Doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların turizm potansiyelinin belirlenmesi : göller bölgesi örneği

thumbnail.default.alt
Tarih
2000
Yazarlar
Türk, Ali
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Institute of Science and Technology
Özet
Günümüzün en önemli varlıklarım oluşturan doğal, tarihsel ve arkeolojik alanlar; mimari, doğal, tarihsel, kültürel mirası, sanatsal ve estetik değerleri yaşatmak yoluyla, geçmiş ile gelecek arasında sürekli bir kültür bağı oluşturmaktadır. Geçmişten günümüze kalan, kendi hallerine terk edilmiş, kaybolmaya yüz tutmuş, ekonomik nedenlerle ortaya çıkarılamamış, fakat ülkemizin en önemli varlıklarını oluşturan doğal, tarihsel ve arkeolojik alanları değerlendirmek, korumak, iyileştirmek ve çağdaş işlevler vererek dünü bugünle bütünleştirmek hem turizm, hem de uygarlık tarihi bakımından yerine getirilmesi gereken zorunlu bir görevdir. Hızla değişen ve gelişen dünyada, yitirilen kaynaklar ve doğal dengenin bozulması tehlikesiyle gündeme gelen koruma olgusu, ekolojik dengenin korunması boyutu dışında, günümüzde doğal, tarihsel, arkeolojik, kültürel ve mimari değerlerin hızla yok olması karşısında, geçmiş uygarlıklar mirasının ve onların ortaya koyduğu tarihsel ve kültürel değerlerin korunmasını da içermelidir. Bu nedenle, hükümetler üstü görülmesi gereken koruma politikalarının tarihsel, kültürel ve belgesel niteliği olan varlıkların, insanlığın ortak malı olduğu ve korumanın evrenselliği bilinci üzerine kurulması gereği vardır. Bunun yanında turizmin, bölgesel kalkınmaya olan etkisi, turizm faaliyetlerinin yer seçimi ile bölgeler arası farklılaşmaların ve turizmin yoğunlaştığı alanlarda ortaya çıkan sosyo-kültürel-çevresel sorunların yoğunluğu bilinen bir gerçektir. Bu sorunların çözümünü sağlamak ve turizmi farklı bölgelere yayarak, özellikle az gelişmiş bölgelerin kalkınmasını sağlamak amacıyla alternatif bir turizm anlayışı getirme gereği gün geçtikçe daha da artmaktadır. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların korunarak yeni kullanımlara açılması süratle yaygınlaşmaktadır. Bu yeni kullanım şekillerinin önemli bir kısmı ise doğrudan ve dolaylı olarak turizm amaçlı olmaktadır. 19. yüzyılda Avrupa turizm etkinliğinde temel amaç, değişik yörelerin doğal güzellikleri ve tarihsel zenginliklerini görmek, değişik kültürleri yerinde yaşamanın zevkini ve heyecanını tatmaktır. Gelişen teknoloji sonucunda bu amacın gerçekleştirilme olanağı bulunmuştur. İnsanların diğer kültürlere olan ilgilerinin odak noktası, ülkelerin tarihsel süreç içindeki kültür ve sanat ürünleri olarak ortaya çıkmaktadır. Sonuçta "kültürel miras", turizm endüstrisinin önemli bir aracı ve arzı olmuştur. Türkiye, coğrafi konumu ve köklü tarihinden gelen, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen zenginlikte ve yoğunlukta evrensel önemde bir kültür mirasına sahiptir. Anadolu'nun bağrında taşıdığı zengin doğal ve kültürel mirası, arkeolojik değerleri, dil, din, gelenek, mimari çevre, müzik, oyun, giyim, beslenme gibi farklı alanlardaki XII kültür zenginliğinin yeterince ortaya çıkarılamadan, arındırma ve yeniden üretim sürecine aktarılmadan yok olma süreci ile karşı karşıya olduğu ve bu yok olusun bütün insanlığın geleceği açısından uluslararası öneme sahip olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Gereksinimlerin ve beklentilerin hızla