FBE- Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gemi İnşaatı ve Gemi Makinaları Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Konu "Ahp" ile FBE- Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDeniz Yapıları İçin Güvenlik Tabanlı Karar Destek Sistemleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-08-25) Gençsoy, Emre Koray ; Helvacıoğlu, Şebnem ; 10123218 ; Gemi İnşaatı ve Gemi Makinaları Mühendisliği ; Naval Architecture and Marine EngineeringDünya yüzeyinin %71’i suyla kaplıdır ve insanlık tarihinin gelişimi boyunca insan bir şekilde suyla mücadele ederek ilerleme kaydetmiştir. Bu sayede medeniyetlerini yaymış, ticareti arttırmış ve gelişmeyi sağlamıştır. Olasılık teorisinin başarıyla çalıştığı ve risk alarak başarıya ulaşılan pek çok yer olabilir ancak tarihsel veriler şünu göstermektedir ki, denizcilik sektörü bunlardan birisi değildir. Alınan küçük risklerin çok büyük felaketlere sebep olduğu defalarca görülmüştür. Yaşanılan büyük kazalar sonrası alınan tedbirler ve Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün kaza analizleri sonrası ortaya koymuş olduğu kural ve kaideler, insanoğlunun deniz ile mücadelesinde kazanımlar sağlamış olmasının en önemli nedenidir. Risk analizi belirsizlikler ile başa çıkmak için önemli ve çok güçlü bir araçtır. Yeni teknolojiler, yeni gelişmeler ve yeni metodolojiler her zaman belirsizlikleri ve böylece riskleri içerir. Bu risklerle başa çıkmak için birçok farklı yöntem vardır. Niteliksel ve niceliksel yöntemler pek çok farklı sektörlerde başarı ile yıllardır kullanılmaktadır. Kantitatif çalışmalar daha fazla istatistiki verilere ihtiyaç duymaktadır. Analizlerde hem sayısal hem de sözel verilerin kullanılabilmesi projenin herhangi bir aşamasında risk analizi gerçekleştirmenizi sağlar. Tehlike Tanımlama (HAZID) ve Tehlike ve İşletilebilme (HAZOP) çalışmaları, güçlü ve yaygın olarak kullanılan analiz yöntemlerindendir. Bu çeşit çalışmalarda uzmanlardan oluşan bir grup riskleri tanımlamak ve olası riskleri değerlendirmek için çaba harcarlar. Grup içerisinde bir veya daha fazla katılımcı karar verme mekanizmalarında hakimiyete sahip olursa, bu tarz çalışma grupları sorunlu olabilir. Ve genellikle grup içerisinde konu hakkında baskın fikir birliği sebebiyle tanımlara belirsizliği dahil etmek zordur. Buna ragmen oldukça sık kullanılan bu yöntemler ile pek çok denizcilik uygulamasının risk değerlendirilmesininde karşılaşılmaktadır. Riski tahmin etmek yeni sistemlerin analizi için hayati öneme sahip bir fonksiyondur. Tahmin sistemi üç aşamadan oluşmaktadır; riski tanımlar, riski analiz etme ve riski ortadan kaldırma. Bunlardan ilki riski tanımlama “ne zaman, ne, kim, nasıl ve nerede” sorularının cevaplarının aranmasıyla başlar. Bunlara cevap bulunup tanımlama işlemi tamamlandığında ikinci kısma yani analiz kısmına geçilir. Analiz bir derece daha olaya odaklanmıştır ve “ne kadar, ne sıklıkta ve ne kadar önemli” sorunlarının cevaplarını elde etmeyi amaçlar. Alınan cevaplar, analizi yapana riskin doğasını sıklığını ve seviyesini anlama imkanı sağlar. Analiz tamamlandıktan sonra, belirlenen riske karşılık ne tedbir alınacağının kararlaştırılması safhasına geçilir, bu safha değerlendirme safhasıdır. Bu aşamada analiz safhasında tespit edilen riskin etkisini düşürmek