FBE- Biyomedikal Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece yüksek lisans düzeyinde eğitim vermektedir.
Bu programın amaçları :
Biyomedikal Mühendisliği alanında, hastalık ve engellerin tanı ve sağaltımında, evrensel bilimin ve eğitimin kültür ve değerlerini temel alan, uluslararası düzeyde nitelikli bilgi ve teknoloji üretebilecek düzeye gelmektir.
Gözat
Başlık ile FBE- Biyomedikal Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge1070 – Nm Yfl Laseri İle Beyin Ve Karaciğer Dokularında Karşılaştırmalı Sıcaklık Ölçümleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-31) Gürkan Özer, Ayşen ; Çilesiz, İnci ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringLaser - doku etkileşimi çalışmalarında, uygulama bölgesi civarında laserin etkisiyle oluşan ısının dağılımı önemlidir. Isınan bölgede oluşan sıcaklıkların ölçülmesi ve kontrol altında tutulması gereklidir. 1070 nm dalgaboyunun sürekli dalga etkisiyle oluşan sıcaklık dağılımı karaciğer ve beyin dokularında incelenmiştir. İncelemeler, beyin ve karaciğer dokularının içerisinde, laser uygulama merkezine 2 mm, 4 mm ve 6 mm uzaklıklardan, 3’ü radyal çaplar üzerinden yatay eksende, diğer 3’ü uygulama merkezinin izdüşümünden düşey eksende olmak üzere, 6 farklı konumdan sıcaklık ölçülerek yapılmıştır. Sıcaklık ölçümlerinde K-tipi ısılçiftler (thermocouple) kullanılmıştır. Sıcaklık, kaynaktan uzaklaştıkça eksenel yönde, radyal yönde olduğundan daha hızlı azalmaktadır. Nedeni, uygulama sırasında koagülasyon bölgesinde artan saçılmalar olup, eksenel yöndeki hızlı azalma aynı zamanda laser ışın demet çapı ile uygulanan dalgaboyu girginliğinin oranı ile de ilintilidir. İncelenen sonuçlar biyoısı denklemiyle uyumlu bulunmuştur.
-
Öge8031 mikrodenetleyici kontrolünün biyomedikalde uygulamaları EKG aritmi detektörü(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Dilmaç, Selim ; Körürek, Mehmet ; 39359 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringÇeşitli üstün özellikleri nedeniyle, her sahada giderek çok daha yaygın bir şekilde kullanılan mikrobilgisayar ve bilgisayar bağlantılı cihazlar, bioraedikal alanına da girmiştirler. En belirgin özellikleri programlanabilir olmaları sayesinde her çeşit probleme uygulanabilmekte, bio- medikal cihazlarda kullanıldıklarında, veri toplama» işleme saklama» analiz etme ve teşhis koyma gibi fonksiyonları yerine getirebilmektedirler. Bu çalışmada Intel 'in 8 bitlik mikrodenetleyici aile si MCS-51 Ailesi'nin ROM'suz üyesi olan 8031 mikrodenetle- yicisinin biomedikal sahasında kullanımı örnekler üzerinde incelenmiştir.' Ana 'konu olarak insandan alınan Elektrokardiyogram işaretlerini işleyen ve bir aritmi teşhis algoritmasından hareketle hazırlanan programı ile kalp hastalıklarının teşhisinde kullanılabilecek bir cihaz hazırlanmıştır. Aritmi detektörünün yanında bir "EKG - Aritmi Simülatörü" ve bir "Veri Toplama" cihazı da aynı konuyla ilgili olarak tasarlanmıştır. Çalışmalar sürdürülürken İstanbul Tıp Fakültesinden gelen bir istek üzerine "Monark Ergometresi Devir Sayacı", biyomedikalde bir mikrodenetleyici uygulaması olarak tez kapsamı dahilinde gerçekleştirilmiştir.
-
ÖgeAdsl Ve Genişbandlı Şebekeler(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Durmuş, Mehmet ; Durusoy, Günsel ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışmanın amacı, ADSL’e ilişkin fiziksel katman protokollerini detaylı incelemenin yanında, ADSL’in içinde bulunduğu genişbandlı şebekelerde, diğer şebeke protokollerinin ADSL üzerinden kullanılmasını incelemektir. TCP internet dünyasında çok yaygın olarak kullanılan bir protokoldür. Bu yüzden ADSL üzerinden TCP aktarılması, ADSL içeren şebekeler açısından çok önemlidir. Ancak TCP ve ADSL’in birlikte kullanılması asimetri problemine neden olur. Bu çalışmanın diğer bir temel amacı ,ADSL bağlantısı içeren Genişbandı şebekeleri ve ADSL’in asimetrik olma özelliğinin şebeke üzerindeki etkilerini incelemektir. ADSL üzerinden TCP/IP bağlantısı yapılan bir şebekede, net çıkış veriminin iyileştirilmesi için, ADSL bağlantısı üzerinde kulllanılabilecek bir algoritma sunulmutur. Bu algoritmanın bir ADSL şebekesinin simülasyonunda uygulanmasıyla, TCP’ ye ilişkin net çıkış verimindeki iyileşme gözlenmiştir.
