FBE- Mimari Tasarımda Bilişim Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Kabakçıoğlu, Mine Özkar" ile FBE- Mimari Tasarımda Bilişim Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTasarımda Yapma Eyleminin Formalizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-08-01) Toykoç, Benay Gürsoy ; Kabakçıoğlu, Mine Özkar ; 10119316 ; Mimari Tasarimda Bilisim ; Informatics in Architectural DesignBu tezde, fiziksel üretim ve yapma eyleminin bütünleşik çağdaş tasarım pratiklerinin bir bileşeni haline geldiği ve bu pratikleri biçim arayışının ötesine taşıyan bir kavramsal çerçeve önerilmekte ve görsel düşünce kadar yapma eyleminin de tasarıma dahil olduğu durumların sayısal tasarım düşünce ve pratiklerine entegrasyonu araştırılmaktadır. Görme eylemi, tasarımda önemli bir yere sahip, oldukça kişisel ve algıya dayalı bir eylemdir. Tasarımı akla dayalı ve görsel bir eylem olarak ele alan geleneğin tasarımcıları, tasarım süreçlerinde sıklıkla çizim, maket gibi soyut temsillerden yararlanır. Bu temsillerin tasarım üretkenliği ve yaratıcılığa katkısı, temsillerdeki şekillerin görsel algısında oluşan belirsizliklerden ve bu belirsizliklerin önünü açtığı çeşitlilikten kaynaklanmaktadır (Stiny and Gips, 1972; Schön, 1983; Goldschmidt, 1991; Suwa and Tversky, 2009). Statik sembolik temsiller yerine algıya dayalı, dinamik temsil mekanizmaları kullanan ve tasarımı genel bir akıl yürütme süreci olarak ele alan sayısal tasarım pratikleri, görsel algıdaki belirsizlikleri yaratıcı süreçlerin merkezine yerleştirir. Görsel hesaplama sürecinin her aşamasında algılananın değişebilmesi ve temsillerin tasarımcıya ve sürece has olarak yorumlanabilmesi bu süreçlerin sürekli devingen kalmasını sağlar. Tasarımcıların görsel düşünme süreçlerini temsil etmeye yarar kural tabanlı formalizmler (ör. biçim gramerleri) ise tasarımcıların kendi tasarlama süreçlerine dair farkındalık kazanmalarını sağlamasının yanı sıra, bunu başkalarıyla paylaşabilmelerine olanak veren görsel bir dil sunar. Aynı zamanda tasarım uzamının tasarımcının belirlediği çerçeve dahilinde sistematik olarak araştırılmasına olanak verirken algıya dayalı ve doğaçlama olmalarıyla, önden tanımlı ve evrensel temsillere ihtiyaç duyan bilgisayar destekli sayısal tasarım yaklaşımlarından ayrılır. Tasarım sürecinde fiziksel üretimin temsil değil keşif amaçlı yapıldığı, dolayısıyla biçimin malzemeye dayatılmadığı, aksine yapma eylemi sonucunda ortaya çıktığı alternatif bir tasarım yaklaşımında, görmenin yanında çeşitli duyu-motor deneyimler tasarım sürecinin aktif bir bileşeni haline gelmekte, görsel algıdaki belirsizliklere ek olarak, yapma eylemine, kullanılan araçlara ve malzeme davranışına dair belirsizlikler süreci zenginleştirmektedir. Tasarımda egemen olan ontolojik yaklaşımların zihin ve bedeni, düşünsel ve fiziksel olanı birbirinden ayırmasına karşın bu tez, fiziksel olana dair belirsizliklerle zenginleşen tasarım süreçlerinin akıl yürütme olarak ele alınmasının önünde bir engel olmadığını, tasarımda yapma eyleminin de hesaplanabilir olduğunu göstererek ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, yapma eyleminin tasarım pratiklerinin bir bileşeni haline geldiği durumlarda, görsel düşünme süreçlerinin yanı sıra yapma süreçlerinin formalizasyonu araştırılmakta ve tasarımcının yapma sürecini hesaplama olarak