LEE- Şehir ve Bölge Planlama-Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Aysan Buldurur, Mesture" ile LEE- Şehir ve Bölge Planlama-Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeYoğunluk ve sürdürülebilirlik ilişkisi: Kentsel enerjinin korunmasında kent formunun etkisi üzerine bir alan araştırması(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021) Uçlar Özdemir, Sevcan ; Aysan Buldurur, Mesture ; 663238 ; Şehir ve Bölge PlanlamaBugün Dünyada küresel ısınma, iklim değişikliği ve yüksek karbondioksit emisyonu ile oluşan tahribat, enerji tüketimindeki artışın giderek büyüyen bir sonucudur. Sanayileşmiş dünyanın geliştirdiği enerji yoğun yaşam tarzı, enerji tüketimini, temel yaşam ihtiyaçları ve geçim faaliyetleri seviyesinden çok daha öteye taşımıştır. Bu durum, nüfusun ve kişi başına enerji kullanımının, sonlu kaynaklara ve sınırlı bir kapasiteye sahip olan gezegenimiz üzerinde devam eden baskılarından kaynaklanmaktadır. Dünya nüfusunun, üretimin ve tüketimin kentsel alanlarda yoğunlaşması kentsel alanlar üzerindeki baskıyı giderek artırırken, sürdürülebilir kentsel gelişme modellerine duyulan ihtiyaç da belirginleşmektedir. Günümüzde dünya nüfusunun yarısına yakını kentsel alanlarda yaşamaktadır. Dünyadaki ekonomik faaliyetlerin önümüzdeki yıllarda da kent merkezlerinde yoğunlaşmaya devam etmesi muhtemeldir. Dolayısıyla sürdürülebilir gelişme yaklaşımlarının öncelikli ve acil olarak kentsel alanları hedef alması gerekliliği kaçınılmazdır. Bunun için de yaşam tarzlarının, şehirleşme politikalarının ve enerji kullanım alışkanlıklarının değişmesi gerekmektedir. Enerji, kentsel alanın en kritik kaynak akışlarından biridir. Fiziksel ve ekonomik sistemler için itici bir güçken, iklim değişikliğinin de temel nedenini oluşturur. Bu açıdan kentsel alandaki enerji ilişkilerini doğru anlamak ve enerji kullanımını doğru şekilde yönetmek kritik bir öneme sahiptir. Teknolojik ilerlemeler, enerji tüketimini azaltmada temel rol oynarken, kentsel ekonomilerin büyümesi ve konut sakinlerinin yaşam standardının yükselmesi, enerji tüketimini arttırmaya devam etmektedir. Sanayi, ulaşım, inşaat ve yapı sektörleri arasında, konut ve ticari binaları içeren yapı sektörünün, dünya enerji tüketiminin yaklaşık %30'unu oluşturduğu bilinmekte ve bu oranın giderek arttığı gözlemlenmektedir. Yapılar enerjinin ana tüketicileri olduklarından, binaların enerji verimliliği, sürdürülebilir bir kentleşme için zorunlu bir hedef olarak ortaya çıkmıştır. Yıllar önceki teknoloji ve malzemelerle üretilmiş olan binalar, ekonomik ömürlerinin uzunluğu nedeniyle varlıklarını sürdürmeye devam ederken, bugünün yaşam standartlarının beklentilerini karşılamak için daha fazla enerjiye ihtiyaç duymaktadır. Bu da sürdürülebilir kentsel alanlar yaratmanın en önemli gerekliliklerinden birinin enerji tüketimini en aza indirmek olduğunu göstermektedir. Yapı sektöründe en fazla enerji, yaşam alanlarımızda yüksek seviyede termal konfor elde etmek amacıyla ısıtma gereksinimleri için kullanılmaktadır. Yerleşim yerlerinin ısıl performansı, kentsel ölçekte ve bina ölçeğinde birçok farklı değişkenden etkilenmektedir. Literatürde, bu faktörleri ölçen birçok çalışma vardır. Bu çalışmalar göstermektedir ki, makro ve mikro ölçekte, yapıların iklim koşullarıyla uyumlu olarak doğru mekânsal konfigürasyonda ve morfolojik yapıda yerleşimi, enerji verimli kentsel alanlara ulaşmak için önemli bir anahtardır. Bu çalışmada, mevcut yerleşimlerin mevcut ısı enerjisi tüketimleri edinilerek, farklı kentsel ölçeklerde morfolojik yapı ile olan ilişkileri değerlendirilmiştir. Çalışmanın amacı kent formunun yoğunluğunun ısı enerji tüketimi ile olan ilişkisini, yapısal yoğunluğa referans olan morfolojik kriterler üzerinden inceleyerek ortaya koymak, şehir ölçeğinden bina ölçeğine değişen etkilerini inceleyerek daha sürdürülebilir yerleşim dokusunun özelliklerini tespit etmektir. İstanbul'dan seçilen farklı morfolojik karakterlere sahip mahalleler ile bu mahallelerden seçilen sokaklardaki ısı enerjisi tüketimleri, kendi ölçeklerindeki morfolojik karakterleriyle incelenmiştir. Literatürde kentsel form ve enerji tüketimine odaklanan çalışmaların genellikle tekil binalar ölçeğinde yapılan analizlerden ortaya çıktığı görülmektedir. Bu çalışmalar, teorik varsayımlara dayalı hesaplamalara atıfta bulunan simülasyon araçlarını kullanarak bir bina veya bina kümesini analiz etmektedir. Ancak mevcut bir kentsel alanda, gerçek enerji tüketim değerleri üzerinden yapılmış tekil binalara yönelik çalışmalar dışında üst ölçekli bir çalışmaya rastlanmamaktadır. Çalışmanın özgün kısmı, literatürde net bir şekilde ortaya konmuş olan kentsel formun yoğunluğu ile ısı enerjisi ihtiyacı arasındaki ters orantıyı, gerçekleşen ısı enerjisi tüketimleri üzerinden, sokak bazında bina kümesi ölçeğinden, mahalle ölçeğine kadar inceleyerek, gerçek insan davranışlarının söz konusu olduğu bir yaşam alanında ortaya çıkan sonuçların değerlendirilmesinden oluşmaktadır. Bu çalışmanın sonuçları kentsel formun enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik için önemli bir konuma sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Çalışmanın bulguları, daha sürdürülebilir bir gelişme için, yeni yerleşim alanlarında yeni kentsel tasarım kriterleri ve yönetim politikaları geliştirmenin olası bir yolunu sunmaktadır.