FBE- Yapı Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Akman, M. Süheyl" ile FBE- Yapı Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgePompa betonlarında işlenebilirliğin harç fazının reolojisine dayanarak belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Yücel, Kemal Tuşat ; Akman, M. Süheyl ; 66374 ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringPompa betonları iri katı tanecikler içeren viskoz sıvıdırlar, yüksek basınç altında boru içinde iletilirler. Normal taşman betonların özelliklerine ek özelliklere sahiptirler. Pompa betonları boru içinde minimum enerjiyle, kesintisiz ve niteliklerini yitirmeden iletilebilmelidirler. Yani beton homojenliğini korumalı, ayrışmamak, segregasyonu önlemek amacıyla yüksek kohezyona sahip olmalıdır. Aynı zamanda boru içindeki basınç kayıplarını önlemek için yüksek düzeyde akış kabiliyeti olmalıdır. İletimin kolaylığı açısından minimum sürtünme değerine, betonun optimum terleme düzeyinde ulaşılır. Bununla beraber boru içindeki beton, tıkanmaya sebep olacak aşın terleme yapmamalıdır. Böylece istenilen pompa gücü daha düşük seviyelerde kalacaktır. Bu niteliklerin gerçekleşmesinde iri agrega fazının miktarı ve yüzey özellikleri, iri agrega-harç fazının niceliksel dengesi yanında harç fazının kendine özgü nitelikleri de rol oynarlar. Sıvı harç fazının nitelikleri; kayma eşiği (x0) ve plastik viskozite (rjp!), olarak adlandırdığımız reoîojik sabitler olarak tanımlanır. Çalışmada, harç fazının kayma eşiği ve plastik viskozitesi gibi reoîojik parametrelerinin betonun kohezyonu ve pompanın itme gücüne etkileri incelenmiştir. Kohezyon ve güç, pompalanabilirliğin iki ana kriteri varsayılmıştır. Yuvarlak ve kırmataşlı agregalarla, akıcı ve yüksek mukavemetli betonlar üretilmiş, su ve harç içerikleri sabit tutulmuştur. Nominal çimento içeriği kontrol örneklerinde 300 ve 400 kg/mJ'tür. Bu çimento içerikleri harç deney serilerinde C sınıfı uçucu küller kullanılarak çimento ile kısmî yer değiştirme yöntemi ile azaltılmıştır. Beton serilerinde ise olumlu sonuçlar veren Orhaneli uçucu külü ile çalışmalar sürdürülmüştür. İstenilen işlenebilirliği elde etmek için sülfone naftalen formaldehit kondense süperakışkanlaştırıcı kullanılmıştır. Bundan dolayı harç fazlarının kalitesi, yani harç fazının akış özellikleri akma değeri ve plastik viskozite değerleri değişmiştir. Harç örneklerinde, reoîojik parametreler koaksiyal bir viskozimetreyle yardımıyla, taze betonun pompalanabilirlik deneyinde ise betonu, boru içinde harekete geçirebilmek için gereken basınç değeri (itme kuvveti) ile boru ucundan kopmadan çıkabilen beton kütlesinin ağırlığı (taze betonun kohezyonu varsayılan) tayin edilmiştir. Betonun kohezyonu ve harcın reoîojik parametreleri arasında (kayma eşiği,To ve plastik viskozite rjpı ) lineer bir ilişki kurulmuştur. Bu reoîojik parametreler ve itme kuvveti arasında basit bir ilişki elde edilememiştir. Çimentolu malzemelerin içeriği ve kompozisyonu, kaba agreganın pürüzlülüğü, harç fazının ve betonun ilişkisini etkilemiştir. Çalışmadan Uçucu kül kısmî ikâmesinin % 15-20 mertebesinde tutulması, çimento nominal dozajının 400 kg/m altına düşürülmemesi, süperakışkanlaştırıcı katkı miktarının bağlayıcı madde içeriğine oram %2.0-2.5'i oranında kalması ile pompalanabilme, mukavemet, durabilite ve ekonomi koşullan optimum düzeyde sağlanabilir.
-
ÖgeYapı malzemelerinin güneş enerjisi karşısındaki termodinamik davranışı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1989) Dilmaç, Şükran ; Akman, M. Süheyl ; 14098 ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, binaların ısıtılması amacıyla güneş enerjisinden faydalanma konusu pasif sistem çerçevesinde ele alınmıştır. Bu amaçla, opak bina kabuğundan emilebi lecek radyan enerji (güneş enerjisi) ve bu enerjinin iç mekâna iletilmesi konuları daha önce yapılmış yayınlara ve bu çalışmada gerçekleştirilen deneylere dayanılarak incelenmiştir. Deneylerde incelenen malzemeler, gelenek sel sıva malzemeleri (çimento, kireç, alçı); sıvasız kul lanılabilen duvar malzemeleri (tuğla, kerpiç, beton); po limer esaslı boya ve kaplama malzemeleri olmak üzere üç grupta toplanmıştır. Bu malzemeler üzerinde monokromatik yönlenmiş emme oranları, renk, pürüzlülük, kompasite deneyleri yapılmış, optik mikroskopla 25 defa büyütülmüş yüzey filmleri çe kilmiştir. Çimento numuneler üzerinde X-ışını analizleri de yapılmıştır. Yüzeylerin gerçek atmosfer şartlarındaki davranışlarını incelemek üzere, katkılı portland çimento su, beyaz çimento, alçı katkılı kerpiç, fabrika tuğlası, harman tuğlası, polimer katkılı-kireç esaslı kaplama mal zemesi ve PVA esaslı beyaz ve siyah boyalar üzerinde albedo deneyleri yapılmıştır. Çimento numuneler ile alçı katkılı kerpiç ve fabri ka tuğlasından hazırlanmış numuneler üzerinde laboratu varda simüle edilen periyodik rejim şartlarında ortam, yüzey ve kesit sıcaklıkları ölçülmüştür. Ayrıca bu mal zemelerin birim ağırlıkları, özgül ısıları ve ısı ilet kenlik katsayıları da deneyle bulunmuştur. Teorik ve deneysel incelemelerin sonucunda yüzeyle rin monokromatik yönlenmiş emme oranlarının yüzey rengin den, pürüzlülüğünden, sıcaklığından, rutubetinden ve yüze yi meydana getiren malzemenin iç yapısından farklı biçim ve derecelerde etkilendiği belirlenmiştir. Ayrıca ışınla rın geliş açısı da bazı yüzeyler için etkili olmaktadır. Gelen enerjinin dalga boyu dağılımı, tüm yüzeyler için etkili bir büyüklüktür. Isı iletimi açısından ise, hafif ve ağır malzemelerin birlikte kullanıldığı birden fazla tabakalı kompozit elemanlar daha uygun olmaktadır. Son olarak, yüzeyden emilen radyan enerji ve bu e nerjinin iç yüze iletilmesi açılarından etkili olabilecek ideal iklim tipleri belirlenmiştir. Daha sonra ülkemizin coğrafi bölgeleri için geçerli olan iklim özellikleri, Meteoroloji Bülten' ler inden faydalanarak belirlenmiş ve her bölge için uygun olabilecek opak bina kabuğu kesitle ri teklif edilmiştir.