değiştiği uluslararası turizm piyasasından, sahip olduğu rekabet gücü nedeniyle giderek daha büyük pay alma çabası içinde bulunan ülkemizin, bu dinamizmini en azından koruması açısından turizm faaliyetlerini ve turizm türlerini çeşitlendirmesi ve turistik gelişme kutuplan yaratması gerekmektedir. İşte, Göller Bölgesi'nin böyle bir turistik gelişme kutbu olma özelliği ve potansiyeli taşıdığı, yaptığımız araştırmalar ve değerlendirmeler sonucu açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda örnek alan (bölge) olarak üzerinde çalıştığımız Göller Bölgesi, tarihsel ve arkeolojik alanların, bunun yanında doğal güzelliklerin de oldukça yoğun olduğu bir bölgedir. Bu çalışmada, bölgede bulunan doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların, çok yoğun olan kıyı turizmine alternatif turizm alanları olarak kullanılması gerekliliği düşünülmüş ve bölgede son yıllarda giderek gelişmekte olan turizm potansiyelinin planlı ve sağlıklı bir şekilde değerlendirilerek, turizmin bölge ekonomisine katkısının arttırılması amaçlanmıştır. Turizm gelişimi, dünyada, özellikle sosyo-ekonomik yönden geri kalmış ve problemli alanlar için bölgesel gelişme politikaları içinde temel araçlardan biri olarak ele alınmaktadır. Ancak, özellikle turizm gelişimi sürecine erken girmiş olan gelişmiş ülkelerde kitle turizminden kaynaklanan çevre soruman gündeme gelmiştir. Diğer bir deyişle, uzun yıllar sadece ekonomik katkısı ile değerlendirilerek, ne pahasına olursa olsun gelir elde etmeye yönelik olarak geliştirilen turizm sektörünün artık doğal, yapısal ve sosyal çevre üzerindeki etkileri de tartışmalı olmuştur. Turizmin ulusal ekonomilere olan katkısı, doğal, tarihsel ve sosyo-kültürel çevre üzerindeki etkilerinin göz ardı edilmesini getirmemelidir. Nitekim son yıllarda küresel ölçekte çevre sorunlarına duyarlılığın artması, daha ayrıntıda turistlerin ziyaret ettikleri ülkelerin çevre sorunlarına, özellikle turizm ile çevre koruma arasındaki ilişkinin niteliğine karşı duyarlılıklarının artması, bu gerçeği desteklemektedir. Çünkü turizm sektörünün ekonomik katkısının sürekliliği, sektöre kaynak oluşturan doğal tarihsel ve sosyo-kültürel çevrenin korunmasına sıkı sıkıya bağlıdır. Türkiye'de turizm sektörünün desteklenmeye başladığı ve önemli teşviklerin açıldığı 1 980'li yılların başında, sektör ülkenin yıllardır yaşadığı döviz sıkıntısını çözmenin, kısa zamanda en çok dövizin ülkeye getirilmesinin bir aracı olarak görülmüş, buna göre de teşviklerde öncelik yatak kapasitesinin arttınlmasına verilmiş, devlet tarafından sağlanan altyapı yanında, orman arazileri ve nitelikli tarım alanları turizme açılmış bulunmaktadır. Sağlanan teşvikler sonucu, sahil yörelerinde gözlenen yoğun yapılaşmanın ortaya çıkardığı çevre tahribatı dikkate alınmadığı gibi, özellikle turizm gibi duyarlı bir sektöre terk edilen orman arazileri ve tarım alanlarının uzun vadede ülke ekonomisine yapacağı olumsuz etkiler de göz ardı edilmiş bulunmaktadır. işte bu noktada, bir yandan kitle turizminin yarattığı çevresel problemleri önlemek için çevreye karşı duyarlı turizm türlerini geliştirmek, diğer yandan da turizm türlerinin keşfi ile turizmin belli alanlarda yoğunlaşmasını önlemek ve ülke sathına X111 yayma düşüncesi gündeme gelmektedir. Her şeyden önce, kitle turizminin, taşıma kapasitelerini aşacak şekilde belli bölgelerde-özellikle kıyı bölgelerinde