FBE- Nano Bilim ve Nano Mühendislik - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Altun, Mustafa" ile FBE- Nano Bilim ve Nano Mühendislik - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeKuantum Devre Sentezi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-01-28) Susam, Ömer Can ; Altun, Mustafa ; 10063095 ; Nano Bilim ve Nano Mühendislik ; Nanoscience and NanoengineeringBu tez, tersinir devre sentezine dayalı kuantum devrelerin sentezlenmesi için yeni bir yöntem sunmaktadır. Kuantum bilgisayarlar, özellikle kuantum devrelerle oluşturulan kauntum algoritmalar, hesaplamalı alanda vaat ettikleriyle son yıllarda dikkatleri üzerine çekti. Bu bilgisayarlar, klasik bilgisayarların çözemediği kompleks problemleri hesaplamanın önünü açmaktadır. Geleneksel olarak bilgisayarlar 0 veya 1 değeri alabilen bitler ile hesaplamaları gerçekleştirirler. Bitler ile hesaplama genel anlamda oldukça etkin ve verimli olmasına rağmen bazı önemli problemlerin çözümünde yetersiz kalmaktadır. Bunun en önemli nedeni ise bitlerin deterministik olarak çalışması, yani belirli bir zaman aralığında sadece 0 veya 1 değeri alabilmesidir. Richard Feynman tarafından önerilen kuantum bilgisayar fikri, kuantum mekaniğinden faydalanarak hesaplama işlemlerini gerçekleştirme mantığına dayanmaktadır. Bu hesaplama yönteminde, veri saklama elemanları “kübit” olarak adlandırılır. Kuantum mekaniğinin süperpozisyon prensibi gereği, kübitler 0 veya 1 aynı anda hem 0 hem 1 konumunda bulunabilir. Bir başka deyişle bir kübitin değeri, 0 veya 1 olma olasılığını belirtir. Böylece, pratik limitler dahilinde olanaksız olan bir çok problem, kuantum algoritmaları ile rahatlıkla çözebilmektedir. Bu problemlerin belki de en ünlüsü kriptolojide yaygın kullanılan yarı-asal sayıların çarpanlarına ayrılmasıdır. Shor’un kübit tabanlı çarpanlara ayırma algoritması, geleneksel anlamda çözümü yüzyıllar süren durumları, hızlıca çözmektedir. Kuantum devreler, kübitler üzerinde işlem yapan kuantum kapılar kullanılarak inşa edilir. Kuantum devrelerin en önemli özelliklerinden birisi aynı zamanda tersinir (reversible) devreler olmalarıdır. Bu devrelerde, devrenin girişindeki ve çıkışındaki bit sayısı eşittir. Devrenin çıkışındaki değerler bize devrenin girişindeki değerler hakkında bilgi verir. Bu sayede devreleri çift yönlü olarak kullanabilmemize imkan sağlarlar. Tersinir devrelerin en büyük getirisi, bilgisayarlarda yüksek enerji tasarrufuna olanak sağlamalarıdır. Kuantum bilgisayarlar ile ilgili yapılan deneysel uygulamalar her ne kadar emekleme aşamasında olsa da, kuantum hesaplamanın uygulanabilir olduğunu göstermektedir. Bu noktada kuantum hesaplamanın en önemli bölümü olan kuantum devre tasarımı ön plana çıkmaktadır. Çalışmalar en az sayıda kapı kullanarak optimum devreleri sentezlemeyi amaçlamaktadır. Optimize edilmiş devreler, bir yandan güvenilirliği artırırken, diğer bir yandan çalışma süresini düşürmektedir. Şuana kadar yapılan çalışmalarda, optimum devre sentezi sadece 4 bite kadar gerçekleştirildi. Son yapılan ve 84 kübit kullanılan deneyler göz önüne alındığında, optimal devre sentezi pratik olmaktan oldukça uzak kalmaktadır. Bu, çalışmamızı