Toz Torbasız Elektrik Süpürgelerinde Toz Dağılımının Sayısal Modellenmesi Ve Toz Haznesinin Toz Toplama Veriminin Belirlenmesi

thumbnail.default.alt
Tarih
2017-01-19
Yazarlar
Kale, Barış
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Institute of Science and Technology
Özet
Temizlik, insanların var oluşundan beri süregelen bir kavramdır. Özellikle kişisel temizlik başta olmak üzere yaşam alanı temizliği de insan sağlığı için çok önemli bir parametredir. İnsanlar, ilk çağlarda temizlik anlayışına çok önem vermemişler ve temizlenmemenin beraberinde getirdiği sağlık sorunları nedeniyle erken yaşlarda hastalıklara yakalanarak yaşamlarını yitirmişlerdir. Tecrübe ve bilincin git gide artmasıyla birlikte temizlik ve hijyen kavramları toplumlar içine iyice yerleşmiş ve insanların ortalama yaşam sürelerinde artış meydana gelmiştir. Yaşam alanlarını virüs ve bakterilerden arındırmak için daha da özenle temizlemeye başlamışlar ve bugünkü temizlik anlayışının bir nevi temellerini atmışlardır. İlkel çağlardan gelişmiş çağlara doğru gelindikçe elle temizliğin yerini çalı süpürgeler almış; hatta günümüzde kullanılan süpürgeler icat edilmiştir. Süpürgenin icadıyla birlikte yaşam bölgeleri daha steril hale gelmiştir. Teknoloji ilerledikçe süpürgeler de kendi içlerinde gelişmeye başlamıştır. İlk olarak üretilen toz torbalı süpürgelerin yerini günümüzde birçok yeni teknoloji almıştır. Bunlara örnek olarak; toz torbasız süpürgeler, sulu süpürgeler, robotik süpürgeler vb. gibi farklı teknolojiye sahip örnekler gösterilebilir. Günümüzde evlerde elektrikli süpürgeler yaygın şekilde kullanılmaktadır. Kullanıcının isteğine göre seçilen toz torbalı ve toz torbasız süpürgeler en yaygın olarak kullanılan süpürge çeşitleridir. Toz torbalı ve toz torbasız süpürgelerin kendi içlerinde birçok avantajı olmasına rağmen dezavantajları da oldukça fazladır. Toz torbasız süpürgeler; toz torbalarının değiştirilmesi, toz torbasını yerinden çıkarırken etrafa tozun saçılması gibi belli başlı dezavantajlara sahipken toz torbasız süpürgelerde toz torbası bulunmadığı için ve dolayısıyla toz torbanın yenilenme maliyetinin olmamasından dolayı avantajlıdırlar. Toz torbasız süpürgeler, bu avantajlarından ötürü son yıllarda oldukça popüler olmaya başlamışlardır. Artan popülarite ve çalışma prensiplerinin ilginç olmasından dolayı toz torbasız (siklonik) süpürgelerdeki toz toplama veriminin belirlenmesi yüksek lisans tez çalışması konusu olarak seçilmiştir. Bu kapsamda gerçekleştirilen sayısal ve deneysel çalışmalar ile bir toz torbasız süpürge haznesinin tekil olarak toz toplama verimi belirlenmiş ve bazı tasarımlar ile kıyaslanmıştır. Tez çalışması yedi ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, öncelikle insanoğlu ve yaşam alanı temizliğinden bahsedilmiştir. İlkel zamanlardan itibaren insanların gittikçe bilinçlenmesiyle birlikte kendilerinin ve yaşadıkları bölgenin temizliğine verdikleri önem vurgulanmıştır.1860’lı yıllarla birlikte icat edilen süpürgenin günümüze kadar gelen tarihinden ve bir toz torbalı süpürgenin genel olarak çalışma prensibinden kısaca bahsedilmiştir. Sonrasında ise, toz torbasız yani siklonik süpürgelerin icadıyla birlikte gelen yeni bir akımdan bahsedilmiştir. Bu akımın öncüsü olan siklonik ayırıcılardan ve bunun temeli olan siklon kavramından kısaca söz edilmiştir. Bir siklonik ayırıcının çalışma prensibi anlatıldıktan sonra tezin amacı ve çalışmada izlenilen yol detaylı şekilde anlatılmıştır. İkinci bölümde, tezin içeriğiyle ilgili geniş bir literatür çalışması yapılmıştır. Literatür araştırması kapsamında, siklonik ayırıcılarla ilgili yapılan tüm çalışmalar incelenmiş; detaylı şekilde anlatılmıştır. Hem deneysel hem de sayısal araştırmalar, siklon kavramının anlaşılması ve tezin içeriğindeki sayısal çalışma kısmı için önemli rol oynamıştır. Üçüncü bölümde ise, siklonik ayırıcıların içerdikleri yoğun türbülanslı akıştan ötürü türbülans kavramı ve türbülans modelleri üzerine teknik araştırma yapılmıştır. Türbülans kavramı detaylı incelendikten sonra sırasıyla türbülanstan kaynaklı oluşan sınır