Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Doktora

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 25
  • Öge
    Bizans anıtsal resminde çerçeveler ve işlevleri
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018-11-15) Erdihan, Yavuz ; Tokgöz Kuban, Zeynep ; 536983 ; Sanat Tarihi
    Bir Bizans kilisesinin resim programı karmaşık bir düzen içerisinde yan yana getirilmiş çok sayıda imgeden oluşur. Bu karmaşık resimsel yapının organizasyonunda çerçeveler önemli bir rol oynar. Bu bağlamda çalışmanın amacı; Bizans anıtsal resminde çerçeveleri incelemek, çerçeveleme sistemini ve işlevlerini tanımlayabilmektir. Anıtsal resimde çerçeveleme için çoğunlukla süslemeli ya da süslemesiz bordürler kullanılmıştır. Mozaik ya da freskodan yapılan bu çerçeve bordürleri giderek kilise dekorasyonunun ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Çalışmamızda bu bordürler form ve işlevleri bakımından sınıflandırılmış, oluşturdukları sistem açıklanmaya çalışılmıştır. 'Giriş' başlıklı birinci bölümde; tezin amacı, kapsamı, yöntemi ve araştırma tarihçesi hakkında kısaca bilgi verilmiştir. İkinci bölüm 'Bizans Çerçeveleme Sistemi' başlığını taşımaktadır. Bu başlık altında çerçevenin işlevleri ve terminolojisi hakkında temel bilgiler verilmiş; Bizans anıtsal resminde kullanılan bordür tipleri ile çoklu-çerçeve sistemi ve bileşenleri tanımlanmış, Bizans çerçeveleme sisteminin genel prensipleri açıklanmaya çalışılmıştır. 'Çerçevelemede Yapısal Koşullar' başlıklı üçüncü bölüm ise 4 kısımdan oluşmaktadır; ilk kısımda çerçeveleme ile uzamın karakteri arasındaki bağıntı incelenmiştir. Homojen ve heterojen şeklinde tanımlanmış uzamsal karaktere bağlı olarak geliştirilen farklı çerçeveleme modelleri üzerinde durulmuştur. İkinci kısımda ise Bizans sanatı ve mimarlığının tarihsel evrimi bağlamında çerçevelemedeki gelişmeler incelenmiştir. Üçüncü kısım çerçeve ve süsleme arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır. Dördüncü kısımda anıtsal resimden örneklerle çerçevenin resimsel anlatımdaki rolü tartışılmaktadır. Tezin dördüncü bölümü çalışmanın sonuçlarını içermektedir. 'Ekler' kısmında Bizans anıtsal resminden çerçeve örnekleri katalog halinde sunulmuş ve ayrıca çalışma içerisinde üretilmiş terimlerin daha iyi anlaşılabilmesi için bir sözlük oluşturulmuştur. Bizans anıtsal resminde programın karmaşık yapısı ve mimari ile olan ilişkisine bağlı olarak özgün bir çerçeveleme sisteminin ortaya çıktığı söylenebilir.
