AYBE- İklim ve Deniz Bilimleri Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "Deniz Bilimleri" ile AYBE- İklim ve Deniz Bilimleri Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Ögeİklim Degişikliğinin Fırat-dicle Havzası Hidrolojisine Olan Etkileri(Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, ) Bozkurt, Deniz ; Şen, Ömer L. ; 353110 ; İklim ve Deniz Bilimleri ; Climate and Marine Sciencesİklim değişikliğinin Fırat-Dicle Havzası hidrolojisine olan etkisi hem tarihsel hidroklima verisi hem de model tabanlı gelecek projeksiyonları ile araştırılmıştır. Tarihsel veriler havzanın kaynak kısımları için son yıllarda hem minimum hem de maksimum sıcaklıklarda istatistiksel olarak anlamlı yükselmelerin meydana geldiğini göstermiştir. Benzer bir analiz yağış için herhangi önemli bir değişikliğin olmadığını ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde bölgenin yıllık akımlarında da anlamlı bir değişiklik gözlenmemiştir. Ancak, tepe akım zamanlarında 5 gün civarında erkene kaymalar tespit edilmiştir. Bu değişim de istatistiksel olarak anlamlıdır. Model tabanlı projeksiyonlar bu parametrelerden halen değişmekte olanların, gelecekte de aynı yönde değişmeye devam edeceğini, diğerlerinin ise gelecekte önemli değişikliklere maruz kalacağını ortaya koymuştur. Sıcaklıklar bölgede artmaya devam edecektir. Farklı senaryolara göre artış yüzyılın sonuna doğru 2-6 oC arasında gerçekleşecektir. Nehir akımları daha da erkene (2-5 hafta arası) kayacaktır. Geçmişte anlamlı değişim göstermeyen yağış gelecekte önemli oranlarda (yüzyıl sonuna doğru %5-35 arasında) azalacaktır. Bunun neticesinde yıllık toplam akımlar da istatistiksel olarak anlamlı miktarlarda (%25-55) azalacaktır. Bütün bu bulgular gelecekte havzanın su kaynaklarının azalacağına işaret etmektedir. Bu durumda zaten hassas dengeler üzerinde yürüyen havzanın su paylaşımı denkleminin, daha da müşkül bir hal alacağını söylemek yanlış olmaz.
-
ÖgeKüçükçekmece Lagünü, Yeniçağa, Uludağ Buzul Ve Bafa Gölleri’nin (batı Türkiye) Geç Holosen’deki İklim Kayıtları: Avrupa Ve Orta Doğu İklim Kayıtları İle Karşılaştırılması(Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, ) Akçer Ön, Sena ; Sakınç, Mehmet ; 295030 ; İklim ve Deniz Bilimleri ; Climate and Marine SciencesTürkiye'nin batısında son 6000 yıldakı iklim değişim kayıtlarını araştırmak amacı ile yaklaşık kuzey-güney hattı üzerinde yeralan Küçükçekmece Lagünü (İstanbul), Uludağ Buzul, Yeniçağa (Bolu) ve Bafa (Muğla-Denizli) Gölleri'nden çökel karotları alınmıştır. Uzunlukları 0.4 ve 4.8 m arasında değişen toplam 10 karotta; ÇSKT (Çok Sensörlü Karot Tarayıcısı) ile 5 mm çözünürlükle manyetik duyarlılık (MS), P-Dalga hızı, yoğunluk ve rezistivite ölçümleri; XRF (X -Ray Fluorescence) tarayıcısı ile 0.2 mm çözünürlülükle 25 element taranmıştır. Çökeller 50 mm aralıklarla örneklenerek toplam inorganik (TIC) ? organik (TOC) karbon analizleri yapılmıştır. 