FBE- Mimari Tasarımda Bilişim Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Aksoy, Meltem" ile FBE- Mimari Tasarımda Bilişim Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeBilgi Teknolojilerindeki Gelişmeler Karşısında ‘Geleceğin Konutu’nun Dönüşümü(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Onbay, Erinç ; Aksoy, Meltem ; Mimari Tasarımda Bilişim ; Informatics in Architectural DesignBu çalışmada, özellikle endüstri çağı olarak kabul edilen 1930’lardan, bilgi çağı ya da bilgi ötesi çağ olarak tanımlanan içinde bulunduğumuz döneme kadar olan süreçte, bilgi teknolojilerindeki gelişmeler karşısında, her dönemin kendi koşullarına bağlı olarak ortaya çıkan ‘geleceğin konutu’ prototiplerinin dönüşümü incelenmiştir. 1930’lardan itibaren artan konut ihtiyacına seri-üretim tekniklerinde çözüm aranmış, bu monoton konut ortamlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Monotonluğu kırmaya çalışan tasarımcılar insanlara fantastik gelen ve kabul görmeyen önerilerde bulunmuştur. 1980’lerde, günlük işleri üstlenmek üzere otomatikleştirilmiş ‘akıllı konut’lardan oluşan bir gelecek öngörüsü yaygınlaşmış, ancak akıllı konutların programlanması ile ilgili sorunlar bu teknolojinin yaygın hale gelmesini engellemiştir. 1990’lardan itibaren gelişen bilgisayar destekli tasarım ve üretim araçları eşsiz ve karmaşık biçimli nesneleri ekonomik biçimde üretme imkanını sunarken, ‘seri-üretim’in yerine konmak için geliştirilen ‘seri-kişiselleştirme‘ teknikleri ‘geleceğin konutu’nun hayal edilme biçimini de değiştirmiştir. Geçmişte ‘geleceğin konutu’ ile ilgili yansıtılanlar otomasyonun insanı günlük işlerden kurtarması fikrine dayanırken araştırmalar günümüzde farklı bir yöne kaymıştır. Akademik ortamlarda geliştirilen ‘geleceğin konutu’ prototipleri, kullanıcıyı sensorler yardımıyla tanıyarak ihtiyaçlarına yanıt veren etkileşimli ortamlar olarak kurgulanmaktadır. Gelişen bilgi teknolojilerine bağlı olarak konut mekanına şimdiden farklı anlamlar yüklenmektedir. Internet sayesinde ortaya çıkan konut içi çalışma ortamı (home office) kavramında olduğu gibi yakın gelecekte alışveriş, eğlence, eğitim, ve sağlık hizmetleri de konut bünyesinde erişilebilir olacaktır. ‘Geleceğin konutu’; ‘bilgi akışını insan bedenine taşıyan bir protez’, ‘sadece mekan sınırlayıcı değil teknoloji için bir ortam sağlayıcı’, ve ‘internet ortamında kullanıcı tarafından tasarlanan ve kişiselleştirilebilen bir endüstri ürünü’ haline dönüşecektir.