hızlı sentezleme algoritmalarına yönelten motivasyonların başında gelmektedir. Literatürdeki birkaç çalışmada, özellikle yüksek bit sayısı ile sentezleme yapılanlarda, “garbage output” birimleri kullanılmıştır. Bu birimler, ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere devrede fazladan bulundurulan veri yolları olarak düşünülebilir. Bir çok yöntemde, enerji verimililiği ile ilgili problemlerinden ötürü kullanımı düşünülmemiştir. Bu nedenle çalışmamızda “garbage ouput” kullanmadık. Önerdiğimiz yöntem, istenilen fonksiyonu kuantum kapıları kullanarak verimli bir şekilde elde etmekte ve bunu iki ana aşamada yapmaktadır. İlk aşamada, permütasyona dayalı bir algoritma ile seçilen bit büyüklüğüne göre optimum sayıda kapı kullanılan “temel fonksiyonlar” sentezlenmektedir. Her temel fonksiyon için, en az kapı sayısından başlayıp, tüm kapıları ve permütasyonlarını deneyerek, fonksiyonu gerçekleştiren devreyi temel fonksiyonlar kütüphanesine ekler ve bir sonraki temel fonksiyonu aramaya başlar. Kütüphane tamamlandıktan sonra sıralama aşamasına geçilmektedir. Algoritmanın bu aşaması, en çok vakit alan kısım olmasına rağmen, temel fonksiyonların sayısının azlığı ve sıralama algoritmasının hızı, bu yöntemi literatürdeki çalışmalardan oldukça hızlı kılmaktadır. Optimum çözüm üretmeyen yöntemlerle bu devreler çok daha hızlı bir şekilde elde edilebilir ancak devre maliyetleri çok daha yüksek olacaktır. Temel fonksiyonların maliyetleri, oluşturulacak olan tüm devrelerin maliyetini etkileyeceğinden, devreleri optimum olarak sentezlemeyi tercih ettik. Devre sentezleme aşaması, istenilen fonksiyonu elde etmemizi sağlayan sıralama süreci ile devam eder. Bu süreç, algoritmamıza hızını kazandıran, yöntemimizin en önemli bölümdür. Sıralama algoritmaları, matematik ve bilgisayar biliminde uzun süredir çalışılan bir konu olduğundan, birçok farklı sıralama algoritması geliştirilmiştir. Biz çalışmamızda, “Seçmeli Sıralama” algoritmasını kullandık. Bu sıralama yöntemi, verilen fonksiyonu, doğruluk tablosu ile karşılaştırarak satır satır kontrol edip, eşleşmeyen her durum için temel fonksiyonlardan birini kullanarak, fonksiyonu adım adım birim fonksiyona çevirmektedir. Diğer sıralama algoritmalarının aksine kaydırma veya bölme işlemlerini uygulamadığından, fazladan temel fonksiyon kullanımını önleyerek, devre maliyetini düşük tutmaktadır. Örneğin, birleştirmeli sıralama, verilen sıralama kümesini öncelikle alt kümelere ayırıp, bu alt kümeleri sıralamaktadır. Ardından, oluşturulan alt kümeler, parça parça birleştirilerek her yeni birleşmede yeni bir sıralama yapılmaktadır. Sıralamalardaki yer değiştirme işlemlerinin her biri ek bir temel fonksiyon kullanımına neden olmaktadır. Aynı şekilde, eklemeli sıralama algoritmasında kullanılan kaydırma işlemlerinin her biri, bir temel fonksiyona karşılık gelmektedir. Seçmeli algoritma ile oluşturulan devrelerin maliyeti, yerdeğiştirilecek olan satırların değiştirilme sırasının, doğru bir şekilde belirlenmesiyle iyileştirilebileceğini gösterdik. Bu amaçla, çalışmamıza her fonksiyon için optimum sıralamayı bulan ek bir bölüm ekledik. Eklediğimiz bu kısım bazı devrelerin