LEE- Jeodinamik-Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Şengör, Celal A. M." ile LEE- Jeodinamik-Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Ögeİstanbul paleozoyiği'nin yapısı ve tektonik evrimi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-10-18) Ülgen, Semih Can ; Şengör, Celal A. M. ; 602102003 ; JeodinamikTürkiye'nin kuzeybatısında, Rodop-Pontid Tektonik Bloğu'nun bir parçası olan İstanbul Zonu, Neoproterozoyik yaşlı (neredeyse tamamen Ediyakaran), orta-yüksek derecede metamorfik kristalin bir temel üzerine geç Ordovisyen'den Karbonifer'e kadar sürekli olarak gelen, iyi gelişmiş transgresif bir çökel istiften oluşmaktadır. Palaeozoyik istif üzerine Alt Triyas yaşlı çökeller uyumsuz olarak gelmektedir. İstanbul tektonik birliği Istıranca Masifi'nin üzerine tektonik olarak yerleşirken, Sakarya tektonik birliği ile sınırı ise Erken-Orta Eosen yaşlı İç Pontid kenedidir. Sakarya tektonik birliği ve Istranca Masifi Geç Triyas ve Geç Jura-Erken Kretase metamorfizması ve deformasyonu sergilerken, İstanbul tektonik birliğinde bu gözlenmemektedir. Ancak Istranca'dan bilinen Geç Kretase magmatizması aynen İstanbul tektonik birliğinde de görülür. Silüriyen yaşlı kırıntılılardan yapılan kırıntılı zirkon yaşları İstanbul Zonu'nun kaynak alan açısından Istranca Masifi ile Sakarya tektonik birliğine nazaran daha çok benzerlik gösterir. Triyas kırıntılılarından elde edilen kırıntılı zirkon yaşları ise İstanbul Zonu'ndaki Triyas ile Istranca Masifi'ndeki Triyas'ın aynı kaynak alandan beslendiğini belirtmektedir. Ayrıca daha önce Sarıyer batısında Silüriyen olarak haritalanan kırıntılıların yaşının Triyas olduğu bu çalışmada ortaya konulmuştur. İstanbul tektonik birliğinin deformasyon tarihçesini ortaya koymak için bölgedeki fay kırıklarından illit mineralleri yaşlandırılmıştır. Bu analizler sonucunda Kretase (Albiyen-Turoniyen), geç Paleosen-erken Eosen ve erken Miyosen dönemlerine denk gelen deformasyonlar tespit edilmiştir. İstanbul'un kuzeyinde ürünleri görülen geç Kretase volkanizması ile dayk sokulumları ve Çavuşbaşı Granodiyoriti aynı volkanik aktivenin ürünleridir. Granodiyorit yerleşimi ana kayaçta deformasyona sebep olurken dayk sokulumlarını da kontrol etmektedir. Bahsedilen volkanik aktivite Boğaziçi Volkanı olarak adlandırılan geç Kretase volkanı ile ilişkilidir. Sahada toplanan yapısal verilerden bölgenin deformasyonuna dair bilgiler elde edilmiştir. İstanbul Zonu'nun İstanbul çevresinde kalan bölümü bütün olarak ele alındığında en az iki farklı deformasyon evresi geçirmiştir. Bunlardan yaşlı olanı, Triyas ve daha genç yaşlı kayaçlarda izine pek rastlanmayan yaklaşık D-B eksenli bir sıkışma evresidir. Genç olan deformasyon evresi ise Alt Kretase ve Triyas yaşlı kayalarda görülen, K-G doğrultulu sıkışmadır. Bu sıkışma yönü İstanbul'un kuzeyinde varlığı iyi bilinen erken Eosen yaşlı kuzeye verjanslı bindirme ile eşleşmektedir. Toplanan normal bileşenli fayların geometrisi bize bölgeyi etkileyen bir diğer deformasyonun Kuzey Anadolu Fay Zonu ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Paleozoyik istifi içerisinde hazırlanan yapısal kesitler sonucunda, istifin derinliği 3500 m'ye kadar inen bir dekolman yüzeyi boyunca D-B yönlü yaklaşık %50 daralma ile sıkıştığı ortaya çıkmıştır. İstanbul Paleozoyik istifinin içerisinde metamorfik kayaların bulunmaması, zayıf klivaj gelişimi ve okyanusal kabuk kökenli malzemenin eksik olması, istifin içerisinde geliştiği havzanın, Triyas öncesindeki deformasyon evresi boyunca orojen kuşağının ard-ülkesinde yer aldığını göstermektedir. İstanbul civarının morfolojisini, Kuzey Anadolu Fayı ile ilişkili makaslamaya bağlı ikincil yapıların kontrol ettiği ortaya çıkmıştır. Bu yapılar İstanbul bölgesinde karada meydana gelen depremlerle de uyumludur. İstanbul'da karada da aktif olması muhtemel ve yıkıma sebep olabilecek faylar mevcut olabilir. İstanbul Paleozoyiği'nden toplanan Brakiyopod fosilleri İstanbul Zonu'nun Rhenik okyanusu, yani Avrupa Hersinyeni ile doğrudan bir bağlantısı olduğunu göstermektedir. Toplanan krinoid fosilleri ise İstanbul Zonu'nun erken Emsiyen döneminde Tien Shan, Rudny Altay, Armorikan Masifi, Güney Minusa Havzası, Gorny Altay, Kazakistan, Uzak Doğu ve Salair ile toplanan ammonoid fosilleri ise, Batı Avrupa (Kuzey İspanya, Montagne Noir, Fransa, Almanya) ve Kuzey Afrika ile bağlantılı olduğunu işaret etmektedir. İstanbul Zonu ile Peri-Gondwana ve Armorika arasında denizel bir bağlantı olması gerektiği ortaya konmuştur.