Eğitim Ortamlarının (yeniden) Tasarımı İçin Bir İletişim Dili Geliştirilmesinde Kullanım Sonrası Değerlendirme Ve Çocukların Katılımı

thumbnail.default.alt
Tarih
2017-02-17
Yazarlar
Manahasa, Odeta
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Institute of Science and Technology
Özet
Bu tezde yer alan araştırma, çocuklara odaklanarak, onların katılım hakkını ve farklı mekanlarda kullanıcı olarak iletebilecekleri deneyimleri ortaya koymaktadır. Bu çalışma, çocukların kullandıkları mekanların tasarımına dâhil edilmelerinin en doğal hakları olduğu düşüncesiyle, mekan tasarımı anlayışını kavrayabilme ve çocuklarla tasarımın başarıya ulaşma yollarını anlamaya yönelik bir düşünce ile başlamıştır. Araştırmacının ilgisi, yetişkinlerin durumu nasıl değiştirebileceği ve çocukların tasarıma katılımını artırmak için neler yapılabileceği üzerinde odaklanmıştır. Çalışma ayrıca, çocukların günün çoğunu geçirdiği mekânlar olan ve insanların yaşamlarını yönlendirmede önemli bir rol oynayan okul binalarına da odaklanmaktadır. Araştırmanın amacı, çocuklar ile yapılı çevre arasındaki ilişkiyi gözlemleyerek ve kullandıkları mekânlar hakkındaki önerilerini tasarıma dâhil ederek “çocuğun tasarıma katılımı” ve “eğitim binalarının tasarımının mimaride bir aksiyon araştırması olarak yeniden kavramsallaştırılmasıdır. Bu araştırmanın bir amacı da, okul binalarının değerlendirilmesinde öğrencilerin uygunluğunu değerlendirmek, onlardan öğrenmek ve fikirlerinin yansıdığı okul modellerine yönelik tasarımlar üretmektir. Çalışma, çocukların bu tür araştırmaların her adımında yer almaları gerekliğini öne çıkarmakta; ayrıca, çocukları değerlendirme odağından mimari eserlerin üretimine katkıda bulunabilecekleri bir konuma yerleştirilmeleri ile ilgilenmektedir. Dahası, çocukları ve yetişkinleri eşit olarak göz önüne almaktadır. Bu araştırmanın gerçekleştiği yerel bağlamda ve yeni okullara duyulan gereksinimin yüksek olduğu yerlerde, çocuklara saygıya ve onlar için ve onlar tarafından tasarlanan mekânlara öncelik veren modeller yetişkinlerin farkındalığını artırmada yardımcı olacaktır. Araştırmada şu sorular sorulmaktadır: Çağdaş eğitimde fiziksel çevrenin rolü nedir ve Arnavutluk'taki okullarda fiziksel çevrenin etkisi nedir? Çocuklar ile projelendirilen tasarım, mevcut koşulların desteklenmesine kıyasla, öğrenmeye dinamik bir yaklaşımı nasıl destekleyebilir? Çocukların tasarıma katılımı Kullanım Sonrası Değerlendirme (KSD) ile ne kadar ilgilidir? KSD ve katılım ilişkisi çocukların perspektifi ile okul tasarımı araştırmalarını destekleyebilir mi ve bu yönde bir iletişim dili önerebilir mi? Çalışma boyunca geliştirilen bu ve diğer soruları yanıtlamak için hedefler şöyle sıralanabilir. İlk olarak, çalışmada seçilen yaş grubu için çocuk katılımını etkileyen yöntemleri ve faktörleri inceleyerek, okul tasarımında çocukların rolünü derinleştirmek. Çalışmanın bir amacı da, KSD ile mekan tercihlerini etkileyen katılım arasındaki bağı vurgulayan yöntemleri keşfetmek ve atölye çalışmalarının sonuçlarını analiz etmektir. Bu tür sonuçlar, okul binası tasarımı konusundaki gelişmelere de ışık tutabilecektir. Eğitim sistemi ve eğitim binaları Arnavutluk'ta gündemin sıcak konularıdır. Bu konu sadece eğitimciler ve çocuklar için değil, aynı zamanda politikacılar, araştırmacılar, tasarımcılar ve ebeveynler için de meydan okuyucudur. Öte yandan, tüm alanlarda hızlı bir şekilde değişim göstermekte olan ülkede bu gibi düzenlemelere, yeni tasarımlar ve değişikliklere acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gerekçelerden yola çıkarak, okul binalarının pedagojik gereksinimleri