FBE- Şehir ve Bölge Planlama Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Şehir ve Bölge Planlaması Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Başlık ile FBE- Şehir ve Bölge Planlama Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge1980 Sonrası Üretim Ve Hizmet Etkinlikleri İlişkilerinin Tanımlanması Mekana Yansımaları Ve İstanbul Bölgesi Kapsamında Bir Değerlendirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Mert, Z. Gamze ; Çıracı, Hale ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningBu çalışmadaki amaç; metropoliten ve bölge planlama çalışmalarına yardımcı olmak üzere üretim ve üst düzey hizmet faaliyetlerinin etkileşimini analiz etmek ve bu yönde ağ sistemi uygulamasına stratejik hedefler belirlemektir. Sanayinin üst düzey hizmetlerde metropoliten merkeze bağımlılık düzeyi ve sanayinin yakınındaki kentsel merkezlerden üst düzey hizmet talebi İstanbul Bölge ölçeğinde irdelenmektedir. “Büyük sanayi üst düzey hizmetleri nasıl sağlamaktadır? Hizmet alma biçiminde hangi faktörlerin etkisi vardır? Dışarıdan alma taleplerinde maliyete bağlı faktörler dışında faktörler var mıdır? Üretim ve yönetim biriminin bulunduğu yer üst düzey hizmet alma biçimini ve yerini etkilemekte midir?” sorularına cevaplar aranmıştır. Büyük sanayi kuruluşlarının ilgili makamlarıyla yüz yüze görüşme yoluyla anket yapılmıştır. Bu anketlerden elde edilen verilere, Ki-Kare İstatistik Testleri uygulanmıştır. Sonuçlarda; sanayi kuruluşlarının üst düzey hizmetleri kendi içinde ve/veya dışında sağladıkları, yönetim biçimi dışındaki özelliklerinin üst düzey hizmet alma biçimlerinde etkili olmadığı, dışarıdan satın alma durumlarında talep faktörlerinin maliyete bağlı, kısmen maliyete bağlı, maliyet dışı faktörler olarak ve üretim ve yönetim birimlerinin bulunduğu yerin hizmet alma yerinde hizmet türlerine göre farklılık gösterdiği gözlenmiştir.
-
Öge20.yy. Peyzaj Tasarımının Temel İlkeleri Ve Ulus Parkı Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Şendil, Ebru Ülgen ; Yiğiter, Reyhan ; Peyzaj Planlama ; Landscape PlanningBu çalışmada, 20.yy. peyzaj tasarımının temel ilkeleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmanın öznesi olan modern peyzaj tasarımı tüm özellikleri ile irdelenirken, bugün evrensel normlar olarak kabul edilen bazı ilkelerin nasıl ortaya çıktıkları, neden kabul edildikleri ve bugünün peyzaj tasarımını nasıl beslediği araştırılmıştır. Arkaik dönemden günümüze gelen sürede oluşan bilgi birikiminin modern tasarım kültürü içindeki izleri ortaya konmuştur. Peyzaj tasarım tarihinin irdelendiği bölümün arkasından 20.yy. peyzaj tasarımının özellikleri araştırılmıştır. 20.yy. peyzaj tasarımının temel ilkelerini ortaya koymak için yapılan literatür araştırmasında farklı peyzaj tasarımcılarının farklı içerikleri olan kriter şablonları oluşturdukları görülmüştür. Birbirlerinden farklı bakış açılarına sahip birçok şablonun en yararlı ve zengin hale gelebilmesi için bir ön çalışma yapılmış ve bir ilkeler bütünü ortaya konmuştur. Böylece, herhangi bir peyzaj tasarımını önemli bir eksiklik olmadan yönlendirebilecek bir kriter şablonu üretilmiştir. Üçüncü bölümde oluşturulan ilkeler sistemi peyzaj tasarımcısı için bir rehber niteliğindedir. Bu rehberin yeterliliğinin sorgulanması için bir örnek alan üzerinde uygulanması gerektiğine karar verilmiştir. Bu yüzden, Ulus Parkı örnek alan olarak belirlenmiştir. Ulus Parkı’nın modern tasarım ilkelerinin sorgulanması için seçilmesinini nedenleri; park tasarımının bütünlüğü, amaca tüm birimlerin birden yönlendirilmiş olması, alana müdahalelerin şehrin diğer rekreasyon alanlarına göre çok daha az olması, tasarımcının özgür bırakılması ve alanın yüksek rekreatif potansiyelidir. Parkta yapılan sorgulamalar sonucunda alanın modern peyzaj tasarımı açısından durumu ortaya konmuştur. Sonuç bölümünde ise, modern peyzaj tasarımının Türkiye’deki durumu tartışılmıştır.Son olarak, modern peyzaj tasarımının ülkemizde de tüm potansiyeli ile uygulanabilmesi için nelerin yapılması gerektiği ortaya konmuştur.
-
Öge2000 yılında İstanbul'da özel araba sahipliğinin sorunlarına bir bakış(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Kızılgün, Meltem ; Keskin, Ahmet ; 21751 ; Şehir ve Bölge Planlamaİstanbul nüfusu ve konumu itibari ile dünyanın sayılı büyük kentlerinden biri olmuştur. Türkiye içinde başta gelen sanayi, ticaret, kültür ve turizm merkezidir. istanbul metropolitanının bugünkü kentsel alanı göçler ne deni ile yapısal doku farklılıkları ve değişik nüfus yoğunlukları göstermektedir. istanbul, motorlu taşıt sahipliliği açısından Türkiye'de başta gelen kent durumundadır. Kentteki taşıt trafiği eskiden beri sınırlı sayıda olan ve kent merkezine ulaşan anayollar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu sebeble, yol kesitlerin genişletilmesi, öneri yol uygulamasına geçilmesi, yolcu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. istanbul'da park yeri ve park etme sorununun büyük bir önemi vardır. Mevcut otoparklar ihtiyaca cevap verememektedir. Kent düzeyinde yaygın ve etkili bir kamu yolcu taşıması sağlanamadığı sürece kentin sorunlarının arta cağı bilinen bir gerçektir. istanbul nüfusunun hızla artması, otomobil sahipliliğinin hızla artması kenti yaşanılmaz duruma sokmaktadır. Tezin kapsamı, istanbul iline ait, bugüne kadar nüfus, motorlu taşıt, yollar ve otoparklar ile ilgili çalışmaları incelemek, verileri toplamak, 2000 yılına yönelik tahmini çıkarımlar yapmak ve sorunlarin çözümleri hakkında öneriler getirmektir. Günümüzden geleceğe doğru istanbul'un sorunlarına iyim ser yaklaşmak yerine, problemin veriler ve araştırmalar ışığı altında irdelenmesine çalışmaktır.
