FBE- Mimari Tasarım Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Mimarlık Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.Araştırma Konuları:
-Mimarlık kuramları, tasarlama kuramları, mimari yaklaşımlar
-Estetik yaklaşımlar, mimaride algı, imaj, anlam ve kimlik
-Çevre-davranış kuramları, kalite ve çevresel değerlendirme çalışmaları
-Mimarlıkta insan bilimleri ve psikolojik içerikli çalışmalar, tasarlama ve düşünme
-Kentsel çevre üzerine çalışmalar: Mimarlıkta sürdürülebilirlik, ekoloji vb.
Gözat
Yazar "Aksugür, İpek Akpınar" ile FBE- Mimari Tasarım Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTarlabaşı Kentsel Dönüşüm Projesi’nin Sanatçı Çalışmaları Üzerinden Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017-01-13) Doğrucan, Pelin ; Aksugür, İpek Akpınar ; 10134539 ; Mimari Tasarım ; Architectural DesignKentler, insanla bütünleşik doğası gereği; toplumun ekonomik, politik ve sosyal koşullarındaki değişimlere göre değişmekte ve dönüşmektedir. 1980’lerden itibaren sanayisizleşme ve küreselleşme ile birlikte kentlerin değişim ve dönüşümlerinde yeni bir sürece girilmiş; sanayi fonksiyonunu kaybeden kentlerin kalkınması için kültür ve kent politikaları birleşmiştir. Bu süreçte kentlerin tarihi merkezleri yeniden önem kazanmıştır. Çok kültürlülük, kent içinde farklılıkların bir arada olmasının yarattığı potansiyel, yerelin önemi ve yaratıcılık konuları ise birleşen politikaların odağındadır. Kentin olumsuz koşulları ve problemlerine yönelik olarak ortaya konulan dönüşüm projeleri bu dinamiklerin etkisinde birden fazla aktörün katılımı ile gerçekleşmektedir. Kentlerin yenilenmesinde kültür ve sanat etkinliklerinin önem kazanması sanatçıları da dönüşümün aktörlerinden biri haline getirmektedir. Sanatçıların bu süreçlere katılımı; gerçekleştirdikleri çalışmalarla insanların bir araya gelmesini sağlamak ve kentte yaratıcı dinamiklerin ortaya çıkabilmesi için fırsat yaratmak, gerçekleşen dönüşümü görünür kılmak, gerçekleşen projeye karşı toplumda farkındalık yaratmak olabildiği gibi alana ilgiyi çekmesi ve emlak fiyatlarını arttırması nedeniyle soylulaştırmada öncü rol alması ile de sonuçlanabilmektedir. Yaratıcılık kavramı etrafında şekillenen 21. yüzyılda, güncel tartışmalar küreselleşmenin, şehirlerarası rekabetin artışının ve yaratıcı endüstrilerin önem kazanmasının salt eleştirisinden ziyade bu politikalarla kentlerde nasıl bir gelişim sağlanabiliri sorgulamaktadır. Bu doğrultuda da sanatçılar dönüşümlerde etkin rol alarak, yerelden beslenen, bölgede yaşayanların isteklerine göre şekillenen sürdürülebilir dönüşümlerin öncüsü olabilmektedir. Bu çalışma, Türkiye’de kamu özel ortaklığı ile gerçekleştirilen ilk dönüşüm projesi olan Tarlabaşı Kentsel Dönüşüm Projesi (1. Etap) esnasında gerçekleştirilen sanatçı çalışmaları üzerinden kentlerin değişim ve dönüşümlerinde sanatın ve sanatçının rolünü incelemektedir. Bu doğrultuda “Kentlerin dönüşümlerinde sanatçının rolü nedir?”, “Sanatçılar, Tarlabaşı özelinde, dönüşüme nasıl dahil olmaktadır?, “Sanatçıların çalışmalarıyla Tarlabaşı’nın dönüşümüne dahil olmasının alana nasıl bir etkisi vardır?”, “Gerçekleşen dönüşümün sonuçlarına sanatçı etki edebiliyor mu?”, Tarlabaşı dönüşümünün yarattığı mağduriyetleri sanatçının değiştirme gücü var mı?” sorularını sormakta ve bu sorulara cevap aramaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın tartıştığı kavramsal çevrenin konuları kent, kültür, kent ve kültür politikaları, kentlerin değişim ve dönüşümünde sanatçının rolü olmakta ve bu konular yurt dışında gerçekleşmiş örneklerle birlikte ele alınmaktadır. Devamında Tarlabaşı’ndaki dönüşümü konu alan sanatçı çalışmaları, festivaller incelenmekte, sanatçılarla gerçekleştirilen mülakatlarla, semtin dönüşümüne karşı bakış açıları, dönüşüme dâhil olma biçimleri, sanatçıların dönüşümde kendilerini nasıl konumlandıklarını çözümlemeye çalışmaktadır. Çalışmanın elde ettiği veriler sınırlı çerçevesiyle Tarlabaşı’nda gerçekleşen dönüşümde sanat ve sanatçının rolüne dikkat çekerek, devamında eklenecek çalışmalarla İstanbul’da sanatın ve sanatçının dönüşümde öncü olduğu yeni bir dönüşüm politikası oluşturabilmenin önünü açmayı hedeflemektedir.