ne kadar yansıttığını ve çocukların okul binaları ile ilgili kararların bir parçası olduğu örnekler olup olmadığını anlamak amacıyla, Arnavutluk'taki okul binalarının ve okul sistemlerinin geçmişi ile alakalı kısa bir inceleme yapılmıştır. Literatürde tanımlandığı gibi katılım, özerkliğin bir göstergesi olduğu için, Arnavutluk'taki çocuk özerkliğinin hangi düzeyde olduğu incelenmektedir. Arnavutluk'ta, okul tasarımlarında çocukların rol aldığının belgelendiği bir durum mevcut değildir. Bu nedenle katılım, çocukların rollerini genişleterek dâhil eden bir süreç olarak önem kazanmaktadır. Bu amaca ulaşmak için atılması gereken bazı adımlar vardır. Bu adımlar gereklilik olmanın ötesinde demokrasi ve insan haklarının göstergeleri olan, yetişkinlerin desteğiyle planlanan bir yöntem ve çocuklara gerekli imkânların sunulmasıdır. Akademisyenler ve araştırmacılar daha önce bahsedilen problemlere çözüm getirmek için farklı katılım modelleri geliştirmişlerdir. Genel olarak, katılım modelleri şematik olarak sunulmaktadır. Bunların arasında merdiven şeması en popülerdir. Merdiven basamakları, her türün olumlu ve olumsuz yönlerini gösterir. Farklı bağlamsal durumlar olmadıkça, seviye ne kadar yüksek olursa katılım da o kadar iyi olur. Seviye modelinin yanı sıra, seviye olarak katılımın devamlılığı fikrini güçlendiren doğrusal modeller vardır. Diğer modeller ki sayıları hiç de az değildir, bireysel katılım için bazı strüktürler öngörmektedirler. Ancak şimdiye kadar geliştirilen tüm modeller simgecilikten uzak durulmasını önermektedirler. Bu bağlamda, çocuk-yetişkin işbirliği ve diyaloğu çok önem kazanmaktadır. Öte yandan bu çalışmada KSD, katılımcı bir dil ile uygulanmak üzere ilgiyle kullanılmaktadır. KSD, gelecekteki tasarımlar hakkında bazı temeller oluşturarak tasarımla ilgili geribildirim sağlamakla birlikte farklı evrelerdeki yapı iyileştirmelerini varsayımlara yer bırakmayacak şekilde etkilemektedir. Dahası, eğitim ortamında çocukların mekân tercihlerini ve çocukların binayı nasıl kullandıklarını belirlemektedir. KSD kendi alanında geliştirilen yöntemlere sahiptir ve bunlar zaman zaman katılımcı tasarımla çakışmaktadır. Yine de, öğrenme ortamlarında çakışmanın ötesinde, yöntemleri bir araya getirmek için önemlidir. Bu şekilde, çocuk-yetişkin ilişkisi, pedagojik sonuçları ve çocuk yetkilendirmesini art arda etkileyen mekânları öğrenmek için verimli sonuçlar doğuracaktır. Araştırma iki aşamalı olarak düşünülmüştür. Birinci aşama, literatürde yer alan farklı yaşlar ve konulardaki çocuklara uygulanan bazı yöntemler ile okul binaları tasarımı ve değerlendirilmesinde çocuk katılımı ile ilgilenmektedir. İkinci aşama ise, ilk aşamanın sonucunu ele alıp, çocuklar tarafından çocuklar için katılım stratejileri ve yöntemlerini geliştirmeye çalışmaktadır. Birinci ve ikinci aşamalardan elde edilen sonuçlar, okul binası tasarımları ve yenilenmesi ile ilgili perspektif sorunlarını ortaya koymaktadır. 2014 – 2015 yıllarını kapsayan çalışmada, çok yöntemli bir yaklaşım benimsemiştir. Tiran'daki okullara odaklanarak, 10 – 14 yaşlarındaki çocukların tasarıma katılımlarını kapsamaktadır. Böyle deneysel bir araştırma yaklaşımı, birçok araştırma alanında uygulanabilmektedir. Bunun yansıra metodolojik yaklaşım anketler, diyaloglar, ortak kararlar, çizimler, “eğer ben olsaydım” etkinlikleri ve çalıştaylarla genişletilmiştir. Bu araştırmada, görsel ya da gösterge niteliğinde olan KSD anketleri, çocukların hangi alanlara odaklandığına dair daha fazla veri bulmak amacıyla benimsenmiştir. Katılımın değerlendirme yöntemi olan iç yürüme deneyimi, araştırma egzersiz setini