-
Öge2000-2017 yılları arasında Türkiye'de kentsel dönüşüm siyaseti; Kartal sanayi alanı dönüşümü vakası(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017) Özkan Eren, Miray ; Özçevik, Özlem ; 10176402 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningBu tez, 2000'li yılların başında Türkiye'de deneyimlenen kentsel dönüşüm siyasetinin dinamiklerini açıklamak amacıyla, Kartal sanayi alanı için geliştirilen kentsel dönüşüm projesini incelemektedir. Araştırma, proje süreçlerinin katılımcı gözlem yoluyla izlendiği niteliksel vaka analizi yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Proje, kentsel dönüşüm politikalarının henüz kurumsallaşmamış olduğu bir dönemde bir mega- proje olarak, kamu-özel işbirliği ile geliştirilen tipik bir neoliberal kentsel dönüşüm projesi örneğidir. Zaman içinde, kentsel dönüşüm uygulamalarının yaygınlaşmasına, bölgedeki mülk sahiplerinin isteğine ve çevredeki hızlı dönüşüm ve gelişime rağmen 2017 yılı itibari ile halen gerçekleşmemiştir ve belirsizlik içindedir. Bu süreç, kentsel dönüşümle ilgili siyasi çatışmaların niteliğine ilişkin zengin bir bilgi kaynağı oluşturmaktadır. Araştırmada, neoliberal kent siyasetinin yerel ölçekte nasıl gerçekleştiğine ilişkin nedensel mekanizmalar, aktörlerin genel ekonomik ve siyasal davranışlarını belirleyen ilişkiler çerçevesinde tarif edilmiştir. Proje henüz gerçekleşmediğinden, genellenebilir sonuçlara ulaşmak amacıyla kısmen de olsa benzer vakalar ve politika uygulamaları ile kıyaslamalar ve ilişkilendirilmeler yapılmıştır. Türkiye'de kentsel dönüşüm politikalarının yaklaşık 15 yıllık yoğun deneme ve yanılma süreçleri ile kurumsallaşma içinde olduğu düşünülmektedir. Söz konusu kurumsallaşmanın temelinde, ekonomik liberalleşme ve küreselleşme programlarına uyum ile kent mekânının yatırım alanı olarak değerinin artması ve bu değerin paylaşımına ilişkin çatışmalar bulunmaktadır. Bu süreç, beraberinde yoksul kesimlerin borçlanması ve mülksüzleşmesi, altyapı sorunları, mekânsal ayrışma ve doğal alanların kaybı gibi sorunları da kapsamını değiştirerek yeniden üretmeye devam etmiştir. Merkezi yönetimin yetkilerinin arttığı bu dönemde, kent siyaseti dinamikleri, kentsel dönüşüm politikalarına ilişkin mutabakatın oluşumu ile ilişkili olarak incelenmiştir. Kartal vakasında ve İstanbul genelinde izlenen dinamikler, bu mutabakat sürecinde aktörler arasında yaşanan çatışmaların ölçekleri ve çeşitliliği ile işbirliklerinin kırılgan yapısı ve çelişkilerine ilişkin bilgileri açığa çıkarmaktadır. Sonuç olarak, tez kapsamında Türkiye'deki kentsel dönüşüm politikaları ile ekonomik yapının dönüşümü arasındaki ilişkinin değişiminin, dönüşüm sürecinde yer alan yerel aktörlerin davranışları ile karşılıklı etkileşimine dair çıkarımlarda bulunulmuştur. Kent siyaseti ile ilgili aktörler arasındaki ilişkileri düzenleyen farklı yerel yönetişim modelleri gelişmiştir. Bu yerel yönetişim modellerinin karakterinin oluşumunda, devletin girdiği mali krizlere çözüm arayışları, hükümetin siyasal desteğini sağlamak ve sürdürmek üzere şekillendirdiği yeniden dağıtım politikaları ve mekânın üretimine ilişkin resmi ve gayri resmi kurumsal yapıların geçmişten gelen özellikleri etkili olmuştur. Son olarak, deneme yanılma süreçleri sonucu hâkim olan kentsel dönüşüm siyasetinin kısıtlarına ve olanaklarına ilişkin bir değerlendirme yapılmıştır. Bu tez çalışması ile kentsel dönüşüm siyasetinin desteğiyle küresel kapitalizmin yerelde nasıl yeniden üretildiğine ilişkin tartışmalara katkıda bulunmak amaçlanmıştır.
