LEE- Şehir Planlama Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Yazar "Çelik, Hüseyin Murat" ile LEE- Şehir Planlama Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Ögeİstanbul metro sistemlerine engelsiz erişim analizi ve öneriler(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-29) Gündoğdu, Büşra ; Çelik, Hüseyin Murat ; 502181867 ; Şehir PlanlamaKentsel erişilebilirliğin bağımsız ve kesintisiz olarak kişilerin ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir. İç ve dış mekanlara erişimde engelli bireyler birçok zorluk yaşamakta olup mevcut yasa ve mevzuatlara rağmen günlük yaşama adapte olmakta sorunlar yaşamaktadırlar. Erişilebilirlik toplumda yaşayan engelli bireylerin günlük aktivite ve ihtiyaçlarının kesintisiz olarak sağlanması ile birlikte toplum içerisinde bağımsız olarak kendi ihtiyaçlarını giderebilmeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için önemli bir rol oynamaktadır. Engelli bireyler için ulaşım araçlarına erişim daha düşüktür. Bu durum bireylerin seyahat davranışını sınırlamakta ve yapılan yolculuk sayısını azaltmaktadır. Günümüzde yaygın olarak tercih edilen metro sistemlerinde erişilebilirliğin zayıf olmasından dolayı engelli bireyler seyahat ederken ve toplu taşıma araçlarını kullanırken birçok zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Tüm dünyada ve ülkemizde çeşitli kanun ve tasarım kuralları olmasına rağmen standartlara uyulmaması toplumda yaşayan engelli bireylerin erişimini kısıtlamaktadır. Engellilere yönelik toplu ulaşımda yapılan düzenlemelerde bütüncül yaklaşımlar yerine genellikle yasal ve altyapısal olarak yetersiz çözümler getirilmektedir. Yüzeyi engebelli ve bozuk yollar, çok yüksek kaldırımlar ve merdivenler, engellilerin kullanımı için uygun olmayan sokak mobilyaları, engellilere hizmet edemeyen ulaşım araçlarının yer alması, sesli ve görsel uyarıcıların yetersiz olması kent ulaşımında engelli bireylerin yoğun olarak karşılaştıkları sorunlar arasındadır. Tez çalışması kapsamında hassas grupların ulaşım tercihlerinde metro ulaşım sistemlerinin kullanımının çok düşük olduğu saptanmıştır. Çalışma kapsamında İstanbul çalışma alanı özelinde yürüme, görme, işitme, ortopedik, dil ve konuşma, zihinsel yeti farklılığı bulunan 85 kişiyi kapsayan bireyler ile yapılan anket çalışmalarından elde edilen veriler analiz edilmiştir. Bireylerin sosyo- demografik özellikleri ve metro sistem ulaşım tercihlerini analiz etmek üzere örnekleme dahil olan engelli bireylerle yapılan görüşmelerde ve derneklerden alınan kişilerin iletişim bilgilerine ait listelerden rastgele seçilen kişiler ile telefon görüşmesi yapılmıştır. Çalışma içerisinde yeti farklılığı bulunan bireylerinde herkes gibi yaşamın tüm alanındaki hizmetlere ulaşabilmesi ve bu hizmetlerden yararlanabilmesi için metro araçları ile ilgili erişimi engelleyen durumlar detaylandırılmıştır. Çalışma kapsamında İstanbul'da metro sistemini kullanan ve hareket kısıtlılığı bulunan yolcuların ulaşım sistemine ilişkin bekledikleri ve algıladıkları erişilebilirlik problemlerini anlamak ve bu problemlerin hangi sebeplerden kaynaklandığı saptamak amaçlanmaktadır. Metro sistemlerinde erişim sorunu yaşayan engelli bireylerin karşılanamayan ihtiyaçları ve yaşadıkları erişim zorluklar ile yeti farklılığı bulunan bireyler için metro ulaşım sistemlerindeki erişiminin teşvik edilmesine yönelik stratejiler geliştirilmiştir. Tez çalışması belirtilen amaç ve yöntem kapsamında beş bölümden oluşmaktadır. Araştırma çalışmasının birinci bölümü "İstanbul Metro Sistemlerine Engelsiz Erişim Analizi Ve Öneriler" konusu özelinde hipotezin ortaya konulduğu, amaç, yöntem ve kapsamın yer aldığı giriş bölümünden oluşmaktadır. İkinci bölüm çalışma içerisine yayılmış olan literatür