Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Akman, Sabiha" ile Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTürk Resminde Ekspresyonizm(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001) Akman, Sabiha ; Batur, Afife ; 107367 ; Sanat Tarihi ; Art History19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyıl başlarında birbiri ardına ortaya çıkan akımlar birbirinden etkilenerek geçmiş sanata karşı, birtakım yenilikler ve anlayışlarla çoğalmışlardır. Bunlardan Ekspresyonizm oldukça etkin bir akım olmuştur. Değişen dünya düzenine bağlı olarak, teknolojik gelişme, savaşlar, kent yaşamı sanatçılarda değişik tepkiler doğmasına yol açmıştır. Ekspresyonist resimde duygulan ön plana alan sanatçı, natüralizm'den uzaklaşır; görüntüyü kendi bilinç süzgecinden geçirerek tuvaline aktarır. Sanatta ifade her zaman sanatçının sübjektif gözlemine bağlı olarak görülen bir olgu olmuştur. Bu nedenle ifadesel anlatımın izlerini çok daha önceki dönemlerden beri sürmek mümkün. Ama 20. yüzyıl başlarında görülmeye başlayan İkinci Dünya Savaşma kadar olan süre içinde gelişen Ekspreyonist akım, bunu vurgulamayı kendine görev sayar. Ekspresyonist resimlerde renk çarpıcı olurken, figürler deforrhasyona tabi tutularak fırça vuruşları büyür, ressamın duyguları tüm gücüyle ve basitliği ile ifade edilir. Resimler çoğu kez kızgınlık uyandıran bir yapıya bürünür. İkinci Dünya Savaşından sonra figüratif Ekspresyonizm soyut Ekspresyonizmi dönüşmüş, saf renkler ve bağımsız biçimler resim dili olarak gelişmiştir. Akademik ve doğalcı anlatımın karşısında olan ekspresyonist sanatçı, doğa gerçeğine sırtını çevirerek çalışır. Kişisel duyguların aktarım çabası ağır basar. Ekspresyonizm kaynağını duygularda yoğunlaşma olarak alır. Deforme edilmiş biçimler, şiddet hisleri yansıtan bir hüzündür. Dış dünyada yer alan güzelliklerin yanında çirkinliklerin de yansıtılması görev sayılmış; insanın içindeki ölüm, yalnızlık, korku, hüzün nefret gibi duygular resme aktarılmıştır. Ekspresyonizm yalmzca resim alanında değil; tiyatro, düzyazım, mimarlık, müzik, bilim... alanlarında da etkin bir akım olmuştur. Ekspresyonizmin Almanya'da ortaya çıkışında, şüphesiz kuzey insammn sert tutumu ve Almanya'nın siyasal koşullarının etkisi yadsınamaz. Bu akım içindeki çalışmalar içsel temsillerin dışavurumudur. Ekspresyonizm belirli ırkın özellikleri ile değil, genel olarak insan psikolojisi ile ilişkilidir. Ekspresyonist sanatçılar, bu dönem içinde yaygınlaşan sergiler sayesinde dünya sanatını takip ediyorlardı. Özellikle Van Gogh'un, ruhsal duruma bağlı çalıştığı fırça vuruşları, konulan ele alışı, Gauguin'in ilkel hayata yönelmesi, rengi kullanış biçimi, Seurat'm rengi katışıksız ele alması, ekspresyonist sanatçılann teknik ve yaklaşımlanm belirledi. vu Ekspresyonizm 20. yüzyıl başlarında Belçikalı James Ensor ve Norveçli Edward Munch ile ortaya çıkar. Ensor, içe dönük insanları maskeler ve hortlaklar şeklinde verirken Munch'un ölüm, çılgınlık, hastalık, sefalet gibi temaları aktarması dışavurumculuğun habercisi olmuştur. Sanatçılar, bu akım çevresinde çeşitli gruplar oluşturdular. İlk grup, Die Brücke idi. Dört mimarlık öğrencisi tarafından kurulan grup bu yeni akımı ileriye taşıyabilecek yenilikçi gençleri gruplarına davet ediyorlardı. Doğa tam olarak bozuldu, alt üst edildi ve yeniden oluşturuldu. Amaç, resim sanatım alt üst