FBE- Tekstil Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Büyükaslan, Evrim" ile FBE- Tekstil Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeExploring consumers' virtual garment fit satisfactions to predict their actual satisfactions(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Büyükaslan, Evrim ; Kalaoğlu, Fatma ; 10236559 ; Textile Mühendisliği ; Telecommunication EngineeringKıyafet gibi denenerek satın alınması tercih edilen ürünlerin internet satışı nispeten yeni ve bir o kadar da problemli bir konudur. İnternet üzerinden satın alınan her dört kıyafetten biri iade edilmektedir (Briggs, 2013). İade sebeplerinin başında kıyafetlerin giyen kişinin bedenine uygun olmaması ve duruşu gösterilmektedir (Kim, 2008). Son yıllarda, sanal giyinme (virtual try-on) teknolojisi, internet üzerinden yapılan kıyafet alışverişlerinde giysi durusuna (fit) bağlı olan sorunların giderilmesi için çözüm olarak önerilmektedir. Sanal giyinme; tüketicinin vücudunun sanal benzetiminin (simulation) oluşturulması ve bu benzetimin bilgisayar ortamında sanal kıyafetlerle giydirilmesi olarak tanımlanabilir. Sanal giyinme teknolojisinin giyim sektöründe kullanılması henüz sık karşılaşılan bir durum olmasa da önümüzdeki yıllarda giderek yaygınlaşacağı düşünülmektedir. Sanal giyinme teknolojisini test eden İngiliz perakende firması ASOS, internet alışverişlerinde ürün iade oranlarının yüzde elli oranında azalttığını belirtmiştir (Dunn, 2015). İnternet alışverişinin giderek yaygınlaşması ve buna bağlı olarak giysi duruşunun daha sık karşılaşılan bir problem olarak ortaya çıkması bu tezin motivasyonu olmuştur. Son on yıl içerisinde internet alışverişlerinde karşılaşılan giysi duruşu sorununu ele alan pek çok akademik araştırma yapılmıştır. Ancak bu araştırmaların çoğunda, giysi duruşu tüketiciler tarafından değil, giyim tasarımı veya teknolojileri konularında uzman kişiler tarafından değerlendirilmiştir. Bir diğer dikkat çeken nokta da üç boyutlu giydirme teknolojisinin internet alışverişi için kullanılmasından ziyade ürün geliştirme amacıyla kullanımına yönelik araştırmaların yaygınlığıdır. Bu doktora tezi, tüketici bakış açısının dikkate alınması ve sanal giyinme teknolojisinin internet alışverişine yönelik değerlendirilmesi açısından farklılık göstermektedir. Giysinin bedene uygunluğu, farklı ve pek çok sayıda faktöre bağlı olduğu için oldukça karmaşık bir konudur. 1990 yılında LaBat ve DeLong, tüketicilerin giysinin duruşundan memnuniyetlerini etkileyen faktörleri içsel ve dışsal faktörler olarak sınıflandırmışlardır (LaBat & DeLong, 1990). İçsel faktörler; kıyafet, tüketici ve bu ikisinin etkileşimine bağlı olan faktörler olarak tanımlanabilir. Dışsal faktörler ise moda endüstrisi ve toplum tarafından belirlenen, güzellik algısına bağlı olan ancak giysiyi giyen kişiden bağımsız olan faktörlerdir. Dışsal faktörlerin giysi duruşu memnuniyetine etkisinin ölçülmesi döneme ve topluma bağlı olduğu için daha zordur. LaBat ve DeLong (1990) tarafından önerilen modeldeki içsel faktörler göz önünde bulundurarak deneylerin planlaması yapılmıştır. Bu sebeple tüketicilerin giysi durusu memnuniyetine etki eden içsel faktörleri detaylandırma ihtiyacı doğmaktadır. İçsel faktörler kişiye bağlı olarak beden memnuniyeti; kıyafet-kişi ilişkisine bağlı olarak da beden ölçüleri ve kıyafet olarak sınıflandırılabilinir. Kıyafet etkeni ise kendi içinde alt kavramları olan bir başlıktır. Kıyafetin ölçüleri ve kıyafet tasarımı (siluet, kontur, renk ve doku özellikleri) giysi duruşu memnuniyetine etki eden bu alt faktörler olarak sayılabilir. Yakın zamanda sanal giyinme kavramı tüketicilerin bilgisayar ekranına bakarak giysi duruşundan memnuniyetlerine