tamamlamaktadır. Araştırmacı ayrıca, duyurular ve hızlı temas araçları olarak sosyal medyayı da denemiştir. Bunun yanı sıra, anket ve gayri resmî diyaloglar, çocukların katılım sürecine ve okul ortamında çocukların davranışlarını anlamak için değerli bilgiler sunmuştur. Bu araştırmada kullanılan yöntem ve teknikler, çocuk katılımı ile KSD arasında olan iyi ilişkiyi araştırmaktadır. Bu ilişki, farklı katılımcı guruplarını araştırma içerisinde eğitim gören çocuk gruplarını dâhil etmek için kullanılmıştır. Araştırma, ilk aşamada farklı okul ortamlarında denenmiş, daha sonra yalnızca bir bina üzerinde yoğunlaşmıştır. Tüm atölye çalışmaları ve alıştırmalar ürünlerin kendileri ile birlikte niceliksel sonuçlar veren fotoğraf ve video çekimleri ile belgelenmiştir. Mekânsal deneyimleri ve anlayışları doğrultusunda sağladıkları geribildirim, mekân kullanımına ve iyileştirmesine ipucu vermektedir. Çocukların daha iyi ve nitelikli okul ortamları arayışları, bazı işlevleri ekleyip kaldırarak bile ifade edilmiştir. Okul binalarının program ve fiziksel görünüşünün yanındaki araştırma süreci bütünde, öğrenme ortamlarının tasarım kavramlarının doğrulanması için çocukların algılarını ortaya koymaya çalışmaktadır. Buna göre, bu çalışmanın bulguları ve sonuçlarında, uygulanan yöntemlerle esneklik, yataylık, kampüs benzeri ortam ve şeffaflık kavramları ortaya çıkmaktadır. Çizim gibi yöntemlerin, özellikle genç çocuklar için ve çizim yeteneği olanlar için etkili olduğu görülmüştür. Poster sunumu, grup çalışmaları için etkili bir yöntem olduğu ortaya koymuştur. Deneme yazımı yoluyla çocuklar, okul binalarının estetik algıları ve soyut yönlerini tanımlarlar. Burada soyut kavramı ile, çocukların duygu, duyu ve diğer deneyimleri kastedilmektedir. Görsel anket yaşla ilişkili olmadığını ortaya koymaktadır. Bu yöntem çocukların mekân algısını etkiler ve çocuk sözcüğünü zenginleştirir. Ayrıca, çocukların mekân algısını arttırma ve nitel mekânları anlama etkisi üzerinde de tesirli olmuştur. Walkthrough etkili olmuştur, çünkü herkes görüşlerini kolayca ve kelimelerle dile getirebilmiştir. Bu metot çok değerli olmuştur, çünkü diğer atölye çalışmaları ile birlikte çocuklar tasarım becerilerini aşamalı olarak genişletmişlerdir. Sona doğru fiziksel çevreyi değerlendirebilmiş, mimari planları okuyabilmiş ve olası gelişmeleri önerebilmişlerdir. Çocuklar süreci yakın çevreye farklı şekillerde bakma fırsatı olarak değerlendirmişlerdir. Araştırmanın etkisi açısından diğer bir nokta ise, onun bir bütün olarak ne gibi bir katkı sağladığıdır. Tüm atölye çalışmaları, yapılan tüm egzersizler ve uygulanan tüm yöntemler, diğer bazı araştırmalarda biliniyor ve test edilmiş olsa da, çocukların çalışma koşulları hakkında daha fazla bilgi edinmeye yardımcı olmuştur. Sevdikleri ve sevmedikleri, çalışmayı tercih ettikleri yerler, zaman geçirmek ve sosyalleşmek hakkında ipucu vermektedirler. Araştırma, azami sonuç alınması için en iyi zaman ve yeri açığa çıkarmaktadır. Araştırmacının müdahalesi ve farklı yaş ve farklı gruplarla başa çıkma yolları hakkında bilgi vermektedir. Araştırma, ayrıca çocukların mekânsal karar alma süreçlerine dâhil olmaları için faydalı yollar bulmaktadır. Bu deneysel araştırmada, çocuklarla yapılan işbirliğinin yeni bir katılım dili oluşturulmasına katkı sağladığı kaydedilmiştir. Bu dil dinamiktir ve ihtiyaç durumunda araştırmacılara, tasarımcılara, eğitimcilere ve karar vericilere bunları düzenleme ve açıklama yapmaya olanak vermektedir. Süreç boyunca farklı olarak veya bir paket olarak kullanabilirler. Potansiyel olarak katılım diyalogunu Arnavut kamuoyuna açabilir.