-
ÖgeAkson(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Birön, Evren ; Akkaya, İnci ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışmada, miyelinsiz insan sinir aksonu dairesel silindirik dalga kılavuzu olarak düşünülmüştür. Dalga kılavuzunun en iç ortamı aksoplazmadır; akson zarı, aksoplazmayı saran bir ortamdır. Dıştaki ortam ise kas dokusudur. Sinir darbesi, aksoplazma ve zar ortamları boyunca propagasyon yapan elektromanyetik dalga olarak modellenmiştir. Elektromanyetik dalganın bileşenleri hem TE hem de TM modları için ifade edilmiştir. Sınır koşulları kullanılarak propagasyon sabitinin saptanacağı karakteristik denklem elde edilmiştir. Karakteristik denklem çözülerek her modun propagasyon sabiti saptanmıştır. Elektromanyetik dalga bileşenlerinin yarıçapsal uzaklıkla değişimi grafiksel olarak gösterilmiştir. Elektromanyetik modelin sonuçları, elektriksel akson modeli olarak literatürde çokça kullanılan akson kablo modeli ile uyumludur.
-
ÖgeBir basınç algılayıcının diyafram boyutlarının belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Tarım, Tuna B. ; Özdemir, hakan ; 39583 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringMikroelektronik teknolojisindeki hızlı gelişim sa dece elektroniğin gelişmesini sağlamakla kalmamış; aynı zamanda elektroniğin diğer bilim dallarıyla olan etkile şimlerini de arttırmıştır. Bu ise ortaya yeni teknolojik ürünler çıkarmıştır. Mikromekanik düzenler bu yeni tek nolojik Ürünlerden birisidir. Mikromekanik düzenler kısa geçmişlerine rağmen ilerisi için büyük umut vaadeden ve günümüzde de oldukça çok kullanılan düzenlerdir. Bunlar arasında basınç algılayıcıları en geniş kullanıma sahip düzenler olarak dikkat çekmektedir. Mikromekanik düzenlerin tasarımındaki ilk adım, me kanik düzenlerin boyut opti mi zasyonudur. Tasarlanacak düzenin görevi belirlendikten ve kullanılacak malzeme ile teknoloji tespit edildikten sonra, en iyi performansı sağlayacak şekilde boyutları belirlemeye geçilir. Tezin konuya giriş amaçlı ilk bölümünden sonra, i- kinci bolümde, konunun mekanik olarak anlaşılmasını sağ layacağı düşünülen açıklamalar yer almaktadır. Silisyum günümüzde mi kr oelektronikte kullanılan en temel malzeme dir. Mikromekanik düzenlerin Üretilmesinde mi kr oelektro nikte kullanılan teknolojiler kullanılmaktadır. Üçuncü bolum, mikromekanik yapıların Üretilmesinde kullanılan silisyumun mekanik özelliklerinin ayrıntılı açıklamasını içermektedir. Dördüncü böl üm mikromekaniğin uygulama a lanlarını anlatmaktadır. Günümüzde, mikromekanik düzen ler arasında en çok uygulama alanına sahip olanlardan bi risi basınç algılayıcılarıdır; bu konu beşinci bolümde e le alınmıştır. Bu tezin esas konusu, basınç algılayıcı nın diyafram boyutlarının belirlenmesidir. Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar altıncı bol Umde anlatılmıştır. Son bolum, tez konusuyla ilgili olarak yapılan çalışmala rın genel bir değerlendirmesidir.
-
ÖgeBeyin Bilgisayar Arayüzü(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Şengil, Eyüp ; Korürek, Mehmet ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışmada, EEG işareti içerisindeki uyarılmış potansiyellerin zamandaki yerini saptayarak ALS ve MS hastalarının dış dünya ile haberleşmesine imkan verecek bir beyin bilgisayar arayüzünü tasarlanmaya çalışılmaktadır. Uyarılmış potansiyeller genel olarak EEG işaretine göre oldukça düşük genlikli işaretlerdir ve kısa bir zaman dilimi periyodu içerisinde çıkarılması oldukça zordur. Ancak Averajlama tekniği kullanılarak SNR oranı yükseltilmekte ardından da sınıflayıcı kullanılarak, elde edilen vektörlerden hangilerinin uyarılmış potansiyel içerdiği bulunabilir. Hastaların dış ortam ile haberleşmesine olanak sağlayacak uygulama olarak 6x6’lık bir matris içerisinde 36 farklı karakter içeren bir dil destek programı seçilmiştir. Öznitelik olarak işaretlerin kendisi ve Dalgacik katsayıları, sınıflayıcı olarak ise 2 farklı sınıflayıcı kullanılmış ve sonuçlar birbirlerine göre karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak 30 saniyelik bir zaman dilimi içerisinde verilen vektör kümesi içerisinde hangi vektörlerin uyarılmış potansiyel içerdiği çok yüksek bir doğruluk ile saptanmıştır.
