LEE- Afet Yönetimi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Yazar "İskender, Hikmet" ile LEE- Afet Yönetimi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeCoğrafi bilgi sistemleri ile Covid-19 pandemisinin yönetimi ve bir salgın olayının yarattığı mekansal kırılganlığın CBS kullanılarak tespit edilmesi: Beşiktaş ve Sarıyer(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-24) Demir, Gülnur ; İskender, Hikmet ; 801181048 ; Afet YönetimiGünümüzde teknoloji hızla gelişip bir çok soruna çare olsa da, yetersiz kaldığı alanlar olabiliyor. Dünyamız 2019 senesinin aralık ayından beri görünmeyen bir düşmanla yani bir virüsle savaşmaktadır. Dünyamız, ortaya çıkan koronavirüs ile savaşırken bir çok sorunla karşı karşıya kalmıştır ve gerekli tepkiyi gelişen teknoloji ve tıbbi yöntemlere rağmen çok hızlı bir şekilde verememiştir. Bu durum yeni nesil bir salgının teknoloji ile nasıl yönetilebilir sorusunu daha çok akıllara getirmiştir. Yaşadığımız çağda nüfusun hızla artması ve kaynaklarımızın kısıtlı olmasından dolayı yaşamımızı sürdürülebilir hale getirebilmek için kaynak planlamasıNA ve yönetimine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeple son dönemlerde veri ve veri biliminin önemi ön plana çıkmaktadır. Coğrafi bilgi teknolojileri farklı disiplinlere veri sağlayan, verilerin analiz edilmesine ve farklı veri tabanlarının entegre bir şekilde çalışmasına olanak sağlayan bir sistemdir. Bir nevi veri havuzu niteliğindedir. Aynı zamanda konumsal verilerle çalışabilen ve bu sebepten zamandan ve ekonomiden tasarruf ederek, hızlı karar üretebilmemizi sağlayan bir sistem olarak ön plana çıkmaktadır. Dünyamızın son üç yıldır mücadele ettiği virüs artık bir salgın haline gelmiştir. Pandemi süreci aslında bir afetin içerisinde olduğumuzu bize göstermiştir. Bu sebeple pandemi döneminde en iyi şekilde korunabilmek ve kaynakları en iyi şekilde yönetebilmek için bütünleşik bir afet yönetimi uygulanmalı, bu uygulamalar da veri biliminin ışığında yapılmalıdır. Dolayısıyla pandemiyi etkin bir şekilde yönetebilmek için afet yönetimi uygulamaları coğrafi bilgi teknolojileri ile entegre edilerek planlamalar yapılmalıdır. Bu çalışmada, Türkiye'nin en büyük metropolü İstanbul ilinin komşu olan Beşiktaş ve Sarıyer ilçelerinde koronavirüsün meydana getirdiği mekânsal kırılganlığın ne derecede olduğu ve afet yönetimi kapsamında ilk olarak hangi alanlara müdahale edilmesi gerektiği, coğrafi bilgi sistemleri ile incelenerek ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmalar sonrasında sonuç kısmı oluşturularak değerlendirmeler ve öneriler paylaşılmıştır.
-
ÖgeOrman yangını risklerine karşı aloha destekli bir zarar azaltma çalışması; Sarnıç Tepe Mesire Alanı ve Hayvanat Bahçesi örneklemi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-21) Yağmur, Sinem ; İskender, Hikmet ; 801211012 ; Afet YönetimiOrmanlar, dünya oksijen çevrimindeki aktif rolleri ile doğal yaşamın en önemli unsurlardan biridir. Dört mevsimi yaşayan, ılıman iklim özelliklerine sahip ülkemizde de bu durum farklı değildir, orman varlığı ve çeşitliliği bakımından oldukça zengin bir ülke konumundadır. Ormanlık alan kapsamında değerlendirilen bölgelerdeki yerleşik ve göçer insanların yaşamı, tabiattaki vahşi yaşam ve özellikle turistik amaçlı kullanılan ormanlık alanların sürdürülebilirliği açısından orman sağlığının sağlanması, korunması gereklidir. Orman yangınları bir ülkeyi maddi ve manevi anlamda yüksek kayıplara uğratan istenmeyen olaylardır. Ülkemizde ormanlık alan olarak kabul edilen ve birtakım faaliyetlerin/çalışmaların yapıldığı alanlarda çıkan orman yangınları, bölgedeki insan hayatını ve yaban hayatını tehlikeye atmaktadır. Ayrıca mevsimsel koşullara, arazi yapısına ve ormanın flora özelliklerine bağlı olan orman yangının ilerlemesi, büyümesi ve yayılması birbirleri ile ilintilidir. Özellikle meteorolojik koşulların değişkenliği orman yangınları ile mücadelenin en büyük zorlukları arasında gösterilmektedir. Afet öncesinde meydana gelme potansiyeli olan riskler göz önünde bulundurulduğunda, alınması gereken önlemleri, belirlenen riskler doğrultusunda zarar azaltma planlamaları ve bu risklere karşı hazırlıklı olma çalışmaları, afet sırasında müdahale uygulamaları ve afet sonrasında da toplumun afetten önceki durumuna bir an önce ulaşması için