karar verme durumunu beraberinde getirecektir. Sanal giysinin duruşuna bağlı olarak tüketiciler ürünü satın almaya veya almamaya karar vereceklerdir. Sanal giysi duruşu memnuniyeti bu sebeple başlı başına yeni bir kavramdır ve bugüne kadar sanal giysi duruşu memnuniyetine etki eden faktörler üzerine henüz bir araştırma yapılmamıştır. Bu doktora tezinde, tüketicilerin sanal giysi duruşu memnuniyetine etki eden faktörler, DeLong ve LaBat'in gerçek kıyafet duruşu memnuniyetine yönelik önerdikleri model esas alınarak geliştirilmiş ve etkileri istatik yöntemlerle test edilmiştir. Sanal giyinme gerçek hayatta kıyafeti denemekten oldukça farklı bir tecrübedir. Dolayısıyla bu model için yeni faktörler önerilmiştir. Bu yeni faktörlerin başında sanal beden memnuniyeti gelmektedir. Sanal giyinme esnasında, ideal durumda, kişi kendi bedenini bilgisayar ortamında üç boyutlu olarak görmektedir. Kişinin sanal ortamdaki bu görüntüsünden memnuniyeti; sanal giysi duruşundan memnuniyetini etkileyen bir faktör olarak önerilmiştir. Bunun dışında, sanal giyinme sürecinde kişi üç boyutlu giydirme teknolojileriyle etkileşim halindedir ve bu teknolojilere karşı tutumları sanal giysi duruşu memnuniyetine etki edebilir. Bu teknolojilerin başında üç boyutlu vücut tarayıcıları gelmektedir. Mevcut teknolojilerle, kişinin vücut benzetiminin en gerçekçi şekilde oluşturulması için üç boyutlu tarayıcıyla taranması gerekmektedir. Etkileşim halinde olunan bir diğer teknoloji de üç boyutlu giydirme programı aracılığıyla sağlanan sanal giydirmenin kendisidir. Son olarak sanal giyinme esnasında kumaşlara dokunup hissetme imkânı yoktur. Normal şartlarda bu kumaşların tutum özelliklerini objektif olarak değerlendirmek için bazı mekanik ve fiziksel özellikleri kullanılmaktadır. Bu özellikler giydirme programlarına üç boyutlu kumaş özellikleri olarak aktarılmakta ve algoritmalarında sanal kıyafeti oluştururken kullanılmaktadır. Farklı kumaş özelliklerinin sanal ortamda da gerçek hayatta olduğu gibi farklı giysi duruşu göstermeleri beklenmektedir. Dolayısıyla üç boyutlu kumaş özellikleri de sanal giysi duruşu memnuniyetini etkileyen bir diğer faktör olarak önerilmiştir. Tüketicilerin sanal giysi duruşundan memnun olması durumunda ürünü satın alması olasıdır. Daha sonrasında ürünü temin eden tüketici, ürünü deneyecek ve gerçek giysi duruşunu değerlendirecektir. Bu değerlendirmenin sonucu da gerçek giysi duruşu memnuniyeti olarak adlandırılabilir. Dolayısıyla sanal giysi duruşu memnuniyetinin gerçek giysi duruşu memnuniyeti ile pozitif yönde bir ilişkisinin olması beklenir. Bu doktora tezinde de, sanal giysi duruşu memnuniyetinin, gerçek giysi duruşu memnuniyetini tahmin etmek için kullanılması öngörülmüştür. Sanal giysi duruşu memnuniyeti tek başına tahmin eden değişken (predictor variable) olarak kullanılabilir. Ancak bu değişkenin LaBat ve DeLong'un önerdiği modelde diğer içsel faktörlerle (kumaş özellikleri, beden ölçüleri ve beden memnuniyeti) birleştirilmesi, ve bu değişkenlerin de tahmin eden değişken olarak kullanılması durumunda gerçek giysi duruşu memnuniyetini daha iyi/yakın tahmin edeceği öngörülmüştür. Dolayısıyla gerçek giysi duruşunu yüksek oranda tahmin edecek bir istatistiksel modelin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu tezin temel iki amacı: 1) tüketicilerin sanal giysi duruşu memnuniyetlerine etki eden faktörlerin belirlenmesi/test edilmesi; 2) tüketicilerin gerçek giysi duruşu memnuniyetlerinin, sanal giysi duruşu memnuniyetlerini kullanarak tahmin edilmesi olarak özetlemek mümkündür. Bu amaçlar göz önünde bulundurularak deneylerin tasarımı gerçekleştirilmiştir. Deney tasarımı gerçekleştirilirken dikkat edilen bir