-
ÖgeBilgisayar Teknolojilerinin Gelişimi İle Ortaya Çıkan Form Üretim Teknikleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çakır, Müge ; Aksoy, Meltem ; Mimari Tasarımda Bilişim ; Informatics in Architectural DesignBu çalışmada, bilgi ve bilgisayar teknolojilerinin mimarlık disiplinine, form ve form üretim süreçlerine etkileri ve ortaya çıkan çağdaş form üretim teknikleri ele alınmıştır. Bu teknikler, bilginin, bilgisayar teknolojileriyle farklı biçimlerde işlenmelerinden kaynaklanmaktadır; dolayısıyla, sadece form üretiminin sağlandığı araçlar değil, mimari tasarım anlayışında form üretim aşamasında yeralan bir süreç olarak da görülmektedir. Hedef, bu form üretim tekniklerinin neler olduklarını belirlemek, bunların arasındaki ilişkileri saptayarak, Bilgi Çağı’nda ki formların oluşum süreçlerini incelemektir. Tez kapsamında beş ana başlık altında toplanan çağdaş form üretim teknikleri, diğer alt başlıklarla birlikte, örnek projeler ve çalışmalarla detaylı olarak açıklanmıştır. Bu tekniklerin birbirleriyle ilişkilerini, farklılıklarını ve süreçteki benzer noktalarını keşfetmek amacıyla, tanımlayıcı soruların bulunduğu form üretim teknikleri karşılaştırmalı tablosu adı verilen tablo düzenlenmiştir. Tüm çalışmalar, bilgiler, oluşturulan tablolar ve diyagramlar, sonuç bölümünde değerlendirilmiş ve form üretim teknikleri, Bilgi Çağı’ndaki mimar ve mimarlık ile ilgili bir dizi sonuca varılarak bazı gelecek öngörülerinde bulunulmuştur. Elde edilen değerlendirmeler sonucunda Bilgi Çağı’nda gelişen bu form üretim tekniklerinde asıl önemli olanın ortaya çıkan formların değil, bu formların üretimini sağlayan süreçlerin olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bu süreçlerin oluşumu mimarların sürekli bir gelişim içinde olmaları ve “keşfedilemeyeni keşfetmek, bulunmamışı yapmak” arzuları ile hız kazanmaktadır. Form üretim teknikleriyle üretilen ve sayıları giderek artan kabarcığımsı formların geleceği belki de yeni bir mimari akımla sona erecektir: Neo-Tekno-Modern.
-
ÖgeBilgisayar Teknolojisi Eşliğinde Mekan Kavramının Dönüşümü - Yeni Mekan Tanımları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ak, Ezgi ; Aksoy, Meltem ; Mimari Tasarımda Bilişim ; Informatics in Architectural DesignBu çalışmada, bilgisayar teknolojisiyle birlikte dönüşüm geçiren mekan kavramı, fiziksel mekan, zihnin ürünü sanal mekan ve bilgisayar teknolojisinin ürünü siber mekan odaklı incelenmiştir. Fiziksel mekan, mekan-zaman kavramları ve fiziksel mekanın algısı üzerinde durulmuştur. Zihnin ürünü olan sanal mekan kavramı, etkileşim ve daldırmayla ilişkisi açıklanmıştır. Sanal mekan deneyimine olanak veren ortamlar belirlenmiştir. Bilgisayar teknolojisiyle ortaya çıkan sanal gerçeklik ve siber mekan kavramları araştırılmıştır. Temel mekan kavramları olan fiziksel, sanal ve siber mekanın ilişkileri çözümlenmiştir. Mekanın algı ve deneyiminde etkin olan faktörlerin dönüşümüyle ortaya çıkan yeni mekan tanımları belirlenmiştir. Bu tanımları içerdiği düşünülen bazı mekan tasarımları incelenmiştir. Literatür taramasının yapılması ve tasarım örneklerinin incelenmesi sonucunda, güncel durum tartışılmış ve gelecekle ilgili öngörüde bulunulmuştur.
