LEE- Müzikoloji ve Müzik Teorisi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Yazar "Gürenç, Cüneyt" ile LEE- Müzikoloji ve Müzik Teorisi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeMüzik miksinin okülersentrik dönüşümü üzerine bir değerlendirme(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-09-13) Gürenç, Cüneyt ; Kakı, Sertaç ; 414182002 ; Müzikoloji ve Müzik Teorisi19.yüzyılın son çeyreğinde, sesin Edison tarafından tekrar çalınabilir biçimde ilk kez kaydedilmesiyle başlayan süreç, gelecekte ses üretiminde birçok uzmanlığın ortaya çıkmasının arkasındaki ana itici güç olmuştur. 1960'lı yıllardan itibaren profesyonel bir meslek haline gelmeye başladığı düşünülen müzik miksleme olgusunun ilk temellerinin yaklaşık bir asır önce atılmaya başlandığı düşünülmektedir. Diğer taraftan, bu yüz yıllık dönem aynı zamanda tarihin hemen her alanda en hızlı değişim ve dönüşümlerinin yaşandığı bir süreç olarak da kabul edilmektedir. Bu anlamda hem üretim hem de tüketim bağlamında sözü edilen değişim ve dönüşümlerden müzik üretim süreçlerinin de fazlasıyla etkilendiği düşünülmektedir. Bu tez çalışması, günümüz ses üretim süreçlerinin tamamını etkisi altına aldığı düşünülen okülersentrik üretim pratiğini, müzik miksi bağlamında değerlendirebilmeyi amaçlamaktadır. Müzik miksleme olgusunun, bahsi geçen pratikten ne derecede etkilendiği ve bu etkileşimin varsa muhtemel sebeplerinin neler olabileceği değerlendirilmeye çalışılacaktır. Müzik endüstrisinin üretim bağlamındaki temel tesisi olarak kabul edilen ve bu misyonu uzun yıllar sürdürmüş olan kayıt stüdyoları ile tanışmam analog dönem olarak bilinen sürecin sonlarına denk gelmektedir. Yaklaşık otuz yılı bulan bu süreçte, müziğin üretim ve tüketim pratiklerinin, radikal bir şekilde dönüştüğüne şahit olduk. Elbette teknolojik yenilenmenin getirisi olarak hayatın birçok alanında olduğu gibi müzik üretim süreçlerinin de modern araç gereçlerin desteğinden faydalanması kaçınılmaz olmuştur. Bu çalışma, müzik miksleme pratiğinde yaşandığı öngörülen, okülersentrik modalite değişiminin hem teknolojik boyutunu hem de süreci yönlendirdiği düşünülen başka parametreleri araştırmak ve tartışmak üzerine kurgulanmıştır. Sesin veya müziğin üretim ve tüketim pratiği geleneksel bağlamda hep duysal modalite üzerinden işleyen bir süreç olmuştur. Diğer taraftan yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren yükselmeye başlayan dijitalleşme ve özellikle bilgisayar teknolojilerinin ses üretim zincirine dahil olmaya başlamasıyla birlikte, müziğin hem üretim hem de tüketim dinamiklerinin önemli ölçüde dönüşüm geçirdiği bilinmektedir. Bu türlü bir değişimi, a priori bir yaklaşımla teknolojik inovasyonun doğal bir sonucu olarak görmek mümkündür. Bu çalışmaya başlarken elimizdeki tek verinin de bu yönde olduğunu söylemek mümkündür ancak ilerleyen süreçte literatür çalışmasının genişlemesiyle elde edilen bilgiler ışığında, teknolojinin bu türlü bir dönüşümde etkili olabileceğini ve bununla birlikte başka parametrelerin de süreci yönlendirmiş olabileceği yönünde araştırmayı genişletmiş olduk. Diğer taraftan, müzik üretim süreçlerinin teknolojik ilerleme veya yenilenmeyle dönüşmüş olması ilk tespitte doktora tezi seviyesinde araştırılacak bir problem olmaktan uzak gibi görünebilir. Bununla birlikte, bahsedilen bu durum beraberinde bir tür duyusal modalite değişimine işaret ediyorsa, ortaya çıkan bu olgunun muhtemel nedenlerinin araştırılmasınınönemli olduğunu düşünebiliriz. Müzik dinleme pratiklerinin çok uzun zamandan beri görselleşmenin yoğun hakimiyeti altında olduğu ve hatta neredeyse son birkaç on yılda müziğin görselleşmenin dekoru haline gelmiş olabileceği üzerine tartışmalar süregelmektedir. Bu bağlamda, müzik üretim süreçlerinin de çağımızın hakikat rejimi olarak bahsedilen görselleştirmeden fazlasıyla etkilendiği düşünülmektedir. Bu bağlamda, günümüz müzik üretim zincirinin önemli bir halkası olarak kabul edilen müzik miksi olgusunun, uygulama süreçlerinde