50 mm aralıkla örnekler yıkanıp elenerek binoküler mikroskop altında ostrakod ve foraminifer tanımları yapılmıştır. Karot boyunca sürekliliği olan ostrakod ve foraminifer türleri belirlenerek, kavkıları toplanmış ve kavkılarda duraylı oksijen ve karbon analizleri yapılmıştır. Karotlar AMS 14C yöntemi ile yaşlandırılmış ve yaş modelleri oluşturulmuştur. Her bir karottan elde edilen her bir analiz sonucu karot boyunca yaş modeli ile oluşturulan yaş eksenine karşı grafiklendirilmiş ve yorumlanmıştır. Çoklu belirteç (multi-proxy) paramtereler MS, Ti ve Sr gibi elementler, Ca/Ti, Sr/Ca element oranları, TOC ve TIC ile ostrakod ve bentik foraminifer kavkılarından elde edilen ? 18O- ? 13C verileri değerlendirilerek batı Türkiye'de geçmiş buharlaşma/yağış değişimleri belirlenmiştir. Sonuçlar, Leng ve Marshall'ın (2004), ? 18O- ? 13C modeline uyarlanarak yorumlanmıştır. Bulgular, Türkiye'de farklı bölgelerde yapılan geçmiş iklim çalışmaları ile kıyaslanmıştır. Son 6000 yılda Türkiye'de gözlenen iklim değişimleri, güney Avrupa ve Orta Doğu ile kıyaslanarak Türkiye'yi geçmişte etkileyen iklim sistemleri irdelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre batı Türkiye'de Küçük Buz Çağının son evresi (Günümüzden Önce (GÖ) 250-100 yılları arası) yağışlı; ilk evresinde (GÖ 600-250 yılları arası) ise göreceli olarak kuraktır. Ortaçağ Ilık Dönemi ve Karanlık Çağ Soğuk Dönemi'nin ikinci evresini içeren GÖ 1200-600 yılları arasında yağışlı; buna karşın GÖ 1200-1400 yılları arasında ise kuraktır. Avrupa'da yaşanan Roma Ilıman Dönemi'ne denk gelen GÖ 1700-2350 yılları arasında kurak koşullar hüküm sürmüştür. Batı Türkiye'de Demir Çağ Soğuk Dönemi (GÖ 2900-2300 yılları arası) iki farklı iklim evresinden oluşmaktadır. Kurak olan I. evre GÖ 3000-2600 yılları arasında; yağışlı olan II. evre ise GÖ 2600-2350 yılları arasında gözlenmektedir. GÖ 6000 yıllına kadar uzanan en uzun iklim ve çeveresl değişim kayıtlları Bafa Gölü'nde elde edilmiştir. Litoloji, fosil içeriği ve ?18O değlerinde görülen keskin bir değişim; Bafa Gölü'nün, Büyük Menderes Nehri deltasının denize doğru ilerlemesi sonucu Latmiya Körfezi'nin kapaması ile GÖ 3200 yıl önce oluştuğunu göstermektedir. Ayrıca Bafa Gölü karotlarında çoklu belirteç parametreler Holosen Klimatik Optimum (GÖ 5400-4500) döneminde iklimin göreli olarak yağışlı; 3. Bond Döngüsne karşılık gelen GÖ 4500-3600 yılları arasında ise kurak olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada elde edilen veriler Türkiye'nin farklı bölgelerinden benzer verilerle kıyaslannarak değerlendirildiğinde, geçmişteki buharlaşma-yağış değişimlerinin günümüz sıcaklık ve yağışına göre belirlenen iklim bölgelerine benzer şekilde değiştiği gözlenmiştir. Elde edilen veriler son 6000 yılda Güney Avrupa ve Orta Doğu'da diğer benzer verilerle kıyaslanıp değerlendirldiğinde bölgede görülen buharlaşma/yağış rejimini denetleyen mekanizma, bir olasılıkla Kuzey Atlantik Salınımlarındaki (NAO) değişmler ve Intertropikal Convergent Zone'nun (ITCZ) kuzey-güney yönlü yer değiştirmeleridir. Ancak, geç Holosen'de Türkiye iklim sistemlerinin zaman içerisindeki değişimlerinin ve bunları denetleyen mekanizmaların daha iyi anlaşılması için çoklu belirteç parametrelere (multi proxy) dayanan iklim verilerinin bölgedeki coğrafik dağılımının artırılması gerekmektedir.