-
Öge5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Yasası Kapsamında Metropoliten Alanlarda Sınır Tespitinin Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-06-04) Soydal, Özge Müberra ; Türk, Şevkiye Şence ; 424550 ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningSınır kavramının ve metropoliten alan kavramının detaylı incelendiği bu çalışmada öncelikle bu iki kavram arasındaki ilişki detaylı incelenmiştir. Özellikle metropollerin yönetimi konusunda sınır kavramının idari, hukuki ve coğrafi açıdan önemli bir belirleyici unsur olduğu görülmüştür. Ardından Türkiye ile diğer ülkelerin kıyas edildiği çalışmada, Türkiye ile diğer ülkeler arasında metropoliten alanın genişletilmesi stratejileri bakımından bazı benzerlikler olmasına rağmen uygulama ve yöntem açısından farklılıkların bulunduğu tespit edilmiştir. Kamu hizmetlerinin karşılanmasında piyasa mekanizmasına daha fazla ortam hazırlanması, Türkiye ile diğer ülkelerdeki ölçek genişletmelerinin ortak üst amacıdır. Bu amaç ortaklığına rağmen ölçek genişletme uygulamaları ülkelerin sahip oldukları yönetim geleneğinden etkilenmektedir. Bu kapsamda Türki¬ye deki uygulamanın ayırt edici özelliği, merkezi yönetimin büyük ölçüde belirleyici olduğu bir bütünleştirme sürecinin yaşanmasıdır. Dünya’daki diğer metropoller incelendiğinde, özellikle metropol alanların nasıl oluşacağına ilişkin farklı kriterlerin belirlendiği görülmektedir. Bu farklı kriterlerle oluşturulan metropollerde de farklı yönetim sistemleri oluşturulmuştur. Örneğin; Danimarka’da tek kademeli metropoliten yönetim sistemi bulunurken, Tokyo’da iki kademeli, San Fransisco’da gönüllü metropoliten yönetim sistemi vardır. Bu farklı yönetim sistemlerinin sınır konusuna bakış açısı da farklıdır. Metropoliten alanlarda sınırların belirlenmesi konusundaki uygulamalar genellikle benzerdir. Nüfus kriteri, coğrafi kriterler, uzaklık kriteri..gibi kriterler belirlenerek metropollerin sınırları tarif edilmiştir. Türkiye’deki sisteme bakıldığında ise, metropoliten alanlardaki sınır tespitine ilişkin çıkarılan 5216 sayılı büyükşehir belediye kanununda geçen pergel kuralının, büyükşehirlerde planlama çalışmalarına olan olumsuz etkilerinin belirlenerek, büyükşehirler için uygun bir yöntem olmadığının gösterilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma 7 bölümden meydana gelmektedir. İlk bölümde çalışmanın amacı ve yönteminden kısaca bahsedilmektedir. 2. bölüm, çalışmanın kuramsal çerçevesini sunmakta, metropoliten alan kavramını, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki metropolitenleşme süreçlerini ve politikalarını incelemektedir. 3. bölümde dünyada metropoliten yönetiminin nasıl olduğu incelenmiş olup metropoliten alanlarda sınır kavramının hangi ölçütler doğrultusunda belirlendiği ele alınmıştır. 4. bölümde Türkiye’deki metropoliten alanların gelişimi ve yönetimine ilişkin geçirilen süreç incelenmiş, ardından da metropoliten alanlarda sınır kavramının nasıl belirlendiği üzerine incelemeler yapılmıştır. 5.bölümde Türkiye’deki toplam 16 büyükşehirde sınır belirleme üzerine bir analiz yapıldıktan sonra seçilen bir örneklem üzerinden çalışma detaylandırılmıştır. Bu bölümde çalışmada gerçekleştirilen analizlerin sonuçları değerlendirilmektedir. Çalışmanın 6. ve son bölümünde ise eleştirilen yasaya yönelik gerçekleştirilmesi muhtemel çalışmaları ve yöntemler için öneriler yer almaktadır.
-
ÖgeAB’ye Doğru: Türk Ekonomisinin Dinamiklerinin Modellenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tutluoğlu, Cihan Ahmet ; Dökmeci, Vedia ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningTürkiye’ nin AB’ ne tam üyelik hedefi, ülkenin geleceği ile ilgili belirleyici role sahip olacaktır. Bununla beraber, AB üyeliğinin olası etkilerinin incelendiği çalışmaların ağırlıkla Gümrük Birliği’ nin etkileri ve kalitatif araştırmalarla sınırlı olduğunu görüyoruz. Bu çalışmada, Türkiye, AB ve geri kalan Dünya’ yı başlıca aktörler olarak alan bir model oluşturulması hedeflenmektedir. Model dahilinde tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinde üretimin yanı sıra işgücü ve sermaye arz-talebi, bir geri bildirim mekanizması içinde çalışan fonksiyonlar ile tanımlanmaktadır. Model, bir temel senaryonun yanı sıra, Gümrük Birliği’nin kapsamının genişletilmesi, AB’den gelmesi planlanan yardımların serbest bırakılması ve/veya arttırılması, göç üzerindeki sınırlamaların azaltılması ve eğitime ayrılan payın arttırılması üzerine kurulu altı alternatif senaryo ve muhtemel bir üyelik senaryosu altında 2032 yılına kadar simüle edilmektedir. Çalışma sonucunda kişi başına düşen milli gelirin, olası bir üyelik dahilinde %60 kadar daha fazla artabileceği ve borç stoğunun daha kontrol edilebilir düzeylere çekilebileceği ama dış ticaret açığının büyüyebileceği görülmüştür. Göçün olumsuz etkisinin sınırlı olacağının anlaşıldığı modelde, olası bir üyeliğin iki tarafın da yararına olacağı gözlenmiştir. Simülasyon sonuçlarında, alternatif senaryolarda dahi, kişi başına düşen milli gelir başta olmak üzere bir çok parametrede önemli farklılıkların çıkabileceği öngörülmüştür. Yine de bütün senaryolarda, en az bir değişkenin daha kötüye gittiği, bu yüzden de hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin, uygun politikalarla desteklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
-
ÖgeAçık Mekan Kullanımı İle Kullanıcı İsteklerinin İrdelenmesi : Kuruçeşme Cemil Topuzlu Kıyı Parkı Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Tantan, Banu ; Korça, Perver ; 55872 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningBu çalışma, kamusal açık mekanlardan olan parklardaki kullanıcı isteklerini ve beklentilerini belirlemek ve bu doğrultuda temel tasarım ilkelerini saptamak amacıyla hazırlanan soru formu ile gözlem formu ışığında derlenecek bir çalışma olacaktır. Konuya giriş ile amaç ve kapsam birinci bölümde yer almaktadır. İkinci bölümde, kentsel açık alan kavramı tanımı, gelişimi, kentsel açık alan kademelenmesi ve bunlardan parkların geniş bir şekilde açıklanmasına çalışılmıştır. Üçüncü bölümün esası, açık mekan kullanımına ilişkin araştırmaların incelenmesi olup, kentsel açık alanların incelenmesini, değerlendirilmesini, hangi yöntemler kullanılarak ve ne tür amaçlar hedeflenerek araştırma yapılıyor bulmak için benzer çalışmaların incelenmesine çalışılacaktır. Dördüncü bölümde ise, örnek yer seçilen Cemil Topuzlu Parkında yapılan uygulamanın değerlendirilmesi ve alanın fiziksel durumuyla ilgili açıklamalar yer alacaktır. Son bölümde, park tasarımının, kullanıcı istekleri doğrultusunda yapılması gerektiğini vurgulayarak, yapılacak planlama çalışmaları için kullanıcı istekleri göz ardı edilmeksizin tasarım ilkeleri geliştirilmeye çalışılacaktır.