tabakalardan bahsedilmiştir. Sayısal analizin önemli bir bölümünü oluşturan türbülans modeli seçimi ve bu modellerin temeli ise detaylı olarak incelenmiştir. Ticari yazılımlarda sıklıkla kullanılan birçok türbülans modeli üzerine araştırmalar yapılmış; ancak ağ yapısından bağımsız olan türbülans modelleri ve çok fazla hesaplama zamanı getiren türbülans modellerine tez kapsamında olmadığı için değinilmemiştir. Dördüncü bölümde, tezin içeriğinin ikinci adımı olan daimî ayrık faz modellemesine değinilmiştir. Ayrık faz modellemesi kapsamında, modellemenin genel teorisi, partikül ile duvar etkileşimi, partiküller türbülans etkisi altında nasıl bir hareket izlediği ve partiküllerin genel olarak enjeksiyonundan bahsedilmiştir. Tez kapsamında kullanılacak tüm geometriler için yapılan tek fazlı akış analizleri sayesinde uygulanan ayrık faz modellemesinde, partiküller havanın giriş hızına eş değer hızında ve hava giriş yüzeyinden geometri içerisine enjekte edilmiştir. Yapılan HAD analizleri daimî olduğu için ayrık faz modellemesi de daimî olarak yapılmıştır. Giriş yüzeyindeki ağ sayısıyla orantılı şekilde partikül gönderilmiş ve bu partiküllerin yörüngeleri belirlenmeye çalışılmıştır. Belirlenen yörüngelerle birlikte, tozun toplanacağı kısım belirlenmiş ve bu bölgede ne kadar partikülün toplandığı DPM analizi sonucunda hesaplanmıştır. Beşinci bölümde, seçilen Arçelik marka S7534 toz torbasız süpürge üzerinde bazı deneysel çalışmalar gerçekleştirilmiştir. İlk olarak, pazarda hali hazırda satılmakta olan bu modele ait süpürgeler belirlenmiş ve bu süpürgelerin sınıflarına göre motor güçleri belirlenmiştir. Minimum ve maksimum motor gücü aralığında toplam dokuz adet farklı güçte motorun tez kapsamında kullanılabileceği düşünülmüş ve bu doğrultuda dokuz ayrı güçteki motor için solo performans testi yapılmıştır. Tezin ilerleyen adımlarında ise dokuz adet motordan elde edilen verilerin çokluğu dolayısıyla tez kapsamında kullanılacak motor adedi üçe düşürülmüştür. Bu motorlardan elde edilen performans verileri sayesinde, motorların çektiği hava debileri belirlenmiştir. Bu debi değerleri, tezin hem sayısal hem de deneysel bölümü için oldukça önemlidir. Deneysel çalışmaların ilerleyen adımlarında ise, sadece toz haznesi üzerinde çalışılacağından, toz haznesi ile ilgili bazı basınç kaybı testleri yapılmıştır. Basınç kaybı testlerinden sonra, görsellik açısından toz bulutunun siklonik hazne içerisinde nasıl dağıldığını görmek adına hızlı kamera ile toz akışı kayıt edilmiştir. Deneysel çalışmaların son adımı olarak ise %0.01 hassasiyete sahip bir hasssas terazi yardımıyla F sınıfı 1600W S7534 toz torbasız süpürge için haznenin toz toplama verimi belirlenmiştir. Altıncı bölümde, tez kapsamında yapılan sayısal çalışmalardan bahsedilmiştir. Sayısal çalışmaların ilk adımı olarak, katı modeli bulunan toz haznesi için akış alanı bir katı modelleme programı yardımıyla çıkarılmıştır. Daha sonra bu modelden esinlenilerek yeni ve daha basit geometriler tasarlanmıştır. Kullanılacak orijinal toz haznesi geometrisi için analizlere başlamadan önce ağ yapısından bağımsızlık çalışması uygulanmıştır. HAD analizlerinin çözüm sürelerini oldukça kısaltan bu çalışma hem tez kapsamında hem de genel yapılan analizlerde oldukça önemlidir. Kullanılacak ağ yapısı belirlendikten sonra, her bir geometriye bu ağ yapısı uygulanmıştır. Ağ yapıları da geometrilere entegre edildikten sonra, analiz için gerekli olan porozlu bölgenin detaylarının belirlenmesi konusuna değinilmiştir. Porozlu bölge için gerekli olan katsayılar, deneysel verilerden yararlanılarak her bir filtre için hesaplanmıştır. HAD analizleri için gerekli olan tüm parametreler belirlendikten sonra her bir geometri için, başta seçilen üç farklı motorun debilerinde analizler gerçekteştirilmiştir. Akış alanları da belirlendikten sonra partiküllerin enjekte edilmesi üzerine çalışılmıştır. DPM analizleri yapılmadan önce, kullanılacak test tozunun partikül özelliklerinin analize tanıtılma işlemi gerçekleştirilmelidir; fakat bu işlemin yapılması için öncelikle bazı katsayıların hesaplanması gerekmektedir. Partiküller ile ilgili tüm katsayılar hesaplandıktan sonra DPM analizleri her bir geometriye uygulanmış ve sayısal olarak tüm geometrilerin istenilen debilerde toz toplama verimleri sayısal olarak belirlenmiştir. Yedinci ve son bölümde ise, yapılan tüm deneysel ve sayısal çalışmaların sonuçları verilmiştir. Tüm sonuçlar hem kendi içlerinde hem de sayısal ve deneysel olarak karşılaştırılmıştır.
