LEE_İktisat Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Babat, Sertaç" ile LEE_İktisat Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTürkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi’nin Gelişimi: Fırsat Eşitliği Perspektifinden Bir Değerlendirme(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Babat, Sertaç ; Karakaş, Derya Gültekin ; 359953 ; İktisat ; EconomicsBu tezde, Türkiye'de 2003 yılından beri uygulanmakta olan Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) tasarruf yapan bireylerin kararlarını etkileyen faktörler, sosyal güvenlikte fırsat eşitliği perspektifinden incelenmektedir. 1990'lı yıllarda Türkiye'de sosyal güvenlik kurumlarının içine düştüğü mali kriz sürecinde, çeşitli sermaye kesimleri tarafından çok ayaklı ve piyasa odaklı bir yapıya geçiş yönünde çözüm önerileri getirilmiştir. Çözüm önerilerinin tartışıldığı dönemde, ülke içi sermaye kesimlerinin yanı sıra uluslararası kuruluşların da sürece yön vermesi neticesinde, 2003 yılında katkı esaslı ve gönüllü katılımın mevcut olduğu BES kurulmuştur. BES'in kurgusu, Türkiye'de bireylerin tasarruflarını emeklilik fonları aracılığıyla sermaye birikim döngüsüne içermek ve sermaye kesimine kaynak aktarmak üzerine olmuştur. Devlet, yine bu kurgu içerisinde, bireylerin tasarruflarını cari açığı düşürmek ve kendine uzun dönemli borçlanmada kaynak yaratmak için de kullanmaktadır. Sosyal güvenliğe ilişkin tartışmalarda, sosyal güvenlik sisteminde yaşanılan mali kriz nedeniyle, bireylerin emeklilik dönemlerinde yaşam standartlarının ciddi ölçüde düşeceği vurgulanmaktadır. Bu düşüşün devletin kaynaklarıyla telafi edilemeyecek boyutlarda olması ve sermaye kesiminin süreçte sorumluluk olmaktan uzak bir tavır izlemesi, BES'in kuruluşuna ve gelişimine stratejik bir anlam yüklenmesine sebep olmuştur. Bu nedenle kuruluşundan bugüne kadar BES, katılımı arttırmak ve sistemin devamlılığını sağlamak için, işverene, bireylere ve emeklilik şirketlerine teşvik verilen bir sistem olmuştur. BES'in, cari açığın kapatılması, sermaye kesimine fon ihtiyacı için kaynak sağlanması, sosyal güvenliğin gelecekte sağlayamayacağı yaşam standartlarının temininin bireylerin insiyatifine bırakılması gibi makro hedefleri, BES'teki katılımcı sayısı ve emeklilik fonlarının büyüklüğünün günden güne artmasıyla beraber gerçekleşmeye başlamıştır. Bu süreçte, kamu sosyal güvenlik sisteminde kendine yer bulamayan bireyler tamamen sistem dışına itilmiştir. BES'in gönüllülük esasına dayanması dolayısıyla da, sistem içerisinde sosyo-ekonomik ve demografik değişkenlere bağlı olarak eşitsiz tasarruf kararları ortaya çıkmıştır. BES'le beraber ortaya çıkan sosyal güvenliğe ilişkin eşitsizliğin bu iki boyutunun, birinci kısmı,yani sitemden dışlanma olgusu ölçülemez derecede karmaşık ve geniş bir alana hitap etmektedir. İkinci kısım olan, BES içerisindeki eşitsizlik konusuysa, sistemde yer alan katılımcı bilgilerine ulaşılarak ölçülebilecek niteliktedir. Halen Türkiye'de faaliyette bulunan bir emeklilik şirketinden alınan katılımcı bilgileriyle, katılımcıların aylık ödedikleri katkı payı kararı üzerinde sosyo-ekonomik ve demografik değişkenlerin etkisini incelediğimiz bu çalışmada, 124,890 katılımcı verisi kullanılmıştır. Katılımcılara ait veriler aylık gelir, cinsiyet, medeni durum, yaşanılan şehir, yaş ve eğitim seviyesinden ve katılımcıların aylık katkı payı tutarından oluşmaktadır. En Küçük Kareler Yöntemi'yle tahmin edilen modelde, değişkenlerin hepsi istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Kurulan modelin sonucu olarak, katılımcıların sosyo-ekonomik ve demografik değişkenlere bağlı olarak farklı tasarruf kararları aldığı ortaya çıkmıştır. Katılımcıların özellikle yaş, aylık gelir ve eğitim seviyelerindeki artışlara bağlı olarak tasarruflarını ciddi ölçüde arttırabildiği gözlemlenmiştir. Katılımcıların yaşadıkları şehir bilgisinden oluşturulan kalkınma değişkeni, kalkınmışlık seviyesinin artmasıyla beraber katılımcıların aylık katkı paylarında bir artış eğilimi olduğunu göstermiştir. Cinsiyet ve medeni durum değişkenleri çarpılarak elde edilen değişkenin yorumunda, evli ve bekar katılımcıların cinsiyet bazında ve erkek ve kadın katılımcıların medeni durum bazında aldıkları tasarruf kararları incelenmiştir. Bu kategorilerin içinde, kadın ve evli katılımcıların, en yüksek katkı payı ödeme eğilimindeki grup olduğu bulunmuştur. Bu bulgu, ücretsiz ev işçisi ve kamu sosyal güvencesinden daha az yararlanma ihtimali olan kadınların, geleceklerini daha fazla düşünme ihtiyacı içinde olması ve bu doğrultuda eşlerinden destek alabilmesi şeklinde yorumlanmıştır. BES'te katılımcıların sosyo-ekonomik ve demografik özelliklerinden doğan fırsat eşitsizliğine ek olarak, sistemin kuruluşundan beri bireylere teşvik tutarlarının eşitsiz koşullarda verilmesi sistemde yaratılan ikinci bir eşitsizlik kaynağı olmaktadır. Yapılan simülasyonlarla, katılımcıların ödedikleri katkı paylarına bağlı olarak devletten alacakları teşviklerin birbirinden farklılaşacağı, bunun da BES'te var olan eşitsiz tasarruf ortamını daha çok arttıracağı görülmüştür. Sonuç olarak, BES aracılığıyla gelecekte oluşacak fırsat eşitsizliğinin toplumda hali hazırda var olan gelir dağılımı adaletsizliğini daha da derinleştireceği öngörülmektedir.