diğer nokta da sanal giydirme teknolojisinin gerçek kumaş özelliklerini yeterince yansıtamaması yönündeki araştırma ve tespitlerdir. Dolayısıyla farklı özelliklerdeki kumaşların gerçekte ve sanal ortamda nasıl bir giysi duruşu sergiledikleri ve tüketiciler tarafından giysi duruşlarının nasıl değerlendirildiği önemsenmiştir. Daha önce de izah edildiği gibi, giysi duruşuna etki eden içsel faktörlerden biri de kıyafetin tasarımıdır. Tasarım ise siluet, kontur, renk ve doku özelliklerinin bir bileşimidir. Eğer kumaş özelliklerinin giysi duruşuna etkisi araştırılmak isteniyor ise, diğer bileşenlerin sabitlenmesi deneysel tasarım açısından gereklidir. Deneyler için, giysi duruşu problemlerinin daha çok alt beden kıyafetlerde yaşanması sebebiyle, alt beden kıyafet gruplarından birinin seçilmesi uygun görülmüştür. Kumaşların dökümlülük özellikleri giysi duruşuna etki eden temel özelliklerden biridir. Dolayısıyla farklı dökümlülük özelliklerine sahip kumaşların kullanılması benimsenmiştir. Bu sebepten ötürü de dökümlülük özelliğinin ortaya çıkacağı dairesel etek modeli kıyafetin silueti için uygun görülmüştür. Renk olarak ise nötr bir renk olan siyah tercih edilmiştir. Ürün grubu ve renk belirlendikten sonra on dört farklı dokuma kumaş temin edilmiştir. İlk olarak bu dokuma kumaşların özellikleri farklı test yöntemleriyle ölçülmüştür. Kumaşların üç boyutlu giydirme programlarında gerçeğe en yakın olarak oluşturulması için bükülme ve kayma dirençlerinin, ve esneme özelliklerinin atkı ve çözgü yönünde ayrı ayrı tespit edilmesi ve programa girilmesi gerekmektedir (Bu programlar kendi kütüphanelerinden uygun kumaşın seçilmesi seçeneğini de sunmaktadırlar. Ancak, kumaş özelliklerinin yarattığı farkların bu çalisma için esas alınması sebebiyle, gerçekte ölçülen değerlerinin kullanılması uygun görülmüştür). Bahsedilen özellikler dışında kumaş kalınlığı, gramajı ve sürtünme katsayısının da programa girilmesi gerekmektedir. Kumaşların esneme ve kayma özellikleri, mukavemet cihazıyla; bükülme özellikleri, Shirley kumaş sertlik test cihazıyla; sürtünme katsayısı ve yüzey pürüzlülük özellikleri ise bu ölçüm amaçları için geliştirilen test cihazlarıyla ölçülmüştür. Bunun dışında kumaşlarin dökümlülük katsayısı değeri de Cusick dökümlülük cihazı kullanılarak hesaplanmıştır. Daha sonra bu on dört kumaş, ölçülen özelliklerine göre R programında hiyerarşik olarak (hierarchical cluster) dört grupta kümelenmiş, her gruptaki kumaşların tutum özellikleri iki tekstil teknoloji uzmanı tarafından sübjektif olarak değerlendirilmiş, ve grup içerisinde birbirine çok benzer olan kumaşlar elenmiştir. Sübjektif eleme yapılmasının sebebi, etekleri deneklerin giyecek olması ve birbirine çok benzer olan kumaşların giysi duruşu değerlendirmelerinin de çok benzer olacağıdır. Sonuç olarak dört farklı kümeye dahil yedi farklı kumaş, giysi duruşunu değerlendirmek üzere, aynı ölçülere sahip daire etekler olmak üzere dikilmiştir. Daire etekler baz bedeni olarak tercih edilen Medium (M) beden olarak dikilmişlerdir. 18-35 yaş aralığı arasında M beden giyen kadınlar en sık internet alışverişi yapan yaş grubu olması sebebiyle tercih edilmiştir. Deneylere farklı etnik gruplarda ve eğitim düzeylerinde, kırk beş kadın denek katılmıstır. Deneyler Cornell Üniversitesi'nin etik kurul onayıyla, Cornell BodyScan Lab'da uygulanmıştır. Her bir denek laboratuvara tek tek çağırılmıştır. Denek laboratuvara geldiğinde ilk olarak kendi iç çamaşırlarıyla üç boyutlu vücut taraması yapılmış; demografik özellikleri, beden memnuniyeti, internet alışveriş alışkanlıkları, hazır giyim kıyafetlerinin kendi bedenlerine uygunluğu, moda zevki gibi değişkenler çevrimiçi bir anketle ölçülmüştür. Daha