-
ÖgePolen Analizlerine Göre Son 7 Milyon Yılda Kuzey-batı Anadolu Ve Kuzey Ege’nin Vejetasyonu Ve İklimi(Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, ) Biltekin, Demet ; Çağatay, Namık ; 277013 ; İklim ve Deniz Bilimleri ; Climate and Marine SciencesAnadolu günümüzde kalıntı bitkiler için birer yaşam alanıdır: Liquidambar orientalis, Parrotia persica, Pterocarya fraxinifolia, Zelkova crenata (Angiyospermler) and Cedrus (Gimnosperm). Bu ağaçlar nispeten Artemisia stepleri ile birlikte ormanları oluştururlar. Son 2.6 milyon yıl boyunca iki vejetasyon türü hakim olmuştur. Bu nedenle bölge palinolojik araştırmalar açısından büyük ilgi çekmektedir. Bu çalışma Karadeniz karotu (DSDP Site 380: Geç Miyosen-Günümüz), denizel ve gölsel sedimentleri (Geç Miyosen/Erken Pliyosen) kapsamaktadır. Çalışma alanı başlıca Marmara Bölgesi (Enez, İntepe, Eceabat, Burhanlı, West Seddülbahir), Karadeniz'in güney batısı (DSDP Site 380) ve Yunanistan'ın kuzeyini (batı Makedonya: Ptolemais Notio and Ptolemais Base; Prosilio, Trilophos, Lion of Amphipoli) kapsamaktadır. Bu çalışmanın ana amacı çalışılan zaman aralığında Anadolu'daki paleovejetasyon ve paleoiklim koşullarını yapılandırmaktır. 1,073.5 metre uzunluğundaki Karadeniz DSDP 380 sondaj karotunun yüksek çözünürlüklü polen analizleri Geç Miyosen'den günümüze kadar vejetasyon ve iklimin evrimi hakkında bilgi vermektedir. Son 7 milyon yıl içinde karotta başlıca iki vejetasyon tipi hakimdir: termofil ormanlar ve Artemisia steplerinide içeren açık vejetasyon formasyonlarıdır. Erken Mesiniyen'de (Mesiniyen Tuzluluk Krizinden önce) Olimpos Dağı'na yakın (Prosilio) Cupressaceae ile birlikte orta- (Tsuga) ve yüksek enlem ağaçları (Abies ve Picea) hakimken, Çanakkale Boğazı etrafında otsul bitkiler yaygındı. Mesiniyen Tuzluluk Krizi'nden sonra, Kuzey Ege'deki vejetasyon başlıca otsul bitki ekosistemleri, yakın mesafedede mezotermik ağaçlardan (yaprağını döken Quercus, Carya, Zelkova, vb.) oluşmaktadır. Ayrıca yüksek enlem kozalaklı ağaçlardaki (Cedrus, Tsuga, Abies ve Picea) artış bölgesel masiflerin yükselmesini işaret etmektedir. Geç Miyosen'de, megatermik (tropikal) ve mega-mezotermik (astropikal) ağaçların çoğu iklimsel değişimden dolayı azalmıştır. Ancak bataklık ormanları (Glyptostrobus, Engelhardia, Sapotaceae, Nyssa) yada mezotermik ağaçlar gibi bazıları Geç Pliyosen'de varlığını devam ettirmiştir. Aynı zamanda, step türü bitkiler (Artemisia, Ephedra, Hippophae rhamnoides) çok fazla gelişim göstermezken, otsul bitki toplulukları (Amaranthaceae-Chenopodiaceae, Poaceae, Asteraceae Asteroideae, Asteraceae Cichorioideae, vb.) yaygın hale gelmiştir. Bu durum Geç Pliyosen'de soğuk ve kurak iklim koşullarının varlığını desteklemektedir. Erken Pleyistosen'de (2.6 milyon yıl), Kuzey Kutbu'nda buzullaşmaların başlamasıyla, bazı türler (Taxodiaceae: büyük olasılıkla Glyptostrobus, Engelhardia, Sapotaceae ve Nyssa) halen varlığını devam ettirmesine rağmen mega-mezotermik ağaçlar azalmıştır. Aynı zamanda step ortamları güçlü bir şekilde genişlerken, mezotermik ağaçlarda (yaprağını döken Quercus, Betula, Alnus, Liquidambar, Fagus, Carpinus orientalis, Carpinus betulus, Tilia, Acer, Ulmus, Zelkova, Carya, Pterocarya, vb.) hemen hemen kaybolmuştur. Sonrasında Artemisia step dönemleri mezotermik ağaçlardan daha uzun, geçici aralıklarla buzul-buzularası döngüler boyunca gelişmiştir (ilk olarak 41 ka yıllık periyodlarla, sonrasında 100 ka yıllık periyodlarla). Bu durum buzul dönemlerinden (soğuk-kurak iklim) daha kısa süreli buzularası (sıcak ve nemli iklim) dönemlerin varlığını göstermektedir. Ionian evresinin başlangıcından itibaren (1.8 milyon yıl), otsul ekosistemler (Amaranthaceae-Chenopodiaceae, Poaceae, Asteraceae Asteroideae, Asteraceae Cichorioideae, vb.) ve Artemisia stepleri günümüze kadar genişlemeye devam etmişlerdir. Bu gibi bir yayılım Ponto-Euxinian alanında Erken Pliyosen'de gözlenmektedir (DSDP Site 380). Ancak Artemisia steplerinin Anadolu'daki en erken yerleşiminin Erken Miyosen'e (Akitaniyen) kadar uzandığı görülmektedir. Artemisia steplerinin Anadolu'daki gelişimi Tibet Platosunun yükselmesi nedeniyle meydana gelmiş olabilir. Ayrıca Carya, Carpinus orientalis, Pterocarya, Liquidambar orientalis, Zelkova gibi kalıntı bitkiler günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir. Bu durum Tibet Platosunun yükselmesi sonucu meydan gelen Asya Muson ikliminin etkisiyle açıklanabilir.