-
ÖgeAesthetic Control Management, The Case of Istanbul(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Rezafar, Azadeh ; Türk, Şevkiye Şence ; 10271679 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningEstetik kavramı, tarih boyunca farklı şekillerde kentsel planlama konularına dahil edilmiştir. Kentsel estetik kaygısı insanların çevrelerini daha düzenli görebilmek arzusuyla ortaya çıkan bir kavramdır. Kentler, fiziksel, sosyal, ekonomik, politik ve benzeri özellikleri nedeniyle çok boyutlu yapıya sahipler. Bu çok boyutluluk kentleri etkilemekte ve daha karmaşık hale getirmektedir. Bu durumun yanısıra günümüz kentlerinin vazgeçilmezi ve sermaye çekiminin temel nedeni olarak kabul edilen 'rekabet gücü' estetik kavramının daha da önem kazanmasına sebep olmaktadır. Kentlerin kimliği, yerel özellikleri ve estetik nitelikleri, neo-liberal politikaların üretimi olan 'rekabetçilik' kavramı altında kaybolmaktadır. Özellikle yeni gelişen alanlar, neo-liberal politikalardan etkilenmiş ve estetik niteliklerini yitirmiştir. Günümüzün tüm sanayi sonrası ülkelerinde yükselen bir sorun olan kentsel estetiğin kontrolü, kentsel tasarım politikalarında ve yasal araçlarda bazı sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Estetik kavramı karmaşık bir kavramdır ve şehirlerin fiziksel özelliklerinin ötesinde değerlendirilmesi gereken bir konudur. Aynı zamanda, estetik kontrol yönetimi, kentsel planlamanın yasal araçlarında da belirsiz bir konuma sahiptir. Estetik kontrol parametrelerin kentsel planlama yasal araçlarına dahil edilmesiyle, özellikle yeni gelişen alanlarda daha estetik kentsel ortamlar yaratmak kolay olacaktır. Bununla birlikte, kentsel tasarım ve planlama alanında etkili olan belediyeler, karar-vericiler ve kentsel estetik konularıyla ilgili olan planlama ofisleri yasal araçlara dahil edilen estetik parametreleriyle kolayca yönlendirilebilirler. Dolaysıyla, araştırma problem alanına, kentsel estetiği etkileyen parametrelerin kentsel yasal araçlar perspektifinden yaklaşılmıştır. Daha spesifik bir düzeyde, tezde, Istanbul bir örnek alan incelemesi olarak seçilmiştir ve yeni gelişen konut alanlarında kentsel estetik yönetimini analiz etmeyi amaçlamıştır. Aynı zamanda, kentsel tasarım alanında mevcut literatürden ve araştırma kapsamında yapılan faktör analizinden elde edilen parametrelerin kentsel yasal araçlarla karşılaştırıp ilişkilendirmesi araştırmanın diğer yönüdür. Estetik parametreleri ise kentsel yasalara ve yönetmeliklere dahil etmek ve bu kapsamda bir öneri geliştirmek bu tezin sonraki adımıdır. Belirtilen amaçlara uygun olarak, tez beş araştırma sorusuna yanıt aramaktadır. Bu soruların kapsamı ise, 1) estetik, kentsel estetik ve yeni gelişen alanlarda estetiğin tanımı ve analizi ve estetik kontrol yönetimi için parametreler, 2) Estetik kontrolü için bazı parametreleri ortaya koymak, estetik kontrol yönetiminin bu parametrelere ne derece ve ne ölçüde bağlı olduğunu araştırmak, 3) yeni gelişen alanlarda kentsel estetiği kontrol ve yönetmek için, estetik kavramı ile yasal araçlar arasındaki ilişkiyi araştırmak, bu kapsamda 4) estetik kontrol yönetim parametrelerin kentsel planlama yasal araçları içindeki yerini araştırmak ve son olarakta 5) yeni gelişen alanların estetik kalitesini yükseltmek ve daha kimlikli alanlar oluşturmak amacıyla check-list önerisi sunmaktır. Bu soruların yanıtına ulaşmak için araştırma entegre bir method olarak üç temel adımdan oluşmaktadır. Araştırmanın çok teknikli yöntemi; 1)Anket soruları oluşturmak, 2) statistiksel analizler yapmak ve 3) statistiksel analizlerin sonuçlarını test etmeği içermektedir. Araştırmanın ilk sorusuna yanıt olarak, hipotezler oluşturulduktan sonra, yoğun literatür taraması yapılmıştır ve böylece kentsel estetik ve tasarım alanında geniş kapsamlı veri toplanmıştır. Kentsel tasarım alanındaki literatür taraması, estetik kavramının formal ve sembolik olarak iki grupta ele alındığını göstermektedir. Aynı zamanda kentsel estetik, daha çok formal estetik bileşenleri ile açıklanmaktadır bu bileşenler ise bu tez kapsamında detaylı olarak araştırılmıştır. Uluslararası düzeyde kentsel estetik yönetim sistemini araştırmak ve ortaya koymak ilk araştırma sorusunun yanıtına ulaşmakta başka bir yöntemdir. Tez kapsamında estetik kavramı, güzel, iyi ve güzel algısıyla kötü ve çirkin olmayan birleşimi olarak tanımlanmaktadır. Kentsel estetik ise, kentsel kalite, doğal ortamlar, arazi kullanımı, dolaşım sistemleri ve yapılı çevrenin birleşimi olarak tanımlanmaktadır. Kentsel estetiğin formal parametreleri anket çalışması kapsamında kentsel tasarımla ilgili olan üç meslek grubu tarafından değerlendirilmiştir. Bu gruplardan ilki, üniversitelerin mimarlık, kentsel planlama ve tasarım, iç mimarlık ve peyzaj mimarlığı bölümlerinde çalışan akademisyenlerdir. Ikincisi, mimarlık, iç mimarlık ve kentsel planlama ve tasarım ofislerindeki uygulayıcılardır. Üçüncüsü ise, belediyelerin planlama ve proje bölümlerinde yer alan karar-vericilerdir. Araştırmadaki örneklem, toplam 137 kişi olarak belirlenmiştir. Anket soruları yüzyüze, telefon veya e-posta aracığıyla örneklemlere uygulanmıştır. Anket soruları ise, iki ana bölümde hazırlanmıştır. Ilk bölümde örneklemlerin karakteristik özellikleri araştırılmıştır. Bu bölüm demografik soruları içermektedir. Ikinci bölüm ise, üç farklı soru grubundan oluşmaktadır. Bu soru grupları, kentsel formal estetiği etkileyen