The research presented in this thesis puts on centre children, their right to participate and the experience they can transmit as users of different spaces. The study started with the urge to comprehend the child's understanding of space design and understanding the ways of accomplishing design with children, because incorporating children in the design of spaces that are used by them is their natural right. The interest of the researcher relates to how adults may change the situations and how can be designed ways for enhancing children's participation. The study pursues with a focus on school buildings as the spaces where children spend most of the daytime and as institutions that play a crucial role in drawing the lives of the people. Stated clearly, the aim of the research is to reconceptualise “child's participation in design” and “design of educational buildings” as a form of action research in architecture, by observing the relation between the children and the built environment and by involving them in proposing spaces of their own. A further purpose of this research is to include children in the evaluation of school buildings in order to assess their appropriateness, to learn from them and to produce together designs toward school models where their ideas are reflected. The premise of the thesis is that children should be involved in every step of such type of researches. This study engages children in a shift from the focus of the evaluation to the involvement of children to the contribution of production of architectural works. It treats children equal to the grownups. In the local context, that this research took place and where the need for new schools is high, models that give priority to children respect and spaces for them and by them will help in raising the awareness of the adults. Questions such as: what is the role of the physical environment in contemporary schooling and how much present is this physical environment effect in schools in Albania? How can design projects with children support a dynamic approach to learning compared to the present conditions’ support? How children participation in design is related to POE? Can POE and participation relation support research on engaging children's perspectives in school design and propose a communicative language toward that? To give answer to all these and other questions that developed through the study, a number of objectives can be listed. Firstly, deepening an understanding of children’s role in school design by studying the methods and the factors that influence the child’s participation for the selected group age of this study. Moreover, an objective of the study is exploring the methods that could emphasise the bond POE and participation have that influence the space preferences and analysing of results in the workshops. Such results would give light to other developments in the school building design considerations. Educational system and educational buildings are a hot topic in Albania. They are more than challenging not only for educators and children, but for politicians, researchers, designers, as well as parents. Moreover, such settings are in urgent need for change or new design as the country is in a rapid development (in all fields) which drives new challenges. Thus, a brief view of the past of the school buildings and school systems in Albania is investigated with the aim to understand how much the school building reflects the pedagogical needs and whether there existed examples where children were part of the decisions about the school buildings. At what level the children's autonomy was and is in country of Albania, because as it is defined in the literature; participation is a way toward autonomy. In Albania, there are not documented cases where children are part of the school design. Therefore, participation gain importance as a process of involving children by widening their role. There are several steps to be taken to achieve this objective; a planned methodology with the adults’ support and offering the opportunity for kids, which besides being a necessity are indicators of democracy and human rights. Scholars and researchers have developed different models of participation to arrive at a solution to what is mentioned earlier. In general, the models of participation are exhibited diagrammatically, among which the ladder schema is the most popular. Levels on the ladder indicate the positive and the negative aspects of each type. The higher the level the better is participation, unless there are different context situations. Apart from level model, there are linear models which as levels reinforce the idea that the problem of participation is continuous. Other models, which are not less in number, are setting some structure for individual participation. However, all the developed models so far advice to go away from the tokenism. In this line child-adult cooperation and dialogue is essential. In the other side Post Occupancy Evaluation in this study is used with an interest in implementing it toward a participatory language. POE provides feedbacks on design by constructing some foundations about future designs but, at the same time it influences improvements in building in different phases by not leaving place to assumption. Moreover, in educational setting it identifies space preferences of children and the way they use the building. POE has its own developed methods which time-to-time crash to those of the participatory design. Nevertheless, more than a crash, in learning spaces, it is important to unite the methods. In this way