-
ÖgeBeynin elektriksel etkinliğinin dipol kaynakları şeklinde modellenmesi ve bu kaynaklara ait gerilim dağılımının bulunması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Akın, Ata ; Yazgan, Bingöl ; 46290 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBeynin elektriksel etkinliğini ölçerek, beyindeki herhangi bir hastalığı teşhis eden, veya beynin çeşitli durumlardaki çalışmasını incelemek için bu elektriksel etkinliği ölçen branşa elektroensefalografi denir. Bu tezde, nöronları senkronize olarak çalıştığı düşünülen beynin bir bölgesindeki elektriksel etkinlik, eşdeğer bir dipol şeklinde modellenmiş ve bu akım kaynağına yönelik gerilim dağılımının kafa derisindeki görüntüsünün teorik olarak hesaplanması yapılmıştır. Kafa konsantrik, farklı iletkenliklerde, üç küre şeklinde modellenmiş ve belli bir eksantritesi olan bir dipol kaynağının üçüncü küre yüzeyinde yaratacağı gerilim dağılımı, sınır koşulları aracılığıyla belirlenmiştir. Farklı dipol bileşenlerine dair gerilim dağılımlarının simülasyonları yapılmış, böylelikle, farklı eksantritelerde bulunan dipollerin gerilim dağılımlarının kafanın iletke bölgeleri tarafından nasıl etkilendiği gösterilmiştir.
-
ÖgeBilgisayar Destekli Qrs Deteksiyonu Ve Ekg Parametrelerinin Hesaplanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Möngü, Engin ; Korürek, Mehmet ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringÇeşitli şekilleriyle kalp yetersizliği, asrımızda ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Kalp hastalıklarının teşhisinde kullanılan en temel yol elektrokardiyografi çekimidir. EKG işareti P dalgası, QRS kompleksi ve T dalgalarından oluşmaktadır. Bu dalgaların biçimleri, süreleri ve birbirleriyle ilişkileri genel olarak EKG Parametreleri olarak adlandırılır ve hastalık teşhisinde büyük önem taşımaktadır. Kalbin normal atım düzeni dışındaki bütün düzensizlikler aritmi olarak adlandırılmakta ve bu aritmilerin bazıları da hasta için büyük tehlike oluşturmaktadır. EKG Parametreleri’nin hesaplanması amacıyla yapılan bu tez çalışmasında normal bir EKG verisi kullanılmış ve MIT/BIH Arrhythmia Database’den yararlanılmıştır. Önerilen model için Matlab V5.3 programı kullanılarak bir uygulama geliştirilmiştir. Bu uygulama; filtreleme, lineer olmayan dönüşüm, karar verme algoritmaları, QRS, P ve T dalgalarının deteksiyonu, diğer EKG parametrelerinin hesaplanması, sonuçların tablo halinde gösterilmesi, ilgili grafiklerin çizdirilmesini içermektedir. Bu yöntemle FP ve FN sıfır olacak şekilde QRS deteksiyonu yapılabilmekte ve diğer parametreler doğru bir şekilde hesaplanabilmektedir.
-
ÖgeBilgisayarlı Tomografi İle Görüntüleme Yöntemleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Arslan, Barış ; Kent, Sedef ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringX-ışınları farklı dokulardan geçerken farklı miktarlarda zayıflarlar. Zayıflamış olan bu x-ışınları, detektörlerden tarafından toplanır ve analog-sayısal çeviriciler ile sayısal verilere çevirilir. X-ışınlı BT x-ışını üretimi, deteksiyon, kuantalama, işaret işleme ve yeniden görüntü oluşturma tekniklerinin sırasıyla uygulanmasını gerektiren bir görüntüleme yöntemidir. BT’nin oluşturulmasında görüntüleme algoritmaları sistemin en önemli bölümünü oluşturmaktadır. X-ışınlı bilgisayarlı tomografide görüntü oluşturma işlemleri için dört farklı yöntem kullanılır. Bunlar, geri izdüşürme metodu, iterasyon metodu, Fourier dönüşümü metodu ve filtrelenmiş geri izdüşüm metodudur. Bu çalışmada filtrelenmiş geri izdüşüm metodu incelenmiştir. Bu algoritmaya göre Fourier Dilim Teoremine göre dayanarak bir izdüşümün ölçülmesi, aslında iki boyutlu bir filtreleme işleminin uygulanması olarak görülebilir. Elimizde bir tek izdüşüm ve onun Fourier dönüşümünün olduğunu varsayalım. Fourier Dilim Teoremi’ne göre bu izdüşümün bir boyutlu Fourier Dönüşümü, ölçümün yapıldığı açı ile frekans uzayına yerleştirilmiş bir tek doğru üzerine cismin iki boyutlu Fourier dönüşümünün değerlerini göstermektedir. Bu izdüşümün Fourier dönüşüm değerleri, cismin iki-boyutlu Fourier uzayına yerleştirildiğinde, değer bulunarak, kötü kalitede ancak basit bir görüntü oluşturulabilir. Kısacası bu şekilde oluşturulan bir görüntünün, asıl cismin basit bir filtre ile çarpılan kendi Fourier dönüşümüne eşit olduğu rahatlıkla söylenebilir. İzdüşüm bilgisini toplamanın ise iki yolu bulunmaktadır. İlki paralel izdüşüm ikicisi ise yelpaze demet izdüşüm metodudur.Metotların her ikisi de tez çalışmasında incelenmiştir. Günümüz tarayıcılarının hepsinde paralel izdüşüm metoduna nazaran daha hızlı sonuç veren yelpaze demet izdüşüm metodu kullanılmaktadır.Her iki izdüşüm metodunun verimliliğini incelemek için beyin görüntüleri kullanılmış, farklı kaynak dönüş açıları ve tarama açıları için elde edilen sonuçlar çalışmada değerlendirilmiştir.