spesifik yargısal sorulardır. Birinci soru grubu, yapı ve tasarım ölçeğinde (3 boyutlu), ikinci soru grubu yapı ve plan ölçeğinde (2 ve 3 boyutlu) son soru grubu ise planlama ölçeğinde (2 boyutlu) soruları içermektedir. Tezin temel hipotezlerinden biri, yeni gelişen alanların en çok formal estetik parametrelerinden etkilenmeleri varsayımına dayanmaktadır. Anket için yapılan betimleyici analiz (Descriptive analysis) üç farklı gruptaki örneklemlerin, formal estetik parametrelerin yeni gelişen alanların yapı ve tasarım, planlama ve her iki boyutunu (2 boyutlu ve 3 boyutlu) da olumlu etkilediğine, uyumlu görüşlerinin olduğunu açıklamaktadır. Başka bir değişler örneklem gruplarının formal veya fiziksel estetik parametrelerin yeni gelişen alanların estetiğini etkilemesine katılmaktadırlar. Araştırmanın kapsamını geliştirerek, üç farklı örneklem grubun (akademisyenler, uygulayıcılar ve kararvericiler) estetik algısını anlamak amacıyla, One-Way ANOVA (Post-Hoc) analizi yapılmıştır. Bu analiz, kararvericilere göre oran, ritim, ölçek, kütle, düzen, hiyerarşi, çeşitlilik ve görsel zenginlik gibi parametrelerin yeni gelişen alanları etkilemediklerini göstermektedir. Akademisyenlere göre ise, boyut ve süreklilik gibi parametrelerin ve ekolojik temelli malzemelerin yeni gelişen alanların estetiği üzerinde etkili değildir. Son olarakta, uygulayıcılar renk uyumun yeni gelişen alanların estetiğine etkili olmadığını düşünmektedir. Ancak, kentsel estetiği en çok etkileyen parametrelerin belirlenmesi tezin diğer temel sorusudur. Parametrelerin yeni gelişen alanların estetiğine farklı derecede ekileri vardır. Bu sorunun yanıtı için SPSS programı kullanarak faktör analizi yapılmıştır.Faktör analiziyle parametreleri ortaya koymak için model geliştirilmiştir.Faktöranalizi yapılarak 8 faktör oluşturulmuştur. Bu faktörler bu şekilde açıklanmaktadır; Birinci faktör, binaların fiziksel ve görsel özelliklerini, aynı zamnda yeni gelişen alanların kentsel kimlik ve silüet özelliklerini içermektedir. Faktörün içerdiği bileşenler dikkate alınarak faktör 'karakter ve kimlik' olarak adlandırılmıştır. Ikinci faktör, genellikle ekolojik ve sürdürülebilir tasarım parametrelerini içermektedir. Faktörün içerdiği bileşenler dikkate alınarak faktör 'yeşil tasarım' olarak adlandırılmıştır. Üçüncü faktör, genellikle parsel özelliklerini ve parametreleri içermektedir. Faktörün içerdiği bileşenler dikkate alınarak faktör 'kimlik ve tasarım arasındaki uyumsuzluk' olarak adlandırılmıştır. Dördüncü faktör, genellikle yol genişliği ve yapı tasarımı arasındaki uyumsuzluk gibi konuları içermektedir. Faktörün içerdiği bileşenler dikkate alınarak faktör 'sürekliliği ve doğal çevreyi koruma eksikliği' olarak adlandırılmıştır. Beşinci faktör, genellikle yüksek binaların özellikleriyle ilgili konuları içermektedir. Faktörün içerdiği bileşenler dikkate alınarak faktör 'yüksek binalar' olarak adlandırılmıştır. Altıncı faktör, genellikle proje ve plan bazlı gelişmeler ile ilgili sorunları içermektedir. Faktörün içerdiği bileşenler dikkate alınarak faktör 'proje bazlı gelişmeye karşı plan bazlı gelişme' olarak adlandırılmıştır. Yedinci faktör, genellikle binaların formlarıyla ilgili sorunları içermektedir. Faktörün içerdiği bileşenler dikkate alınarak faktör 'bina grupları arasındaki form uyumu' olarak adlandırılmıştır. Sekizinci faktör genellikle, binaların iç mekan tasarımıyla ilgili sorunları içermektedir. Faktörün içerdiği bileşenler dikkate alınarak faktör 'yapıların iç tasarımı' olarak adlandırılmıştır. Araştırmanın son aşamasında ise, seçilen faktörlerin doğruluğunu yeni gelişen alanlar üzerinde denemek amacıyla Istanbul'u alan araştırması için seçmiştir. Istanbul'un Beylikdüzü ilçesinde üç farklı gelişen konut alanı seçilip faktörle ile test edilmiştir. Bu üç alan, kapalı site ve toplu konut, tek parsel-tek yapı (bitişik nizam) ve karma gelişen konut alanlarıdır. Faktörleri seçilmiş alanlar üzerinde değerlendirebilmek için her faktöre basit ve objektif olarak değerlendirilebilecek bileşenler verilmiştir. Faktörler için öngörülen bileşenler taker taker yazar tarafından tüm seçilen alanlar üzerinde test edilmiştir. Analizlerin sonucu ise, üç farklı gelişen alanlardaki binaların herhangi bir formal tasarıma sahip olmadığını göstermektedir. Uygulama imar planında öngörülen yapı yoğunluğu tüm alanlar için uygulanmıştır. Ama bu durum yapı tasarımında görsel zenginlik ve çeşitlilik için görünmemektedir. Kapalı site tipinde gelişen alanlar, yeterli yeşil alan tasarımına sahipken diğer alanlar için aynı şey söylenemez. Parsel ve arazi formu farklı gelişen üç alaniçin dikkate alınmıştır fakat aynı zamanda kimlik ve tasarım arasındaki uyumsuzlukta dikkat çekmektedir.Alanlarda doğal çevrenin korunması için önlemler alınmamıştır.Yüksek yapı faktörü kapsamında bitişik ve ikiz bitişik yapı alanında insan ölçeği dikkat çekerken, bu durum kapalı sitelerde ve yüksek yapılarda görülmemektedir. Binaların iç tasarım bileşeni üç farklı gelişen alanların hiç birinde dikkate alınmamaktadır. Son olarak, bu parametreler ve bileşenler dikkate alınarak yeni gelişen alanların estetik tasarımına ulaşmak için check-list önerisi yapılmıştır. Bu check-list tasarımcılara tasarım aşamasında ve kararvericilere karar aşamasında yol gösterici olabldiği düşünülmektedir. Ama unutmamak gerekir ki kentsel tasarım çok parametre ve bileşene bağlıdır ve bu araştırma küçük bir kısmını ele almaktadır.