  • Öge
    Eski çağ mimarlığında kadın figürlü taşıyıcılara ve Vitruvius'un Karyatid tanımına yeniden bakış
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018-06-26) Çonka Eracar, Şükriye Sevil ; Kuban, Zeynep ; 530855 ; Sanat Tarihi Anabilim Dalı
    Eski Çağ mimarlığında kadın figürlerinin bir mimari düzen içinde sembolik anlamlar içeren süslemeler, aynı zamanda taşıyıcı işlevi olan öğeler olarak kullanımı ilk defa MÖ ikinci binde Eski Mısır mimarisinde görülmektedir. Eski Mısır'ı, MÖ 9. yüzyılda Eski Yakın Doğu, MÖ 6. yüzyıldan sonra ise Eski Kıbrıs, Anadolu ve Kıta Yunanistan takip etmektedir. Başlarının üstünde yer alan süslü taçlar yardımıyla bir üst yapıyı destekleyen kadınlar, arkeoloji, sanat ve mimarlık tarihi literatüründe Hathorlu taşıyıcılar ve karyatidler olarak tanımlanmaktadırlar. Hathorlu taşıyıcılarda kadın figürü, Eski Mısır tanrıçası Hathor'u, karyatidlerde genç kadın heykeli olarak şekillendirilmiş Tanrıça veya Kore'yi simgelemektedir. Bu araştırmanın amacı kadın figürlü taşıyıcıların tipolojik ve ikonografik özelliklerini bulundukları mimari yapı sistemi içinde inceleyerek zaman içerisinde nasıl bir değişim gerçekleştirmiş olduklarını, ortak bir ilham fikrinden gelişip gelişmediklerini ortaya koymak ve Vitruvius'un karyatid tanımına yeni bir bakış açısı getirmektir. Eski Mısır ve Eski Kıbrıs'ta bulunan Hathorlu taşıyıcıların Eski Mısır tanrıçası Hathor'u ve onunla özdeşleştirilen tanrıçaları temsil ettikleri bilinmektedir. Eski Suriye'de tespit edilen ve tek bir karyatid örneği olan kadın figürlü taşıyıcı da tanrıça Hebat/İshtar'ı simgelemektedir. Bu öncü örneklerin tanrıçaları simgelemeleri Vitruvius'un karyatidleri "utanç yüklerini taşıyan köle kadınlar" tanımıyla çelişmektedir. Bu kadınlar ayrıca, ülkelerine ihanet eden kadınlar veya tapınak hizmetlileri olarak da yorumlanmaktadırlar (Vickers, 1985, s. 26; Neer, 2001, s. 317). Bununla birlikte "kadın figürlü taşıyıcılar" konusu üzerine bugüne kadar yapılmış çalışmalar genellikle taşıyıcı kavramı veya sadece karyatidler üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu çalışmalar arasında Hathorlu taşıyıcılarla birlikte karyatidleri inceleyen detaylı bir çalışma bulunmamaktadır.
  • Öge
    Çağdaş Türk seramik karolarında göndermeler 1980-2014
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Okutur, Ferhan Egemen ; Özer, Filiz ; 402082002 ; Sanat Tarihi
    İnsanlığa eşlik eden 3 temel öğenin; toprak, su ve ateşin birleşiminden oluşan seramik, tarih boyunca günlük yaşamın içinde olmuştur. En basit tarifiyle kil ve su karışımının pişirilmesiyle elde edilen seramik malzemesi, sanat eserlerinden, ibadet ikonlarına, anlaşmaların yazıldığı tabletlerden, mimari öğelere kadar çeşitli işlevler için kullanılmıştır. Çalışmanın konusu olan seramik karolar ise, mimarlığın erken dönemlerinden itibaren yüzey kaplama malzemesi olarak kullanılmış, sanayi devriminden sonra ise mekanlarda kullanılan temel malzemelerden biri haline gelmiştir. Karo seramikler tarihin akışıyla beraber, üretim yöntemi ve üslup olarak değişmiş ve gelişmiş, sanat ve tasarımın çoğu evresine tanıklık etmiştir. Günümüzde de, seramik karolar yoğun olarak üretilmekte ve geniş bir tüketici kitlesine hitap etmektedir. Bu rekabetçi sektörde farklılığı yakalayabilmek adına, tasarımlarda çeşitli göndermelerin kullanıldığı görülmektedir. Tarihsel etkiler, yerel malzemeler, geleneksel üretim yöntemleri, tasarım eğilimleri, yeni teknolojiler gibi bir çok farklı çıkış noktası olan göndermelere, çağdaş Türk seramik karolarında da sıklıkla rastlanmaktadır. ‘Çağdaş Türk Seramik Karolarında Göndermeler 1980-2014’ başlıklı bu çalışmanın temel amacı, Türk Seramik Karo tasarımlarında kullanılan, tarihsel ya da tarih dışı çeşitli kaynaklardan ilham alan göndermelerin araştırılması, irdelenmesi ve değerlendirilmesidir. Çalışmanın amacının, kapsamının ve yönteminin ortaya konduğu Giriş Bölümü’nün ardından, tezin İkinci Bölümü’nde seramik karoların tanımı ve geçirdiği tasarım evreleri anlatılmıştır. Üçüncü Bölüm’de ise mimaride seramik kullanımı konusunda güçlü bir tasarım mirasına sahip olan Türk Seramik Sektörü’nün tarihçesi ve gelişimi ayrıca ele alınmıştır. Seramik karoların Dünya ve Türkiye’de geçirdiği evrelerin paylaşılması ile, Dördüncü Bölüm’de incelenecek tasarımlardaki değerlendirmenin daha sağlıklı anlaşılması amaçlanmıştır. Tez çalışmasının Dördüncü Bölümü’nde çalışmanın ana konusunu oluşturan seramik karo örnekleri yer almaktadır. Ele alınan tüm ürünlerin önce teknik bilgileri paylaşılmış, daha sonra olarak tasarımlarında kullanılan göndermeler hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Bölüm boyunca önemli görülen sektörel gelişmelere de yer verilmiştir. Ürünlerin analiz ve irdelenmesi ile elde edilen sonuçlar Beşinci Bölüm’de paylaşılmıştır.
