Türkiye'deki mevcut konut binalarının enerji verimliliği iyileştirmeleri ile nSEB'e dönüştürülmesi: Finansal bariyerler ve çözüm önerileri

thumbnail.default.alt
Tarih
2024-01-17
Yazarlar
Diker, Begüm
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
İklim değişikliği, küresel ısınma ve çevresel tahribat sorunları, son dönemde etkilerine doğrudan maruz kaldığımız seviyelere ulaşmıştır. Özellikle sanayileşme sonrasında, kentlerdeki insan kaynaklı emisyonların ve enerji ihtiyacının dramatik seviyelerde artış göstermesi ulusal ve uluslararası birçok platforma konu olmuştur. Kentlerdeki binaların enerji tüketiminde ve küresel emisyonlarda önemli bir paya sahip oluşu ise binalarda enerji performansının iyileştirilmesine yönelik çalışmalara ivme kazandırmıştır. Bu kapsamda, Avrupa Birliği başta olmak üzere pek çok dünya ülkesi, binalarda enerji tüketiminin dengelenmesi ve emisyonların azaltılmasına yönelik çalışmalar yürütmektedir. 2010 yılında Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan Bina Enerji Performans Direktifi ile 'neredeyse sıfır enerjili bina (nSEB)' kavramı literatüre girmiş ve binaların enerji performansının iyileştirilmesi sürecinde üye devletlerin maliyet etkin çözüm önerilerine odaklanılması istenmiştir. Direktife göre ülkelerin, kendi koşullarına uygun nSEB seviyelerini belirlemeleri; bunun için gerekli mevzuat düzenlemeleri yapmaları ve binalarda enerji verimliliği uygulamalarını finansal araçlarla desteklemeleri gerekmektedir. Türkiye'de, 2007 yılı itibarıyla enerji verimliliğine yönelik yasal düzenlemeler oluşturulmuştur; ancak nSEB tanımı 2022 yılında mevzuata girmiştir. Binalarda enerji verimliliği uygulamalarına yönelik finansal destekler ise oldukça kısıtlıdır. Bu nedenle, mevcut binalarda enerji performansını iyileştirmeye yönelik uygulamaların önündeki en önemli zorluklardan birinin, bu uygulamaların finanse edilmesi olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada, Türkiye'deki mevcut bina stokunun önemli bir bölümünü oluşturan konut binalarının, yapılacak enerji verimliliği iyileştirmeleri ile nSEB'e dönüştürülmesi probleminden yola çıkılmış ve bu kapsamda alınabilecek teknik önlemlerin belirlenmesi, karşılaşılabilecek finansal bariyerlerin tanımlanması ve bunlara ilişkin çözüm önerileri getirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, 2007-2019 yılları arasında yapı ruhsatı aldığı ve İstanbul'da (2. İklim bölgesi) olduğu kabul edilen 4 katlı bir mevcut konut binasını temsil eden referans binaya ilişkin gerekli tüm istatistiksel veriler toplanmış ve DesignBuilder programına aktarılarak modellenmiştir. Referans binanın nihai ve birincil enerji tüketimi cinsinden enerji performansı dinamik simülasyon yöntemi ile saatlik bazda hesaplanmıştır (EnergyPlus). Buna göre, referans binada ısıtma, soğutma, aydınlatma, sıcak su sistemi ve elektrikli ev aletlerine ilişkin birincil enerji tüketimi 165,71 kWh/m2y'dir. Bir sonraki adımda, referans binanın enerji performansını iyileştirmeye yönelik tekil önlemler ve önlem paketlerinden oluşan toplamda 41 adet senaryo belirlenmiştir. Önlemler ve önlem paketlerinin her biri enerji verimliliği, ilk yatırım maliyeti, yıllık enerji maliyeti ve 30 yıllık küresel maliyetler üzerinden değerlendirilmiştir. Enerji verimliliği bakımından yapılan değerlendirmelerde, yapı kabuğunda ele alınan senaryolarda (S1-S8) en fazla %3 oranında iyileştirme sağlanmıştır. En verimli tekil önlemler, %14,61'lik iyileştirme oranı ile yerden ısıtma sistemi (ISITMA-DS) ve %14 iyileştirme oranı ile fotovoltaik sistem (PV) senaryolarıdır. Yapı kabuğunda ele alınan önlemlere ek olarak ısıtma, aydınlatma sistemleri ile yenilenebilir enerji entegrasyonlarının çalışıldığı senaryolarda ise (S9-S22), referans binaya oranla en fazla %45,53 oranında iyileştirme sağlanmıştır. Küresel maliyeti referans binaya oranla düşük olan tek önlem 1652,94 TL/m2 ile PV senaryosudur (%1,34 daha düşük). Yapılan değerlendirmeler sonucu, referans binaya uygulanan enerji verimliliği önlemlerinin yüksek maliyetli uygulamalar olduğu görülmüştür. Bu uygulamaların, bina sahiplerine ya da son kullanıcıya yüklendiği ve herhangi bir teşvik ya da hibe ile desteklenmediği durumlarda yatırımın finanse edilmesi oldukça zorlaşmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'de halihazırda mevcut binalardaki enerji verimliliği iyileştirmelerini kapsamayan finansman sistemine bir öneri getirilmiş, -Avrupa'daki öne çıkan uygulama örneklerinden de yararlanılarak- Türkiye şartları için finansal bir model uyarlaması yapılmıştır. Bu uyarlama yapılırken, mevcut literatürdeki tekil önerilerden beslenilmiş ve bütünleşik bir yaklaşım ile mevcut binaların nSEB kriterleri doğrultusunda enerji verimli dönüşümünün sağlanması hedeflenmiştir. Önerilen finansal model uyarlaması, enerji verimliliğinin finanse edilmesinde görev alacak kurum ve paydaşlar ile birbirleri arasındaki ilişki ağını ortaya konması ve uygulanacak finansal araçların belirlenmesi ile bütünleşik bir bakış açısı sunmaktadır. Gelecekteki çalışmalar için, binalarda enerji verimliliğinde uygulanabilecek finansal araçların (ESCO, EVYS ve devlet teşvikleri gibi) küresel maliyete etki oranlarının, nicel analiz yöntemi ile araştırılması ve önem derecelerinin belirlenmesi önerilmektedir. Ayrıca, konut binalarında enerji verimliliği tekil örnekler üzerinden ele alınarak, uygulanabilecek finansal teşvik seçeneklerinin bina özelinde etkilerinin değerlendirilmesi yapılabilir.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024
Anahtar kelimeler
enerji verimliliği, energy efficiency, konut binaları, residential buildings
Alıntı