-
ÖgeAlış-Veriş Caddeleri İle Alış-veriş Merkezlerinin Karşılaştırmalı İncelemesi: Örnek Alanlar Capitol, Akmerkez Ve Rumeli Caddesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) İlze, İhsan ; Bölen, Fülin ; 55671 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningBu çalışma kapsamında alış-veriş caddeleri ve alış-veriş merkezleri, kullanıcı açısından mukayese edilmesi amaçlanmış ve insanların bu mekanlarda aradığı özellikler belirlenmeye çalışılmıştır. Kullanıcıların bu mekanlardaki davranışları ve tepkileri anket soruşturmalarıyla ölçülmeye çalışılmıştır. Örnek alanlar; Capitol ve Akmerkez alış-veriş merkezi ile alış veriş caddesi olarak Rumeli Caddesi seçilmiştir. Alış-veriş merkezleri ülkemizde yeni yeni gelişmekte olan alış-veriş mekanlarıdır, az sayıda olan bu örneklerin ne denli başarılı oldukları, alış-veriş merkezlerinin ülkemizdeki gelecekleri açısından önemli bir konudur. Bu amaçla yola çıkılarak alış-veriş caddeleri ve alış-veriş merkezleri ile ilgili tasarım ilke, standart ve kriterleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Araştırma 6 bölümden oluşmaktadır: 1. Bölüm'de, araştırmanın amacı, kapsamı ve yöntemi açıklanmıştır. 2. Bölüm'de, alış-veriş kavramı açıklanmaya çalışılmışve tarihsel gelişim süreci içerisinde alış-veriş caddeleri ve alış-veriş merkezleri incelenmiştir. 3. Bölüm'de, alış-veriş mekanlarının özelliklerini ortaya koyabilmek için, bu mekanların tasarım ilke, standart ve kriterleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. 4. Bölüm'de, Avrupa ve Dünyadan değişik alış-veriş mekanı örnekleri fotoğraf ve plan destekli anlatılmıştır. Alan araştırması örnek alanları tasarım ilke, standart ve kriterler açısından, alansal analizler ve fotoğraf destekli görsel bilgilerle birlikte anlatılmıştır. 5. Bölüm'de, alan araştırması bulguları, araştırma sonuçlarının değerlendirilmesi ve alan araştırması sonuçlarının karşılıklı değerlendirmesi yeralmaktadır. 6. Bölüm'de, sonuç ve öneriler yeralmaktadır.
-
ÖgeAn analytic approach to the shopping centers in Istanbul metro politan area case study Levent-Etiler district, Akmerkez shopping center(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2001) Beygo, Cem ; Dökmeci, Vedia ; 112253 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningKentiçi ticari faaliyetlerinin tarihi Yunan kentlerindeki agoralara kadar gitmektedir. Tarih boyunca perakendecilik bir çok faktöre bağlı olarak gelişim göstermiştir. Ancak, ticari faaliyetlerdeki en önemli mekansal, sosyal ve ekonomik değişimler 20. yüzyılda meydana gelmiştir. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra, alışveriş merkezleri kent merkezlerinin yerini alan, ticari olarak karlı ve sosyal olarak canlı toplanma yerleri olmuşlardır. 1980'lerden sonra, perakendecilerin uluslararasılaşmaları ve küreselleşmenin etkileri perakendeciliğe ve alışveriş merkezlerine yeni bir boyut kazandırmıştır. 1980'ler dünya piyasalarına katılmayı amaçlayan Türkiye için önemli bir dönüm noktası olmuştur. İstanbul'un Türkiye ekonomisindeki önemli rolünden dolayı, 1980'lerdeki değişimler İstanbul'un da önemini arttırmıştır. Bu dönemdeki yatırımlar, ağırlıklı olarak ticaret, turizm ve finans sektöründe yoğunlaşmıştır. 1990'larda bütün dünyada perakendecilikte görülen hızlı büyüme, İstanbul'da da alışveriş merkezleri ve büyük marketlerin sayısında artışa neden olmuştur. Bu dönemde, Avrupalı ve Amerikalı yabancı perakendeciler de İstanbul'da yatırım olanakları aramışlardır. Bu tez, İstanbul'da perakendecilik sektöründe büyük potansiyel olmasına ve İstanbul'un yabancı perakendeciler tarafından son derece karlı bir pazar olarak görülmesine rağmen, alışveriş merkezlerinin yatırım ve yapımları esnasında bilimsel yer seçim kriterleri kullanılmadan yapılan tercihler sonucu ortaya çıkan durumu irdelemeyi amaçlamaktadır. Bu yaklaşımın sonuçlan, alışveriş merkezlerinin yalan çevresinde oluşan trafik sıkışıklığı, orta ve uzun vadede perakendecilerin kârlılık oranlarındaki düşüşler ve kentsel çevrenin geleceği için ciddi problemler olarak ortaya çıkmaktadır.
