Siyaset Çalışmaları Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Yazar "Dressler, Markus" ile Siyaset Çalışmaları Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeCultural Memory In Post -1937-1938 Dersim Laments: Reflections On Trauma And Violence(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Yıldırım, Yıldız ; Dressler, Markus ; 331920 ; Siyaset Çalışmaları ; Political StudiesBu tez çalışması 1937-1938 sonrası Dersim ağıtlarını toplumsal hafızanın yansıması olarak sunmaktadır. 1937-1938 dönemine ait toplumsal hafıza Dersimlilerin kültürel bellek araçlarında nasıl yer almaktadır? Bu döneme atıfta bulunan ağıtlardan neler öğrenmekteyiz? Bu çalışma gösteriyor ki Dersimliler bu döneme ait deneyimlerini önceden var olan (Alevi pratikleriyle yakından ilşkili) kültürel araçları yoluyla canlı tutumuşlardır. 1937-1938 olayları tabu ve konuşulamaz bir dönem olarak düşünülse de, bu dönem olayı yaşayanların belleğinde büyük çapta ses bulmaktadır. Görülüyor ki kamusal alandaki baskı ve inkara rağmen Dersimliler ağıtları bir iletişim aracı olarak kullanmışlardır. Olayların tanıklarının dillendirilmesi imkansız deneyimleri ağıtlar yoluyla anlatıp dinleyiciyle paylaştıkları görülebilmektedir. Normalde anlatılması imkansız travma ve şiddet deneyimlerinin izlerini ağıtlarla oluşturulan kültürel bellekte sürebiliriz. Ağıtlardaki sembol ve anlamlara yakından baktığımızda, bu kültürel bellek araçlarının ortak biçim, ton ve bağlamda oluşturulduğunu ve toplumsal travma ve şiddetin arşivsel alanları gibi işlev gördüğünü anlayabiliriz. Bu bağlamda ağıtlar geçmişin belleğini canlı tutmada araç görevi görmekte ve geçmişte şahit olunan şiddetin unutulmasını da önlemektedirler. Travma ağıtlarda çok açık bir şekilde ifade edilmektedir. Her ne kadar deneyimleri hatırlanmayacak kadar acı ve travmatik olsa da Dersimliler bu deneyimleri ağıtlar vasıtasıyla detaylarıyla anlatmaktadırlar. Dersim olayları toplumda dillendirilemeyen bir deneyim olarak düşünülse de, 1937-1938 sonrası kültürel bellekte şiddet ve travmanın izlerini açık seçik bir şekilde görebiliriz. Toplumlar ulus devlet inşasının belirli aşamalarında şiddete maruz kalsalar bile, Dersimliler gibi şiddete ve travmaya maruz kalmış kişiler, kendileri, bu durumla baş etme yolları bulmakta ve deneyimlerini kendi bildikleri yollarla anlatmaktadırlar.
-
Öge“The Ideology Of Stones”: The Empowerment Of Kurdish Children As Political Actors In Turkey(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Onatlı, Mesut ; Dressler, Markus ; 286613 ; Siyaset Çalışmaları ; Political StudiesBu tezde Türkiye'de taş atan Kürt çocukları meselesini inceliyorum. Tezim, Batman şehrinde çocuklarla yaptığım görüşmelere dayanmaktadır. Kürt bölgesinde özellikle geçmişte yaşanılan şiddet, çocuklara aile üyelerinin ve diğer büyüklerin anlatılarıyla ulaşıyor. Bu anlatıların, bugün devam etmekte olan şiddet; okullardaki Türkçü eğitimin çocuklarda yarattığı ters etki; Türk medyasının ayrımcı dili; ve Kürt medyasının propagandacı dili ile birleşerek çocuklarda yeni bir bellek oluşumuna neden olduğunu tartışıyorum. Hem bu etki hem de Kürt bölgesindeki çocukluğun sosyal yapısı yeni bir ?çocukluk?algısı yaratıyor. Bu çocuklar yaşadıklarından hareketle, kendilerini ?çocuk? değil ?genç? olarak görüyorlar. Böylece, kendilerinde ?yapabilirim? duygusu gelişiyor ve bu duyguyla yanlış gördüklerine karşı sokaklarda kendi inisiyatifleriyle ?yapmaya? (eylemde bulunmaya) başlıyorlar. Bu eylemlilikleri ise onları şehirlerde adım adım politik bir aktör haline getiriyor. Bu çocuklar, devlet güçlerinin yaptıklarından, devletin ?Kürtleri inkar? söyleminden, Kürt Hareketinden ve ailelerinden etkilenip şimdi bir aktör olarak bu güçleri etkiliyorlar. Ayrıca bu çocukların PKK veya BDP gibi Kürt Hareketinin aktörleriyle direk ilişkisinin olmadığını fakat eylemlerini Kürt Hareketi adına yapan yarı-otonom gruplar olduklarını söylüyorum. Bu eylemler, bir çocuğun söylediği gibi bir ideoloji oluşturuyor, taşların ideolojisini. Ve bu ideoloji, bu çocukları sokakta, yeni aktif politik muhalif bir grup haline getirip Kürt Sorunu ekseninde yeni bir süreci başlatıyor ve böylece Türkiye'de bütün siyaseti etkiliyor.