-
ÖgeKültürel Yapıtın Memetik Değişimi, Dijital Ağlarda Görsel Dönüş(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-02-21) Öztürk, Abdulkadir Eren ; Aksoy, Meltem ; 461812 ; Mimari Tasarımda Bilişim ; Informatics in Architectural DesignBu çalışmada tasarım yapıtına dair bilginin dijital ağlardaki görsel dönüşü, eşleyici moleküller ile başlayan, karmaşık canlıları ortaya çıkaran ve insan kültürü ile devam eden,moleküler formlar aracılığı ile bilginin başkalaşıı-seçilim-kalıtım sürecinin varılan son aşaması olarak görüldü. Organik formlar, kültürel yapıt, tasarım ve kültürel bilgi uzayı arasında simbiyotik bağlantılar kurulmaya çalışıldı. Organik canlıların evrimsel değişim kuramlarına temel kavramlarıyla değinildikten sonra kültürel yapıt üzerine paralel teoriler incelendi. Bu teorilerin 20. yüzyıl tasarımındaki yansımalarına yer verildi. Amaçlı ve ilerlemeci kültürel evrim teorilerinin terkedilmesi ve tasarım kuramlarındaki evrimsel yaklaşımların kısırlaşmasının ardından ortaya çıkan yeni, genetik temelli kültürel evrim modellerinden memetik teoriye konu edildi. Memetik araştırmaların çizdiği çerçevede yapıt ve tasarımına dair bilginin dijital ağlardaki görsel dönüşü örneklendi ve tartışıldı. Eşleyici uygun koşulları bulduğunda,özdeş birkopyasını ortaya çıkarma özelliğine sahip varlıkları temsil eden bir kavramdır. Bilinen ilk eşleyiciler,kopyasını üretecek şekilde kimyasal tepkime geçirmeye yatkın moleküllerdir. İlksel balçığın moleküler eşleyicilerin çoğalmasına uygun ortam sağlaması ve organik canlıların evriminin başlaması gibi, kültür de bilgisel eşleyicilerin çoğalmasını sağlamıştır. Richard Dawkins’in ortaya attığı memetik teoriye göre memler kültürel eşleyicilerdir (Dawkins, 1979). Önce insan beyinlerinde yayılanfikirler ve taklit edilen davranışlar olarak ortaya çıkan memler, daha sonra kültürel yapıtlara da aktarılmıştır. Kültürel yapıtlar bilgisel oluşlardır. İnsanın biyolojik varlığının, çevresine temel uzantıları olarak da varsayılabilirler (Salingaros, 2007). Yapıtların bilgi uzayını oluşturan memler ise, insanın çevresiyle kurduğu ilişkiyi şekillendiren aktif, bilişsel etmenlerdir. İnsan kültürünün son yüzılında elektronik haberleşmenin ortaya çıkışı ile, kısmen otonom bir sanaldünya yaratılmıştır. Bu dijital bilgi uzayı, daha önce sadece insan zihinlerini ve insan yapıtlarını mesken eden memler için verimli bir üreme alanı olmuştur (Salingaros, 2007). Eşlenme hızı, eşlenme sadakati (copying fidelity) ve ömrü, bir eşleyicinin başarısı için temel faktörlerdir. Digital ağlar bu özelliklerin hepsi için geliştirici niteliktedir.Güncel tasarım öncelikle dijital ortamlardan beslenmekte ve yapıtlarını fiziksel varlıklarından çok dijital görüntüleri ile çoğaltmaktadır. Yapıtın fiziksel boyutu görece sabit kalırken sanal temsili kopyalanarak yayılmaktadır. En azından bir ölçüde, tasarımın başarısının, yapıtın temsillerinin çokluğu ile ölçüldüğü söylenebilir. Memetik açıdan bakıldığında kopyalanan, yayılan ve sonraki yapıtlara aktarılan özellikleri taşıyan dijital temsiller görüntü-memlerdir. Dijital ağlardaki bilginin yoğunlukla görüntü halinde kodlanmış olması Mitchell in görsel dönüş kavramı ile xiv ilişkilendirilebilir. Richard Rorty felsefe tarihini, son aşaması dilsel dönüş olan bir dizi dönüşler olarak açıklamaktadır.Mithcell ise (Charles Peirce’ın semiotics i, Nelson Goodman’ın languages of art ı ve Ludwig Wittgenstein gibi öncülleriyle birlikte) dilsel olmayan, sembolün ve görsel anlamın baskın olduğu bir kültürel ortama doğru bir dönüşüm olduğu üzerinde durmaktadır. Dijital ağlar üzerinde temsil edilen, veya doğrudan dijital ağlar üzerinde tasarlanarak ortaya çıkan tasarım yapıtları görüntü-mem örüntüleridir. Dijital ağlar üzerinde fiziksel sınırlamalarından kurtulan tasarım nesnesi görüntü olarak çoğalmaktadır. Ancak boyut değiştiren mem, yapıtın fiziksel varlığından, onu meydana getiren koşullardan ve niteliklerinden soyutlanmaktadır. Fiziksel yapıtta malzemeye içkin olan bilgi, dijital yapıtı var eden bilgi ile, yani kod ve kurallar ile yer değiştirmektedir. Bu bilgi memin eşlenmesini sağlayacak olan bilgidir.