maliyetini azaltırken, programın çalışma süresini artırmıştır. İkinci aşama, oluşturduğumuz şablonları kullanarak, sentezlenen devrelerde optimizasyon yapmaktadır. Şablonlar, aynı fonksiyonu daha az sayıda kapıyla gerçekleyen ve devredeki eşdeğeri ile değiştirilerek toplam kapı sayısında düşüş sağlayan devrelerdir. Şablonlarımızı iki farklı yolla oluşturduk. Birincisi, tersinir kapı kütüphanemizi kullanarak. İkincisi de bu kütüphanedeki kapıların içlerinde bulunan kuantum kapıları göz önüne alarak. Birinci yöntem, sıralama algoritmasının uygulanmasından sonra, aynı iki kapının yanyana gelebileceği göz önünde bulundurularak üretilmiştir. İkinci türdeki şablonlarda, sentezlediğimiz devrelerde sıkça kullandığımız Toffoli kapısının, kuantum kapılarla (V, V† ve CNOT) kaç farklı şekilde gerçekleştirilebileceğini inceledik. Bu aşamada, kompleks sayılardan oluşan matrisleri kullanacağımız için, MATLAB programını kullandık. Devre içiersinde Toffoli kapısının yanına gelen CNOT kapılarından bir kısmının optimizasyon için kullanılabileceğini gösterdik. Ayrıca çalışmamızda, pozitif kontrollü kapılara (CNT) ek olarak negatif kontrollülerinde sentezleme aşamasına eklenmesiyle devre maliyetlerinde önemli ölçüde iyileştirmeler elde ettik. Kuantum hesaplama, deneysel olarak bir çok farklı şekilde gerçekleştirilmiştir. Her gerçeklemenin, kendine özgü prensipleri ve özellikleri olduğundan, algoritmalardaki kapıların uygulanış biçimi de farklı olmaktadır. Bu nedenle, her yöntem için ayrı kapı maliyetleri oluşmaktır. Çalışmamızki kuantum devrelerin maliyetlerini literatürde yaygın olarak kullanılan NCV-111 maliyet metriğini kullanarak hesapladık. Son olarak, yöntemimizi literatürde bulunan çalışmalar ile kıyasladık.
-
ÖgeNano Anahtarlamalı Dizinler İçin Güvenilirlik Ve Hesaplama Teknikleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-01-28) Tunalı, Onur ; Altun, Mustafa ; 10100360 ; Nano Bilim ve Nano Mühendislik ; Nanoscience and NanoengineeringTicari ve uygulama yönü ele alındığında, yukarıdan aşağıya litografik entegre-devre üretimi limitine ulaşmaktadır. Moore Yasası'nın öngörüsü geçerliliğini sürdürse de yeni ortaya çıkan ve alternatif teknolojiler göz önünde bulundurulmalıdır. En güncel Yarıiletkenler için Uluslararası Teknoloji Yol Haritası raporlarında da belirtildiği gibi alternatif teknoloji arayışları devam etmektedir. Özellikle nano boyuta inildiğinde ortaya çıkan sızıntı, hatalı üretimin yüksekliği gibi transistor sorunları, CMOS teknolojisinin üstesinden gelmesi gereken zorlukların en önemlileridir. Bahsedilen konular bu alanlarda çalışan araştırmacıları hesaplama, hafıza gibi devre yapılarında kullanılmak üzere farklı yaklaşımlar ve mimariler tasarlamaya itmiştir. CMOS teknolojisi göz önünde bulundurulduğunda yeni ortaya çıkan teknolojiler fiziksel açıdan CMOS'a benzer ve benzer olmayan şeklinde iki kategoriye ayrılabilir. Fiziksel açıdan CMOS teknolojisine benzer yapılar, silikon nano-teller ve karbon nano-tüpler kullanarak devre elemanlarını üretir. Çalışmada odaklanılan ızgara tabanlı nano dizinler bu yaklaşımın bir örneğidir. Fiziksel açıdan CMOS teknolojisine benzer olmayan yapılar, kuantum