-
ÖgeAnadolu'da Ticaretin Ulaşım Rotalarının Değişimi üzerindeki Etkisi: Tarihi-mekansal Bir Analiz(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-07-14) Jahanabad, Hadiseh Hosseini ; Erkut, Gülden ; 10081003 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningBu tezde amaç ticaretin, özellikle de uluslararası ticaretin zaman içerinde Türkiye’deki bağlantı yolları üzerindeki etkilerini koymaktır. Bu amaçla tarihsel kaynaklar, ticaret yollarının haritaları ve önemli ticaret merkezleri araştırılmış, Osmanlı dönemindeki ilk ticaret yolundan Cumhuriyet dönemine kadar geçen sürede ulaşım hatlarındaki tarihsel değişimler incelenmiştir. Bu tezin hedefi, ticaret ve bağlantı ağları üzerindeki ülkeler ve bölgeler arasındaki ticari ilişkilerin etkilerini ve bu ülke ve bölgelerin zaman içindeki değişimlerini araştırmaktır. Ekonomik teorilerin gelişimi ile bağlantı türleri ve ağları kolaylaştırmak için teknolojik ilerlemeler sayesinde değişir. Teknolojik gelişmeler ile ekonomik teorilerin gelişmesi sonucunda bağlantı türleri ve ağları da bölgeler ve ülkeler arasındaki etkileşimi kolaylaştırmak için değişmiş, bu da ekonomik büyümenin dünyadaki temel unsuru haline gelmiştir. Etkileşim ve ilişki hayatın birinci sosyal ihtiyacıdır, ticaret ve ekonomik faaliyetler itibarıyla da bu böyledir. Ticaret teorilerinin zamanla gelişimine bakılırsa, coğrafi şekiller her zaman en çok ilgilenilen konulardan biri olmuştur. Yollar kanalıyla bağlanma, birleşme türlerinin ve üretici, tüketici ve tüccarlar sayesinde oluşan ilişki türünün değişmesiyle normal etkileşimlerde bile önemli bir rol elde etmiştir. 1n6. yüzyılın sonları ile başlayan üretim şeklinin değişimi ve sanayi devrimiyle, küçük bağımsız işletmelerin işlettiği üretimin esnaf modeli, yerini hemen hemen dünyanın her yerine ihracat sektörüne bırakmaya başlamıştır. Bu, ekonomik şartlara göre ekonomik sistemlerin biçimini değiştirmesine sebep olmuştur. Dünya savaşları, dünyada yaşam koşullarına zarar verecek krizlere neden olmuştur. Bu karanlık yıllardan sonra, ülkeler arasındaki birincil amaç dünya ekonomisini yeniden yapılandırmak olmuştu. Dünya savaşları Avrupa’daki ekonomik gücü zayıflatırken ve büyük güçleri değiştirirken; Avrupa’daki savaşlar sonrası karmaşayı çözmek için teknoloji, sermaye ve örgütsel model Amerika Birleşik Devletleri’nden gelmişti. Bundan sonra, Birleşik Devletler, kurduğu Birleşmiş Milletlerin yardımlarıyla, ülkeler arası ilişkilerin yeniden yapılanmasında başrol oynamıştır. Savaş sonrası olağanüstü duruma çözüm olarak ekonomik gelişme, komünizmin kontrolünün hedeflenmesi, Avrupa’nın başka bir dünya savaşına karşı birleşmesi ve dünya genelinde krizleri ortadan kaldıracak bir mekanizma olarak uluslararası koordinasyon, bu dönemin ana karakteristiklerindendi. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ve daha sonra Avrupa Ekonomik Topluluğu batı ve doğudaki güçlere karşı Avrupa’yı daha güçlü yapmak için oluşmuş girişimlerdendir. Bu girişimler, Birleşik Avrupa’yı yükseltmek için başka yeni ülkeleri bünyesinde toplamak maksadıyla yeni ekonomik örgütlenmeyi kullanan bazı gelişme ilerleme program ve projeleri sayesinde devam etti. Ulaşım sistemleri vasıtasıyla altyapı yatırımları, kapsamlı entegrasyon uyum politikası olarak bu süreçteki ana projelerinin en belirgin bileşenlerinden biridir. Eski zamanlarda olduğu gibi İpek Yolu sınırları geçmek için ülkeler arasında ticaret savaşları başlatmak için başlıca bir yoldu. Son zamanlarda altyapının özellikle de ulaşım sistemlerinin gelişmesi küresel dünyanın entegrasyonunun ana nedenlerindendir. Ulaşım sistemi düğüm noktaları, ağlar ve talepler arasındaki ilişkiler kümesi olarak kavramsallaştırılabilir. Bunlar, yerleşim birimlerinde mekânsal olarak bu talebin, mekan-talep arasındaki akımlar ve bu akımları karşılayacak şekilde tasarlanmış altyapılar olarak dışavurumuna yol açar. Ulaşım sisteminin tüm bileşenleri, ayrı veya birleşmiş bileşenler olarak; yolcuların, yükün ve bilginin hareketlerini kolaylaştırmak için tasarlanır. Ticaret koridoru iki farklı ekonomik aktivite noktasını kendilerine has coğrafi konumu vasıtasıyla birbirine bağlayan bir yoldur. Bu yollar esasen genellikle bir kentsel alan yakınında merkezlenmiş ekonomik düğümler ya da göbekler arasında bağlantı sağlar. Uluslararası ilişkiler ticari anlamda bağlantının bölgesel ölçeği şekillendirilerek ivme kazanır. İpek Yolu, yüzyıllar boyunca doğu ve batı arasındaki ticaretin ana arteri, türlü güçlerin, savaşların, ticaretin yükselişine veya çöküşüne şahitlik eden en eski ticaret yolunun eşsiz örneğidir. Tüm ticaret yollarının yalnızca en ünlüsü değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel dönüştürme yoluydu. İpek yolu, ticaretin ilişkileri, yerleri, coğrafi konsepti ve ekonomik faaliyet alanlarını nasıl dönüştürebildiğine bir örnektir. Bölgesel ve uluslararası ölçekte ulaşım sistemlerinin gelişmesi ve yeniden inşa edilmesinden bu yolların düğüm noktası olarak şehirler ve bölgeler doğrudan etkilenmişlerdir. Bu rota içinde geçmişte olduğu gibi şimdi de oldukça önemli olan Anadolu bu tez için seçilmiştir. Bu çalışma ekonomik ilişkilerin ve Anadolu bölgesindeki ticari yolların yeniden oluşturulmasının tarihini zamanın yol haritalarını kullanarak ve yorumlayarak açıklar. Küresel boyutta, ulaşım uluslararası ticaret yoluyla üretkenlik sayesinde ekonomik ihtisaslaşmayı destekler ve şekil verir. Ticaret hedefleri talebin ve pazar yerine göre üretim ve akış yönüne yansır. En azından, yol boyunca olan mekanlar belde, kentsel veya bölgesel hiyerarşi içerir. Bu süreç içinde bazı büyük yerleşim yerleri küresel şehir veya mega şehir olarak ortaya çıkarlar. Fakat bir şehrin başkent olarak seçilmesinin ana nedeni siyasi hedeflerdir. Bu tez ticaretin ve uluslararası ticaretin bir şehrin önemini ve gelişimini nasıl etkilediğini belirtmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda uluslararası ticaret şehirlerin gelişimiyle birlikte ulaşımın da gelişimini yönlendiren önemli bir bileşendi. Deniz veya kara yollarının yükseliş veya çöküşüyle yerleşim yerleri dönüşüm geçirdi. Ticaret veya başka uluslararası ilişkiler hakkında devlet politikalarının değişimi sayesinde yolların yönü bu kararlara göre şekillendi. Son zamanlarda uluslararası ticaretin ve bölgelerin ve ülkelerin serbest birleşiminin artması küresel dünyadaki altyapının öneminin bir işareti olan aralarındaki altyapı projelerinin çeşitliliğini etkilemektedir. Bu tezin ana hedefi, tarih boyunca Anadolu ticaret yollarını yorumlamak ve dünyada gelişen olayların Anadolu bölgesindeki ticaret yollarını ve yerleşim yerlerini ekonomik ve ticari durumlar bakımından ne kadar büyük ölçüde etkilediğini göstermektir. Sadece antik önemi değil stratejik coğrafi konum da bu önemli pozisyonu bugünlere getirmiştir. Bu suretle bu koşulların zamanla nasıl değiştiğini ve dünya olaylarının ticaret yollarını ve yerleşimleri ne kadar büyük ölçüde etkilediği Anadolu bölgesi ekseninde ekonomi ve ticaret durumları bakımından incelenmiştir. Ticaret ve ticaret teorileri tartışmasından sonra dünyadaki başlıca olayların Anadolu’yu da ticaret yolları konusunda en az diğerleri kadar etkilediği hakkında, haritalar kullanılarak tarihsel kaynaklara odaklanılmıştır.
