LEE- Deprem Mühendisliği-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Taşkın, Beyza" ile LEE- Deprem Mühendisliği-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDeprem kayıtlarının istatistiksel analizi ile fay uzaklığına ve kayıtlara dayalı şiddet haritalarının oluşturulması(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-02-06) Turan, Hakan ; Taşkın, Beyza ; Peker, Kerem ; 802201224 ; Deprem MühendisliğiBu tez çalışması, depremler ve özellikle deprem riskinin değerlendirilmesi üzerine odaklanmıştır. Depremler, dünya genelinde sıkça görülen doğal afetlerden biridir ve bu çalışmada, depremlerin şiddet haritaları aracılığıyla değerlendirilmesi üzerine önemli bir perspektif sunulmaktadır. Avrupa Makrosismik Ölçeği (EMS-98), şiddet seviyelerine ve yapısal özelliklere dayanarak potansiyel yapısal hasarı öngörmek için bir çerçeve sunar. Sismik aktiviteye detaylı bir yaklaşım, doğru ve hızlı oluşturulan şiddet haritaları ile birleştirildiğinde, depremlerin neden olduğu potansiyel hasarı gösteren dağılım haritalarının oluşturulmasına imkân sağlar. Bu yöntem, deprem senaryolarına uygulandığında sadece yüksek riskli alanları tanımlamakla kalmaz, aynı zamanda etkili afet yönetimi planlarının geliştirilmesine de katkıda bulunur. Çalışmada, Türkiye genelinde 1995-2023 yılları arasında meydana gelen 161 depremden elde edilen 464 istasyon kaydı kullanılmıştır. İlk aşamada, doğrusal en küçük-kareler regresyon yöntemi kullanılarak çeşitli deprem parametreleri ve mühendislik şiddetleri ile en büyük yer ivmesi (PGA) arasında korelasyonlar geliştirilmiştir. Bu parametreler en büyük yer hızı, kümülatif mutlak hız, arias şiddeti, gerçek zamanlı şiddet ve yıkıcı şiddettir. Çalışmanın kritik bir yönü de Türkiye genelinde deprem şiddeti (IEMS) ile maksimum yer ivmeleri (PGA) arasında yerel bir korelasyon oluşturmaktır. Bu korelasyon, şiddeti bilinen sekiz depremin 74 istasyon kaydı ile doğrulandı ve depremden etkilenen bölgelerde hızlıca şiddet haritası oluşturulması için temel oluşturdu. Daha sonra, 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen Sisam Adası açıklarındaki depremden (Mw=6.6) etkilenen bölgenin Vs30, ivme ve şiddet haritaları oluşturulmuştur. Haritaların oluşturulabilmesi için depremin merkezüssü konumlandırılmış ve bu süreçte Yunanistan'ın deprem izleme ağı (ITSAK) ve Türkiye deprem izleme ağına (AFAD) ait toplamda 18 istasyon kullanılmıştır. Hem tek istasyon verisi hem de çok istasyon verisi kullanılarak merkezüssü konumlandırma yöntemleri uygulanmış ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. Zemin etkilerinden bağımsız azalım ilişkisi kullanılarak hesaplanan ivme değerlerine zemin büyütme etkisi de eklenerek, depremden etkilenen bölgenin en büyük yer ivmesi haritası oluşturulmuştur. Bu çalışma, elde edilen IEMS-PGA korelasyonu ile şiddet seviyelerinin ivme sınır değerlerini belirleyerek, depremden etkilenen bölgenin şiddet haritasını oluşturma amacını taşımaktadır.