sonra deneğe kendi bedeni üç boyutlu olarak ekrandan gösterilmiş ve sanal beden memnuniyeti buna bağlı olarak ölçülmüştür. Sonraki etapta, deneğe her bir kumaş kümesinden bir etek olacak şekilde toplamda dört farklı etek verilmiş ve etekleri giymesi istenmiştir. Deneğin vücut tarayıcısından elde edilen avatarına bu dört etek ayrı ayrı sanal olarak giydirilmiştir. Sanal etekler oluşturulurken daha önceden ölçülen kumaş özellikleri kullanılmıştır. Denekler her bir eteğin önce sanal giydirmesini görmüş ve etek duruşunu 7'li Likert ölçeğinde bel, karın, basen ve etek ucu bölgeleri için ayrı ayrı değerlendirmiştir. Daha sonra aynı eteğin gerçeğini giymiş ve aynı değerlendirmeyi bu sefer aynaya bakarak yapmıştır. Bu işlem dört etek için tekrarlanmıştır. Deneyin sonunda deneğin üç boyutlu giysi duruşu teknolojilerine yönelik değerlendirmeleri ölçülmüştür. Her bir deney yaklaşık bir saat sürmüş ve deneklere deney sonunda on beş dolar ödeme yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS v.25 istatistik analiz programında analiz edilmiştir. Araştırmanın ilk amacı olan sanal giysi duruşu memnuniyetini etkileyen faktörleri tespit edebilmek için ölçülen her bir bağımsız değişkenin (beden ölçüleri, sanal beden memnuniyeti, etek tasarımına karşı tutumu, sanal giyinme teknolojilerine karşı tutumu, ürün grubuna karşı tutumu, ürün grubu internetten satın alma davranışı ve 3 boyutlu kumaş özellikleri), bağımlı değişken (sanal giysi duruşu memnuniyeti) ile ilişkisi Pearson's korelasyon testi ile ölçülmüştür. En yüksek korelasyonun, basen bölgesi için ölçülen sanal beden memnuniyeti olduğu tespit edilmiştir (r(180)= .50). Daha sonra karın, basen-kalça ve bel çevresi ölçüleri ile negatif yönlü ilişkisi tespit edilmiştir (sırasıyla: r(180)= -. 34, -. 29, .-28). Deneklerin etek tasarımına karşı tutumu, sanal giysi duruşu memnuniyetleriyle pozitif ilişkili bir değişken olarak saptanmıştır (r(180)= .33). Deneklerin sanal giyinme teknolojilerine karşı tutum ve sanal giydirme memnuniyeti arasında ilişki tespit edilmiş olsa da bu ilişkinin derecesi azdır (r(180)= .26). (Tüm korelasyonlar için p değeri 0.01'den küçüktür). Bir diğer tespit edilen durum da, giydirme programına girilen kumaş özelliklerinin sanal giysi duruşu memnuniyeti ile ilişkisi olmadığıdır. Başka bir deyişle, farklı kumaşlara göre oluşturulan sanal giysilerin, giysi duruşu memnuniyetleri kumaş farklılığından etkilenmemiştir. Bu araştırmanın bir diğer temel amacı da tüketicilerin gerçek giysi duruşu memnuniyetini tahmin edecek bir istatistik model geliştirmek ve başarı oranını test etmektir. Farklı etekler farklı denekler tarafından giyilip değerlendirildiği için çoklu doğrusal regresyon modelinin (multilevel linear regression model) kullanılması uygun görülmüştür. Çoklu regresyon modellerinin hiyerarşik yapısına göre etekler birinci katmanda, denekler ikinci katmanda yer almaktadır. Bu analizde tahmin yöntemi olarak en büyük olabilirlik kestirimi (maximum likelihood estimation) yöntemi kullanılmıştır. En nihayetinde, gerçek giysi duruşu memnuniyeti tahmin değişkeni olarak; denek numarası rassal değişken olarak; beden ölçüleri, beden memnuniyeti, kumaş özellikleri ve sanal giysi duruşu memnuniyeti tahmin eden değişkenler olarak tanımlanmış ve analiz gerçekleştirilmiştir. Tahmin modelinin geçerliliğini test edebilmek için çapraz geçerlilik (cross validation) yöntemi uygulanmıştır. Bu amaçla verinin yüzde sekseni (N=148) ile çoklu regresyon modeli kurulmuş ve kalan yüzde yirmisi (N=32) ile de modelin geçerliliği test edilmiştir. Çoklu regresyon modeline göre, en kuvvetli tahmin eden değişkenin sanal giysi duruşu memnuniyeti olduğu tespit edilmiştir (F(1, 