FBE- Yapı Bilimleri Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Mimarlık Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Yazar "Bodur, Alper" ile FBE- Yapı Bilimleri Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeGecekondu Tasfiyesine Dayalı Konut Üretim Sürecinin Yaşam Kalitesi Üzerindeki Etkilerine Yönelik Bir Çözümleme: İbb Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017-03-21) Bodur, Alper ; Dülgeroğlu, Fazilet Yurdanur ; 10142091 ; Yapı Bilimleri ; Construction Sciencesİster kırsalda ister kentte olsun bütün temel gereksinimlerin başında insan onuruna yakışır bir yaşama hakkının olması gelmektedir. Şehir içerisindeki hareketlilik ekonomik koşulların uygunluğuna bağlıdır. Ancak geçmişten günümüze gelinen süreçte ekonomik koşullara bağlı olarak yaşama hakkının nesilden nesile değiştiği, yoğunluğun artmasına ters bir şekilde kentlerde yaşamanın daha da zorlaşmakta olduğu ve yaşam kalitesinin azaldığı görülmektedir. Literatürde, yaşam kalitesi ile ilgili birçok çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalarda ortak yanlar bulunmasıyla beraber farklı içeriklerin de olduğu görülmektedir. Yaşam kalitesi, bireyin kendisi ile ilgili olduğu kadar, içinde yaşadığı sosyal, ekonomik ve fiziksel çevre ve toplumlada ilişkilidir. Şehir hayatında, sosyal, ekonomik ve fiziksel çevrenin etkileşimi ile belirlenen yaşam kalitesi, merkezi ve yerel karar vericilerin uyguladığı ve aldığı kararlarla doğrudan ilgilidir. Yaşam kalitesi ile ilgili olarak kentli nüfusa hizmet götüren belediyelerin önemli görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Kentlerdeki hizmetlerin karşılanması sorumluluğunda bulunan belediyeler, sosyal, ekonomik ve fiziksel açıdan yaşam kalitesinin geliştirilmesine yönelik altyapı, güvenlik, çevre, barınma, ekonomik faaliyetler, eğitim, sağlık gibi pek çok konuda sorumluluk ve görev sahibidirler. Belediyelerin bu sorumluluklarını yerine getirirken yetersiz kaldıkları da ortadadır. Gecekondulaşmanın ortaya çıkması ve devamında altyapısız ve sağlıklı olmayan bir yapının oluşması buna bir örnektir. Gecekondulaşmanın yoğun olarak yapıldığı alanlar henüz kentleşme düzeyine ulaşamamıştır. Bu sebeple merkezi yönetim başta olmak üzere kamu ve özel sektörün yoğun gündemini meşgul eden dönüşüm projelerinin baş aktörlerinden biri durumuna gelmiştir. Modern bir şehircilik görüntüsü vermediği düşünülen bu alanlar muhtelif dönüşüm projelerinin hedefi konumundadır. Böylelikle konut, gecekondulaşma süreciyle beraber, en önemli hizmet sunumlarından biri olmakla birlikte hizmetin yeterince verilememesinden ötürü çözümlenmesi neredeyse olanaksız bir sorun olarakta ortaya çıkmıştır. Yaşam kalitesi, çözülmesi oldukça zor sorunlar yumağında arka planda kalmış, ekonomik ve sosyal sebeplerden ötürü neredeyse hafızalardan silinmiş, ancak şimdilerde kentsel dönüşüm projeleriyle beraber belediyelerin ve diğer kurumların hedeflerinden biri haline gelmiştir. Ülkemizde, insanların kırdan ayrılarak kente doğru yapmış oldukları göçle kentlerdeki aşırı nüfus artmasıyla beraber çarpık kentleşme ve gecekondular ortaya çıkmıştır. Ciddiye alınması gereken bir olgu olan gecekondulaşma süreci, gündemdeki kentsel dönüşüm projelerine de temel teşkil etmektedir. Bunun sonucunda günümüzde devlet ve belediyeler aracılığıyla dar gelirlilerin konut sorununa çözüm bulmak ve gecekondulaşmayı önlemek ve kentin yaşam kalitesini artırmak amacıyla sosyal konutlar üretilmektedir. Çalışma ile, gecekondu tasfiyesine dayalı konut üretiminin, diğer bir deyişle sosyal konut üretiminin, gecekondu sahiplerinin yaşam kalitesi üzerindeki etkilerinin ortaya koyulması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada kullanılacak gösterge setinin