-
ÖgeBiyolojik Dokuların Esnek Saçılım Spektroskopisi Verilerine Göre Sınıflandırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Deniz, Sencer Melih ; Çilesiz, İnci ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışmada, dokuların yapısal farklılıklarının saptanma başarısı, esnek saçılım spektroskopisi (ESS) yöntemi kullanılarak veri madenciliği yöntemleriyle araştırılmıştır. ESS sırasında dokuya optik lif prob ile görünür ışık gönderilmekte ve geri saçılan ışığın spektrum analizi yapılarak, dokunun yapısı hakkında bilgi edinilmektedir. In-vitro spektroskopik veriler, toplam üç adet kuzu beyninin oda sıcaklığındaki (25°C) ve farklı sıcaklıklarda (45°C, 60°C ve 80°C) haraplanmış doku örneklerinden alınmıştır. Ayrıca, insan beyni, akciğer ya da paratrakeal lenf nodu (APLN) ve meme doku örneklerinden de in-vitro spektroskopik veri alınmıştır. 450 ile 750-nm dalga boyu aralığındaki ESS spektrumu eldeki patolojik bilgiler ışığında değerlendirilmiş ve dokular sınıflandırılmıştır. Kuzu beyni doku örneklerinden alınan spektroskopik verilerin 50-nm aralıklarla, insan doku örneklerinden alınan spektroskopik verilerin ise hem 20-nm hem de 50-nm aralıklarla eğimleri ve ortalama değerleri öznitelik bilgisi olarak alınmıştır. Kuzu beyninde sınıflandırma, beynin farklı anatomik bölgelerine (beyin sapı, beyincik, gri madde ve beyaz madde) ve doku haraplanma oranına göre yapılmıştır. İnsan dokusundaki sınıflandırma ise dokunun normal, kanserli veya anormal olmasına göre yapılmıştır. Elde edilen sınıflandırma başarım sonuçları, ESS ile farklı yapıdaki dokuları birbirinden ayırt etme yönteminin güvenirliğini test etmektedir.
-
ÖgeBiyolojik işaretler için adaptif gürültü azaltma sistemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Akan, Aydın ; Yazgan, Ertuğrul ; 14422 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBiyolojik işaretler genellikle toplamsal gürültü ile bozulmuş olarak algılanırlar. Bu gürültü, diğer bir biyolojik işaret veya ortam gürültüsü olabilir. Gürültü ile bo2ulmuş bir işareti, yeniden elde etmenin klasik yöntemi, işareti bir filtreden geçirmektir. Bu filtre, sabit katsayılı veya adaptif bir filtre olabilir. impuls cevabını, her giriş örneği için otomatik olarak ayarlayan filtrelere, ADAPTÎF FİLTRE denir. Adaptif filtreler, sabit katsayılı filtrelerden farklı olarak işaret ve gürültü istatistikleri hakkında, fazlaca ön bilgi olmadan tasarlanabilirler. Biyolojik işaretler ve bunlara eklenen gürültüler çoğu kez, rasgele olaylardan etkilenirler. Ayrıca, bu işaretlerin vücutta ki iletim ortamlarının özellikleri, zamanla bilinmeyen bir şekilde değişebilmektedir. Dolayısı ile, gürültü azaltma probleminin çözümünde adaptif filtre kullanılması uygun olur. Gürültü Azaltma Sisteminde kullanılan adaptif filtre, bir adaptif algoritma ile kontrol edilerek, katsayılarını her giriş örneği için yeniden hesaplar. Bu tezde, biyolojik işaretlerdeki gürültülerin Adap tif Gürültü Azaltma Sistemi kullanılarak temizlenmesi araştırılmış ve bu amaçla hızlı bir sistem gerçekleşti rilmiştir, işlemci olarak, Yüksek Performanslı Mikro- denetleyici (HPC) kullanılmıştır. Vücuttan algılanan, gürültülü işaretler, bilgisayar ile kontrol edilen, Analog /Sayı s al Çevirici ünitesinde sayısal forma sokul muştur. HPC için yazılan bir adaptif filtre programı ile, Elektrokardiyografi (EKG) ölçümünde karşılaşılan şebeke gürültüsü azaltılmıştır. Çıkış işareti, Sayısal/ Analog Çevirici ünitesi ile analog işarete dönüştürülmüş ve izlenmiştir. Daha sonra bu sistem, çeşitli biyolojik işaretler üzerindeki gürültüleri azaltacak şekilde, genel amaçlı hale getirilmiş ve Fetal EKG üzerindeki anne EKG gürültü sünün azaltılmasında denenmiştir.