-
ÖgeDepremselliği yüksek bölgelerde tasarlanacak betonarme binalar için gerekli perde indeksinin parametrik analizi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-02-04) Maslak, Muhammed Hüseyin ; Taşkın, Beyza ; 802201233 ; Deprem MühendisliğiSon yıkıcı depremler sonrası yapılan gözlemler, yeterli miktarda perde duvara sahip betonarme binaların deprem etkisi altında daha iyi performans sergilediğini ve kritik bir öneme sahip olduğunu göstermiştir. Bu tez kapsamında, farklı perde oranlarının depremselliği yüksek bölgelerde yeni yapılacak betonarme binaların deprem davranışı üzerindeki etkisini değerlendirmek amacıyla analitik bir inceleme yapılmıştır. Bu amaçla, kat adedi 4 ile 12 arasında değişen ve perde indeksleri %0,8 ve %2,4 arasında olan toplam 45 adet 3 boyutlu yapısal model oluşturulmuştur. Doğru karşılaştırma yapabilmek adına, aynı taşıyıcı sisteme sahip binalarda perde duvarlar ilave düzensizlik yaratmayacak şekilde kolonlara dönüştürülerek analizler için gerekli perde indeksleri elde edilmiştir. Yapısal analizler, ETABS yazılımı kullanılarak Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY,2018) ilkelerine uygun olarak, ZC, ZD ve ZE olmak üzere üç farklı zemin sınıfı dikkate alınarak yapılmıştır. TBDY 2018'de belirtilen kriterler doğrultusunda mod birleştirme analizi ile toplamda 135 adet analiz gerçekleştirilmiş ve yapıların davranışları incelenerek optimum perde indeksleri belirlenmiştir. Tez çalışması beş ana bölümden oluşmakta olup birinci bölümünde çalışmanın amacı, kapsamı ve daha önceki çalışmalara değinilmiştir. İkinci bölümde, farklı tip ve kesitlere sahip betonarme perde duvarların tanımları yapılmış, planda ve düşeyde uygun yerleşimi ve deprem etkisi altındaki davranışları irdelenmiş, perde duvarların tasarımlarının ve konstrüktif kurallarının ulusal ve uluslararası yönetmeliklerdeki kapsamı açıklanmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde parametrik analizler için oluşturulan yapıların taşıyıcı sistemlerine, zemin sınıflarına ve depremselliklerine dair bilgiler verilmiş, analiz yöntemi açıklanmış ve tercih edilen analiz programında yapıların matematiksel modellerinin oluşturulmasından analiz sonuçların elde edilmesine kadar bütün adımlar sunulmuştur. Dördüncü bölümde, gerçekleştirilen 135 analize ait sonuçlar optimum perde oranını elde edebilmek için farklı alt başlıklarla karşılaştırılarak tablo ve şekillerle sunulmuştur. Her perde indeksi için kat adedi deprem kuvveti ilişkisi zemin sınıflarına göre karşılaştırılmış, yapıların X e Y yönlerindeki modal parametreleriyle taban kesme kuvveti ve perde indeksi ilişkileri incelenmiş, yapıların çekirdek bölgelerindeki perde elemanların talep kapasite oranları farklı zemin sınıflarına göre elde edilmiştir. Beşinci bölümde, 9 farklı kat adedi, 3 farklı zemin sınıfı ve 5 farklı toplam perde indeksi için yapılan analizler sonucunda ulaşılan bulgular özetlenerek, tasarımında kullanılması gereken optimum perde miktarları yorumlanmıştır.
-
ÖgeFarklı kat adetlerine sahip aynı planlı yapılarda taban yalıtımının efektifliği konusunda parametrik bir çalışma(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-06-21) Doğan, Oğuzhan ; Taşkın, Beyza ; 802191247 ; Deprem MühendisliğiDeprem, dünya genelinde ciddi can ve mal kayıplarına yol açabilen doğal afetlerden biridir. Aktif bir deprem bölgesinde bulunan ülkemizde de depreme karşı dayanıklı yapıların inşa edilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu yüksek lisans tezi, deprem mühendisliği alanında yapısal tasarım sürecinin iyileştirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Tez, depremlerin yapılar üzerindeki etkilerini incelemekte ve taban yalıtım sistemlerinin kat adedine bağlı efektifliğini araştırmaktadır. Giriş bölümünde, tezin amacı, önemi ve hedefleri tanıtılmıştır. Literatür taramasında daha önce yapılmış çalışmalar, bilimsel makaleler ve tezler incelenerek taban yalıtımının deprem etkilerini azaltmada nasıl etkili olduğu üzerine araştırmalar yapılmıştır. Tezin hipotezi, deprem etkileri altında taban yalıtım sisteminin kullanılmasının önemi ve kat adedinin artmasıyla taban yalıtım sisteminin efektifliğinin düşmesi üzerine kurulmuştur. Ortaya atılan hipotezin doğruluğu tezin