oluşturulmasında, literatürde farklı bakış açıları ve farklı yaklaşımlara göre pek çok tanımı yapılan yaşam kalitesi kavramı ile ilgili yapılan çalışmalar incelenerek bir sistem geliştirilmiştir. Yapılan çalışmalarda, yaşam kalitesinin oluşturulmasında, kavramın birden fazla boyutlu olması, oldukça geniş bir alanı kapsaması, farklı amaçlarla ortaya çıkması, bu amaç ve hedeflere bağlı olarak farklı göstergeler ve farklı değişkenler sistemi içerisinde açıklanmaya çalışıldığı anlaşılmıştır. Gecekondu tasfiyesine dayalı konut üretiminin hane halklarının yaşam kalitesine etkilerini anlamaya yönelik yapılan çalışmada (1) yaşam durumu, (2) fiziksel faktörler, (3) çevresel faktörler, (4) sosyal ilişkilere yönelik karşılaştırmalar, (5) hizmetlere erişim, (6) ekonomik faktörler, (7) genele yönelik memnuniyet başlıklarından oluşan 7 temel kategori ve bu kategoriler altında yer alan toplam 80 gösterge belirlenmiştir. Çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin imal ettiği konutlarda oturan hane halklarının uygulama öncesi ve sonrasındaki yaşam kalitelerinin nasıl etkilendiği irdelendiğinden çalışmanın kapsamını İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mesken Müdürlüğü tarafından üretilen gecekondu tasfiyesine dayalı konut uygulamaları oluşturmaktadır. Bu sebeple, çalışmanın kapsamı ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mesken Müdürlüğü’nden veriler elde edilmiştir. Araştırmacının daha önceden aynı birimde görev yapıyor olmasının getirdiği avantaj ile verilerin elde edilmesinde genel olarak bir zorluk yaşanmamış ancak, süreç içerisinde verilerin doğruluğu ve güvenilirliği test edilmiştir. Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mesken Müdürlüğü konut üretimi süreci, tasfiye çalışmalarından başlamak üzere hane halklarına olan tahsis tarihine kadar süreçle ilgili bilgi edinilmiştir. Tez kapsamında, yaşam kalitesi ile ilgili göstergeler bağlamında İstanbul İli sınırları içerisinde alan çalışması yapılmıştır. Araştırma modelinin oluşturulmasıyla birlikte anket soruları oluşturulmuş, pilot anket çalışması yapılarak sorular nihai haline getirilmiş ve İ.T.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından sağlanan proje desteği ile bir firma ile anlaşılmış ve toplam 506 adet hane halkı ile görüşme yapılmıştır. Yüzyüze görüşülerek gerçekleştirilen uygulamada; yanıtlayıcıların başkalarının etkisinde kalmamalarına özen gösterilmiş, anlaşılmasında zorluk çekilen noktalarda gerekli açıklamalar yapılmış, ankette yer alan soruların tamamının eksiksiz yanıtlanması sağlanarak anketlerin geri dönüşü sürecinde yaşanabilecek riskler ortadan kaldırılmıştır. Saha çalışmasıyla beraber demografik özelliklere göre yaşam tercihlerinin nasıl değiştiği analiz edilmiştir. Yapılan çalışmalar, önceden belirlenen varsayımlarla karşılaştırılmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Bu çalışma, yukarıda bahsedilen konularla ilgili atılacak adımların daha ayrıntılı düşünülmesini sağlamak ve gecekondu tasfiyesine dayalı konut üretiminin etki ve verimliliğini artırmaya yönelik bir yönetim veya model yaklaşımına gereksinim olduğunu göstermek için önem arz etmektedir. Türkiye’de, yukarıda açıklanan tüm bu çalışmaların nasıl bir yöntemle yapıldığı ile ilgili elde mevcut ve güncel bir bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Çalışmanın gerçekleştirilmesi sonucunda ortaya çıkacak öneriler ve sorunlara yönelik çözümler, en önemlisi uygulamayı yapan birimler açısından bilimsel bir altlık oluşturacaktır. Bu çalışma sonucu, uygulamaların bilimsel bir temele oturtularak yapılması hem uygulayıcılar açısından hem de gecekondu sakinleri açısından daha birleştirici olacak ve karşılıklı iletişimi güçlendirecektir.