-
ÖgeBiyolojik işaretlerin elde edilip işlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Oktay, Osman ; 19252 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringÇağdaş yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen elektronik, biyolojik işaretlerin elde edilip işlenmesinde de pratik çözümler temin etmektedir. İşaret elde etme ve işleme sistemleri, analog olan -fiziksel parametrelerin bulunduğu gerçek dünya ile sayısal hesaplamanın ve kontrolün gerçekleştirildiği yapay dünya arasındaki irtibatı sağlarlar. Sayısal sistemlerdeki mevcut kabiliyet, bu bağlaşım fonksiyonunu önemli kılmıştır. Zira sayısal sistemler karmaşık devreleri çok ucuz, doğru ve nispeten basit bir şekilde gerçekleştirmektedirler ve yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Biyolojik işaretlerin özellikleri ismi altında özellikle EKG işaretlerinin oluşumu ve algılama yöntemleri 2. Bölüm 'de, tıp elek troniğinde kullanılan kuvvetlendiriciler başlığı altında kuvvetlen diricilerin genel özellikleri, enstrumantasyon ve izolasyon kuvvet lendiricileri ve CMRR kavramı 3. Bölüm 'de, işaret elde etme teknikleri ismi altında tipik bir bilgi elde etme ve dağıtma sisteminin temel elemanları da 4. Bölüm 'de izah edilmiştir. Yukarıdaki bölümlerde anlatılanları bünyesinde toplayan 'Sistem Tasarımı' isimli 5. Bölümde, hastalara teşhis konulmasında yardımcı olan oniki kanallı EKG işaretlerinin -f filtrelenmesi, örneklenmesi, sayısala çevrilmesi ve bilgisayara gönderilip ekranda görüntülenme si açıklanmıştır. Seçilen kanaldaki EKG işaretinin bilgisayarın monitöründe görüntülenebilmesi için gerekli donanım ve yazılım detaylı bir şekilde izah edilmiştir.
-
ÖgeBiyomagnetik olaylar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Çandır, M. Togan ; Akkay, İnci ; 55961 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical Engineeringîkinci bölümde, Bir akımın magnetik alanının ve maddenin magnetik özellikleri anlatılıyor. Bu kısmın anlatılmasındaki ana amaç daha sonra ileriki hesaplamalarda kullanılan Ampere Yasası, Biot-Savvart kanunu ve diğer formüllerin anlaşılmasında kolaylık sağlamasıdır. Üçüncü bölümde Biyomagnetik akımlar ve onların modellerinden bahsediliyor. Akımların ve onların modellerinin anlaşılması maksadıyla bazı örnekler veriliyor. Ayrıca bir hücrenin membranmın dinlenme halindeki potensiyeli, Aksiyon potensiyeli anlatılıyor. Dördüncü bölümde, SQUID sensörlerinin prensiplerini anlayabilmek için Süper iletkenlikteki bir takım teorilerden bahsediliyor. Daha sonra RF SQUID, DC SQUID magnetometre'lar, Manyetiksel Shield'li odalar, yüksek Tc süperiletkenlikten yapılmış DC SQUID'lann şimdiki ve gelecekteki durumlarından bahsediliyor. Beşinci bölümde, özel hacim iletken şekillerindeki dipolün magnetik alanı ele alınıyor. Burada dört hacim iletken şekli inceleniyor. Bunların üçü yaklaşım olarak insan başı şeklinde ve bu yüzden MEG'i analiz etme açısından yararlıdır. Altıncı bölümde, Kardiyomagnetizmin temelleri ele alınıyor ayrıca MCG'deki ters problemin çözümü, kardiyak anormallikleri ile ilgili MCG çalışmaları, Kardiyak kateterleme sırasında MCG pratiklemesi, MCG'deki haritaların önemi, MCG'nin kliniksel önemi ve Elektrokardiolojistlerin MCG'den beklentileri ele almıyor. Yedinci bölümde, MEG sinyali üreteçlerinin doğal yapısı, Hacim akımlarının MEG'e sinyali üreteçlerinin doğal yapısı, Hacim akımlarının MEG'e etkisi ve modellenmesi, MEG'de kaynak lokalizasyonuna ait yeni yaklaşımlar ele alınıyor. Sekizinci bölümde, Hücre organel hareketleri ve sitoplazmik kararlılık ile Manyetopnömografi ele alınıyor. Onuncu bölümde ise Nömogretizmin Temelleri, Nöral biyoelektrik aktiviteyi modelleme, Kliniksel uygulama alanları ele alınıyor.
