An analytical valuation technique applied to industrial companies in İstanbul stock exchange

thumbnail.default.alt
Tarih
2003
Yazarlar
Ülgen, Murat
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Institute of Social Sciences
Özet
Hisse senedi yatırımcılarının yatın m kararlarını verirken kullandıktan kabul görmüş en önemli iki değerleme yöntemi temel analiz ve teknik analizdir. Temel analizde, analist bir şirket hakkındaki tüm temel bilgileri sentezleyerek, hisse senedi ile ilgili yatırım önerisine temel teşkil etmesi açısından şirketin gelecekteki performansına dair öngörülerde bulunur. Veri kümesi açık uçludur ve sınırsız temel bilgiyi içerir. Analist şirketin gelecekteki performansı hakkında çıkarımsama yaparken, gelecekteki mali tablo rakamlarını ve/veya rasyolarını tahmin etmeye çalışır. Sonra bu rakamlar şirketin faaliyet gösterdiği sektörün ortalamaları ile karşılaştırılıp, hisse senedi performansının gelecek bir dönem için piyasa endeksinin üstünde mi veya altında mı kalacağına dair tahminler yapılır. Teknik analizde ise veri kümesi sadece iki tip finansal bilgiyi içerir; hisse senedi fiyatı ve işlem hacmi. Teknik analist vereceği kararları sadece bu iki tip veriye dayandınr. Bunu yaparken de "her türlü bilginin hisse senedi fiyatı içinde olduğu" varsayımından yola çıkar. Hisse senedi fiyatı, şirketin geçmişteki performansının ve şirket hakkında gelecekle ilgili beklentilerin özetlendiği en nihai parametredir, işlem hacmi tek başına herhangi bir kritik anlam taşımaz, ancak hisse senedi hareketleri ile ilgili yorumları güçlendirir. Teknik analistlerin önemli bir kısmı, hisse senedi piyasalarında yapacakları bir hamle için alış ve satış sinyalleri denilen çeşitli işaretleri kullanırlar. Her analiz yönteminin diğerine göre bazı avantajları ve dezavantajları vardır. Göreceli olarak daha kısa bir zaman dilimi için, 'al-sat' stratejisi teknik analiz kullanımına daha yatkındır. Diğer yandan uzun vadeli yatınm kararı göz önüne alındığında kısa vadeli fırsatlar ve tehditler daha az önem arzeder. Diğer bir ifadeyle, daha uzun vadeli yatınm kararları alınırken detaylı ve itinalı bir temel analiz çalışması amaca daha iyi hizmet eder. Teorik olarak gelecekte gerçekleşecek bir olayla ilgili ne kadar çok bilgi mevcutsa belirsizliğin o kadar az olduğu söylenir. Bu açıdan bakıldığında temel analiz, daha geniş bir fınansal veri kümesi ile ilgilendiğinden teknik analize tercih edilebilir. Fakat temel analiz, teknik analize gore daha fazla zaman harcamayı gerektirmektedir. Bir yandan temel analize has bilgileri daha hızlı işlerken diğer yandan da teknik analizin en önemli parametresi olan hisse senedi fiyatlarından yararlanmak, karar verme mekanizmasına önemli katkılar sağlayabilir. Bu kombinasyon 'kantitatif analiz' şeklinde tanımlanabilir. Kantitatif analizde mali tabloların geçmişe dönük incelenmesinden yola çıkılır, sonra bu tablolar gelecekte belli bir süreye kadar tahmin edilmeye çalışılır ve son olarak da hisse senetleri fiyatları kullanılarak gelecekte gerçekleşmesi tahmin edilen mali tablo rakamlarının bugüne taşınması için bir kriter (ağırlıklı ortama sermaye maliyeti) oluşturulur. Bu tip bir analizin bilgisayar yazılımı olarak uygulanması yatırımcıya zamandan ciddi ölçüde tasarruf sağlar. Microsoft Excel ortamı, yaygın kullanımı ve kolay anlaşılır program geliştirme özellikleri yüzünden bu amaç için özellikle seçilmiştir. Burada amaç tabi ki hisse senedi yatırımcısını belli bir yatınm aksiyonuna ikna etmek değil, karar vermeden önce diğer değerleme yöntemlerinin sonuçlan ile karşılaştırma yapabileceği sağlam bir referans oluşturabilmektir. Ayrıca kantitatif değerlemeyi en pratik yöntem olarak da görmemek gerekir çünkü bu yöntemin hazırlanmasında halen geçerliliği bir soru işareti olan tam etkin piyasalar1 varsayımı temel alınmıştır. Bu araştırmanın kalbinde kantitatif analiz yer alsa da, borsada işlem gören şirketlerin fiyatlarını hesaplamak için kullanılan diğer yarı-analitik yöntemlerden de bahsedilecektir. Bunlardan en çok bilinenler arasında fiyat/kazanç, piyasa/defter değeri ve firma değeri/faiz ve vergi öncesi kar, amortisman gibi değerleme rasyoları yer almaktadır. İncelenen sektöre bağlı olarak bir rasyo diğerlerine tercih edilebilir. Analizin son kısmında ise KDT'nin açıklayıcı gücünü ölçmek amacıyla kantitatif metodla elde edilen sonuçlar, piyasada işlem gören şirketlerin gerçek piyasa fiyatları ile karşılaştırılmaktadır. Karşılaştırmaların yapılacağı şirketler, genel piyasa endeksinden (IMKB100) ve sanayi şirketleri arasından seçilmiştir. Neticede ampirik bulgular gerçek piyasa fiyatlarının, kısıtlı girdi kümesine rağmen, cesaret verici bir doğrulukla tahmin edildiğini göstermektedir. Ek olarak, piyasa fiyatlarının gerçek firma değerlerini doğru yansıtmadığı, KDT'nin verdiği sonuçların daha doğru bir baz teşkil ettiği farz edilirse buna göre verilen yatırım tavsiyeleri, piyasa endeksinin getirişinin oldukça üzerinde getiriler sağlamaktadırlar.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003
Thesis (Ph.D.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2003
Anahtar kelimeler
Mali kurumlar, Financial institutions
Alıntı