FBE- Jeofizik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Sabuncu Çubuk, Yeşim" ile FBE- Jeofizik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge3-D velocity structure for the sea Marmara and surrounding region (NW Turkey) by using full waveform tomography(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016) Sabuncu Çubuk, Yeşim ; Taymaz, Tuncay ; 439641 ; Jeofizik Mühendisliği ; Geophysics EngineeringMarmara Denizi ve Kuzeybatı Türkiye'nin kabuk ve üst-manto ölçeğinde 3-B yer yapısının yüksek çözünürlüklü sismik görüntüleme methodları ile incelenmesi, bölgenin aktif tektoniğinin ve jeodinamik evriminin anlaşılması için büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla, kuzeybatı Türkiye bölgesi için üç boyutlu (3-B) radyal anizotropik kesme dalgası hız modeli, doğrusal olmayan tam dalgabiçimi ters çözümü tomografisi ve eklenik (adjoint) yöntemler kullanılarak üretilmiştir. Çalışma alanı konumu itibariyle Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve Ege açılma bölgesinin karşılıklı etkileşiminin hakim olduğu bir geçiş bölgesinde yer almaktadır. Bu nedenle bölgede çok yoğun deprem etkinliği ve aktif deformasyon gözlemlenmektedir. Bölgede meydana gelen çok sayıdaki orta ve büyük magnitüdlü, derin ve sığ odaklı depremler, sismik görüntüleme çalışmalarının üç boyutlu (3-B) yer yapısını başarılı bir şekilde elde edilmesine katkı sağlamıştır. Türkiye'nin kuzeyinde bulunan sağ yanal doğrultu atımlı Kuzey Anadolu Fay Zonu, Avrasya ve Anadolu arasında levha sınırını teşkil etmektedir. Anadolu levhası, doğuda Avrasya ve Arabistan levhaları arasındaki çarpışma ve batıda ise Hellenik dalma-batma zonun geri çekme hareketi nedeniye batıya doğru kaçmaktadır. Afrika, Arabistan ve Avrasya levha hareketleri arasındaki bu etkileşimler, Türkiye'de oldukça karmaşık tektonik yapılar meydana gelmiştir. Marmara Denizi ve yakın çevresinde ise bu karmaşık jeolojik yapıların anlaşılması amacıyla birçok aktif ve pasif sismik araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmaların sonuçları bölgenin yapısal özellikleri, aktif tektoniği, fay uzanımları ve sismolojik özellikleri açısından çok sayıda önemli bilginin edinilmesine katkı sağlamıştır. Ancak, Marmara Denizi ve yakın çevresi ile Kuzeybatı Anadolu Bölgesi'nin aktif tektoniğinin, kabuk ölçeğinde sığ ve derin yapıdaki sismik kesme dalgası hızlarının ve kabuğun anizotropik özelliklerinin çok daha iyi anlaşılması için üç boyutlu (3-B) karmaşık yer yapısının yüksek çözünürlüklü yöntemler ile ortaya konulması gerekmektedir. Hesaplamalı sismoloji alanında ve yüksek başarımlı hesaplama olanaklarında gerçekleştirilen en son gelişmeler ile, yüksek mertebeden sayısal modelleme yöntemleri, yer içerisinde 3-B elastik dalga yayınımının hesaplanmasında ve görüntülenmesinde kullanılabilmektedir. Bu tez çalışmasında, 2007-2015 yılları arasında yerel ve bölgesel uzaklıklarda (Δ < 10°) meydana gelmiş orta büyüklükteki (Mw > 4.0) sinyal/gürültü oranı yüksek iyi kalitede üç bileşen deprem verisi seçilerek, Kuzeybatı Türkiye bölgesinin üç boyutlu (3-B) kabuk ve üst-manto yapısının görüntülenmesi üzerine çalışılmıştır. Bu amaçla, geniş-bandlı istasyonlar tarafından kaydedilmiş olan 62 adet depremin üç bileşen tam dalgabiçimi verisi ile ters çözüm çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışma alanı 24°-33°D boylamları ve 37.5°-43°K enlemleri arasında kalan bölge ile sınırlandırılmıştır. Modelleme ortamı düşey yönde azami 471 km derinliğine erişmektedir. Çalışma bölgesi küresel kesit üzerinde spektral elemanlara ayrıklaştırılmış olup, eş-enlem yönde 39 eleman (θ-yönü), boylam