Çizim Mimarlığı: Mimari Bir Motivasyon Olarak Çizim

thumbnail.default.alt
Tarih
2013-02-26
Yazarlar
Tan, Funda
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Institute of Science and Technology
Özet
Bu çalışmanın birinci amacı, mimari çizimi mimarlığın anlamlandırılmasındaki kırılmalarının önemli bir etkeni olarak araştırmaktır. İkinci amacı ise, 2. Dünya Savaşı sonrası mimarlığında, çizimin mimarlıkta anlamın arandığı bir motivasyon ve imalat alanı olarak ortaya çıkışını ve bu durumun potansiyellerini incelemektir. Mimari çizimin, Rönesans’ta tasarımın eşlikçisi olarak doğmasıyla mimar ile inşa edilmiş ürün arasında ortaya çıkan yarılmaya odaklanılmıştır. Ortaya çıkan bu ayrımın gittikçe derinleşerek mimarlığın sembolik kapasitesinde bir eksilmeye yol açtığı gözlenmiştir. Çizimin indirgemeci potansiyeli, mimari mekânın da indirgenerek aşkın, bütünsel anlamlarından soyutlanmasına yol açmıştır. Tezde, çizimin gelişim süreci dört kırılma noktası üzerinden incelenmiştir. Bunlardan birincisi Rönesans periyodu, ikincisi 17. yüzyıl klasik dönem, üçüncüsü 19. yüzyıl ve erken 20. yüzyıl modernizm periyodu ve sonuncusu ise 60’lar savaş sonrası mimarlığıdır. Sonuç olarak tezde ortaya koyulan çıkarım, mimarlıkta “çizim”in İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar mimari mekanı indirgeyen, soyutlayan bir özelliği olduğunu, ancak bu dönemde yalnızca gerçekliğin yerini alan bir araç olarak değil, yitirilmiş bir sembolik düzenin yerine geçecek ikincil bir anlamın arandığı ortam, imalât zemini olarak ortaya çıktığıdır. Çizimin pozisyonundaki bu kayma, mimarlık söylemlerinde de yeni fikirlerin doğmasına yol açmıştır. Tarihin aşkın, bütünsel, ön-verili anlamı yerine, modern hayatın içkinliği, çokluğu ve belirsizliği, buna bağlı olarak gelişen özgürlük ve sosyal ağ olgusu yeniçağın mekânının anlamı ve değeri olarak karşımıza çıkmaktadır.
The primary purpose of this study is to determine architectural drawing as an important factor of meaning breaks in architectural history by inquiring drawing in a historical relationship. And the second purpose of the study is to examine the emergence of architectural drawing as a motivation and production scope in postwar architecture and potentials of this situation. Therefore, this study focuses the rupture between architect and built work which emerges with arise of architectural drawing as a companion of architectural design in Renaissance period. This split between architect and his work increasingly becomes profound and causes a loss in the symbolic capacity of architecture. The reductive potential of drawing isolates space from its holistic and transcendental meanings. Development of architectural drawing is inquired throughout four chronological breakpoints. First of these is Renaissance period, second one is 17th century classicism period, third one is 19th and early 20th century modernism period and the last one is 60’s post-war architecture. As a result, in this thesis the deduction which asserted is that; after the second world war architectural drawings becomes not only a medium that substitutes reality but also as a field in which a new architectural meaning, which can replace symbolic and iconic meanings of precedent eras, searched and produced. This shift of the position of architectural drawing in architecture field, engenders new ideas about architectural, urban and public space. In place of historical predetermined, transcendental meaning, inherent plurality and ambiguity of modern time arise as a value.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013
Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2013
Anahtar kelimeler
mimari tasarım, çizim, anlam, temsil, Pérez-Gómez, çizim mimarlığı, modernizm, 60’lar mimarlığı, architectural design, drawing, meaning, representation, Pérez-Gómez, paper architecture, modernism, 60’s architecture
Alıntı