iyileştirme çalışmaları kapsamında; esnek, risk ve sonuç temelli, tamamlayıcı, birlikte çalışılabilirlik, sürekli geliştirme, liderlik ve ortaklık prensipleri temel alınarak devlet, özel kurum ve kuruluşlar, kişi ve toplumların da dahil olduğu organize etme, planlama ve uygulama çalışmaları afet yönetimi olarak tanımlanmaktadır. Bir orman yangını meydana gelmesi durumunda yetki alanında bulunan insanların tepkileri ve tahliye kararı vermeleri, bireyin cinsiyetine, yaşına, eğitim ve farkındalık durumuna göre büyük farklılıklar göstermektedir. Hayvanların herhangi bir tehlike karşısında yaşadıkları stresten dolayı hırçın, agresif hareketlerde bulundukları, kaçma dürtüsü, içe kapanma veya saklanma gibi davranışlar gösterdikleri bilinmektedir. Tahliye çalışmalarında insanlara nazaran hayvanların yönetilme ve transfer zorluğu karşımıza aşılması gereken önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle her bir hayvan türünün farklı ihtiyaçları ve zayıflıkları olabileceği göz önüne alınarak tahliye planlarının yapılması, bu planların test edilmesi ve şayet varsa eksikliklerin giderilecek şekilde yeniden revize edilmesi gerekmektedir. Tahliye çalışmaları, bir afet meydana geldiğinde afetten etkilenen tüm unsurların afetin meydana geldiği sıcak alan olarak tabir edilen bölgeden afetten etkilenme riskinin olmadığı ve afetin yayılım alanı dışında bulunan soğuk alana transferi işlemi olarak tanımlanır. Tahliye operasyonları için birçok yöntem mevcuttur, tahliye çalışmaları kapalı alan ve açık alan tahliyesi olarak iki ana başlıkta incelenebilir. Yapılan bu çalışmada açık alan tahliyesi temel alınarak yetki alanına göre tahliye özellikleri incelenmiş, bütünleşik afet yönetimi evrelerinde uygulanması gereken açık alan tahliye operasyonları sırasında karşılaşılabilecek olumlu ve olumsuz yönler irdelenmiştir. Yetki alanı olarak 36°21'29" N, 30°18'24"E koordinatlarında yer alan Antalya ili Kumluca ilçesinde 15.000 m2'lik bir alana sahip olan Sarnıç Tepe Mesire Alanı ve Hayvanat bahçesi seçilmiştir. Çalışma yapılan konumun hayvanat bahçesi kısmında sürekli olarak çalışan iki görevli ve bir nöbetçi çalışan olmak üzere toplam üç personel bulunmaktadır. Hayvanat bahçesinde kanatlı türlerden 590 adet hayvan ve 155 adet de memeli hayvan bulunmaktadır. Mesire alanı bölümünde aileler için 20 adet masa ve 30 adet sabit mangal yer almaktadır ayrıca bir çocuk parkı ve lokanta bulunmaktadır. Yetki alanına yakınlığı sebebi ile Kumluca Devlet Hastanesinin, Kumluca İlçe İtfaiye İstasyonunun, Kumluca İlçeler Terminalinin, Kumluca Farabi Meslek Anadolu Lisesi ve Yurdunun, Köpek Barınağının, Kumluca Sosyal Bilimler Lisesinin, Opet Petrol İstasyonunun, Ziraat Odası Başkanlığına ait Zeytin Yağı Fabrikasının ve hemen yan tarafında bulunan marangoz atölyesinin etki alanı içerisinde yer aldığı, bölge için hazırlanan senaryolara göre elde edilen grafiklerden bu tesislerin olası bir orman yangınından olumsuz etkilenecekleri anlaşılmaktadır. Bu çalışmada, ALOHA (Areal Locations of Hazards Atmosphere) yazılımı kullanılarak orman yangını bakımından riskli olduğu düşünülen yetki alanı için dört farklı konumda orman yangını çıkabileceği düşünülmüş ve bu durumlar için en kötü ihtimallerin yer aldığı senaryolar kurgulanmıştır. ALOHA yazılımında tehlikeli madde olarak Likit Propan Gazı (LPG) seçilerek, senaryoya göre gerçekleşecek olası bir sızıntı durumunda Kimyasal Sızıntı, Alevli Yangın ve Bleve durumları için yangın başlatılmış ve çıkan sonuçlar irdelenmiştir. Bu çalışma ile afet yönetiminin risk ve kriz Yönetimi kapsayan beş evresinin tamamının etkili ve verimli bir şekilde nasıl kullanılabileceği incelenerek, yetki alanında meydana gelebilecek bir orman yangını riskine karşı başta insan tahliyesi olmak üzere, hayvanat bahçesi kısmında bulunan alandaki hayvanların da tahliyesi için bir örnek oluşturulacaktır, olası eksiklikler belirlenerek bunların giderilmesi, uygulanacak eylemlerin düzeltilmesi sağlanacaktır. Bölgenin coğrafi, kültürel, eğitim ve afetlere karşı farkındalık durumları da göz önünde bulundurulup bu bağlamda belirlenen alan için başlatılan potansiyel orman yangınlarında erken uyarı, insanların ve bölgedeki hayvanat bahçesinde bulunan hayvanların güvenli alana transferi ve orman yangınlarında tahliye kararları incelenmiş ve öneriler sunulmuştur.