ve belirli zamanlarda yoğunlaşması, ekonomik yararların ötesinde doğal, tarihsel ve kültürel çevre üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Bu ve buna benzer faktörler göz önüne alınarak, Turizm Bakanlığı kıyılarda ve de belirli zamanlarda yoğunlaşan turizm faaliyetlerini, dünya turizminde son yıllarda değişen anlayışa paralel olarak ülke sathına ve tüm yıla yaymak için çalışmalar başlatmıştır. Bu noktadan hareketle Turizm Bakanlığı son yıllarda Türk turizminin yeni hedefini, deniz-kum-güneş turizmini aşmak, bu etkinliği "dört mevsime ve tüm ülke sathına yaymak" olarak belirlemiştir. Gerek turizmin çeşitlendirilmesi, gerekse tüm ülkeye yaygınlaştırılması politikasından hareketle, Türkiye'nin tüm yörelerinde var olan doğal, tarihsel, arkeolojik, kültürel değerlerin araştırılması ve turizme kazandırılması çalışmaları devam etmektedir. Turizm sektöründen optimum düzeyde yararlanabilmek için öncelikle gerek ulusal, gerekse yerel bir planlamanın yapılması şarttır. Bu şekilde kontrolsüz ve plansız gelişecek turizmin, kendi kaynaklarım yok etmesi önlenmiş olacaktır. Böyle bir planlamanın yapılabilmesi için öncelikle turizm amaçlı kullanılması düşünülen alanların genel turizm potansiyeli açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. İşte, turizm amaçlı kullanım değerlendirme modelleri bu noktada gündeme gelmektedir. Doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların turizm-çevre kaynaklarının değerlendirilmesi aşamasında, Dowling'in "Bölgesel Turizm Gelişimi İçin Çevreye Duyarlı Planlama Modeli (EBT Modeli)"inden tezin amaçları doğrultusunda yararlamlmıştır. EBT Modelinin temel amacı, sürdürülebilir kalkınma yaklaşımında, turizm amaçlı kullanımı düşünülen alanlarda çevre koruma, toplum refahı, turistlerin hoşnutluğu, ekonomik katkı sağlanması ve turizm-çevre uyumluluğuna ulaşmaktır. Sözünü ettiğimiz bu modelin uygulanması ile, turizmle ilgili mevcut durum, beklentiler ve gelişmelerin yönü belirlenerek, seçilen alanda doğaya, tarihsel ve mimari değerlere uygun, yörenin özgün sosyal yaşamım bozmayan turizm tür veya türlerine karar vermek mümkün olabilmektedir. Yeni turizm türleri oluşturma yaklaşımları, bu yandan kitle turizminin yarattığı çevresel problemleri önlemek amacıyla, çevreye karşı duyarlı turizm türlerini geliştirmek, bir yandan da yeni turizm çekicilikleri yaratarak turizmi ülke çapmda yaymak, özellikle az gelişmiş bölgeler için iyi bir gelişme aracı olarak kullamlabilmek amacıyla geliştirilmiştir. Bu çalışma 7 bölümden oluşmaktadır..Birinci Bölüm: Doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların turizm potansiyelinin belirlenmesi ve turizm amaçlı kullanımları konusunda genel açıklamaların bulunduğu giriş bölümüdür..ikinci Bölüm: "Genel Tanımlar" başlığı altmda olup bu bölümde, tarihsel alan, arkeolojik alan, turizm, turistik tarihsel alan, tarihsel turizm, doğal kaynaklar, tarihi eser ve anıt kavramları gibi konuya ışık tutacak tanımlara yer verilmiştir..