ifadelendiren üretken bir formal yöntem önerilmektedir. Dijital üretim araç ve teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler ve bu araçların yaygınlaşan kullanımı, düşünsel üretim kadar fiziksel üretimi de tasarım araştırmalarının parçası haline getirmeye başlamıştır. Buna paralel olarak yapma eyleminin sayısal tasarım düşüncesiyle ilişkisi, sıklıkla dijital üretim araç ve teknolojilerinin tasarımda kullanımı üzerinden araştırılmaktadır. Bu araç ve teknolojiler, dijitalden fiziksele geçerken belirsizlik yerine kesinlik ve önden tanımlı temsiller gerektirir. Oysa tasarım, süreçte ortaya çıkan, ön görülemeyen keşiflerle zenginleşir. Önerilen kavramsal çerçevede, yapma eylemindeki belirsizlikler bu tür keşifleri olanaklı kılar ve değerli görür. Bu teknolojilerin kullanımında ortaya çıkan, dijital olarak önden belirlenmemiş, beklenmedik izler, biçimler, üretim süreçlerinin kusurları değil, zenginlikleri olarak görülmektedir. Yapma eyleminin sayısal tasarım düşüncesiyle ilişkisi ise kullanılan araçlar üzerinden değil akıl yürütme süreçleri üzerinden tanımlanır. Böylece dijital üretim araç ve teknolojilerinin dayattığı katı formalizmler yerine geçiçi ve dinamik temsillerin tariflediği, algıya dayalı formalizmlerin önü açılmakta, tasarımcının öznel duyu-motor deneyimleriyle çeşitlenen yapma süreçleri sayısal tasarım düşüncesinin parçası olabilmektedir. Formalize edilebilen yapma süreçleri analiz edilebilir, tekrarlanabilir, geliştirilebilir, paylaşılabilir; dolayısıyla içkin ve kişisel olan yapma bilgisi dışsallaştırabilir. Formalizasyonlar hem tasarımcının kendi tasarlama ve yapma süreçlerine dair farkındalık kazanmasını sağlar, hem de bu süreçleri başkalarıyla paylaşmasına olanak verecek bir zemin ve dil oluşturur. Böylece tasarımcı, tasarım fikrinin altında yatan ilişki ve kuralları belirleyebilmekte, sürece müdahale edebilmekte ve gerekirse bu ilişki ve kuralların varyasyonları üretebilmektedir. Sonuç ürünler karşılaştırmalı olarak incelenebilmekte, süreç ise deneme ve yanılmalar üzerinden değil tüm sonuçların birbiriyle ilişkilenebildiği sürekli araştırmalar olarak ele alınabilmektedir. Sayısal formalizmler geriye dönük analizler için de kullanılabilir. Analitik ve sistematik yaklaşım, bütünü oluşturan parçaların, ilişki ve kuralların keşfine olanak verebilmektedir. Belirsizlikleri içerebilen formal bir yaklaşımın, sadece yaratıcı tasarım ve yapma süreçlerine değil, duyu-motor deneyimleri içeren her türlü sürece katkı sağlayabileceği öngörülmektedir. Tezde, gündelik hayattan kesitlerle bu yaklaşımın karşılığı örneklenmekle birlikte araştırmanın odağını yaratıcı tasarım süreçleri oluşturur. Fiziksel müdahalede kullanılan araçlar, malzemeler, fiziksel müdahalenin türü gibi etkenler göz önünde bulundurulduğunda tasarımda yapma eylemi çok farklı şekillerde ele alınabilir. Yapma eyleminin hesaplanabilirliğinin ortaya konulmasının amaçlandığı ve formalizasyonun araştırıldığı, teorik çerçeveyi destekleyecek farklı vaka çalışmaları yapılmıştır. Vaka çalışmalarında örneklemler, gerek üretim yönteminin getirdiği, gerekse araştırmacının belirlediği bir takım kısıtlamalar dahilinde üretilmiştir. Bu kısıtlamalar, çalışmanın esas hedefi olan, yapma sürecinin hesaplama olarak ifadelendirildiği üretken bir formal yöntem araştırmasında kapsamı belirlemektedir. Kağıt ve