yönünde 48 eleman (ϕ-yönü) içermektedir. Derinlik yönünde ise 28 elemana ayrıklaştırılmıştır (r-yönü). Tüm üç boyutlu çalışma alanı ise toplamda 69.888 spektral elemandan ve 8.736.000 grid noktasından oluşmaktadır. Tüm küresel modelleme ortamını oluşturan 48 alt ortam içerisindeki hesaplamalar, İsviçre Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Merkezi'nin Piz Daint süper bilgisayarı yardımıyla 48 çekirdek üzerinde çalıştırılarak gerçekleştirilmiştir. Üç bileşen dalga biçimi verisi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KOERI) tarafından işletilen geniş-bandlı istasyonların kayıtlarından oluşmaktadır (50 istasyon). Bunlara ek olarak, Türkiye Ulusal Afet ve Deprem Araştırma Dairesi (AFAD-DAD), Yunan Birleşik Sismik Kayıtçı Ağı (HUSN, Yunanistan) ve GEOFON ağlarının çalışma alanı içerisinde kalan az sayıda (10-adet) geniş-bantlı istasyonlarının verisi de ters çözüm çalışmasında kullanılmıştır. Spektral elemanlar yöntemi kullanılarak düz ve ters sismik dalga yayınımı modellemesi SES3D programı ile gerçekleştirilmiştir. Veri ön hazırlık ve veri işlem aşamaları LASIF (Büyük ölçekli sismik ters çözüm iş akışı) programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Tez çalışmasında kullanılan üç boyutlu (3-B) başlangıç modeli Fichtner vd. (2013a), Fichtner vd. (2013b) tarafından Avrupa ve Anadolu bölgeleri için gerçekleştirilen çoklu-ölçekli tam dalga biçimi tomografisi çalışmasından alınmıştır. Gözlemsel ve yapay veri arasındaki farklılıklar faz ve genlik bilgilerini ayırmayı sağlayan zaman-frekans ortamı uyumsuzlukları yaklaşımı ile hesaplanmıştır. Hassasiyet çekirdekleri, P-, SH-, SV- hızları ve yoğunluk faz uyumsuzlukları için eklenik (adjoint) yöntem kullanılarak hesaplanmıştır. Üç boyutlu (3-B) başlangıç modelini geliştirmek ve gözlemsel ile yapay veri arasındaki uyumsuzlukları en aza indirgemek için doğrusal olmayan iteratif eşlenik-gradyan optimizasyon yöntemi kullanılmıştır. Ters çözüm işlemi, güncellenen 3-B yer modelleri arasında önemli bir farklılık oluşmadığı ve kullanılan tüm veri grubu için ortalama uyumsuzluk değerlerinin yavaşça azalmaya başladığı noktada 19. iterasyonda sonlandırılmıştır. Tüm veri grubu için hesaplanan ortalama uyumsuzluk değeri, 3-B başlangıç modeline göre 76% azaltılmıştır (χ = 1.03). Her bir iteratif 3-B yer modeli güncellemesi en az iki adet iteratif çözüm sonucunun test edilerek optimum ters çözüm parametrelerinin belirlenmesi sonucunda elde edilmiştir. Test iterasyonlarının verdiği uyumsuzluk değerlerine yaklaşık olarak ikinci dereceden polinom çakıştırılarak, gelinen iterasyon aşamasında en küçük uyumsuzluk değerini veren uygun adım uzunluğu ve yumuşatma parametresi belirlenmiştir. Bu nedenle, 19 iterasyon ve model güncellenmesinin gerçekleştirilmesi için test iterasyonları ile birlikte toplamda 80 adet iterasyon yapılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen 3-B yer modelinin (m19) herhangi bir gözlemsel veriyi, farklı fazları tahmin edebilme özelliği ve etkinliği, ters çözüm aşamasında kullanılmamış ek veri grubu (M≥3.7) ile sentetik testler yaparak doğrulanmıştır. Bu amaçla ters çözüme dahil edilmemiş veya bölgede yakın tarihte olmuş depremlerin yapay sismogramları hem başlangıç modeli (m0) ile hem de son yer modeli (m19) ile hesaplatılmış ve gözlemsel veri ile karşılaştırılmıştır. Gözlemsel ve yapay sismogramlar tüm çalışmada olduğu gibi 8-100 saniye arasında filtrelenerek kullanılmıştır. Bu karşılaştırma ile, son 3-B yer modeli (m19) kullanılarak üretilen üç bileşen yapay sismogramların, başlangıç modeli (m0) ile üretilen sismogramlara kıyasla