amacıyla neler yapılması gerektiği kararlaştırılır; riskin etkisine bağlı olarak karşı tedbir almamak veya riski bir sigorta firmasına transfer etmek de uygulanabilecek yöntemlerdendir. Risk yönetimi için kullanılabilecek, ISO standartlarında tanımlanmış çeşitli teknikler mevcuttur. Standartta yaklaşık 30 farklı teknik tariflenmiştir. Hangi method kullanılırsa kullanılsın, karar vericilerin konuya hakimiyeti, bilgileri ve riske bakış açıları sonucu doğrudan etkileyecektir. Doğru bir analiz sonucu elde edebilmek için sorun her bakış açısından dikkatlice incelenmelidir. Başarı metodolojiye bağlı xxii olmasına ragmen, tüm analiz yöntemlerinin tek ortak ana parçası insandır ve sonucu doğrudan etkilemektedir. Farkında olunsun ya da olunmasın, karar verme seçimleri ile her gün günlük hayatta karışılaşılmaktadır. Saaty Analitik Hiyerarşi Proses (AHP) ile karar verme problemlerini çözmebilmek için Eigen vektörlerini kullanılmanın mümkün olduğunu kanıtladı. Bu çalışması ile Saaty, yeni çalışmalara ve yöntemlere kapıyı aralamıştır. Pek çok başarılı uygulaması olmasına ragmen, gerçek problemleri hiyerarşik bir yapıda modelleme konusunda zorluklar, AHP kullanımını kısıtlamaktadır; bu sebeple Saaty bağımlılıkları ve geri bildirimi ile ağ yapısında bir modelleme yöntemi geliştirmiştir. Bu metodoloji Analitik Ağ Süreci (ANP) diye adlanrılmıştır. ANP başarılı bir şekilde karmaşık karar verme problemlerini modelleyebilmektedir. Ancak modelleme ve modelin çözümü AHP’ye kısayla çok fazla sabır ve çaba gerektirmektedir. Zira ağ modelin her bir bağlantısı için ikili karşılaştırma yöntemi kullanılması gerekmektedir. Bunun dışında bulanık küme teorisinden faydalanılarak, bulanık çok kriterli karar yöntemlerini (fuzzy) kullanmak, ANP’nin çözümlerine bulanık ortam etkilerini katmak için alternatif bir yöntem olarak tavsiye edilmiştir. Belirsizliği içeren bulanık kümeleri her türlü soruna uygulamak kolaydır. Bulanık setlerde de bazı zorluklar vardır. Bulanık küme tanımların yapılabilmesi için, üyelik fonksiyonlarını tanımlak da tecrübe gerektirir. Tanımlanmış kuralları da değiştirmek o kadar kolay da değildir, dolayısıyla system baştan detaylı düşünülmeli ve ona gore düzenlenmelidir. Bu tür sebeplerden dolayı nispeten uygulaması daha kolya olan Bulanık-AHP, Bulanık-ANP, vb. hibrid yöntemlerin kullanılması yaygındır. Pek çok hibrid çözüm metodolojileri geliştirilmiştir, böylece uygulayıcı, probleminin doğasına uygun olan yöntemi doğrudan seçip kullanabilir. Bu çalışmada, LNG yakıt dolum operasyonu vaka çalışması olarak seçilmiştir. LNG mevcut yakıtlar arasında, Uluslararası Denizcilik Örgütü ve bir takım ülkelerin hava kirliliği ile mücadele kapsamında koymuş olduğu kurallara uyabilecek en olası alternatiflerden biridir. Yakıt dolumu LNG kullanımı işleminin en riskli parçasıdır. Yakıt dolumu ile ilgili HAZID / HAZOP çalışmaları, klas kuruluşlarının yakıt dolumu ile ilgili geliştirdileri prensipleri yakıt dolumu için olabilecek tehlikelerin tanımlanmasında kullanılmıştır. Tehlikeler ve riskler Hata Ağacı Analizi (FTA) kullanarak kümeler altında toplanmıştır ve bu kümelerden ANP ağ yapısı oluşturulmuştur. Oluşturulan ANP ağ yapısı; ANP (logaritmik en küçük kareler) ve Bulanık-ANP yöntemleriyle çözülmüştür. Bu çözümler için eklerde sunulan excel kodları