taramasının ele alındığı kısım olup; kentsel hareketlilik ve erişilebilirlik konusu literatüre göre açıklanmıştır. Genelden özele inilerek engelli bireylerde erişilebilirlik ve hareketlilik konusu bağlamında kavramsal çerçeve açıklanmıştır. Çalışmanın metodolojisinin ele alındığı üçüncü bölümde çalışma alanı olan İstanbul'daki mevcut durum, mekansal gelişim ve metro ulaşım sistemlerin tarihsel süreci incelenmiştir. Dördüncü bölüm İstanbuldaki metro sistemindeki karşılaşılan problemlerin saptanması üzerine engelli bireylerle yapılan anketlerin analiz ve sonuçlarını içermektedir. Son bölüm sonuç kısmı olup elde edilen bulgular doğrultusunda çalışmadaki hipotezin doğruluğu tartışılarak değerlendirmelerin yapıldığı kısımdır
-
ÖgeYüzey kentsel ısı adası yoğunluğu ve kırılganlığının araştırılması: İstanbul metropoliten bölgesi için çok boyutlu bir yaklaşım(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-06-15) Eminoğlu, Yusuf ; Çelik, Hüseyin Murat ; 502191867 ; Şehir PlanlamaDünya genelinde metropol bölgelerdeki hızlı kentleşme ve nüfus artışı, küresel iklim değişikliğinin etkilerini şiddetlendiren ve kentsel ortamların bozulmasına yol açan bir olgu olan yüzey kentsel ısı adalarının (SUHI) meydana gelmesine neden olmuştur. Bu yüksek lisans tezi, hızla büyümesi ve gelişmesi nedeniyle önemli çevresel sorunlarla karşı karşıya olan İstanbul Metropoliten Bölgesi'nde SUHI yoğunluğuna ve kırılganlığına katkıda bulunan faktörleri araştırmaktadır. Araştırma, SUHI'lerin olumsuz etkilerini anlamak ve azaltmak için çok boyutlu bir yaklaşım benimsemekte ve şehir planlamacıları, politika yapıcılar ve araştırmacılar için bir dizi önemli bilgiler sunmaktadır. Çalışma, araştırma kapsamını ve hedeflerini özetleyen kavramsal bir çerçeve, çalışma alanının ve veri setinin ayrıntılı bilgilendirilmesini sağlayan üçüncü bölümü, parametrelerin elde edilmesi ve verilerin detaylı istatistiksel analizlerini içeren dördüncü bölümü, bulguların kapsamlı analizlerini, görselleştirilmesini ve değerlenedirmelerini içeren beşinci bölümü ve son olarak sonuçlar ve öneriler dahil olmak üzere altı ana bölüm halinde düzenlenmiştir. Araştırma, SUHI'lerin oluşumunda kentsel morfoloji, arazi örtüsü ve arazi kullanım şekilleri ve meteorolojik faktörler arasındaki karmaşık ilişkileri ve artan kentsel ısı adası yoğunluğuyla ilişkili potansiyel risk ve kırılganlıkları anlamaya odaklanmaktadır. Bu kapsamda, arazi yüzey sıcaklığı, vejetasyon varlığı, yapı yoğunluğu ve sosyo-demografik veriler gibi parametreleri kapsayan 17 SUHI kırılganlık indikatörünün derinlemesine bir analizi yapılmıştır. Veriler uydu görüntüleri, açık veri portalları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) olmak üzere çok sayıda kaynaktan elde edilmiştir. Jeouzamsal bağlamda çalışmada, İstanbul'da SUHI yoğunluğuna ve kırılganlığına katkıda bulunan temel faktörleri belirlemek için çoklu imaj işleme, mekansal regresyon analizi ve coğrafi bilgi sistemi (CBS) araçları gibi çeşitli istatistiksel ve coğrafi teknikler kullanılmıştır. Bulgular, kentsel morfolojinin, özellikle de yapı yoğunluğu ve yeşil alan kapsamının, İstanbul'daki SUHI'ların yoğunluğunu ve kırılganlığını belirlemede önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Örneğin, yapı yoğunluğundaki %10'luk bir artışın arazi yüzeyi sıcaklığında 0,8°C'lik bir artışa katkıda bulunduğu tespit edilmiş ve kentsel formun kentsel ısı adası etkisini şekillendirmedeki kritik rolü vurgulanmıştır. Çalışma, yüksek yapı yoğunluğu, düşük vejetasyon varlığı ve düşük yüzey albedo değeri ile karakterize edilen yüksek SUHI yoğunluğuna sahip sıcak noktaları tanımlamaktadır. Bu alanlar ağırlıklı olarak şehir merkezinde ve yoğun nüfuslu bölgelerde yer almakta ve halk sağlığı, enerji