Türkiye'de mülkiyet ve mülkiyet yönetiminin değerlendirilmesi
Türkiye'de mülkiyet ve mülkiyet yönetiminin değerlendirilmesi
dc.contributor.advisor | Yanalak, Mustafa | |
dc.contributor.author | İşiler, Mehmet | |
dc.contributor.authorID | 501122602 | |
dc.contributor.department | Geomatik Mühendisliği | |
dc.date.accessioned | 2024-11-18T09:04:21Z | |
dc.date.available | 2024-11-18T09:04:21Z | |
dc.date.issued | 2024-03-29 | |
dc.description | Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024 | |
dc.description.abstract | Dünya genelinde nüfus artışı ve küresel akımların etkisiyle meydana gelen hızlı ve denetimsiz kentleşme süreci; gıda güvenliği, enerji talebinin artışı, iklim değişikliği, yasadışı yapılaşma, afetlere karşı dayanıksız yerleşme, ekonomik kaynakların verimsiz kullanımı gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ülkemizde yaşanan kentleşme süreci de çözümü zor ve karmaşık problemlere yol açmıştır. Dokuzuncu Kalkınma Planı programında; "Sürdürülebilir Kentsel Gelişme ve Eylem Planının" hazırlanması hedeflenmiştir. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar sonucunda, KENTGES Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı (2010-2023) yürürlüğe konmuştur. Kentsel Gelişme Stratejisi (KENTGES) ülkemizin kentleşme konusundaki temel sorunlarının çözümüne ve ülkemizde sürdürülebilir kentsel gelişimin sağlanmasına ilişkin eylemleri içeren rehber niteliğinde bir dökümandır. KENTGES belgesinde geçmişte ortaya çıkan ve ülkemizi halen etkileyen sorunlar arasında; kentlerde kontrolsüz büyüme, kaçak yapılaşma ile birlikte afetlere karşı dayanıksız kentleşme, çevrenin tahribatı, yerel yönetimlerin düşük kapasiteleri ve planlama sistemindeki aksaklıklar gösterilmiştir. Ayrıca, uluslararası alanda önemli gündem maddeleri haline gelen kentlerde iklim değişikliği ve enerji verimliliği konularında gerekli adımların atılması gerekliliği vurgulanmıştır. KENTGES kapsamında ortaya konan kentleşme sorunları kaynakların etkin ve verimli kullanımı önünde engel teşkil etmekte ve ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir. Ülkemizde taşınmaz piyasalarının yeterli düzeyde etkin hale gelmediği ve gerekli kurumsallaşmanın sağlanamadığı görülmektedir. Özellikle imar uygulamaları mülkiyet hakkının kullanımına ve mülkiyetin ekonomik fonksiyonuna doğrudan etki eden kararları içermektedir. Bu nedenle, kentsel planlama ve yapılaşma faaliyetleri sürdürülebilir arazi yönetiminin en önemli bileşenleri arasında yer almaktadır. Ülkemizde imara aykırı yapılaşmadan kaynaklı sorunlar uzun süredir ülke gündemini meşgul etmektedir. Bu durumdaki konut ve yapıların ekonomik potansiyelleri kullanılamamakta ve bu taşınmazlar sermaye üretme yeteneğinden yoksun kalmaktadır . Ayrıca, ilgili taşınmazlar çeşitli mülkiyet sorunlarına da konu olmaktadır. Bu durumun çözümü için 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen 16 nolu geçiçi madde ile "İmar Barışı" süreci başlatılmıştır. Ülkemizde imar barışı sürecine yaklaşık dokuz milyon başvuru olduğu düşünülürse, mevcut sistemin sağlıklı bir yapılaşmayı sağlayamadığı görülmektedir. Kişiler, taşınmazlar üzerindeki yatırımlarının hukuki anlamda korunmasını ve öngörülebilir olmasını isterler. 20. yüzyılla birlikte mülkiyet sosyal bir hak olarak görülmeye başlanmış ve kamu yararı gereğince arazi mülkiyetinin kullanımına yönelik denetim giderek artmıştır. Bu nedenle kadastronun mülkiyeti etkileyen kısıtlamaları gösterir nitelikte genişletilmesi gerekmektedir. Mülkiyet üzerindeki hak, kısıtlama ve sorumluluklar kolay erişilebilir, güncel ve takip edilebilir olmalıdır. Mülkiyet üzerindeki hak, kısıtlama ve sorumlulukların kaydı ve erişimi ayrıca kamu faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde büyük katkılar sağlayacak, farklı kurumlar tarafından gerçekleştirilen uygulamaların çakışma ihtimali azalacak, böylelikle zaman, emek ve ekonomik kaybın önüne geçilmiş olacaktır. Kentsel alanlarda oluşan aşırı nüfus baskısı sonucunda kıt bir kaynak olan arazinin kullanımının giderek çeşitlendiği, arazinin altında ve üstünde karma yapıların arttığı düşünüldüğünde, kentsel alanlardaki yapılara ilişkin yasal durumların tescili, takibi ve sunumu için mevcut bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanarak üç boyutlu kadastro yaklaşımının hukuki, idari ve teknik anlamda yapılandırılması gerekmektedir. 