yazılmıştır. Bulanık-ANP çözümü için, pek çok geliştirilmiş olan çeşitli metodolojiler bulunmaktadır, çözüm için bunlardan bir tanesi kullanılmıştır.. Bu çalışmada bulanık ortam modellemesi için üçgen bulanık fonksiyonlar kullanılmıştır ve bunlar için Chang’ın geliştirmiş olduğu yöntem çözüm olarak kullanılmıştır. Elde edilen sonuçları doğrulamak amacıyla “Superdecision” isimli programda aynı ağ yapısı oluşturulmuş ve program ile Eigen değerleri kullanılarak ANP çözümü elde edilmiştir. Elde edilen çözüm bulanıklık faktörünü içermemektedir. Tüm çalışmanın sonunda yapılan hesaplamalar ile çalışmada aynı ağ yapısı için üç farklı yönteme dair sonuçları karşılaştırma şansı elde edilmiştir. Yapılan tüm hesaplamalardan sonra risk değerlerinin hesabı için; riskin gerçekleşme ihtimali ve olası sonuçlarının çarpımı hesapta kullanılmıştır. Çalışmaya altı adet uzman davet edilmiştir, bunlardan iki tanesi klas kuruluşunda görevli, iki tanesi armatör firmada lng operasyonlarında çalışmış ve diğer iki tanesi ise lng sistemleri üreten bir firmada çalışmaktadırlar. Davet edilen tüm uzmanlar lng konusunda kendi bölümlerinde çalışmaktadırlar. Davet edilen uzmanlardan iki tanesi daveti olumlu cevaplandırmıştır. Bu uzmanlardan, oluşturulmuş olan ANP ağ yapısına göre önceden tanımlanmış anketleri doldurmaları istenmiştir. Her bir karar xxiii verici için elde edilen final sonuçlar, Bireysel işlemlerin kümeştirilmesinde kullanılan AIP yöntemi ile tek bir karar vericiye indirgenmiştir. Karar vericilerin kararları sonuç için birleştirilirken her bir karar vericinin sonuç üzerinde aynı derecede etkisi olmadığı yani ağırlıklarının farklı olduğu varsayılmıştır. Bu da her bir kullanıcı için elde edilen farklı ağırlıklar kullanılarak aynı yöntem içerisinde çözülmüştür. Karar vericilerin ağırlıklarını hesaplayabilmek için ufak bir ayrı ANP yapısı oluşturulmuş ve bu yapı çözülerek her bir karar vericinin ağırlığı elde edilmiştir. ANP yapısının her bir küme ve küme elemanı için sonuçları incelendiğinde; ANP (logaritmik en küçük kareler yöntemi) ile ANP (Superdecisions) sonuçlarının birbirlerine çok yakın olduğu görülmektedir. Bunun sebebi Saaty ve Vargas’ın 1984 yılındaki çalışmalarında belirttikleri gibi muhtemelen tutarlılık oranının 0.1’in altında tutulmuş olmasından kaynaklanmaktadır. Daha büyük tutarlılık oranlarında çalışma tekrarlanıp değişim incelenebilinir. Ancak 0.1 altındaki değerlerde sonuçlar birbirine çok yakındır. Bulanık-ANP sonuçları, logaritmik en küçük kareler ve eigen değerleri ile hesaplanan ANP sonuçlarından biraz farklılık göstermiştir. Ancak gözüken farklılık sonucu değiştirecek derecede büyük değildir. Bulanıklık fonksiyonların kullanılmasının sebebi bu farklılığın görülmesidir, ki bu beklenen bir sonuçtur. Burada dikkat edilemesi gereken bulanıklığın sonucu ne kadar oranda değiştirebildiğidir. Yapılan uygulamada üçgen bulanık fonksiyonlar kullanılmıştır, ileriki çalışmalarda daha farklı fonksiyonlar ile yeni hesaplamalar yapılarak diğer yöntemlerdeki sonuçlar ile olan farklılıklar karşılaştırılabilinir. Yapılan çalışmalarda LNG kaçaklarının diğer belirlenmiş olan risk alternatiflerine gore daha tehlikeli olduğu gözükmektedir. Bunun sebebi LNG kaçaklarının diğer kaçak ve yangın risklerini içerisinde barındırmasından kaynaklanmaktadır.