gözlemsel veri ile çok daha uyumlu olduğu sonucu elde edilmiştir. Model doğrulama testi ile, iteratif ters çözümler sonucunda elde edilen 3-B yer modelinin bölgede çeşitli uzaklık ve büyüklüklerde meydana gelen herhangi bir depremden yayılan cisim ve yüzey dalgası verisini tahmin etmekte başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 3-B tam dalga biçimi tomografisi yöntemi kullanılarak yaklaşık ~40 km derinliğe kadar bölgedeki radyal anizotrpik kesme dalgası hız değişimleri belirlenmiştir. Elde edilen 3B yer modelinin (m19) büyük ölçüde batı Anadolu'nun karmaşık jeolojisini, aktif faylanma ve volkanik olayları içeren tektonik yapısını ortaya koyduğu gözlemlenmiştir. Elde edilen yer modeli önemli fay hatları boyunca (örn; Kuzey Anadolu Fay Zonu ve kolları) yüksek miktarda deformasyona uğramış zayıf kabuğun sismik hız özelliklerini göstermektedir. Genç ve eski volkanik yapılar ile (örn; Kula volkanik alanı) metamorfik çekirdek kompleksi yapılarının (örn; Menderes ve Kazdağ masifleri) sismik hız değişimleri de 3-B yer modelinde belirgin olarak gözlemlenmiştir. Radyal anizotropik 3-B yer modelinden farklı derinlikler için elde edilen SH- ve SV- dalgası hız değişimleri ayrı ayrı kesitlerde sunulmuş olup, izotropik S- dalgası hız dağılımları da hesaplatılmıştır. Modellerin jeolojik ve tektonik açıdan yorumlaması ayrı ayrı 3-B SH- ve SV- hız dağılımlarının çoğunlukla çok karmaşık yapılar içermesinden ötürü ağırlıklı olarak 3-B izotropik S- dalgası hız modelleri üzerinden gerçekleştirilmiştir. 3-B izotropik yer modeli önemli fay zonları boyunca düşük sismik S- dalgası hızı göstermiştir (2.55 ≤ VSiso ≤ 3.2 km/s). Aktif faylanmanın olduğu bölgelerde düşük hız zonlarının, farklı çalışmalarca belirtilen sismojenik derinlikle de uyumlu olacak şekilde, üst-kabukta yaklaşık olarak 12-15 km derinliklere kadar etki ettiği gözlemlenmiştir. 3-B tam dalga biçimi tomografisi sonuçları, metamorfik masiflerin olduğu bölgelerde kabuk içerisindeki tüm derinliklerde yüksek S- dalgası hızları ortaya koymuştur (VSiso ≥ 3.4 km/s). Üst kabuk içerisinde görülen düşük sismik hızlar (VSiso < 3.1 km/s) artan derinlikle birlikte orta ve alt kabuk içerisinde hızlı bir şekilde artış göstermiştir (VSiso > 3.3 km/s). Bununla beraber, bölgede lokal ölçekte ancak derin seviyede (h > 15 km) düşük hız zonlarının varlığı da gözlemlenmiştir (örn; Kula volkanik bölgesi). 3-B model içersinde gözlemlenen en yüksek izotropik kesme dalgası hız değerleri ise alt kabuk seviyelerinde elde edilmiştir (VSiso ≥ 3.8 km/s). Kuzeybatı Türkiye'de kabuk içerisinde yüksek değerde (20%) radyal anizotropi özelliği olduğu bulunmuştur. Elde edilen kabuk anizotropisinin aktif faylanma ve karmaşık jeolojik yapıların bölge içerisindeki heterojen dağılımı ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bunlara ek olarak, elde edilen sismik hız değişimlerinin genel karakteristiği, bölgede gerçekleştirilmiş ve yayımlanmış olan farklı jeofizik yöntemlerin (örn; ısı akısı dağılımı, Curie derinlik noktası, manyetotellürük) bulguları ile de kıyaslanmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak, tam dalga biçimi tomografisi yöntemi kullanılarak elde edilen 3-B hız modelinin bölgenin genel tektoniği ve bölgede gerçekleştirilen diğer jeolojik ve jeofizik çalışmalarla da uyumlu olduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda, radyal anizotropik 3-B hız modelinin (m19), bölgede kaydedilen iyi kalitedeki mevcut veri grubu kullanılarak, Marmara Denizi ve kuzeybatı Türkiye bölgesi'nin güncel sığ ve derin hız yapısını temsil eden optimum yer modeli olduğu sonucuna varılmıştır.