-
ÖgeBiyomedikal Görüntülerin Dalgacık Dönüşümü İle Sıkıştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Katkar, Ali ; Ölmez, Tamer ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışmada dalgacık dönüşümü kullanılarak biyomedikal görüntülerin sıkıştırılması incelenmiştir. İlk olarak entropi ve oran bozulma gibi görüntü sıkıştırmaya uygulanan kaynak kodlama teorisinin temel kavramlarına değinildi. Bunu Huffman, aritmetik, koşan uzunluk, dönüşüm ve altband gibi kayıplı ve kayıpsız kodlama teknikleri izledi. Fraktal kodlama kavramına da kısaca değinildi. Daha sonra JPEG görüntü sıkıştırma standardı kısaca açıklandı. Sonra görüntü kodlama uygulamaları açısından dalgacık teorisi açıklandı. Dalgacıkların durağan olmayan işaret analizindeki faydaları tartışıldı. Dalgacık ve çoklu çözünürlük analizi arasındaki bağıntılar gösterildi. Sonra dalgacıkların düzenlilik ve kaybolma momenti özelliklerine tartışıldı. Sonra bir boyutlu dalgacık dönüşümü iki boyutlu duruma genişletildi. Buradan dalgacık tabanlı bir kodlayıcı tasarlandı. Örnek medikal görüntüler dalgacık kodlayıcısında sıkıştırıldı ve JPEG sonuçlarıyla karşılaştırıldı.
-
ÖgeBiyotelemetri sistemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Özkaptan, Süleyman ; Korürek, Mehmet ; 39485 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışma Biyotelemetri sisteminin EKG kısmını oluşturmaktadır. Sistem pratik olarak gerçeklenmektedir. Sistem genel olarak beş kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda; yüzey elektrodları ile EKG işaretleri algılanmaktadır. Bu işaretler sağ kol (RA),sol kol (LA), sol bacak (LF) derivasyonlandır; bunlar Einthoven üçgeninde L II, HI nolu bipolar derivasyonları ve frontal düzlemdeki aVR, aVL, aVF unipolar derivasyonlarmı (Goldberger) oluşturmak için kullanılmaktadır. İkinci kısımda; sağ bacak sürücüsü kullanılmakta ve bu RA, LA, LF'den alınan işaretler kalbin vektör açısı bozulmayacak şekilde 3 eşit direnç ile sürücü üzerinden sağ bacağa verilir; sürücünün görevi vücut üzerine şebeke veya diğer elektromanyetik etkilerden dolayı ortak modda oluşan gerilimlerin meydana getirdiği kaçak akımların sağ bacak sürücüsündeki direnç sayesinde düşük akımlara dönüştürülerek vücudun oluşacak akımlardan etkilenmesi önlenmiş olmaktadır. Üçüncü kısımda; filtreler, kuvvetlendiriciler ve offset ayar devresi bulunmaktadır. İlk kat Kİ =40 kazançlı olup, filtreler ise önce alçak geçiren filtre olup üst kesim frekansı 1 10 Hz ve bu katm kazancı K2 = 2 seçilmiştir. Üçüncü katta çentik (Notch) filtre konulup frekansı 50 Hz'e ayarlanmıştır, kazancı ise K3 = l'dir. Dördüncü kat K4 = 6.23 kazançlı olarak düzenlenmiş; beşinci kata yüksek geçiren filtre konulup bunun kesim frekansı 0.34 Hz olarak düzeıüenmistir; burada önceki katlardan gelen DC offset kaymalar da önlenmektedir. Altıncı katta ise K6 = 2 kazançlı ve tüm kanallar için +2.5 Voltluk pozitif yönde offset kayma sağlayacak offset devresi düzenlenmiştir. Bu sayede her kanalda toplam K = 1993.6lık kazanç sağlanmıştır. Tepeden tepeye 2 mV olan EKG işaretleri bu kuvvetlenme ile yaklaşık 4V seviyesine yükselmiştir. H8/532'nin ADC girişleri 0-5 V arası çalıştığından 2.5 V'luk pozitif yöndeki offset öteleme,işaretin 0.5 V ile 4.5 V arasında H8'in ADC girişlerinde gözükmesine neden olmaktadır. Dördüncü kısmı; H8/532 16 bit mikrodenetleyicisi ve bunun çevre birimlerinden oluşmaktadır. Burada H8'in görevi 3 kanaldan gelen bilgileri dijitale çevirmek ve bunları seri çıkışından vermektir. Yani burada her kanal 8 bit' e çevirilip Ff/8'in seri çıkışından her kanala bir start bir de stop biti eklenerek gönderilmektedir. Senkronizasyonu sağlamak için 1, 2 ve 3 nolu kanalların önüne sıfir bigjsi içeren sıfir byte'ı eklenerek bilgisayarın RS-232'sine 9600 baud'luk bir hızla gönderilmektedir. Beşinci kısım; PC bilgisayar tarafında H8'den gelen bilgilerin porttan okunması, kodlanması, I, İL Di, aVR, aVL, aVF derivasyonlannm elde edilmesi ve bu derivasyonlarin real time süpürme (sweep) grafiği ile monitörda gösterilmesinden oluşmaktadır. Hasta isimleri girilerek ekrandaki gerekli istenen grafikler hard diskte IV depolanmakta ve bunlar istenildiğinde tekrar hard diskten çağrılarak ekranda gösterilmektedir.