88.720=49.292, p<0.01, β= .55). Kumaşların atkı yönünde bükülme direncinin en iyi ikinci tahmin eden değişken olduğu gözlenmiştir (F(1,131.055)=11.174, p< 0.01, β= -.38). Oluşturulan çoklu regresyon modeli, verinin kullanılmayan yüzde yirmilik kısmını tahmin etmek için kullanılmıştır. Tahmin edilen ve gerçekte ölçülen giysi duruşu memnuniyeti arasında çok yüksek korelasyon bulunmuştur (r(32)= .83, p< 0.01). Ayrıca tahmin edilen ve gerçekte ölçülen giysi duruşu memnuniyeti arasında eşleştirilmiş t-testi (paired t-test) yapılmış ve iki grubun aritmetik ortalamaları arasında istatistiksel olarak bir fark gözlenmemiştir (t(1, 31)=1.86, d=.23, p= 0.07). Ölçülen aritmetik ortalama farkının (d= .23) düşük olması da modelin tahmin etme basarisinin yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca, deneklerin sanal giysi duruşu memnuniyetlerinin gerçek giysi duruşu memnuniyetlerinden istatistiksel olarak daha düşük olduğu görülmüştür (t(1, 180)= 2.69, p< 0.01, d= .21 ). Oldukça dökümlü (bükülme direnci 0.5-3 mikroNm civarı) veya oldukça sert (bükülme direnci 7 mikroNm üzerinde) olan kumaşlardan oluşturulan sanal ve gerçek eteklerin giysi duruşu değerlendirmesi arasında Istatistiksel olarak fark gözlenirken, orta derecede dökümlü kumaşlarda (3-7mikroNm) fark gözlenmemiştir. Bu araştırmada kullanılan kumaşlara göre, 3 boyutlu giydirme programının 3-7 mikroNm aralığında bükülme direnci gösteren kumaş benzetimlerinde başarılı olduğu, ancak diğer kumaşlarda yeterince başarılı olamadığı gözlenmiştir. Ayrıca gerçek eteklerin giysi duruşu değerlendirmeleri, kumaş farklılıklarından ötürü, birbirlerinden farklı iken ayni eteklerin sanal giysi duruşu değerlendirmelerinin farklı olmadığı sonucu istatistiksel olarak tespit edilmiştir. Bu da giydirme programlarının kumaş özelliklerini yansıtmakta henüz yeterince başarılı olmadığı sonucunu beraberinde getirir. Bir diğer tespit de deneklerin kendi vücutlarını üç boyutlu ortamda gördükleri zaman özellikle bel, kalça ve basen bölgeleri memnuniyetlerinin anlamlı bir oranda azaldığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak, bu araştırma literatürden farklı olarak giysi duruşunu değil daha sübjektif bir kavram olan giysi duruşu memnuniyetini sanal ve gerçek ortamlarda tüketici perspektifini esas alarak ölçmüştür. Üç boyutlu tarayıcıların daha ulaşılabilir olması sebebiyle önümüzdeki yıllarda internet alışverişlerinde kullanımı çok olası olan sanal giyinme ve tüketicinin sanal giysi memnuniyetine etki eden faktörler araştırılmış ve etkileri ölçülmüştür. Sanal giyinme teknolojisinin nihai hedefi gerçek hayatta kişilerin giysi duruşundan memnun olmasını sağlamaktır. Bu amaçla sanal giysi duruşu memnuniyeti ve diğer içsel faktörler kullanılarak, kişilerin giysi duruşunu başarıyla tahmin edebilecek bir istatistiksel model geliştirilmiştir. Bu çalışmanın, tüketicilerin gerçek hayattaki giysi duruşu memnuniyetlerini tahmin edebilecek bir model geliştirmesi açısından hem tüketiciye hem de giyim sektörüne fayda sağlayabileceği düşünülmektedir. Örneğin bir giyim firması, bu çalışmadaki metotları kullanarak, müşterisinin giysi duruşundan memnuniyetini sanal giydirme teknolojileriyle internet aracılığıyla ölçtüğü takdirde, giysinin kumaş özelliklerini kullanarak, kişinin kıyafeti gerçekten denediğinde ne kadar memnun olabileceğini tahmin edebilir. Bu sayede internet üzerinden satın almalarda geri dönüş oranlarını minimize edip, maliyetlerini ciddi oranda azaltabilir. Bu çalışma ile giyim ve tekstil ürünlerinin internet üzerinden alışverişlerinde en yaygın ürün iadesi sebebi olan giysi duruşunun optimize edilmesi hedeflenmiş, deneylerle oluşturulan senaryoda bu hedef gerçekleştirilmiştir.