etmekti. Kurulan ikinci grup ise, Der Blaue Reiter dir. Die Brücke, resmi sosyal bir mesaj olarak anlatıyor, Der Blaue sanatçısı ise resmi doğa ve evrenle bütünleştirip müzik ve şiirin anlatımı olarak görüyordu. Die Brücke sanatçıları figüratif anlatımı kullanırken, Der Blaue Reiter sanatçıları yavaş yavaş soyut anlatıma kaymışlardır. Bu akımın yansımaları birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, Türkiye'de de görülmüştür. Türkiye dışavurumculuğun akım olarak yaşandığı yıllarda, ne Osmanlı'nın son döneminde ne de Cumhuriyetin ilk yıllarında Batı'nın koşullarına sahip değildi. Bu düşünce ortamına uzak sanatçılarımız, akımlarla eğitim için gittikleri ortamlarda karşılaştılar. Yurda dönüşlerinde etkilendikleri, dahil oldukları akımları yansıtmışlarsa da sanat olaylarından uzaklaşmaları diğer akımların doğması ve gelişmesi için uygun düşünce ortamlarından çıkılması, sanatçılarımız üzerinde olumsuz bir etki yapmıştır. Ekspresyonizmin Türk Resim Sanatında yansımaları, Almanya'ya burslu okumaya giden Akademili sanatçılar sayesinde olmuştur. Bu sanatçılar Almanya'da akademik eğitim alırken bu ülkedeki bir takım sanat olaylarından da uzak değillerdi. Yurda döndüklerinde düzenledikleri ilk sergilerinde, Türkiye'de hala varlığını sürdürmekte olan empresyonist akıma karşı farklı yaklaşımlarını sergilemeye başladılar. Bu bağlamda ilk ekspresyonist sanatçılar diyebileceğimiz; Ali Avni Çelebi ve Zeki Kocamemi'yi görürüz. Almanya'daki akademik eğitimleri sırasında karşılaştıkları örneklerden etkilenen sanatçıların eğilimlerinin değiştiği görülmüştür. Daha çok kübist-ekspresyonist uzantılı bu resimlerde alt yapı sağlamlığı görülür. Bu sanatçılarımız, coşkulan, heyecanlan ve duyarhlıklan açısından ekspresyonist özellikler taşırlar. Bu akımda göze çarpan abartılar ve biçim bozmalar, anlatımın en önemli özelliği olan dinamizmi, yaşamsallığı ve yalınlığı vurgular. Kişisel yaklaşımlarla ekspresyonist anlayışa dahil olan iki sanatçımız, Fikret Mualla ve Aliye Berger'dir. Fikret Mualla, Ekspresyonizm ve Fovizm kanşımı bir anlatımla gündeme gelir. Heycanlı, fırtınalı yaşamı ve iç dünyası resimlerine yansımıştır. Duyarlı bir yaklaşım içinde, yoğun biçimbozmalanyla Mualla, Türk resim sanatında ekspresyonist çalışmalanyla yerini alır. Aliye Berger daha çok gravür çalışmalanyla tanınır. Yaşamından etki alanlanyla meydana getirdiği eserlerinde dış gerçekliği kendi iç dünyasından geçirerek aktanr. vııı Bu akımın uzun yıllar gündemde kalmasına bağlı olarak, günümüz sanatçılarının da eğilimi haline gelmiştir. Bu anlayış içinde, günümüz sanatçılarından daha yoğun olarak akımla ilişkilendirebileceğimiz Mehmet Güleryüz, Neşe Erdok, Alaettin Aksoy, Burhan Uygur çalışmada yeralmışlardır. Türk sanatçılar ekspresyonist anlatımı oldukça kişisel ele almışlardır. Almanya'da ortaya çıkan ve gruplaşmalara neden olan Ekspresyonizmin gelişim süreci ve sanatçıların ortak tavırları bu bağlamda Türk Resim Sanatına uzaktır. Çağdaş dünyanın yeni yaşam biçimleri, insan ilişkileri, sanat üzerinde doğrudan etkm olmuş; bu karmaşık algılanılması zor dünyaya ve insanın dünya üzerindeki yapıp etmelerine karşı sanatçılar eserleriyle tepki vermeye devam edegelmişlerdir. Bu noktada ekspresyonist çizgi bozulmaz. Aynı zamanda ekspreyonist akım soyut resme gidişi de hazırlamış çağdaş sanat içinde yeni biçimlerin doğmasına yol açmıştır.