3 boyutlu altlıklara sahip bir kadastro sisteminin kurulması ile mevcut yapı stokunun tespiti ve kontrolü sağlıklı bir şekilde sağlanabilecek, yapılaşma süreçlerine ilişkin işlemlerin dijitalleşmesi desteklenebilecek, kentsel planlama faaliyetleri ve kentsel araştırmalara yönelik üç boyutlu analizler yapılabilecek, özellikle enerji verimliliği, karbon emisyonunun azaltılması, güneş enerjisinden faydalanılması hususlarında uygulamaların hayata geçirilmesi kolaylaşacak ve kentsel alanlarda çeşitli afet senaryoları canlandırılarak, afetlerin olası etkisi analiz edilebilecek, böylelikle afet yönetime katkı sağlanabilecektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye aleyhine kararlarının büyük bir çoğunluğu mülkiyet hakkına ilişkin ihlalleri içermektedir. Özellikle bu ihlallerin içeriğini tapu-kadastro faaliyetleri, imar uygulamaları ve kamulaştırma sonucu mülkiyet hakkına müdahaleler oluşturmaktadır. Kentsel alanlarda mülkiyete yönelik faaliyetlerin yoğunluğu da göz önüne alındığında mülkiyet sistemimize yönelik bazı temel değişikliklerin zorunlu olduğu ortaya çıkmaktadır. Belirtilen sorunların çözümü ve arazi yönetimi konusunda uluslararası alanda görülen eğilimlerin ve reformların hayata geçirilmesi için kentsel alanlara yönelik çok amaçlı kadastro sisteminin yapılandırılması ve bütünselliğinin gerçekleştirilmesi ana hedef olmalıdır. Tez çalışması, Türkiye'de taşınmaz mülkiyeti anlayışının ve kentsel alanlardaki taşınmaz mülkiyeti yönetiminin değerlendirilmesi ile sınırlı tutulmuştur. Tez kapsamında, ülkemizde kentsel alanlarda gerçekleştirilen arazi yönetim faaliyetlerine yönelik mevcut yasal, teknik ve kurumsal yapı ortaya konarak, imar uygulama planlarının getirdiği kısıtlamaların kadastro sistemine dahil edildiği, yapılaşma süreçlerinin ve yapı stokunun takibinin yapıldığı, vatandaşların kadastral veriye erişimini kolaylaştıran bütünleşik bir kadastro sistemi önerisinde bulunulmuştur. Bu bağlamda; öncelikle, Türkiye'de ve uluslararası alanda mülkiyet hakkının içeriği ve kapsamına ilişkin temel yaklaşımlar incelenmiştir. İkinci aşamada Uluslararası alanda arazi yönetimine ilişkin mevcut durum ve eğilimler tespit edilmiş, üçüncü aşamada Türkiye'deki tapu kadastro ve mekansal planlama sistemleri incelenmiştir. Kentsel alanlarda taşınmaz mülkiyetine yönelik faaliyetlere ilişkin karşılaşılan temel sorunlar araştırılmış ve bu sorunların çözümü için temel gereksinimler belirlenmiştir. Enerji verimliliği ve iklim değişikliği konularının arazi yönetimi bakış açısı çerçevesinde kadastral ve planlama sistemlerine entegrasyonu için ön çalışmada bulunulmuştur. Son olarak, kentsel alanlara yönelik geliştirilmesi önerilen çok amaçlı kadastro sisteminin uygulanabilmesi için gerekli temel hususlar ortaya konulmuştur. Ayrıca, mevcut bina stokunun anlık takibi kolaylaştıracak derin öğrenme tabanlı yüksek çözünürlüklü uydu verileri ile Google Earth Sokak Görünümlerinin kullanıldığı yarı otomatik bir yaklaşım geliştirilmiştir. | |
dc.description.degree | Doktora | |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11527/25637 | |
dc.language.iso | tr | |
dc.publisher | Lisansüstü Eğitim Enstitüsü | |
dc.sdg.type | Goal 8: Decent Work and Economic Growth | |
dc.sdg.type | Goal 11: Sustainable Cities and Communities | |
dc.subject | Mülkiyet | |
dc.subject | Property | |
dc.subject | Mülkiyet yönetimi | |
dc.subject | Property management | |
dc.title | Türkiye'de mülkiyet ve mülkiyet yönetiminin değerlendirilmesi | |
dc.title.alternative | Evaluation of property and property management in Türkiye | |
dc.type | Doctoral Thesis |