ilerleyen bölümlerinde yapılan uygulama örneği ile test edilmiştir. Taban yalıtım kavramının ele alındığı ikinci bölümde, taban yalıtımın ne olduğu ve yapılar üzerindeki etkileri açıklanmıştır. Taban yalıtımı, yapıların deprem esnasında oluşan sismik etkileri sönümlemek ve yapıya iletilen sismik dalgaları azaltmak amacıyla kullanılan bir tasarım yöntemidir. Bu yöntem, yapıyı doğrudan zemine bağlamak yerine araya yerleştirilen bir sistem ile yapıyı zeminden izole etmeyi hedefler. Taban yalıtım kavramı üç ana başlıkta ele alınmış olup bu başlıklar elastomerik mesnetli taban yalıtım sistemleri, kayma esaslı taban yalıtım sistemleri ve kauçuk kayıcı sismik izolasyon sistemleridir. Elastomerik mesnetli taban yalıtım sistemleri, taban yalıtımında kullanılan birçok farklı sistemden biridir. Bu sistemlerde, elastomerik malzemeler kullanılarak yapı ile zemin arasında bir mesnet oluşturulur. Bu mesnetler yapıya gelen deprem etkilerini sönümleyerek üst yapının hareketini sınırlar. Elastomerik mesnetli taban yalıtım sistemleri altında düşük sönümlü kauçuk tip mesnetler (LDRB), yüksek sönümlü kauçuk tip mesnetler (HDRB) ve kurşun çekirdekli kauçuk tip mesnetler (LRB) incelenmiştir. Bu farklı seçenekler, yapının özelliklerine ve tasarım taleplerine bağlı olarak tercih edilir. Kayma esaslı taban yalıtım sistemleri arasında ise yapıyı zemine bağlayan kayma arayüzleri kullanılır. Bu arayüzler sürtünme kuvvetiyle çalışarak deprem etkilerini sönümler. Sürtünmeli sarkaç sistem (FPS) ve esnek sürtünmeli taban izolasyon sistemi (R-FBI) incelenmiştir. Son olarak kauçuk kayıcı sismik izolasyon sistemleri olarak bilinen Fransa Birleşik Kurumu Sistemi (EDF) ve EERC Birleşik Sistemleri taban yalıtımının bir başka türünü temsil eder. Bu sistemlerde yapıyı tamamen zeminden izole eden kauçuk malzemeler kullanılır. Yapıyı zeminin üzerinde bir sürgülü tabaka ile destekleyerek sismik etkileri büyük ölçüde azaltır. Bu farklı taban yalıtım sistemleri, yapıların deprem etkilerine karşı daha dayanıklı hale getirilmesinde oldukça etkilidir. Her bir sistem farklı özelliklere ve avantajlara sahip olup tasarlayan mühendise, yapının özelliklerine, bölgenin depremselliğine ve zemin özelliklerine göre uygun olarak seçilir. Bu sistemlerin kullanılmasıyla yapılarda can ve mal kaybı korunarak insanlara güvenli bir alan sağlamak amaç edinilmiştir. Üçüncü bölümde hem taban yalıtım sistemlerinin hem de taban ankastre sistemlerinin ülkemizde kullanılan yönetmelik ve şartnameler uyarınca hesap esaslarından ve modelleme teknikleri incelenmiştir. Bu kısım, tezin ilerleyen bölümlerinde uygulanacak olan yapı analizlerinin temelini oluşturmaktadır. Dördüncü bölüm, tezin uygulama kısmını oluşturmaktadır. Bu bölümde, bir yapının taban ankastre ve taban yalıtım sistemi kullanılarak nasıl analiz edildiği ve tasarlandığı ayrıntılı bir şekilde açıklanmaktadır. Genel bilgiler, yapı performans hedefleri, ön tasarım, deprem seçimleri ve ölçeklendirme gibi alt başlıklardan oluşmaktadır. Genel bilgilerde yapının amacı, sistemi, planı ve şekilsel özelliklerinden bahsedilmektedir. Yapı performans hedefleri ve ön tasarım kısmında yapının mevcut yönetmeliğe göre hedef performansının belirlenmesi ve bu hedefe uygun ön boyutlandırma çalışmaları gösterilmektedir. Daha sonra yapının karakteristik özelliklerine göre deprem kayıtlarının seçilmesi, bu kayıtların ölçeklendirilmesi ve kullanılması anlatılmaktadır. Son olarak tüm bu bilgilerin ışığında aynı plana sahip yapı 3, 6, 9 ve 15 katlı olarak ilk önce taban ankastre olarak çözülmüş ve bu çözümlerin sonucunda kat ötemeleri, kat ivmeleri, elemanların talep/kapasite oranları incelenmiştir. Daha sonra aynı yapıların taban izolasyon yöntemi ile çözülebilmesi için öncelikle izolatör tasarımı yapılmış, izolatörlerin tasarıma esas parametreleri belirlenmiş ve taban izolasyonlu modeller hazırlanmıştır. 3, 6, 9 ve 15 katlı yapılar muhtelif izolatör boyutları ile modellenip analiz edilmiş ve yine kat ötelemeleri, kat ivmeleri ve elemanların talep/kapasite oranları incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise elde edilen veriler karşılaştırılmış ve aynı plana sahip yapılarda kat adedi arttıkça taban izolasyon sisteminin efektifliğinin düştüğü sonucuna varılmıştır.