Üçüncü Bölüm: Bu bölüm, "Genel Olarak Turizm, Turizm Hareketleri ve Turizm Eğilimleri, Dünyada ve Türkiye'de Turizm Politikaları" başlığı altmda olup, konu ile ilgili genel bilgileri içermektedir. XIV .Dördüncü Bölüm: "Doğal, Tarihsel ve Arkeolojik Alanların Turizm Amaçlı Kullanımları" başlıklı bu bölümde, doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların turizm açısından önemi, turizm amaçlı kullanılması gerekliliğinin nedenleri ve turizme katkıları, dünyada ve Türkiye'de bu alanların turizm amaçlı kullanımları ve çeşitli uygulama örnekleri, doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların turizm amaçlı kullanım modeli ve turizm amaçlı kullanım türleri ve bu alanlarda yapılacak turizm planlaması konulan üzerinde durulmuş ve anlatılmıştır..Beşinci Bölüm: Bu bölümde konuyla ilgili örnek alan (bölge) olarak ele alman "Göller Bölgesi'ne ilişkin Genel Araştırma ve İncelemeler" başlığı altmda bölgenin tanımlanması, coğrafi konumu, tarihsel gelişimi, doğal yapısı, iklimi, bitki örtüsü, göller ve akarsuları, ulaşımı, nüfusu, ekonomik ve toplumsal yapısı incelenmiş, bölge sınırları içinde kalan il ve ilçelere ilişkin araştırma ve incelemeler üzerinde durulmuştur..Altıncı Bölüm: "Göller Bölgesi' nde Doğal, Tarihsel ve Arkeolojik Alanların Turizm Amaçlı Kullanımları" başlıklı bu bölümde bölgesel kalkınmanın turizme etkileri, turizm olgusu içinde Göller Bölgesi' nin yeri, bölgenin turizm potansiyelini oluşturan değerler, bölgede bulunan önemli tarihsel ve arkeolojik alanlara ilişkin araştırma ve incelemeler, bu alanların turizm potansiyelleri, bu alanların turizm amaçlı kullanımı hakkında yapılan anketin sonuçlan ve değerlendirilmesi, bu alanlar için turizm modeli uygulaması ve turizm amaçlı kullanım türleri gibi konular geniş ve kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır..Yedinci Bölüm: Bu bölümde, daha önceki bölümlerde belirtilen konular dikkate alınarak elde edilen sonuçlar doğrultusunda doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların turizm potansiyelinin belirlenmesi ve turizm amaçlı kullanımları konusunda, daha etkin ve daha yoğun öneriler getirilmiş, gerek ülke ölçeğinde, gerekse bölge ölçeğinde konunun önemine dikkat çekilmiş ve konu ile ilgili yapılması gerekenlerin neler olabileceği üzerinde durulmuş ve tartışılmıştır. Doğal, tarihsel ve arkeolojik alanların turizm potansiyelinin belirlenmesi ve turizm amaçlı kullanımına ilişkin genel bilgiler, ayrıntılı bir literatür taraması, mevzuat ve prosedürlere ilişkin bilgiler, ilgili kurum ve kuruluşların yayınlarına dayanılarak verilmiştir. Diğer ülkelere ait bilgiler, yine bu ülkelerde yapılan araştırma ve konu ile ilgili çeşitli yayınların incelenmesi sonucu derlenmiştir. Örnek alan (bölge) ile ilgili bilgiler ise yerinde yapılan gözlemler, incelemeler, araştırmalar, alanların rekreasyonel olanaktan, ziyaretçilerin eğilimlerinin saptanması, bölgede yaşayan halkın araştırma alanlanyla ilişkileri, ziyaretçiler ve halkla görüşmeler yoluyla ortaya konmaya çalışılmıştır. Ayrıca, alanların tarihçesi, arkeolojik özellikleri, sosyo kültürel yapısı ve alanlarda bulunan anıtsal yapıların mimari özellikleri için daha önce yapılmış çalışmalardan yararlanılmış, çeşitli kamu kuruluşlan ve Müze Müdürlükleri verileri kullanılmıştır. Ayrıca, konu ile ilgili bölge yerel halkı, bölgeye gelen yerli-yabancı turistler ve bölgedeki konaklama dinlenme tesisleri sahipleri ile geniş ve kapsamlı bir anket çalışması yapılmıştır. Aralarında anlamsal ilişkiler bulunan anket sorularının değerlendirilebilmesi, özellikle anket sonuçlarında kümeleme ve ikili ilişkilerin kurulabilmesi için "SPSS Anket Programı" ile veri girişleri ve değerlendirmeleri yapılmıştır. Sonuçlar, tablolar halinde elde edilmiş ve değerlendirilmiştir.