-
ÖgeSayısal Bilgi İşlemenin Mimarlık ve Tasarım Nesnesi Üzerindeki Etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Aybar, Azize Melis ; Aksoy, Meltem ; Mimari Tasarımda Bilişim ; Informatics in Architectural DesignBu çalışmada veri, enformasyon ve bilginin sayısal ortamda işlenmesinin mimarlık ve tasarım eylemi üzerindeki etkileri incelenerek, sayısal tasarım sürecinde mimarlık ve tasarım nesnesinin bilginin işlenmesine bağlı olarak nasıl dönüştüğü ve bu dönüşümün mimarlık ve tasarım dünyası üzerindeki etkisi araştırılmaktadır. Bu bağlamda bilgi işlemeye ilişkin temel kavramlar başlığı altında veri, enformasyon ve bilgi kavramları, bilginin sayısal ortamda işlenmesi, dönüşümü, temsili, enformasyon mekanı ve tasarımda bilgi işleme süreç ve yaklaşımları irdelenerek; sayısal ortamdaki veri, enformasyon ve bilginin tasarıma etkilerini incelemek esas alınmaktadır. Araştırmanın sonucunda örnek olarak seçilen tasarım nesneleri, sayısal bilgi işlemenin kazandırdığı özellikler ile zaman, mekan, hareket ve etkileşim faktörlerinin etkisiyle geçirdikleri dönüşümler göz önünde tutularak sınıflandırılmıştır. Sayısal bilgi işlemenin mimarlık ve tasarım nesnesi üzerinde yarattığı etkiler bu sınıflandırma üzerinden değerlendirilmiştir.
-
ÖgeSayısal Tasarım Araçları: Tasarım Sürecindeki Rolleri Bağlamında Bir İnceleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-07-19) Yetgin, Serkan ; Aksoy, Meltem ; 407462 ; Mimari Tasarımda Bilişim ; Informatics in Architectural DesignBilişim teknolojileri tasarım ortamına sunduğu yeniliklerle tasarım sürecini değiştirmekte ve dönüştürmektedir. Her geçen gün yeni olanaklarla karşılaşan tasarımcı, bilişim dünyasının sunduğu sayısal tasarım araçlarını tanımaya, olanaklarını keşfetmeye ve sonrasında onları kendi kullanım amacına ve alışkanlıklarına uygun bir biçime sokmaya çalışmaktadır. Sayısal tasarım araçlarının yarattığı etki tasarım sürecinde yalnızca hız ve otomatize gerçekleşen işlemler üzerinde görülmemektedir. Yeni yaklaşımlar veya daha önceden olanakların kısıtlılığı nedeniyle uygulama alanı bulamamış fikirler sayısal araçlar yardımıyla gündeme gelmektedir. Tasarımcının kullandığı araçları içselleştirmesi ve onların potansiyellerini keşfetmesi, yaratıcı süreçte tasarımcıya avantaj sağlayacak önemli bir unsurdur. Çalışmada sayısal tasarım araçlarının süreçte yarattığı değişimler ve sonuçları tasarımcının süreç içinde aldığı roller bağlamında değerlendirilmektedir. Giriş bölümünde çalışmanın amacı, yöntemi ve kapsamı yer alırken, ikinci bölümde sayısal tasarım süreciyle birlikte değişen form üzerine söylemler, form bulma yaklaşımının sayısal tasarım öncesi ve sonrası süreçleri incelenmiştir. Üçüncü bölümde araç ve ortam olarak tasarım sürecinde yer alan bilgisayarın bu konumlarda hangi yönleriyle yer aldığı ile ilgili tartışmalara yer verilmiştir. Dördüncü bölümde ise yeni tasarım süreçlerinin çeşitlenmesini mümkün kılan, yeni açılımlarla form bulma kavramını başka boyutlara taşıyan sayısal tasarım araçları, süreci farklılaştırdıkları boyutlarıyla sınıflandırılmış ve parametrik modelleme, NURBS modelleme, animasyon, betikleme, görsel programlama ve veri alış-verişi başlıkları altında incelenmiştir. Tezin beşinci ve son bölümünde değişen tasarım araçları üzerinden değerlendirmeler yapılmış, yazılımlar ve tasarım süreci için açık kaynaklı bir yönelim, sayısal tasarım araçlarıyla üretilen yeni formlar ve tasarımcının üstlenmesi gereken yeni roller irdelenmiştir.