-
Öge“This is Not a Line”: Critical Delineation of the Coastline in Istanbul(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Erkılıç, Gökçen ; Aksugür, İpek Akpınar ; 10284001 ; Mimari Tasarım ; Architectural DesignBu tez İstanbul kıyısının insan eliyle şekledilmesi sürecini kentleşme eleştirisi bağlamında tartışmaya açarak kıyıyı kentleşme sürecinin izlenebileceği eleştirel bir aralık olarak ele almaktadır. Kıyıya, karasal olana ve suya ait maddi akışlarla düzenlenen bir kent çeperi olarak nesneler ve alanlara ait ilişkilerin arasından bakarak yaklaşmaktadır. Kıyıyı bir dönüşüm alanı olarak gören "proje" bakışının soyutlayıcı ve indirgeyici mantığını ve eleştirel çıkmazlarını sorgular. Bu doğrultuda tasarım disiplinlerinin ve kent mekanını dönüştüren projelerin alışageldiği kalıplaşmış ölçeklerin; zamana ait çizgiselliğin ve insan aktörlerin dünyasının dışına çıkarak çok katmanlı ilişkilerin okunabileceği bir araştırma yöntemi kurgular. Çalışmanın amacı, kıyı çizgisini kentin suyla ilişkilerini düzenleyen ve farklı failleri buluşturan maddi, kartografik ve metinsel bir aralık olarak takip ederek eleştirel kartografik bir araştırma ve kavramsal bir meta-çerçeve sunmaktır. Kavramsal arka planında Lefebvre'in gezegen mekan olarak tanımladığı kentleşme olgusunun üzerine farklı paradigmalarla eklemlenir. Deleuze ve Guattari'nin metinsel, maddi ve kartografik olanı bütüncülleştirdiği yaklaşımları ve faillik kavramından hareketle Latour'un toplumsalı irdelediği insan ve insan olmayan failliklerle örüntülenen düzenlemeler (human and nonhuman agency and assemblages) yaklaşımı ile bu bakışın beşeri bilimlerdeki yansımalarının oluşturduğu tartışmalar kıyının bütüncül olarak ekonomik, ekolojik, siyasal ve maddi bir coğrafya olarak deşifresi için bu çalışmanın kuramsal altlıklarını oluşturmaktadır. Kıyı çizgisi; eleştirel hatlarının çizimi (critical delineation) yöntemiyle ekonomik, siyasal, ekolojik faillerin, maddi akışların ve insan olan ve olmayan faillerin, doğa ve kentin mekânda deşifre edilmeye başlandığı bütüncül, göçebe ve eleştirel bir izleğe dönüşür. Araştırma çok unsurlu bilgileri bir arada kullanır. İstanbul kıyısı dönüşümünü ve kıyı çizgisi değişimini hava fotoğrafları, deniz yolculukları notları, coğrafi haritalar, denizcilik haritaları, kent planları, tarihi liman planları, kent ve liman tarihi metinleri, jeolojik tarih metinleri, gerçekleşmiş veya gerçekleşmemiş kıyı projeleri, gazete haberleri, kentsel projeler üzerine oluşmuş olan siyasal söylemler, arazi ziyaretleri, kişisel deneyim ve kıyı çizgisi çizimlerinden oluşan bir araştırma altlığı oluşturur. Çizgiyi takip etmek, kentleşme pratikleri ile ilgili hikayeleri açığa çıkararak kıyıyı eleştirel hat çizimi olarak yeniden