-
ÖgeBluetooth Kablosuz Haberleşme Teknolojisi Ve Kullanım Alanı Örnekleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Erkoç, Hande ; Durusoy, Günsel ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışmada Bluetooth teknolojisinin detaylı incelemesini vermek amaçlanmıştır. Donanım, yazılım ve Bluetooth uygulamalarının teknik gereksinimleri anlatılmıştır. Tez içeriği, geniş bantlı kablosuz haberleşme teknolojilerine genel bakış ile Bluetooth teknolojisinin temel prensiplerinin anlatıldığı bölüm ile başlamaktadır. Takip eden bölümlerde Bluetooth radyo spesifikasyonu, protokol mimarisi, güvenlik mimarisi, Bluetooth profilleri ve kullanım modelleri açıklanmış; son olarak da Bluetooth’un olumlu-olumsuz yönleri ile gelecekteki durumuna değinilmiştir. Bluetooth konseptinin en güçlü yönü, Bluetooth çiplerinin çok küçük boyutlu, ucuz ve düşük güç tüketimli çipler olmasıdır. Bunun yanısıra dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinin desteklediği bir teknoloji olduğu için kısa sürede yaygınlaşmaya başlamıştır. Bluetooth sadece PC ve mobil telefon endüstrileri için değil, farklı pekçok endüstri için de geçerli ve önerilen bir teknolojidir. Bu sebeple yeni nesil teknolojiler arasında önemli bir yere sahiptir.
-
ÖgeBulanık (Fuzzy) sınıflayıcılarla EKG şekil bozukluklarının belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Dokur, Zümray ; Korürek, Mehmet ; 46585 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringKalple ilgili oluşabilecek rahatsızlıkları önceden tespit etmek insan sağlığı açısından son derece önemlidir. Oluşabilecek kalp rahatsızlıkları ile ilgili bilgiler EKG kayıtlarından iki tip inceleme ile elde edilir: EKG şekil bozukluğu, ritim bozukluğu. Ancak bu bilgilerin elde edilmesi için uzun EKG (bir günü aşan) kayıtlarına ihtiyaç vardır. EKG kayıtlarında bir program kontrolü olmadan şekil bozukluklarını aramak uzun zaman almaktadır. Tez içerisinde EKG işaretindeki şekil bozukluklarının^ hızlı ve otomatik olarak tespit edilmesi sağlanmıştır. Çalışma içerisinde, öncelikle EKG işaretinden QRS kompleksi tespit edilir, daha sonra bu kompleks içinde R tepesinin yeri bulunur. Çalışma içerisinde literatürde kullanılan 4 farklı tip özellik vektörü elde etme yöntemi incelenmiştir: 1) QRS şekil bilgisi kullanılarak özellik vektörünün elde edilmesi, 2) 0-30 Hz arasında frekans bandı kullanılarak özellik vektörünün elde edilmesi, 3) Lineer tahmin katsayıları (Lineer Prediction Coefficients, LPCs ) kullanılarak özellik vektörünün elde edilmesi, 4) R tepesi etrafındaki EKG genlikleri kullanılarak özellik vektörlerinin elde edilmesi. Birinci ve dördüncü tip özellik elde etme yöntemlerinin R tepesinin yerine çok bağlı olduğu gözlenmiştir. Ancak bu iki yöntem ile özellik vektörleri daha hızlı elde edilebilmektedir. Diğer özellik elde etme yöntemleri R tepesinin yerinin yanlış belirlenmesinden etkilenmez; ancak hesaplama yükü diğer yöntemlere göre daha uzundur..- Çalışma içerisinde, EKG kayıtlarını izleyen kişiye daha fazla bilgi verdiği için bulanık sınıf layıcılarm kullanılması tercih edilmiştir. iki farklı bulanık smıflayıcı incelenmiştir: Bulanık K-en yakın komşu sınıf layıcısı ve bulanık en yakın model sınıf layıcısı. Bulanık sınıf layıcılarm öz-vektörlerinin elde edilmesi için iki farklı öğrenme algoritması kullanılmıştır: Bulanık küme-ortalar (fuzzy c-means) algoritması ve bulanık Kohonen kümeleme algoritması.. öğrenme sırasında eğitim kümesi, üç değişik hastadan alman EKG kayıtları içerisinden, her sınıftan 15 vektör alınmak suretiyle, dört farklı sınıf için 4*15 vektörden meydana getirilmiştir.