-
ÖgeSes verileri etkileşimli dinamik adaptif bir cephe önerisi: Sound shield(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-06-11) Aydoğan Çakır, Öznur ; Aksoy, Meltem ; 710051010 ; Mimari Tasarımda BilişimGünümüzde, teknolojik gelişmelerin hızla artması ile birlikte, binaların önemli bir yapı elemanı olan cepheler için farklı tasarım yöntemleri üzerine araştırma ve geliştirme çalışmaları artmıştır. Bu bağlamda gerek kullanıcı hareketi odaklı, gerekse çevresel etkenlere dayalı, değişebilen, dönüşebilen, çevre ile etkileşime geçebilen birçok farklı cephe uygulaması yaygınlaşmaya başlamıştır. Güneş ışığına uyarlı şekilde cevap veren adaptif cephelerin bina performanslarına büyük katkıları sebebiyle, birçok projede ağırlıklı olarak doğal ışık etkileşimli cepheler uygulanmaktadır. Bu tez çalışmasında ise, çevresel gürültülere karşı tepki verebilen, hareket edebilen ve görsel etkileşimi güçlendiren bir cephe önerisi üzerinde çalışılmıştır. Çevresel sesler üzerinden adaptif bir cephe önerisi hazırlanmasının en önemli sebebi, ses verileri etkileşimli cepheler için yapılan araştırma ve çalışma alanlarında daha az yer bulabilmiş olması ve gürültünün büyüyen kentlerin en önemli sorunlarından biri haline gelmesidir. Kentlerde, gürültü düzeyinin giderek artması, bina iç mekan akustik performansının yükseltilmesini de önemli kılmaktadır. Bu sebeple, kent ile bina iç mekanın ara kesitinde yer alan bina cephelerine, çevre seslerine duyarlı bir yapı kazandırılması ve ses seviyelerine göre değişen etkileşimli bir cephe örüntüsü ile gürültüye çözüm önerisi sunulması amaçlanmıştır. Giriş bölümünde tezin amaç ve kapsamı ele alınmıştır. İkinci bölümde öncelikle adaptif mimarlık ve kinetik mimarlık kavramları ile mimarideki gelişim süreçleri irdelenmiştir. Daha sonra tez kapsamında, binanın çevreye adapte olma sistemine göre, adaptif cepheler, statik ve dinamik olmak üzere ikiye ayrılarak gruplandırma yapılmıştır. Üçüncü bölümde ise literatür araştırmalarında, adaptif cephelerin hem uygulanmış örnekleri, hem de üniversite tasarım stüdyolarında, laboratuar çalışmalarında ve tez çalışmalarındaki öneri cephe alternatifleri incelenmiştir. Cephe örnek uygulama ve araştırmaları dört alt gruba ayrılarak incelenmiştir. Buradaki amaç, çevre etkileşimlerine göre uygulama örneklerini birbirinden ayırarak, statik ve dinamik olarak ikiye ayrılan adaptif cephelerin bina performanslarını daha net değerlendirebilmektir. İncelenen örnekler üzerinden, gelişen teknoloji, yazılımlar, malzemeler ile birlikte çevre ile görsel etkileşimleri de incelenmiştir. Giriş verileri, etkileşim unsurları, bina performansına etkileri üzerine piktogramlar