çözümlemeye başlar. Farklı alanlardan heterojen bilgiler üç ana eksende toplanarak kavramsal, kartografik ve sözlükçe elemanları olarak sunulur. Birinci eksen, kıyının ancak mimarlık, planlama gibi tasarım disiplinlerinin alışageldiği mekânsal farklılıkların aşılması ile kurulabilecek ölçekler arası ilişki anlayışıdır. İstanbul kıyısının çizimi nerede başlar veya biter, kıyının kara ve denizdeki ilişkisel coğrafyası kentin mekânsal çerçevesinden farklı olarak hangi ölçekleri açığa çıkarır; kıyı hangi ölçekte çizildiğinde hangi kıvrımlar ve ilişkilerin hattı çizilir? İkinci eksen, farklı zamansal çerçevelerin bir arada kullanımı ile tarih ve gündelik olan arası bağların görünmesini sağlayacak çizgisel olmayan yeni bir zamansal yaklaşımdır. Son yüzyılın kıyı mekânının dönüşüm anlarını kaydetmiş olan hava fotoğrafları ile kıyı mekânını izleyerek nesneler, yapılar, peyzajlar ve makineler ile nasıl dönüştüğünü açığa çıkarır, saklı olan dönüşümü kanıtlar ve yüzleşme sağlar. Üçüncü eksen ise insanlar ve insan olmayan faillerin arasında kurulan çoklu ilişkiselliklerle düzenlenen olayların okunduğu bir cereyan mekânı olarak İstanbul kıyısını yeniden sunar. Üçüncü katman ise ilk ikisinde ortaya çıkan elemanlar ile kıyı hattının dönüşümünü gündelik mekânın olaylarında (event) çözümlemeye çalışır. Kıyı hattını izlemek dönüşüme tanıklık etmek olduğu kadar etik ve estetik bir eylemdir ve araştırmanın ana sorusu da bu kıyı hattının nasıl şekillendiği üzerinden açık uçlu bir sorgulama başlatır. Böylece kent çeperini kent/doğa ayrımı çerçevesinde ele almanın sorunlarının ötesine geçerek kıyıyı insan ve insan olmayanlar arasında oluşan failliklerin çokluğuyla şekillenen dinamik bir mekân olarak görmenin İstanbul'un çeperini eleştirel olarak anlamlandırmaya getireceği açılımları tartışır. Kıyı, kentleşme süreçlerinin ötesinde projelerin çizgileri ile coğrafi çizgiler arasındaki temel çelişkileri, değişen dünya görüşlerini, siyasal otorite anlayışlarını açığa çıkarır. Kıyı çizgisinin çizimi, globalleşme, devlet sınırları, proje sınırlarının dünya mekânını resmettiği soyut, sabitleyici ve indirgeyici yaklaşımın tersine; coğrafi hatları ve su coğrafyalarını belirleyen dinamikleri, yer değiştirmeleri ve cereyanları ortaya koyan faillerin çokluğu ve ilişkileri üzerinde ilerlemeyi gerektiren eleştirel bir faaliyettir. İstanbul'da kıyı çizgisinin eleştirel çizimi ile açık uçlu bir mekân çözümlemesi olarak başlayan bu çalışma etik ve estetik boyutta kendini de eleştirerek çok katmanlı bir sorgulama alanı açabildiği ölçüde "bir çizgi değildir." Anahtar kelimeler: kıyı, kıyı çizgisi, eleştirel hatların çizimi, kentleşme eleştirisi, maddi akışlar, maddi sabitsizlik, kent çeperi, proje, gezegen mekan, liman coğrafyası, İstanbul