Cleaning is a term which has started with the existence of human being and has been coming since today. Not only the personal cleaning but also cleaning of the living space are crucial parameters for human health. In ancient times, people have not attached importance to the cleaning and because of the health problems resulted from not to cleaning, they had lost their lives in early ages. Due to the increasing knowledge and experiences, cleaning and hygiene terms have been adopted by society and the average life expectancies have been increased. Moreover, people have given more attention to the cleaning because of decontamination of their living spaces from viruses and bacterias. By doing this, they have found the fundamentals of cleaning habit. Coming from the ancient times to nowadays, cleaning by hand has changed the roles with besom; moreover, vacuum cleaners which are used today have been invented. With the invention of a vacuum cleaner, living areas have been sterilized more. By development of technology, the vacuum cleaners have been also improved in their subcategories. Today, many vacuum cleaners developed with new technologies have been substituted with old ones. For instance, bagless vacuum cleaners, water – filtered vacuum cleaners, robotic vacuum cleaners, etc. are the machines that have cutting – edge technologies. Nowadays, there are many electrical vacuum cleaners which are used in homes commonly. The bagless and bagged vacuum cleaners are the most commonly used vacuum cleaner types chosen by users. Although there are many advantages of bagged and bagless vacuum cleaners, they have plenty of disadvantages. While the bagged vacuum cleaners have many disadvantages such as changing the dust bag, dust leakage while changing the dust bag, bagless vacuum cleaners are advantageous in order not to have any dust bag and renewal cost of the dust bag. The bagless vacuum cleaners have been gaining popularity on the occasion of the advantages in the recent days. Due to the increasing popularity and complexity of working principles of bagless or cyclonic vacuum cleaners, determination of particle trajectories and collection efficiency of dustbin have been chosen as the topic of the thesis. By conducting experimental and numerical studies, the singular collection efficiency of a cyclonic vacuum cleaner dustbin has been determined and compared to the new designs. The thesis is composed of experimental and numerical analysis to determine the particle trajectories in a cyclonic vacuum cleaner dustbin and its collection efficiency without considering the effects of the filters. Experimental studies have been carried out by using dustbin, in particular. Numerical studies have been carried out by using a commercial code, Ansys Fluent and all the geometries that have been used in the study have been meshed by using Ansys ICEM – CFD tool. Before starting experimental and numerical studies, a deep literature research had been done to gain knowledge and understand the principles of the cyclones. In the literature research, many useful things had been found related to experimental and numerical studies. After the literature research had been done, the turbulent flow of the particles and turbulence models were examined. The turbulence and its governing equations have been explained in detail and the boundary layers arose from turbulence have been examined. A deep research about choosing turbulence models and their backgrounds have been conducted. Moreover, many types of research including the turbulence models which are used commonly in commercial codes have been done but some kind of models that