-boyutlu cumulus- termal modelinin cumulus bulutu ve termal bölgelerinde meteorolojik büyüklüklerin yükseklikle olan değişimlerinin tahmininde büyük bîr yaklaşıklıkla kullanılabileceği söylenebilir.
-
ÖgeTermik Konveksiyon Öngörüsü(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Şen, Elif ; Aslan, Zafer ; 55501 ; Meteoroloji Mühendisliği ; Meteorological EngineeringBu tezin ilk bölümünde konvektif sınır tabaka içinde planör uçuşlarına uygun termik bölgelerinin belirlenmesi amacı ile sıcaklık ve nem değerlerinin ölçülebildiği bir sistemin kalibrasyonu ile ilgili çalışmalara yer verilmektedir. Bu amaçla, radyosonde gözlem sisteminde bir kez kullanılabilen iki ayrı bağıl nem ve sıcaklık sensörleri laboratuvar koşullarında kalibre edilmiş, bağıl nem sıcaklık sensörlerinin farklı atmosferik koşullan altındaki direnç değişimleri saptanarak, kalibre eğrileri oluşturulmuştur. Gerçek atmosfer koşullarında Wilga uçağı ve Puachz planörü ile Eylül 1994 döneminde yapılan gözlem sonuçlarının analizinden kalibre edilen sıcaklık sensörleri ile nem sensörlerine nazaran daha sağlıklı gözlem yapılabildiği belirlenmiştir. Termiklerin yükseliri akım bölgelerinin saptanmasında planörün iki kanadına monte edilen sıcaklık sensörlerinden sıcaklık değeri artma gösteren sensör tarafına doğru yapılacak manevra ile daha güçlü termik koşullan allında uçuş olanağı sağlanabileceği gözlenmiştir. Tezin kuramsal bölümünde, grafiksel yönteme göre Eylül ayı için geçerli abaklar kullanılarak, konvektif sınır tabakanın yüksekliği, termiklerin gücü ve termiklerin oluşumu için gerekli tetikleme sıcaklığının tahminine çalışılmıştır. Pearson' m son çalışmasında, Amerika'da farklı koşullarda test edilen bu yöntem, maksimum hava sıcaklığı değeri yerine ıslak hazne sıcaklığının kullanılması ile iyileştirilmiş olup, her iki yönteme ait sonuçlar karşılaştırılmıştır. [ 1 ]. Burada sunulan çalışmanı Analiz Bölümü'nde son yönteme dayalı tahmin çalışmalar gözlemlerle karşılaştırılmış ve iyileştirilmiş yöntemin daha iyi sonuçlar verdiği belirlenmiştir. Çalışmanın son kısmında, "Çoklu Tabaka" ve "Eddy" yöntemlerine dayalı olarak türbülanslı gizli ısı ve buharlaşma ısı (nem) akılan ile kinematik ısı akılarının düşey değişimlerinin hesaplanmasına ve sonuçlarının karşılaştırılmasına çalışılmıştır. Bu aşamada, 1 -Boyutlu model (K-Teorisi) ile parametrelenmiş düşey akı profilleri hesaplanmıştır. Sabah saatlerindeki gözlem verilerine dayalı olarak hesaplanan akı değerlerinin, termiklerin gecikmiş olarak organize olduğu öğleden sonraki saatlerde, yapılan planör uçuş gözlemlerine dayalı akı değerlerinden daha düşük olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın kuru nemli termiklerden yararlanılarak yapılan planör uçuş koşullarının belirlenmesi ve uçuş programlarının hazırlanmasına yardımcı olması beklenmektedir. Bu amaçla çalışmada sunulan ölçüm yöntemleri ve modellerinin Eylül 1996' da İnönü'de (THK) yapılacak planör yarışması sırasında uygulanması planlanmaktadır.
-
ÖgeTürkiye'de Bitki Örtüsü İndeksi Değerlerinin Değişimi Ve Meteorolojik Parametrelerle İlişkilendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Okçu, Deniz ; Aslan, Zafer ; Meteoroloji Mühendisliği ; Meteorological EngineeringBu çalışmada, Türkiye genelinde sayısal uydu verilerine dayalı olarak bitki örtüsü indeksinin (NDVI) ve yüzey sıcaklıklarının yerel ve zamansal değişimi incelenmiş olup bu değişimler, yüzey gözlem verileri ve türbülanslı gizli ısı akısı ile ilişkilendirilmiştir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer gözlemlerine dayalı olarak ölçülmüş olan yağış, sıcaklık ve basınç verileri harmonik analiz yöntemi ile incelenmiş, genlik ve faz değişimleri belirlenmiştir. Karmaşık topoğrafik yapı ve kara-deniz etkileşimi, Türkiye’nin yağış, sıcaklık ve basınç değerlerinin klimatolojik değişimini önemli ölçüde etkilemektedir. Ayrıca NOAA-AVHRR algılayıcısının IR ve VIS bant bölgelerindeki sayısal verilerine dayalı olarak NDVI değerlerinin Türkiye’deki yerel ve zamansal değişimleri incelenmiş, NDVI sınıf haritaları oluşturulmuştur. NDVI ile yağış ilişkisi araştırılmıştır. Bu analizler sonucunda, uzaktan algılama teknikleri ve yüzey gözlemlerine dayalı meteorolojik parametreler (yağış, sıcaklık ve türbülanslı gizli ısı akısı) arasındaki lineer ilişkiler belirlenmiştir. Genel bitki örtüsü yapısının yerel ve zamansal değişimlerinin analizi ile ilgili olan bu araştırma, ekosistem problemlerinin çözümü için bir ön etüd çalışmasıdır.