hücresel otomat, spintronik, tek elektron transistörleri, moleküler elektronik, DNA ve biyolojik hesaplamadır. Yeni ortaya çıkan teknolojilerin üretim teknikleri, yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya yaklaşımlar şeklinde iki ana kategori altında toplanabilir. Yukarıdan aşağıya teknikler klasik litografi üretiminin iyileştirilmesi şeklinde ilerlemektedir ve marjinal fayda gün geçtikçe azalmaktadır. Aşağıdan yukarıya teknikler ise devre elemanlarının tek başına üretilip daha sonra montajlanmasına dayanır. Bu yaklaşımın avantajı yüksek derecede düzenli yapılar oluşturmaya elverişli olmasına rağmen elde edilen elemanların geleneksel üretim paradigmasına göre yüksek düzeyde hatalı eleman içermesidir. Tezde odaklanılan teknoloji ızgara yapısına benzer nano anahtarlamalı dizinlerdir. Araştırmacıların gösterdiği gibi ızgara şeklinde üst üste yerleştirilmiş nano-tellerin kesişim (jonksiyon) noktaları yarı iletkenlik özelliklerine göre direnç, diyot veya FET benzeri yapılar ortaya çıkarmıştır. Bu özellikten yararlanan ızgara tabanlı nano anahtarlamalı dizinler, CMOS teknolojisinin eksikliklerinin üstesinden gelmeye veya eksiklerini tamamlayıcı bir enstrüman olma konusunda olası bir adaydır. Literatürdeki çalışmaların yoğunluğu bu iddiayı destekler niteliktedir. Nano dizinlerler hesaplama gerçekleştirmek için ortaya atılan farklı mimariler ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, aralarında farklar ve benzerlikler yapıya özgü karakteristik özellikleri göz önünde bulundurularak açıklanmıştır. Teorik bir şekilde modellenmiş yapıların yanı sıra fiziksel olarak gerçeklenmiş işlemci ve sonlu durum makineleri de anlatılmıştır. Tezin gövdesini, bu ızgara yapıların lojik sentezinde ve hesaplamada kullanılması, lojik fonksiyonların girdilerinin dağılımlarının belirlenmesi ve yapıda oluşan hatalara rağmen lojik fonksiyonun verilen ızgara yapıyla gerçeklenmesi oluşturur. Ayrıca, üretim sürecinden sonra ortaya çıkan geçici hataların devre üzerindeki etkileri ve güvenilirlik analizi de göz önünde bulundurulmuştur. Nano üretim doğası gereği rasgele süreçler içerir ve üretilen yapılar hatalı elemanlar içermeye yatkındır. Tezin odak noktası üretimde oluşan hatalar sonucu çalışmayan anahtarların sürece nasıl dahil edileceğidir. Hem nano-tellerin üretilmesi hem de istenilen yapıların oluşturulması için gerekli teknoloji oldukça pahalı ve zaman alıcı olduğundan son ürünün hatalı olması sonucu ıskartaya çıkması söz konusu değildir. Bu yüzden hatalı ürünlerin dolaşıma yeniden sokulması gerekir. Üretim öncesi ve sonrası ortaya çıkan hatalar iki ana başlık altında incelenebilir: kalıcı ve geçici hatalar. Bu hata çeşitleri ayrıca üç alt başlığa ayrılır: açık-durumda takılı kalmış, kapalı-durumda takılı kalmış hatalar ve nano-tel kırılmaları. Nano-tel kırılmalarının devreye etkilerinin büyüklüğü yüzünden araştırmanın içeriğine dâhil edilmemiştir. Kalıcı hataların telafisi için sunulan algoritma lojik fonksiyonu ve hatalı nano-dizini incelemek için matris modelini kullanmaktadır. Algoritmanın amacı iki matris arasında bir eşleme bulmaktır. Algoritmanın yaralandığı buluşsal (\textit{Heuristic}) yaklaşımlar