are independent of mesh have not been taken into account because of not related with the thesis. In addition to literature researches about turbulence and its models, discrete phase modeling, which is the main part of the thesis, has also been investigated. The general theory of DPM, particle – wall treatment, turbulent dispersion of the particles and particle injection have been examined. The particles have been injected into the geometries, which have been designed newly, at the same speed rate of the inlet air flow velocity and flow rate. Because of the steady CFD analysis, the DPM analysis has also done as steady. The number of injected particles is proportional to the mesh size of the inlet surface and the particle trajectories have been determined. After determining the trajectories of the particles, the collection efficiency of the dustbin has been determined by DPM analysis. In order to conduct the numerical analysis, some parameters have to be defined. Because of this, the S7534 type cyclonic vacuum cleaner has been chosen for both experimental and numerical analysis. Firstly, a wide range of motors, starting the input power from 800 to 1600W, have been used to determine the air flow rate of the vacuum cleaner. After choosing nine vacuum cleaner motors, they have been tested in order to identify the air flow rates. Because of the complexity of the thesis, the number of the motors has been decreased to three. If the number of the motors, in other words, flow rates, there would have been too many data and numerical analysis including three different geometries. The flow rates of the motors are really very important for both experimental and numerical analysis. After determining each flow rates, a wind tunnel has been used to determine the pressure drop across the inlets and outlets of the filters and dustbin. These data have been used for numerical analysis of porous media in a dustbin. Furthermore, a high – speed camera has been used to determine the particle trajectories in real. The high – speed camera has recorded 13.5 seconds of particle motion in the dustbin which has had 4.5 GB file size. The final step of the experimental study is a determination of collection efficiency of the dustbin by using digital scales which has 0.01% precision. In the numerical analysis part of the thesis, plenty of studies has been carried out. Firstly, the flow area of the original dustbin geometry has been subtracted from the solid body by using a 3D modeling software, Siemens NX 9.0. After that, new simple geometries have been designed by considering the original one. Before starting the numerical analysis for the original dustbin geometry, a mesh independence study had been conducted in order to shorten the computational time and effort. By doing this study, the appropriate mesh type and size has been identified and applied to the other geometries. In order to obtain a reliable result from the numerical analysis, the coefficients of the porous media have to be determined. To find these coefficients, the experimental data have been used. After identifying these values, CFD analysis has been done for each geometry. To find the particle trajectories and collection efficiencies of each geometry, DPM analysis has been conducted. However, to apply DPM analysis some coefficients have to be determined. To determine these values, some calculations have been done using Excel. These coefficients are named as spread parameter and mean particle diameter. After this study, all coefficients have been determined and DPM analysis for each geometry on each flow rates have been conducted and collection efficiencies have been calculated numerically. In the final step of the thesis, numerical results have been compared to experimental values and have been matched accurately.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016
Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2016
Anahtar kelimeler
Had, Dpm, Deney, Türbülans, Akış, Süpürge, Hazne, Cfd, Dpm, Experiment, Turbulence, Flow, Cleaner, Dustbin
Alıntı