karton gibi plaka malzemeler kullanılarak yapılan ilk grup çalışmada, plaka malzemelerde açılan düzenli, tasarlanmış (literatürde Dukta tekniği olarak bilinen) kesiklerin yüzeylerin esnemesine ve dolayısıyla tasarım kararlarına etkisi araştırılmıştır. Esneme fiziksel nitelik olarak hesaplanmış, bu çalışmalarda araştırılacak yapma eylemi işlenmiş malzemeyi bükme, kıvırma, eğme gibi fiziksel etkileşimlerle sınırlandırılmıştır. Bu etkileşimleri tarifleyen ve süreç-sonuç ilişkisini görünür kılan kural setleri oluşturulmuştur. Plaka malzemeler, bilgisayar ortamında iki boyutlu olarak oluşturulmuş örüntülerle kesilererek işlenmiştir. İşlenen malzemenin yüzeyinde açılan kesikler, malzemenin dijital ortamda öngörülemeyen; ancak fiziksel müdahalelerle keşfedilen esneklik, geçirgenlik gibi algıya dayalı özellikler kazanmasını sağlamakta, malzeme yüzeylerinde farklı dokuların oluşmasına ve alt parçaların uzamsal konfigürasyonlarında değişimlere olanak vermektedir. Dolayısıyla dijital olandan fiziksel olana geçişteki belirsizliklerin araştırılabilmesi için de iyi bir örneklem grubu oluşmaktadır. Bu vaka çalışmasında örneklemi oluşturan tasarımcı araştırmacının kendisidir. Problemin tanımı eylemin temsiline odaklı olduğu için, farklı tasarımcılardan gelecek çeşitli girdiye araştırmanın bu aşamasında gereksinim duyulmamıştır. Tek bir tasarımcı, seçilmiş malzeme ve tekniklerle yeterli çeşitliliği sağlayabilmiştir. Bu araştırmanın temel oluşturduğu diğer vaka çalışmalarında örneklem grubu farklı tasarımcılarla genişletilmiştir. Tasarım eğitiminin ortamı olan tasarım stüdyolarında, tasarlanan ürünün tasarım sürecine dair bir iletişim esas olduğu için, yapma eyleminin formalizasyonu, özellikle yapma eylemi odaklı bir tasarım eğitimi için önemlidir. İkinci grup vaka çalışmalarında örneklem grubu farklı tasarımcılarla genişletilmiş ve tasarımda yapma sürecine formal ve sayısal düşünceyle yaklaşımın tasarım eğitimi ortamlarına katkısı bir çalıştay üzerinden araştırılmıştır. Çalıştayda, tasarım öğrencileri iki gruba ayrılmış, ilk grup, yukarıdaki vaka çalışmasında tarifli olan sürece benzer bir araştırma yaparken, diğer grup örme eyleminin formalizasyonunu araştırmıştır. Örme eyleminde sonuç ürünü sayısal parametrelerden çok fiziksel parametreler belirler. Çalıştayda örgü yüzeyler elektronik bir örgü makinesiyle oluşturulmuştur. Örgü makinesi, yapılan fiziksel müdahalelere belirli kısıtlamalar ve standartlar getiren ve bu şekilde örme araştırmalarının odağını netleştiren bir arayüz olarak düşünülebilir. Katılımcılar örgü makinesiyle yaptıkları deneyler sonucunda elde ettikleri verilerle üretken kural setleri oluşturabilmiş, örme sürecini, süreçte keşfettikleri özellikler üzerinden formalize eden bir yöntem oluşturabilmiştir. Bu vaka çalışması, yapma eylemi odaklı bir tasarım eğitimi için önem taşımaktadır. Özetle, bu tezde tasarımın yapma eylemiyle şekillendiği yeni bir kavramsal çerçeve oluşturulurken, bu çerçeveyi geçerli ve sürdürülebilir kılmak için formal bir metodoloji önerilmektedir. Yapma eyleminin sadece sezgisel olarak yapıldığı durumlarda yapma bilgisi içkin ve örtük bir bilgi olarak kalmaktadır. Bu bilginin paylaşımını olanaklı kılacak formal bir dil hem tasarımcının kendi süreçlerine dair farkındalığının artması, hem de başkalarına bu bilgiyi aktarabilmesi için önemlidir.