kullanılan duyusal modalite bağlamında bir tür paradigma değişimi yaşadığı öngörülmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde, günümüz ses alanındaki birçok uzmanlığın ve meslek dalının ortaya çıkma sebebi olarak kabul edilen, sesin kayıt altına alınma serüveni ve tarihsel arka planı özet bir şekilde ele alınmış, miks mesleği ve sanatının doğuşuna giden yol irdelenmiştir. Diğer taraftan, çalışmanın genel içeriğinin "sistematik müzikolojinin" alt disiplini olarak kabul edilen "müzik ve kayıt teknolojilerini" yoğun olarak adreslemesi nedeniyle, bu bölümde ilgili kavram hakkında da özet bir metin çalışmaya dahil edilmiştir. Üçüncü bölümde miks olgusunun kavramsal tanımı, tarihsel arka planı, miks türleri, günümüz miks süreçlerinde kullanılan temel parametreler ve miks sanatının uygulayıcıları miks mühendisleri hakkında genel bir çerçeve çizilmiştir. Dördüncü bölümde, okülersentrizmin antikiteye kadar uzanan tartışmalarına göz atılmış ve kavramın günümüz müzik miksleme süreçlerindeki durumu tartışılmıştır, bununla birlikte müzik miksi olgusunda yaşandığı öngörülen okülersentrik dönüşümün olası nedenleri de bu bölümde sıralanmış ve tartışılmıştır. İnsanın, tarihsel süreç içerisinde sesi görselleştirme serüveni ve günümüzde görselleştirmenin müzik üretim süreçlerinin temel dayanağı haline gelmesi de yine bu bölümün başlıklarından birisidir. Yine bu bölümde, uzun yıllar miks süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olarak varlığını korumuş ve günümüzde yerini yazılımsal metaforlarına terketmeye başlamış olan miks konsollarının, tarihsel süreç içerisinde geçirmiş olduğu görselleşme süreci de yine bu bölümde incelenmiştir. Tez çalışmamızın sonuç bölümünde, araştırmada elde edilen bilgiler ışığında müzik miksleme süreçlerinin veya daha genel kapsamda günümüz ses üretimi pratiklerinin hemen her sürecinde, okülersentrik modalite kulanımına dayalı bir üretim pratiğinin yaygınlık kazanmakta olduğu ve bu yeni paradigmanın giderek yükselen bir değer haline gelmeye başladığı ileri sürülmüştür. Günümüzde ortaya çıktığı düşünülen okülersentrik merkezli üretim pratiğinin, bilgisayar teknolojilerinin yirmibirinci yüzyıl başları itibariyle daha ulaşılabilir hale gelmesi, müzik teknolojileri dergilerinin süreci yönlendirmesi, insan doğasının okülersentrik yapısı, duyma modalitemizin problematik durumu, skeomorfik tasarım anlayışı, plugin üreticilerinin yönlendirmesi ve video paylaşım platformlarının yönlendirmesi gibi nedenlerinin olabileceği gözlemlenmiştir. Diğer taraftan, müzik üretim süreçlerinde veya daha özelde müzik miksleme olgusunda ortaya çıktığı düşünülen duyusal modalite değşiminin süreç içerisinde neden olmuş olabileceği muhtemel nedenler de bu tez çalışmasına dahil edilmiş ve elde edilen bilgiler şığında tartışılmıştır Çalışmanın sonuç ve tartışmalar bölümünde; bahsedilen paradigma değişiminden dolayı ortaya çıkması muhtemel durumlar tartışmaya açılmıştır. Bu bağlamda, genel olarak müzik üretim süreçlerinde daha özelde ise müzik miksleme pratiklerinde ortaya çıktığı düşünülen paradigma değişimi konusunda, müzik teknolojileri veya müzik üretiminin herhangi bir sürecinde yer alan herkeste, bir farkındalık yaratılabilmesi ve duysal modalitenin yeniden kazanılabilmesi için gerekli reflekslerin oluşturulabilmesi,bu çalışmanın sonuç bölümününde bahsedilen temel hedeflerden birisidir. Diğer taraftan, henüz ulusal akademik yazında oldukça sınırlı sayıda yer bulan müzik miksi araştırmalarının, gelecekte yapılacak çalışmalara da bir ışık tutabilmesi tezin ikincil amacı olarak belirtilebilecektir. Çalışmanın EK-A bölümünde, günümüz miks pratiğinin okülersentrik düzleme taşınması konusunda yönlendirici bir politika izledikleri düşünülen eklenti üreticilerinin ürünlerine dair bir dizi görsel örnek olarak paylaşılmıştır. EK-B bölümünde müzik üretim süreçlerini yönlendirdiği düşünülen ve tez içerisinde tartışılan skeomorfik dizayn anlayışıyla üretilen eklentilere ait görsellerden örnekler paylaşılmıştır.