  • Öge
    Geç Osmanlı Dönemi İstanbul'unda Eşyanın Değişen Rolleri
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Yağız, Burcu ; Ağır, Aygül ; 402082001 ; Sanat Tarihi
    Çalışmada Geç Osmanlı Dönemi İstanbulu’nda İstanbullu-gündelik eşya etkileşimi ele alınmış, eşyanın fikirsel, görsel ve fiziksel boyutlarıyla dolaşıma girdiği kanallar, İstanbullu ve eşya arasındaki karşılaşmaları mümkün kılan platformlar olarak kavramsallaştırılmıştır. Bu karşılaşmaların ürün-kullanıcı ve üretici-tüketici ikiliklerinin dışında boyutlandırılması amaçlanmış, bu amaç doğrultusunda eşyanın üretim, ticaret, sergileme, tamir ve eğitim nesnesi olarak İstanbullunun tüketici, kullanıcı, üretici, tüccar, ticari temsilci, tamirci, yayıncı, yazar ve gözlemci kimlikleriyle girdiği etkileşimler ve bu etkileşimlerin, siyasi otoritenin kalbi fakat aynı zamanda yeniden örgütlenen bir liman kenti olan İstanbul’un demografik, iktisadi ve kentsel panoramalarıyla olan ilişkisi anlaşılmaya çalışılmıştır. Geç Osmanlı Dönemi İstanbulu, Osmanlı siyasi otoritesinin 18. yüzyılın ikinci yarısından 19. yüzyılın sonlarına uzanan dönem boyunca bürokratik, iktisadi, sınai, eğitsel ve sosyal modernizasyona yönelik attığı adımların 19. yüzyılın geneline yayılan kapitalist dünya ekonomisiyle hizalanma süreciyle kaçınılmaz olarak ilişkilendiği tarihsel sürecin getirdiği tüm çatışma ve uzlaşmaların cisimleştiği bir bağlamdır. Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan dış ticaret patlaması, yabancı sermayenin artan varlığı, bürokratik, finansal ve eğitsel kurumlardaki yeniden örgütlenme sonucu kentin yaşadığı sosyal, iktisadi ve fiziksel dönüşüm, kentte eşyayla ilişkili faaliyette bulunan aktörlerin faaliyetlerindeki ve bu aktörlerin bağlamla ilişkilenme biçimlerindeki değişimi de tetiklemiştir. Tez çalışması kapsamında eşya, üretim, ticaret, sergileme, tamir ve eğitim nesnesi olarak anlık ya da dönemlik dolayımlayıcılığıyla ön plana çıkan ve bu değişimde rol oynayan hayati bir aktör olarak ele alınmıştır
  • Öge
    Resim eksperliği: Türkiye'de resim eksperliği üzerine bir öneri
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012-09-03) Subaşılar, Hande ; Ödekan, Ayla ; 402052005 ; Sanat Tarihi ; Art History
    Genellikle sanat yapıtlarındaki sahtecilik ve sanat yapıtının orijinalliği konusu, sanatpiyasasının bir sorunsalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda başvurulan sanateksperleri, doğru tespitlerin yapılmasında etkili olabilmektedir. Yurt dışında,günümüz teknolojilerinin de desteği ve uzman kadrolarla geliştirilmiş,kurumsallaşmış örneklerine rastladığımız eksperlik sistemi ne yazık ki ülkemiz sanatpiyasasında benzer bir alan oluşturmamakta; hatta akademik araştırma konularının dadışında kalmaktadır. Bu boşl uğu doldurmak üzere İstanbul Teknik ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Doktora