Natural, historical, and archaeological sites which rank as the most important values in today's world function as a cultural link between the past and future by preserving architectural, natural, historical and cultural heritage, artistic and aesthetic values. To make good use of historical and archaeological sites to preserve and to improve and to create a tie between the past and present rendering them functional; all these must be a duty to be implemented from the point of tourism and the history of civilizations, which we inherited from the past, which have been neglected for years therefore about to disappear, which havent been excavated so far owing to economic reasons and which still constitute the most important values of this land. The concept of preservation, which came on the platforms with the loss of natural sources and the destruction of natural balance in the fast changing and developing world, should include the preservation of historical and cultural values given us by the past civilizations other than the preservation of ecological balance. Therefore, preservation policies, which should be seen over governmental, are to be based on the fact that historical and cultural values are among mankind's common possessions and on the universal consciousness of preservation. However, besides its contribution to a region, tourism may also create socio-cukural and environmental problems. Therefore, tourism industry is to be spread evenly across a country in order to prevent regional differences. To help provide solutions to such problems and to spread tourism throughout the country, so that poorer areas can catch up with richer ones, the necessity of establishing alternative tourism trances is increasing day by day. In the developed countries of the world, preserving natural, historical and archaeological sites and preparing them for new purposes and uses are becoming more and more widespread. A considerable percentage of these new purposes are aimed at tourism either directly or indirectly. In the 19'th century, the basic aim of the tourism industry was to visit the natural and historical beauties of different regions, and tasting the pleasure and excitement of experiencing different cultures in their own land. In the result of developments of technology, the possibility of implementing these purposes was obtained. The focus of people's interests in other cultures is the cultural XVI and artistic products, which have accumulated throughout the history. Finally, "cultural heritage" is an important means and supply of tourism industry. Turkey, due to its geographical location and deep historical background, has so rich and dense cultural heritage which is not seen any other country in the world. It must never be forgotten that, which has an international importance for the future of the whole mankind, facing of the disappearance by not having reproduction process and purifying of valuable, natural and cultural heritage and archaeological values, there must be enough presentation for consideration of areas of language, religion, custom, architectural, environment, music, playing, dressing and feeding types, which present in Anatolia. Turkey, which expects to get bigger and bigger shores from the international market of tourism, where expectations and necessities change fast, should create new areas and branches of tourism in order to keep its present dynamism at least. As a result of the survey we have done, it has been found out that the Lakes District (Göller Bölgesi) has the potential to become an alternative area of tourism. The Lakes District, into which we have carried out a survey, is a region, besides historical and archaeological sites, is rich in natural beauties too. In this research, we have reminded the importance of making use of the historical, natural and archaeological sites in the coastal tourism and the aim is to increase the contribution of tourism to the area's economy by exploiting the area's tourism potential in a planned and efficient way. The development in tourism, especially for the areas, which are poor socio-economic wise, is considered one of the basic means among the regional development policies. However, especially in the developed countries, which entered into the tourism process relatively earlier, environmental problems, which are a result of mass tourism, have occurred. In other words, for years only the economic aspects of tourism have been mentioned and discussed. The purpose has always been to obtain income at all costs, but it is a well known fact that today we must start discussing the negative effects of tourism industry on the environment. The contribution of tourism to a nation's economy should not lead to the ignorance of its negative effects on the environment, that is the natural, historical and socio- cultural environment. Thus, recently, a global scale increase in the sensitivity towards environmental problems, and also the fact that tourists have started to bear a sensitivity towards the environmental problems of the countries they visit support this fact. Because, the continuity of the economic contribution of tourism is very much dependent on the preservation natural, historical and socio-cultural environment, which constitute the sources of tourism sector. In the early 1980's, when the government started encouraging and supporting tourism sector, it was regarded as a means of gaining foreign currency problems that the country had long been suffering, so the priority was a quick increase in the bed capacity. In addition to this, the government built the infrastructure and forests and agricultural areas were allocated for the fast growing industry. As a result of the economic supports, the environmental pollution and destruction, which were caused by the unplanned building of hotels, pensions etc. were not XVll noticed. In addition to this, the long-term negative effects of the fact that agricultural areas and forests were opened to