Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Kızıldere, Selda" ile Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Ögeİstanbul'da birinci ulusal mimarlık dönemi yapıları'nın kent bütünü içindeki yerinin değerlendirilmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005) Kızıldere, Selda ; Sözen, Metin ; 175090 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryTürk mimarlık tarihi yazımında 1908-1930 yılları araşma tarihlendirilen Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi yapılan, Batılılaşma döneminden başlayarak Tanzimat'ın ilam ile devam eden modernleşme programı çerçevesinde biçimlenişini sürdüren İstanbul'da 20. yüzyılın başında görülmeye başlar. Bu dönem mimarlık çevresi batı kökenli mimarların 19. yüzyıl sonu eklektisist tutumlu yapılarından oluşmaktadır. Bu yapılar kentin tarihsel ve geleneksel dokusunda çözülmeyi başlatmışlardır. Osmanlı Devleti'nin çöküş dönemi, dış borçlarla birlikte ülkede yerleşik hale gelen yabancı sermayenin yaptırımlarıyla yeni bir imar hareketini de içermekteydi. Dünyadaki yeni ekonomik düzene olumsuz şartlar dahilinde eklemlenen Osmanlı ülkesi liman kentlerim yabancı sermayeye bırakmıştı. En büyük liman kenti İstanbul'da yeni ve gelenekselin çok dışında bir ticaret merkezi oluşmuştu. 19. yüzyıldan beri yönetimin batı kentlerine benzeyen "güzel" kent yaratma eğilimi ve yabancı sermayenin yeni yapı tiplerini finanse etmesiyle kentte iki yönlü gelişim çizgisi İstanbul'dan modern bir kent yaratma sürecini hızlandırmıştır. İstasyon, banka, kışla, depo gibi yapıların kent içinde işlerlik kazandığı bu dönemi izleyen yıllarda batıda eğitim almış yada yabancı hocalar tarafından yetiştirilmiş Türk mimarların öncülüğünde Birinci Ulusal Mimarlık Akımı başlamıştır. Özellikle bu dönemde etkin olan Jön Türk Hareketi'nin uzantısı durumundaki İttihat ve Terakki'nin de desteklediği Ulusçuluk düşüncesinin de etkisiyle batılı mimarların eklektisist tanımlarına bir tepki ile oluşan bu akım getirdiği eleştiriye karşın yine eklektisist bir tutumla Osmanlı klasik dönem mimarlığının öğelerini yeni Türk İçimliğini tanımlayıcı biçimler olarak kullanmıştır. Plan şemalarında batının klasik disiplinini özenle uygulayan bu mimarlar yeni bir plan aramak yerine cephe düzenlemesine ve bezeme programına daha çok önem vermişlerdir. Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi yönetim ve ideoloji değişse de yönetici erkle olan olumlu ilişkileri dolayısı ile her zaman Mimarlık ve ideoloji ilişkisinin irdelendiği çalışmalarda ilk örnek olarak tartışılmıştır. Gerçektende Birinci Ulusal Mimarlık II. Abdülhamid, İttihat ve Terakki yönetimi ve Erken Cumhuriyet döneminde de destek bulmuştur. Bu desteğin ortak nedeni yerellik olmalıdır. Örneğin II. Abdülhamid kendi otoritesinin ispatı için çok gerekli bulduğu postahane binasının yapımım genç bir Türk mimar olan Vedad Tek' e vermiştir. Yönetimle olan bu olumlu ilişki eski formların reddi, yeni mimarlık akımlar ve Cumhuriyet yönetiminin yem kimlik kodlarına uymaması nedeniyle bozulmuştur. Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi'nin İstanbul'daki gelişimi Ankara'dakinden farklı bir yol izler. Daha çok I. Dünya Savaşı'na dek yoğun olarak süren yapı faaliyeti bu dönemden sonra yavaşlar, Cumhuriyet'le birlikte Merkez Ankara olur. İstanbul'da öncelikle tarihi yanmada da örneklerim gördüğümüz Birinci Ulusal Mimarlık yapılan buradaki ticaret merkezini şekillendirirler. Buradaki en büyük örneklerden biri Mimar Kemalettinin 4. Vakıf Hanı'dır. Günümüzde, yâpıldıkları dönemde VI batıdaki uygulamalar kadar başarılı bulunan bu yapılar büyük ve modern donanımlı kent yapılandır. Postahane, iş hanları, iskeleler, yönetim yapılan, depolar, apartmanlar, okullar, anıtlar bu dönemin yapı envanterinde yer alırlar. Genellikle küçük Ulusalcı kent odaklan yaratan bu yapılar kent-mimarlık organizasyonunun henüz yerleşmediği bir dönemde küçük şehircilik denemeleri gibidir. Bu denemelerin henüz ciddi organizasyonlar olmadığı yapıların bu dönem mimarlığında hala tek ürün olarak değerlendirilmesi, gösterişli ve masraflı yapılar olmasıyla açıklanabilir. Yine de zaman içinde gelişen bir çabadan söz edilebilir. Teknik olarak batılı örnekler kadar başarılı uygulamalar olan bu yapılarda kent yaşamına yeni dahil olan asansör, elektrik, havalandırma, merkezi ısıtma sistemleri, çamaşırhane, kömürlük gibi ortak kullanım alanlarda bulunmaktaydı. Mimar Kemalettinin Harikzedegan Apartmanlar bu unsurların kullanıldığı yapılardandır. Bu yapıların İstanbul kentindeki gelişim çizgisi ekonomik koşulların değişmesi ve merkezin Ankara'ya geçmesi ile kırılmış, belki bilinçli bir şehircilik organizasyonu içinde yaydım alam bulabilecek Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi yapılarının üretimini durdurmuştur.