Programı?ndahazırladığım doktora tezi, resim eksperliği ve Türkiye?de resim eksperliğininuygulanışı ile ilgili olarak kurumsal bir öneri konusun a yoğunlaşmaktadır.Tez içeriğinde, eksperliğin tanımı, eksperin niteliği, Batı?da eksperlikle ilgili olarakbilimsel bir yöntem arayışının tarihçesi, eksperlik sisteminin gerekliliği, sahtekavramının açılımı, sanat eserlerine yönelik sahteciliğin geçmiş ten günümüze kadarörneklerle incelenmesi, sanat eserlerinin analizi konusunda teknolojik uygulamalarele alınmıştır. Ayrıca, yurt dışından seçilmiş bazı önemli müze, galeri ve müzayedeevlerinin eksperlik sistemini nasıl uyguladıkları, sanat eserlerinin n asıl incelendiğineörnek olarak verilmiştir. Tezin temel amacı, eksperlik uygulamalarının dünyadakiörnekleri ışığında bir kurum oluşturulmasıdır. Türkiye?ye uygun kurumoluşturulabilmesi ile ilgili olarak öncelikle Türkiye?de eksperliğin mevcut durumuincelenmiş; var olan eksiklikler ve ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak yalnızcaeksperlik için değil sanat eserlerinin incelenmesi, korunması ve onarılması konularınıda bünyesinde barındıran bir model önerisi yapılmıştır.Sanat piyasası için bir sanat ese rinin orijinalliği önceliklidir. Dolayısıyla orijinallikkonusu sanat eksperlerinin çalışma alanına girer. Çağımızda eksperler, eserlerinanaliz edilmesinde deneyim ve bilgi birikiminin yanı sıra teknolojiyi dekullanmaktadır. Bu uygulamaların yapılması iç in bir laboratuar ortamınınoluşturulması gereklidir. Eserlerin bilimsel analizi sadece yapıt üzerindeki olasışüpheli durumu ortadan kaldırmak için değil, aynı zamanda eserlerin bozulmadurumunu anlamak amacıyla da kullanılmaktadır. Eksperin bilgi birikim inin bilimselverilerle desteklenmesi eserlerin orijinalliği hakkında varılacak sonucun kesinliğindeönemli bir etkendir. Müzelerin ve sanat eserlerinin incelenmesine adanmış diğerkurumların hem teknik donanıma sahip bir laboratuarının hem de eser tespiti ndeuzman bir kadrosunun olması artık kaçınılmazdır.Teknolojik ve kimyasal analizler arkeoloji alanında ülkemizde uygulanmaktadır.Eserlere yönelik konservasyon çalışmalarının bir parçası olarak analiz laboratuarlarıda açılmaya başlamıştır. Eksperlik is e hala bilgi birikimine ve eğitilmiş göze dayalıincelemelerin ötesine geçememiştir. Eserlerin hak ettiği değeri tespit edebilecek,xviözellikle kurumsallaşmış bir yapı içinde ve çeşitli departmanlar halinde çalışan,teknolojik olarak donanımlı, disiplinlerar ası bir sistem oluşturmak Türkiye için birzorunluluktur.Yapılan bu tez ile bir sanat eseri araştırma enstitüsünde bulunması gereken tümbirimleri tespit edilmiş, yönetimi, personeli ve alt birimleri ile güçlü bir kurumönerisi oluşturulmuştur. Dileğim, bu çalışmanın sadece bir doküman olarak kalmayıpbu kurumsal yapının Türkiye?de oluşmasına katkı sağlamaktır.