FBE- İnşaat Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "Artificial earthquakes" ile FBE- İnşaat Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTürkiye’deki Mevcut Betonarme Binaların Depremlerde Hasargörebilirliğinin İstatistiksel Kestirimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-06-20) Tuğsal, Ülgen Mert ; Taşkın, Beyza ; 10108813 ; İnşaat Mühendisliği ; Civil EngineeringÜlkemizin geçtiğimiz çeyrek asırda yaşamış olduğu yıkıcı depremler, mevcut bina stokumuzun büyük bir kısmının kuvvetli yer sarsıntıları etkisinde yetersiz kapasiteye sahip olduklarını göz önüne sermiştir. Genellikle az ve orta katlı yapılardan oluşan stokumuzun büyük bir çoğunluğu tasarım ve imalat aşamasında mühendislik hizmeti görmemiş veya görmüş olsa bile inşa edildikleri tarihte yürürlükte bulunan deprem yönetmeliği kurallarına uygun tasarlanmamışlardır. İleri düzeyde sosyoekonomik kayıplar yaşamamıza sebep olan bu hasar durumlarını düşük malzeme dayanımlarına, enkesitlerde yetersiz donatı alanı bulunmasına, eleman birleşimlerinde sargı bölgelerinin teşkil edilmemiş olmasına, binalarımızda ağır ve kapalı çıkmaların tercih edilmesine ve tasarımlarda düzenli yapı taşıyıcı sistemi oluşumuna engel olan dolaylı mesnetlenme oluşumlarına yer verilmesine bağlamak yerinde olmaktadır. Bu nedenle özellikle birinci dereceden risk taşıyan bölgelerimizde bulunan mevcut bina stokumuzun deprem güvenirliğinin bir an önce belirlenmesi ve hasar/ kayıp tahmini çalışmalarının yapılması, yaşanması muhtemel olan bir depremin şiddetli etkilerinin azaltılması adına önemli bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir binanın ve/veya bina stokunun kuvvetli yer hareketi etkisi altında hasar durumunun olasılıksal olarak tahmin edilebilmesi, hasargörebilirlik (HG) ilişkileri ile mümkün olmakta ve elde edilen HG eğrileri sayesinde depremin şiddeti ile hasar olasılığı ilişkilendirilebilmektedir. Bu eğriler, deprem öncesinde yapılacak olan planlamalarda; hasar/kayıp tahmini çalışmalarında ve afet yönetim planlamalarının uygulama sürecinde kullanım kolaylığı sağlamaktadır. Özellikle diri faylara yakın, depremselliğin yüksek olduğu büyük yerleşim yerlerinde yapı stokunun tamamı için karar vermenin zorluğu göz önüne alındığında, hasar olasılık eğrileri, kolay ve hızlı uygulama sağlamakta ve deprem etkisi altında önceden tanımlanan bir hasar düzeyine ulaşılması veya aşılması olasılığının değerini vermektedir. Bu tez çalışmasında, ülkemizde bulunan betonarme binaların deprem yükleri etkisinde hasargörebilirliğinin kestirimi için analitik yöntemler kullanılarak istatistiksel bir yaklaşım önerilmiştir. Tez çalışmasında, mevcut yapı stokumuzun yapısal özelliklerini tüm kusurları ve eksiklikleriyle birlikte temsil eden, gerçek binalardan oluşan 50 adet betonarme yapı seçilmiştir. Türkiye’de meydana gelmiş olan yıkıcı depremlerde farklı düzeylerde hasar görmüş olan bu yapı stokunun deprem yükleri etkisindeki davranışları doğrusal olmayan dinamik ve statik çözümlemeler gerçekleştirilmek suretiyle DRAIN-2DX (Prakash ve diğ. 1993) yazılımı ile belirlenmiş olup, programının betonarme elemanlardaki akma sonrası rijitlik ve dayanım azalmasını da dikkate alan çevrim modelinin eklendiği sürümü kullanılmıştır (Ascheim, 2005). Her bir bina x-x ve y-y doğrultuları için düzlem çerçeve olarak modellenmiş ve toplamda 100 adet çerçevenin düzlemsel modellerinde taşıyıcı olmayan dolgu duvarların etkisi de göz önüne alınmıştır. Analizlerde, Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (DBYBHY-2007)’de 0.4g etkin yer ivmesi katsayısı ve Z2 zemin sınıfı için tanımlanmış olan tasarım spektrumu ile uyumlu olarak üretilen 7 adet kuvvetli yer hareketi kaydı kullanılmıştır. Elde edilen yapısal karşılıkların geniş bir ivme bandında değerlendirmelerini yapmak amacıyla, 7 adet deprem kaydının her biri 0.1g’den 0.8g değerine kadar 0.05g’lik artımlarla ölçeklendirilmiş ve toplamda 105 adet yer hareketi kaydı elde edilmiştir. Deprem toplumu etkisinde yapılarda meydana gelen istemler tepe noktası göreli ötelenme oranı ve taban kesme kuvveti cinsinden elde edilmiş olup, binaların kesme kuvveti kapasiteleri de hesaplanarak talep/kapasite oranı değişimleri belirlenmiştir. Tez çalışmasının sonucunda, daha önce yapılmış benzer çalışmalar da incelenerek, mevcut yapıların hasar görme potansiyeline yönelik değerlendirmeler yapılmıştır. Ülkemize özgü tasarım ve imalat kusurları barındıran yapıları temsil ettiği düşünülen bina stokundan yola çıkılarak, gelecek yıkıcı depremlerde olası hasarların ve hasar düzeylerinin kestiriminde kullanılacak FORECAST (Fragility Of REinforced Concrete Actual Structures in Turkey) isimli bir bilgisayar yazılımı geliştirilmiştir. İlgili yazılım kullanılarak talep/kapasite ve kat ötelenmesi parametrelerine bağlı olarak hasar sınırları tanımlanmış ve hasargörebilirlik ilişkileri elde edilmiştir. Gelecekte olması muhtemel bir yer hareketi etkisinde bir binanın ve/veya bina stokunun hasar durumunun hızlı bir şekilde tahmin edilmesi gerektiğinde çalışmada tanımlanmış olan hasar durumuna ait fonksiyonlar, ilgili parametreler göz önüne alınarak, gevrek ve sünek yapı sistemleri için kullanılabilir.