oluşturularak, çevreye uyum sağlama sistemleri incelenmiştir. Adaptif cephelerdeki veri dönüşümleri üzerinden karşılaştırma tabloları hazırlanarak, cephelerde kullanılan etkileşim unsurları üzerine analizler yapılmıştır. Dördüncü bölümde ise, ses kirliliğini önlemeye yönelik hazırlanan, çevre ses verileri etkileşimli Sound Shield cephe önerisine geçilmiştir. Bina cephesinde oluşturulan ses etkileşimli yüzeyin, yüksek ses basıncına karşı bir ses bariyeri niteliği taşıması amaçlanmıştır. Ayrıca, kentteki insanların bina cephesi ile görsel etkileşimi arasındaki bağın güçlendirilmesi yaklaşımı üzerine çalışılmıştır. Bu bağlamda, çevresel ses basıncı seviyelerinin harekete dönüştürülmesi sağlanarak, bina ses performansını dengeleyen, görsel etkileşimi ile de kent arasındaki bağını güçlendiren interaktif modüler bir cephe örüntüsüne odaklanılmıştır. Bu amaçla, mevcut bir bina seçilerek, bilgisayar ortamında ikincil bir katman olarak, önerilen cephe yerleştirilmiş ve cephe sisteminin ses seviyelerine göre değişimi ve dinamik yapısı simülasyonlar yapılarak değerlendirilmiştir. Dinamik adaptif cephe önerisi, İstanbul Fikirtepe bölgesindeki mimari tasarımı ve proje müellifliği yazarın kendisine ait olan Alya Life Residence konut yapısı üzerinde hazırlanan ses simülasyonları üzerinden irdelenmiştir. Yapı, çevre seslerinin ve araç sirkülasyonlarının yoğun olduğu bir alanda konumlanması sebebiyle tercih edilmiştir. Aynı zamanda projenin yazar tarafından yapılmış olması ve tüm teknik dökümanlara sahip olunması, önerilen cephenin detaylı olarak irdelenebilmesini mümkün kılmıştır. Bu bölümde, Alya Life Residence'ın, mevcut cephe ölçüleri baz alınarak tasarlanan, ses etkileşimli cephe modülünün oluşum geometrisi, modüllerin cepheye yerleştirilme yöntemi, cephe örüntüsünün oluşturulması aktarılmıştır. Daha sonra Arduino yazılımı ile gerçek zamanlı ses verilerinin sayısal olarak bilgisayar ortamına aktarımı ile cephe sisteminin ses basıncı seviyelerine göre değişimi ve etkileşimi gösterilmiştir. Mevcut bina cephesi üzerinde sistemin irdelenebilmesi için Grasshopper yazılımında parametrik nokta simülasyonları ve Odeon yazılımı ile öneri cephe için ses akustiği simülasyonları ile analizleri yapılmıştır. Ses akustiği simülasyonları yapılırken, dış mekan çevre seslerine ilişkin analizler yapılmış olup, iç mekan ses akustik analizleri tez kapsamı dışında tutulmuştur. Simülasyonlar sonucunda, çevre seslerine karşı kinetik yapısı ile tepki vererek, çevreye uyum sağlayan ses bariyeri niteliğindeki dinamik adaptif cephe modeli önerisi Sound Shield değerlendirilmiş, ileriye yönelik potansiyelleri ve gelişim olasılıkları tartışılmıştır.