-
ÖgeBulanık Kümeleme Algoritmaları Kullanılarak Beyin Mr Görüntülerinden Ms Lezyonlarının Ayrıştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-02-27) Toker, İpek ; Kent Pınar, Sedef ; 461879 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışmada, manyetik rezonans görüntüleme tekniği ile elde edilmiş beyin görüntülerinden Multipl Skleroz hastalığı sebebiyle oluşan lezyonların kümeleme algoritmaları kullanılarak ayrıştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, bulanık c-ortalamalar algoritması ile bu algoritmaya farklı bir yaklaşımın uyarlanmasıyla geliştirilmiş olan tip-2 bulanık c-ortalamalar yöntemi BrainWeb veritabanından alınmış yapay MR görüntüleri üzerinde test edilmiştir. Ayrıca, bulanık c-ortalamalar algoritmasının başlangıç değerlerine bağlılığını azaltmak için parçacık sürü optimizasyonu algoritmasından faydalanılmıştır. Bölütleme aşamasında öznitelik olarak T1 ve T2 ağırlıklı yapay MR görüntülerinin gri seviye değerleri kullanılmıştır. Kullanılan algoritmalar için önemli parametrelerin değerleri yapılan denemeler sonucunda belirlenmiştir. Algoritmalara ait kodlar MATLAB kullanılarak yazılmıştır. Bölütleme sonuçları, söz konusu veri tabanından alınan hedef görüntülere göre değerlendirilmiş ve tip-2 bulanık c-ortalamalar yaklaşımının üstünlüğü gösterilmiştir.
-
ÖgeÇok boyutlu Gauss süreçlerine dayanan parametrik şekil tanıma yöntemleri ve bu yöntemlerle kalp aritmilerinin belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Açıkgöz, Gökhan ; Panayırcı, Erdal ; 39132 ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu tezde, çeşitli bilim dallarında önemli uygulama alanları bulan "Sekil Tanıma" ve "öğrenme" konuları ince¬ lenmekte ve bu kavramlar yardımıyla kalp işaretler indeki biçim bozukluklarını belirlemek için yeni bir yöntem ge- l işti r iImiştir. Tezin ikinci bölümünde kalp işaretlerinin temel ö- zellikleri, algılanması ve bu işaretlerdeki çeşitli bo¬ zukluklar anlatılmıştır. Üçüncü bölümde, parametrik şekil tanıma ve öğrenme yöntemleri ayrıntılarıyla verilmektedir. Ayrıca, pratik¬ te hesaplama ve gerçekleştirme yönünden oluşan problemler incelenmekte ve bu problemlerin çözüm yolları araştırıl¬ maktadır. Dördüncü bölümde, Parametrik şekil tanıma teorisin¬ den yararlanarak, şekil sınıflarının, ortalamaları ve ko- varyans matrisleri bilinmeyen Gauss dağılımları ile be¬ lirlendiği bir şekil tanıma problemi çözülmektedir. Son bölümde, Elektrokardiogram işaretleri Paramet¬ rik Sekil Tanıma yöntemiyle sınıflanarak; Normal ve Arit- mili kalp dalga biçimleri bu yöntem yardımıyla belirlen¬ miştir.
-
ÖgeDalgacık Ağlarıyla Elektrokardiyografik Aritmilerin Sınıflandırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-07-09) Karadağ, Abdullah ; Korürek, Mehmet ; Biyomedikal Mühendisliği ; Biomedical EngineeringBu çalışmada, kaskad bağlanmış bir dalgacık katmanı ve bir istatistiksel yapay sinir katmanından (“Probabilistik neural network”, PNN) oluşan Adaptive istatistik dalgacık ağının (AİDA,“Adaptive probabilistic wavelet network”) Elektrokardiyagram vurularını sınıflamadaki başarımı, çok bilinen bir sınıflayıcı olan Çok katmanlı almaç (ÇKA, MLP, “ Multi-Layer perceptron”) ile kıyaslanarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Ayrıca sistemin başarımını arttırmak maksadıyla giriş parametreleri üzerinde araştırmalar yapılmış ve hem boyut olarak hem de etkinlik olarak giriş parametreleri eniyileştirilmeye çalışılmıştır. Elde edilen giriş parametreleri her iki ağa uygulanarak, kullanılan algoritmadan bağımsız etkileri üzerinde durulmuştur. Bunların yanı sıra kullanılan önişlemlerin de sonuca olan katkıları grafiklerle ortaya konmuştur. Çalışma için kullanılan EKG işaretleri MIT-BIH veri tabanındaki farklı hastalardan alınmıştır. Veri kümesi Normal (N) erken karıncık kasılması (V), erken kulakçık atımı (A), sol dal blok vurusu (L) ve sağ dal blok vurusu (R) aritmilerinden oluşturulmuştur. Eğitim kümesinde her aritmiden 21 vuru, test kümesinde her sınıftan 120 vuru alınmıştır. Yapılan testler sonucunda Dalgacık ağının ortalama duyarlılığı 0.9666, ÇKA’nın ortalama duyarlılığı 0.9550 olarak bulunmuştur. Girişte EKG işaretinin QRS bileşiğine ilave olarak RR aralığının ilave edilmesiyle sınıflama başarımında %18’lik bir iyileştirme yapılmıştır. Bu iyileştirme yapılan çalışmanın en önemli katkısıdır.