indeks sıralaması, geri-izleme ve tek tek eleman çarpımlı matris çarpımı teknikleridir. İndeks sıralaması, lojik ve nano-dizin matrisine eşlenmesi gereken elemanların sayılarına göre satır ve sütun değişimleri uygular. Geri-izleme önceden eşlenmiş bölümlerin takibini ve yeniden eşlemeye sokulmasını düzenler. Tek tek eleman çarpımlı matris çarpımı iki matris arasında eşleme olup olmadığını ortaya çıkarır. Kalıcı hataların telafisi için izlenen yol, lojik sentez yaparken hatalardan kaçınılması veya hataların kullanılması şeklindedir. Bu çalışmada hatalar lojik sentez işlemine dahil edilmiş bir başka ifadeyle kullanılmıştır. Deneysel sonuçlar için anahtar görevi gören kesişim noktalarına rasgele hata atamaları yapılmıştır. Daha sonra standart bençmark devrelerinin, hatalı dizinle gerçeklenmesi veya gereçeklenememesi incelenmiştir. Sunulan algoritma tüm olasılıkları göz önünde bulunduran kaba kuvvet algoritmasıyla karşılaştırıldığında \%99 doğruluk oranı elde edilmiştir. Ek olarak algoritmanın her bençmark fonksiyonu için ihtiyaç duyduğu çalışma süreleri de deneysel sonuçlar kısmında belirtilmiş ve diğer algoritmalarla karşılaştırmaları sunulmuştur. Üretim sonrası gerçekleştirilen lojik tasarım, hatalı yapıların yol açtığı bireysel düzenlemeden ötürü tasarım algoritmalarının koşma sürelerine verimlilik açısından yakından bağlıdır. Bu yüzden yüksek performansa sahip hızlı çalışma süreleri tasarım açısından göz ardı edilemeyecek önemdedir. Geçici hatalar lojik fonksiyonun nano dizinle gerçeklenip üretilmesinden sonra ortaya çıktığı için hataların etkileri incelenmiştir. Açık-durumda takılı kalmış ve kapalı-durumda takılı kalmış hataların devreye olan etkileri farklıdır. Açık-durumda takılı kalmış hatalar devrede bulunan girdiyi devre dışı bırakırken, kapalı-durumda takılı kalmış hatalar devreye yeni bir girdi eklemektedir. Çalışmada kullanılan lojik fonksiyonlar minimum formda yazıldığı için açık-durumda takılı kalmış hataların telafisi mümkün değildir. Herhangi bir girdinin devre dışı bırakılması minimum formda işlem yapıldığı için fonksiyondan alınan çıktıyı değiştirir. Kapalı-durumda takılı kalmış hataların bazıları fonksiyonun karakterine göre telafi edilebilir. Nano dizinle elde edilmiş lojik fonksiyona denk fonksiyonların bulunması, telafi edilebilir hataların yerini göstermektedir. Çalışmada sunulan metot verilen bir lojik fonksiyona denk fonksiyonların cebirsel işlemlerle bulunmasının içerir. Bu şekilde telafi edilebilen hatalar belirlenmiş ve güvenilirlik analizi yapılmıştır. Deneysel sonuçlar kısmında sunulan algoritmanın diğer algoritmalarla karşılaştırması verilmiş ve çalışma süreleri incelenmiştir. Ayrıca verilen lojik fonksiyonun gerçeklenmesi için verilen nano dizinin boyutunun algoritmanın çalışma süresine etkileri gösterilmiştir. Lojik fonksiyonun boyutundan daha büyük nano dizinlerle gerçeklemenin çalışma süresinin önemli seviyede etkilediği görülmüştür. Algoritmada sunulan sıralama yaklaşımının etkinliği yapılan benzetim sonuçlarıyla açıklanmıştır. Nano-dizin boyutunun algoritmanın çalışma süresi üzerindeki etkisi farklı boyutların göz önünde bulundurulmasıyla gösterilmiştir.