Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Batur, Afife" ile Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge1986-1996 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenen ve mekanları ile doğrudan ilişki kuran sergiler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Boynudelik, Zerrin ; Batur, Afife ; 92706 ; Sanat Tarihi ; Art History19.yy. sonlarından başlayıp 20.yy. ortalarına kadar devam eden dönem genel olarak MODERN DÖNEM olarak adlandırılır. Modern dönem ve genel olarak bu dönem içinde hayatın hemen her alanında hakim olmuş olan düşünce biçimi temel olarak 19.yy. eklektisizmine karşı oluşturulmuş bir harekettir. 19.yy. içinde yaşanan eklektik ve bunun yarattığı karmaşıklık içinden çıkış yolu olarak Modem dönem bir ideoloji olarak Aydınlanma dönemi felsefesini benimsemiş, bu felsefî yaklaşımın insan ve akıla verdiği değeri ve buna bağlı kavramları kullanarak kendi felsefesini oluşturmuştur. Bu yaklaşım, edebiyattan sanata, mimariden siyasi düşüncelere kadar hayatın hemen her alanında etkili olmaya başlamıştır. 20.yy. ortalarına gelindiğinde Modern dönem ideolojisi, özellikle mimari ve plastik sanatlardaki uygulamaları artık kuşku ile karşılanmaya başlanmış ve dolayısıyla Aydınlanma felsefesi terim ve kavramları yeni bir gözle okunmaya çalışılmıştır. Geçmişle tüm ilişkilerin kesilmeye çalışıldığı, en somut örneklerini mimarlık alanında görebildiğimiz, bu alanda kendi iç kuralları ve söylemini oluşturmuş olan Modern dönem ve daha dar anlamı ile Modern mimari sorgulanmaya başlanmıştır. Değişen toplumsal düzenler, ekonomik koşullar, siyasi tercihler bu yeni durumun yeni bir kavram ile açıklanması gereğini ortaya çıkarmıştır. Bu yeni durum, uzun süre üzerinde tartışıldıktan sonra önce mimari alanda kullanılmaya başlanıp, daha sonra her etkinlik alanına kaymaya başlayan Post-Modernizm ile açıklanmaya/tanımlanmaya başlanmıştır. Türkiye'de de Cumhuriyetin kurulması ile birlikte yeni bir toplum ve kent ima¬ jı yaratma çabalan gündeme gelmiş, bu beklentiye en iyi cevaplar dönem ola¬ rak da uygunluk göstermesi bakımından Modern düşünce ve Modern mimari anlayışta bulunmuştur. Bugün ise tüm dünya toplumlarında yaşanan, öncelikle mimari alanda Modernizm'e bir karşı çıkış olarak kabul edilen Post-Modernizm Batı toplumlarında olduğu kadar özgür ve cesurca olmasa bile Türkiye'de de özellikle edebiyat ve mimari alanlarında ve daha geniş bir çerçevede bakıldığın¬ da günlük yaşam içinde etkili obuaya başlamıştır. Bu çalışmada, günümüzün bu gerçeğinden yola çıkılarak, daha dar bir çerçeve de, özellikle mimari uygulamalar bağlamında ve istanbul kenti ile sınırlanmış olarak örneklenmeye çalışılmıştır. Örneklerde Modern mimariye bir karşı çıkış olarak gündemi meşgul eden ve özellikle de Modern mimari'nin kesinlikle kaçındığı tarihçilik konusunda Modern mimariye tarihsel referansları kullanması bakımından taban tabana zıt olan Post-Modern mimarinin tarihsel biçim kullanma serbestliği ortak özellik olarak ele alınmıştır. Yapılan çalışma Türkiye'de, Batı ülkelerinde olduğundan farklı bir biçimde özellikle vitrin düzenlemelerinde daha yaygın olarak kullanıldığı sonucuna ulaşılmasına neden olmuştur. Çünkü Batı toplumlarında yapıların tamamında da en az vitrin düzenlemeleri kadar yaygın bir kullanım söz konusudur.
-
ÖgeLéon Parvillé : Osmanlı modernleşmesinin eşiğinde bir Fransız sanatçı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002) Aoki, Miyuki ; Batur, Afife ; 175084 ; Sanat Tarihi ; Art History"Leon Parvillee: Osmanlı Modernleşmesinin Eşiğinde Bir Fransız Sanatçı" adlı bu tez, 19. yüzyılda hem Osmanlı İmparatorluğu'nda hem Fransa'da yaşamış Fransız sanatçı Leon Parvillee (1830-1885) üzerine yapılmış monografîk bir çalışmadır. Tezin başlıca iki amacı vardır: Birincisi, yalnızca bazı yapıtları bilinen Parvillee'nin hayatını daha kapsamlı bir şekilde ortaya çıkarmaktır. İkincisi ise, şimdiye kadar sınırlı konular üzerinde tartışılmış Parvillee'nin çalışmalarım, daha geniş bir perspektif içine değerlendirmektir. Birinci amacın tamamlanması için, hem İstanbul'da hem Fransa'da arşiv belgeleri araştırıp derlenmiştir. Sonuçta, özellikle Parvillee'nin İstanbul'daki etkinlikleri, çağdaş meslektaşları ve iş ortamı hakkında şimdiye kadar hiç bilinmeyen bazı bilgiler elde edildi. Tezin ikinci amacı olan yeni perspektifi kurmak üzere de, Osmanlı modernleşmesi ve modernliğinin yarattığı kategori kavramları üzerinde duruldu. Heykeltraş olarak yetişmiş Leon Parvillee, genç yaşta Osmanlı İmparatorluğu'na gelip İstanbul'da bir atölye sahibi olur. Özellikle 1867 Paris Evrensel Sergisi 'nde Osmanlı Pavyonu'nun inşaasmda edindiği deneyimle kendini mimar olarak tanımlamaya başlayan Parvillee, vefat ettiği zamanki belgelerde ise seramik sanatçısı olarak kayıdedilmiştir. Tek sözcükle ifade edilemeyen bu kişilik, "meslek" kavramınm sınırlarının belirsizleşleştiği dönem ile de ilgilidir. Parvillee'nin yaşadığı sınır durumu, sadece meslek alanları ile kalmamıştır. Bir Fransız olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşamış olan Parvillee, kültürel olarak da, iki farklı dünyanın arasında kalmıştır. Avrupalı tasarımlara yönelmiş olan Osmanlı İmparatorluğu'nda bir Parisli olarak bu gereksinmeyi karşılar ve Paris'e döndükten sonra da, deneyimli bir uzman olarak Türk mimarisi ve süslemesi hakkında bir kitap çıkartır ve Osmanlı çinilerinden esinlenerek seramikler üretmeye başlar. Modernleşmenin eşiğinde Osmanlı İmparatorluğu'nda uzun yıllar yaşayan Leon Parvillee, kimlik arayışı içinde bulunan tipik bir 19. yüzyıl sanatçısıdır.