child-adult relation would provide fruitful outcomes for learning spaces, which consecutively influence pedagogical outcomes and child empowerment. The research is considered in two phases. The first phase takes care of children participation in school building design and evaluation with some methods present in the literature, applied to children of different ages and children of different school subjects. The second phase handles the result of the first phase and tries to develop strategies and methodologies of participation for children with children. The results from phase one and two offer perspective issues about the school building designs and upgrading. The research of this thesis, undertaken 2014-1015 employed a multi-method approach. It is confined in 10-14 years old children participation in design by focusing on schools in Tirana. Such an empirical research approach finds application in several research fields. The methodological approach is extended with surveys, questionnaires, dialogues, co-decision, drawings, “if I were” activities and workshops. POE questionnaires being they visual or indicative are adopted in this research with the aim to find out more data on what kind of spaces the children focus is. A walk through experience, as an evaluative method of participation, concludes the set of the research exercises. The researcher tried also social networks as means of announcement and fast contact. Further to this, surveys and informal dialogue helped in providing valuable insight into child participation process and into understanding the children's behaviour in the school settings. Methods and techniques in this research, explore children participation in a good relation to Post Occupancy Evaluation as tools to engage a diverse group of participants in an evaluation toward a group of children that is being trained through the research. The research firstly experimented into different school settings by focusing later the research only on one building. All the workshop and exercises’ products are documented by photo and video shooting, which together with the products in themselves provide quantitative results. Any feedback they provide based on their space experience and understanding, give clue to space use and amelioration. Children search for better and qualitative school environments is expressed even by adding and removing some functions. The whole research process beside the program and physical appearance of the school buildings attempts to uncover child perceptions for verification of concepts of learning environments’ design. Accordingly, concepts of flexibility, horizontality, campus like environment and transparency are manifested in the results and findings of this study through the methods implemented. Methods like drawing resulted to be effective, especially for young kids and sure for those who have drawing abilities. Poster representation resulted as an effective method for group works. Through essay writing children give descriptions of aesthetic perceptions and intangible aspects. By intangible, here is meant children’s feeling, senses and other experiences. Visual questionnaire reveals not to have relation to age. It has an impact on child’s space perception and it enriches children vocabulary. It was also effective on the impact it had in terms of enhancing children’ space perception and understanding qualitative spaces. Walkthrough was effective because it was easy for everyone to express in words and at place their opinions. It worth because together with the other workshops children had gradually extended their design skills. By the end, they were able to evaluate physical environment, read architectural plans and propose possible improvements. Children evaluated the process as an opportunity to look at the surroundings differently. The other point of research’s influence is how this whole research contributes. All the workshops, all the exercises done and all the methods implemented, though known and tested in several other researches, help to learn more about children working circumstances. They give clue about their likes and dislikes, places they prefer to study and to spend time and socialize. Research reveals the best time and venue of participation for maximum results. It gives indications about the researcher’s intervention and ways to deal with different ages and different groups. Furthermore, the research finds out useful ways to connect with children for involving them in spatial decision. In this empirical research is noted that collaboration with children contribute in creating a new language of participation. This language is dynamic and allows researchers, designers, educators and decision makers to edit and annotate whenever needed. They can navigate through the process or get use of it as a whole bundle. It potentially can open the participation’s dialogue to Albanian public. In this empirical research is noted that collaboration with children contribute in creating a new language of participation. This language is dynamic and allows researchers, designers, educators and decision makers to edit and annotate whenever needed. They can navigate through the process or get use of it as a whole bundle. It potentially can open the participation’s dialogue to Albanian public.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017
Thesis (Ph.D.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2017
Anahtar kelimeler
Çocuk Katılımı, Kulanım Sonrası Değerlendirme, Eğitim Mekanları, Arnavutluk, Children Participation, Post Occupancy Evaluation, Learning Environments, Albania
Alıntı