tourism have so far ignored. Therefore, while developing sensitive tourism branches to the environment in order to prevent the environmental problems caused by mass tourism, these new branches of tourism should be spread to other areas, which are poor tourism wise, so it becomes possible to prevent the sector from being concentrated around certain areas. Above all, if the sector is heavily concentrated on the coastal regions in such a way as to exceed the capacities, it is sure to lead to negative effects on natural, historical and cultural values and this will be more damaging than repairing. Taking such factors into consideration, the Ministry of Tourism has started projects in order to spread the sector across the country and to help continuing all the year round. Thus, the concentration of tourism on certain areas and at certain times can be stopped. Recently, the Ministry has made a decision to take its targets beyond the classical tourism concept of sea-sand-sun and is planning to extend tourism industry all the year long. Both to find alternatives and to spread tourism across the country, the projects to bring the natural, historical, archaeological and cultural values to appear and to make them of touristic value are going on. To make optimum use of tourism sector, first of all, both national and local plannings must be made. These will stop uncontrolled and unplanned tourism and will help conserving the sources of tourism. Of course, to be able to make such a planning, the areas allocated for tourism purposes must, first of all, be assessed from the point of general tourism potential At the assessment stage of natural, historical and archaeological sites in the light of touristic importance, we have benefited from Dowling's thesis "Environmentally- Based Planning Model for Regional Tourism Development (The EBT Model)".The purpose of the EBT Model is to achieve environmental protection, social welfare tourist satisfaction, economic contribution and a harmony between the environment and tourism. With the application of the above mentioned model, it is possible to determine a route and decide on the types of tourism and to pick areas, so the least harm will be done to the area's environment its traditional architecture and social life. The approaches for developing new tourism fields have been put forward both to eliminate the environmental problems caused by mass tourism and also to find environmentally sensitive tourism types. Other purposes are to create new touristic areas and to help for developing relatively poor areas. This paper consists of seven parts: -The 1st Part: The introduction part, where there is general information concerning tourism wise usage of natural, historical and archaeological sites. -The 2nd Part: The part is entitled "The General Definitions" and in this part concept such as historical site, archaeological site, tourism, touristic-historical site, historical tourism, natural source etc. are defined in order to clarify the meaning of these concepts. -The 3 Part: This part is entitled "Tourism Generally, Movements of Tourism and Trends in Tourism, Tourism Policies in the World and Turkey". XVlll -The 4th Part: "The Use of Natural, Historical and Archaeological Sites in Tourism". In this part, the importance of natural, historical and archaeological sites in tourism industry, the necessities to make use of them in tourism area discussed. The use of such sites for the purpose of tourism and different practices in the sector both in the world and Turkey are mentioned. Lastly, the planning process that is required for this purpose is explained. -The 5th Part: In this part, under the title of "General Studies on the Lakes District", the Lakes District is described in the light of geographical location, historical process, nature, climate, the structure of flora, transport, population, economy and finally structure. -The 6th Part: This part is entitled "The Use of Natural, Historical and Archaeological Sites for Tourism Purposes in the Lakes District". In this part, the positive effects of regional development to tourism industry, the position of the district in the sector, the values that make up the tourism potential of the district, ideal tourism models for the district are discussed. -The 7* Part: In this part, taking into consideration the previously explained subject, and according to the obtained results, more effective proposals have been made, on an either nation wide scale or region wide scale, and what should be done in the future has been discussed. The information on the use of natural, historical and archaeological sites has been taken from reliable sources. Also, the information about other countries has been collected after a study on the documents published in those countries. The information on the sample areas has been collected after observations, studies on the spot. The people living there have been studied and questioned. In addition to these, the history of the sites archaeological characteristics of them, the socia-cultural structure, the traditional architecture has been studied and previously published documents have been used. Besides, history of the areas, an archaeological characteristics, socio-cultural structure of the heritage buildings and givens of the official foundation and Directorship Museums were used. A detailed and extensive interview study was carried on in the study area with local people, and local and foreign tourists, and with the owners of the touristic foundations in the region. For establishing the dual relationship and for heaping up the interview results, input and evaluating of data was made by "SPSS Interview Programme". The results were obtained in table forms and were evaluated.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000
Thesis (Ph.D.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2000
Anahtar kelimeler
Arkeolojik alanlar, Göller bölgesi, Turizm, Archeological areas, Lakes region, Tourism
Alıntı