tüketimi ve çevre kalitesi açısından önemli riskler oluşturmaktadır. Araştırma, soğutma için artan enerji tüketimi, daha yüksek kirletici konsantrasyonları nedeniyle azalan hava kalitesi ve özellikle yaşlılar, çocuklar ve düşük gelirli topluluklar gibi hassas nüfuslar için ısıya bağlı sağlık risklerinin artması gibi artan SUHI yoğunluğuyla ilişkili potansiyel riskleri ve kırılganlıkları vurgulamaktadır. Bununla birlikte çalışma, kentsel dayanıklılığı artırmaya yönelik hedefli müdahaleler ve politikalar geliştirmek için kritik önem taşıyan SUHI kırılganlığının sosyal ve çevresel boyutlarını anlamanın önemini de vurgulamaktadır. Bulgulara dayanarak tez, İstanbul'daki SUHI'lerin yoğunluğunu ve kırılganlığını azaltmak için bir dizi hafifletme stratejisi önermektedir. Bu stratejiler arasında yüksek yoğunluklu SUHI alanlarında yeşil alan kapsamının en az %20 oranında artırılması, enerji verimli bina tasarımı ve güçlendirmenin teşvik edilmesi ve kentsel yeşillendirme ve gölgeleme önlemlerinin benimsenmesi, karma kullanımlı gelişimin teşvik edilmesi ve mevcut yeşil koridorların korunması gibi SUHI'ların etkilerini dikkate alan sürdürülebilir kentsel planlama politikalarının uygulanması yer almaktadır. Çalışma ayrıca, İstanbul Metropoliten Alanı'nın iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uzun vadeli dayanıklılığını sağlamak için SUHI azaltım stratejilerinin kentsel planlama ve politika oluşturma süreçlerine entegre edilmesini önermektedir. Araştırma, SUHI ile ilgili zorlukları ele almak için yerel yönetimler, şehir planlamacıları ve toplum kuruluşları gibi birden fazla paydaşın dahil olduğu işbirlikçi ve entegre bir yaklaşıma duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır. Bu multidisipliner yaklaşım, kentsel ısı adalarının karmaşık dinamikleri ve bunların kentsel dayanıklılık ve sürdürülebilirlik üzerindeki etkileri hakkında kapsamlı bir anlayış geliştirmek için gereklidir. Çalışma, önerilen azaltım stratejilerine ek olarak, SUHI müdahalelerinin etkinliğinin zaman içinde izlenmesi ve değerlendirilmesinin önemini vurgulamaktadır. Bu sürekli değerlendirme, değişen kentsel koşullara ve ortaya çıkan zorluklara yanıt vermek üzere stratejilerin uyarlanması ve iyileştirilmesi için çok önemlidir. Ayrıca araştırma, SUHI olgusunun ve kentsel çevreler üzerindeki etkilerinin anlaşılması ve farkındalığının artırılması için paydaşlar arasında kapasite geliştirme ve bilgi paylaşımına duyulan ihtiyacın altını çizmektedir. Tez, SUHI azaltım önlemleri ile sera gazı emisyonlarının azaltılması, hava kalitesinin iyileştirilmesi ve sosyal eşitliğin teşvik edilmesi gibi diğer kentsel sürdürülebilirlik hedefleri arasındaki potansiyel sinerji ve ödünleşimlerin araştırılması da dahil olmak üzere gelecekteki araştırmalar için çeşitli alanlar da tanımlamaktadır. Bununla birlikte gelecekteki araştırmalar, SUHI ile ilgili risklerin ve kırılganlıkların izlenmesinde ve yönetilmesinde kentsel dijital ikizler, uzaktan algılama ve makine öğrenimi gibi yenilikçi teknolojilerin ve yaklaşımların rolünü keşfedebilir. Hülasa, bu yüksek lisans tezi, İstanbul'da SUHI yoğunluğuna ve kırılganlığına katkıda bulunan faktörlerin kapsamlı bir incelemesini sunmakta ve SUHI'lerin kentsel çevreler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için çok boyutlu bir yaklaşım önermektedir. Bu çalışmanın bulguları ve önerileri, hızla büyüyen kentsel bölgelerde SUHI'lerin ve iklim değişikliğinin yarattığı zorlukların üstesinden gelmek için etkili stratejiler ve müdahaleler geliştirmek isteyen şehir planlamacıları, politika yapıcılar ve araştırmacılar için önemli bilgiler sağlayarak, metropol alanlarda kentsel sürdürülebilirlik ve iklim direncine ilişkin daha kapsamlı söylemlere katkıda bulunmaktadır.