-
ÖgeSürdürülebilirlik perspektifinden petrol endüstrisinde iklim değişikliğine yönelik zarar azaltma çalışmaları: İstanbul akaryakıt istasyonları örneği( 2024-01-29) Bayram, Gönenç ; İskender, Hikmet ; 801191042 ; Afet Yönetimiİklim değişikliği, tüm dünyanın kabul ettiği en güncel ve en ciddi çevresel tehdittir. Artan hava kirliliği ile birlikte küresel ısınma hızlanmış; sera gazının olumsuz etkileri yanında doğal afetlerin sıklığı, yoğunluğu ve öngörülemezliği de artmıştır. Sıklıkla yaşanan kasırgalar, seller, kuraklıklar ve yangınlar her seferinde toplulukları ve ekonomileri olumsuz etkileyerek insan hayatına ve çevreye büyük zararlar vermektedir. Özellikle zarar görebilirliği ve kırılganlığı yüksek olan ülkelerde afetlerin etkileri daha da büyük olmaktadır. Yaşanan afetler sonrası gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin ekonomik kalkınma olanakları ortadan kalkmaktadır. Yoksul nüfusun yoğun olduğu kentlerin sahip oldukları altyapılarıyla, iklim değişikliği ve afetler karşısında kırılganlıkları artmaktadır. Bu nedenle, toplumların dirençli ve dayanıklı olma kapasitelerini artırmak, afetlerle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma için hayati önem taşımaktadır. Küresel boyutta iklim değişikliğine karşı oluşturulan zarar azaltma stratejilerine öncülüğü petrol endüstrisi göstermektedir. 1970'li yıllardan itibaren petrol ürünlerine bağlı emisyonların önlenmesi ve ekonomiye tekrar kazandırılması için teknolojik geliştirmeler ve bunları destekleyen yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu çalışmada, ülkemizde 2018 yılında yürürlüğe giren yönetmelik ile birlikte zorunluluk haline gelen akaryakıt istasyonlarında benzin kaynaklı uçucu organik bileşik emisyonunun önlenmesinin ve ekonomiye geri kazanılmasının iklim değişikliğine yönelik zarar azaltma çalışmalarına nasıl katkıda bulunabileceği incelenmiştir. Akaryakıt istasyon sayısı ve perakende satış miktarı en fazla olan İstanbul ili içinde bir akaryakıt dağıtım firmasına ait 124 adet istasyon örnekleme ile seçilerek çalışma alanı sınırlandırılmıştır. Örnekleme alınan istasyonların akaryakıt tanklarına dolum ve depolama (Faz I) ve taşıtlara ikmal (Faz II) aşamalarındaki benzin buharı emisyonları, 2022 yılına ait benzin satış miktarı, tanktaki ürün sıcaklığı, aylık ortalama hava sıcaklığı ve uçuculuk (RVP) değerleri kullanılarak literatür araştırması sonucu seçilen ampirik hesaplama modelleri ile öngörülmeye çalışılmıştır. Ayrıca Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) kullanılarak istasyonların çevresel etkileri incelenmiştir. Elde edilen veriler ışığında, yakın zamanda uygulamaya geçen benzin buhar geri kazanım sistemlerinin, benzin kaynaklı emisyonları önleyerek hem akaryakıt istasyonlarının çevresel etkisini azaltacağını hem de ekonomiye geri kazandırılan ürün buharı ile birlikte ülkemizin sürdürülebilir kalkınma ve 2053 net sıfır emisyon hedeflerine önemli düzeyde katkıda bulunacağı kesin bir biçimde değerlendirilmektedir. Çevresel sürdürülebilirlik ve emisyon azaltma çabaları, iklim değişikliği ile mücadelede kritik bir rol oynamaktadır.