-
ÖgeAnkara’da Gecekondu Sorununa Çözüm Olarak Geliştirilen Önerilerin Değerlendirilmesi: Ankara Dikmen Vadisi Projesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çevik, Pınar ; Gülersoy, Nuran Zeren ; Şehirsel Tasarım ; Urban DesignÇalışmanın konusu Ankara’da gecekondu sorununun çözümüne yönelik olarak geliştirilen projelerin değerlendirilmesi ve bu projelerden Dikmen Vadisi Projesi’nin ayrıntılı olarak irdelenmesidir. Çalışmada öncelikle Dünyada ve Türkiye’de gecekondu sorununun gelişimi, Dünyada bu soruna karşı geliştirilen öneriler ve ülkemizde gecekondu ve konutla ilgili yapılan yasal düzenlemeler incelenmiştir. Ankara’da gecekondu alanlarında yapılan projelerin incelenmesine yönelik olarak öncelikle kentin başkent olmasından günümüze kadar geçen süre içerisinde kentte gelişen kentleşme olgusu, kenti geliştiren etkenler ve sonuçları ile gecekondu gelişimi incelenmiştir. Ankara kentinde incelenen projeler “iyileştirme”, “gecekonducuları yerinde koruyarak yenileme”, “gecekonduları yıkma ve gecekonducuları taşıma” ve “G.Ö.B. Projeleri” başlıkları altında toplanmış ve projelerin amaç, yaklaşım ve sonuçları değerlendirilmiştir. Ankara’da incelenen projeler Dikmen Vadisi Projesi, Zafertepe Projesi, Portakal Çiçeği Vadisi Projesi, GEÇAK II Projesi, Öveçler Projesi ile örnek G.Ö.B. Projeleridir. Dikmen Vadisi Projesi’nin kullanıcı açısından sonuçlarının ortaya konması amacıyla gecekonducuların yerleştirildikleri konutlarda yaşayan ailelerin 64’ü ile anket yapılmıştır. Anketlerden çıkan sonuç gecekondu sahipleri ile yeni gelenlerin birbirleriyle iletişim kurmakta zorluk çektiği ve özellikle yeni gelenlerin gecekonducuların yaşam şeklinden rahatsızlık duyduğudur. Ayrıca, gecekonducuların projelerin kedilerine sunduğu çağdaş konut ve çevre imkanlarından yararlanmak yerine konutlarını satma veya kiralama yolu ile kar etme yoluna gittikleri görülmektedir. Projeler değerlendirildiğinde görülmektedir ki katılımın sağlanması kullanıcı memnuniyetini artırmakta, ortaya çıkabilecek sosyal ve ekonomik sorunlar azaltılabilmektedir. Projeler, sağlıksız ve düzensiz gecekondu alanlarını yenileyerek kentlere kazandırmakta ve gecekonduculara çağdaş konut ve çevre imkanları sunmaktadırlar. Ancak, gecekonduculara sağlanan bu imkanlar gecekonduculuğu özendirmekle birlikte gecekonducuları bir bakıma ödüllendirmektedir. Ayrıca Dikmen Vadisi Projesi’nde görüldüğü gibi eğitim ve gelir seviyeleri yükseltilmedikçe projelerin gecekonduculara sunduğu hizmetler sadece fiziksel olarak kente entegre olmaları sağlayabilmektedir.
-
ÖgeAntalya'daki Tatil Köylerinin Açık Alan Kullanımı Açısından İrdelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tandoğan, Okşan ; Ergun, Nilgün ; Peyzaj Planlama ; Landscape PlanningBu tez çalışması ile tatil köylerinin açık alanlarının tasarım ilkelerini, bu açık alanlardaki farklı alanların yerleşme düzenini belirlemek,açık alanların tasarımı açısından kullanıcı memnuniyetini tespit etmek ve daha sonra bu konuda yapılacak olan çalışmalara kaynak oluşturmak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda sahip olduğu tüm avantajlar bakımından Türkiye’nin turizm potensiyelinin en yüksek olduğu ve diğer konaklama tesisleri yanında tatil köylerinin de yoğun olarak bulunduğu Antalya ve Antalya’daki tatil köyleri tez kapsamında araştırma alanı olarak seçilmiş, Antalya’daki 14 tatil köyüne yönelik inceleme ve araştırmalar yapılmıştır. Bu tez ‘Antalya’daki tatil köylerinin açık alan kullanımı açısından irdelenmesi’ adı altında yapılan analitik ve sosyolojik inceleme ve çalışmaların sonucunda oluşmuştur. Mimarlar ile yapılan görüşmeler ile tatil köylerinin tasarımını yönlendiren tasarım ilkelerinin saptanması, tatil köylerini oluşturan farklı açık alanların arazi üzerindeki genel yerleşim düzeninin ve tatil köylerinin açık ve kapalı alanlarının hesaplanarak kişi başına düşen açık alan miktarının belirlenmesi çalışmanın analitik bölümünü oluşturmaktadır. Tatil köylerinden genel beklentilerin belirlenmesi için 100 kişi ile yapılan anket çalışması Salima Tatil Köyü ve Majesty Club Kemer örnekleri üzerinde kullanıcı memnuniyetlerinin tespit edilmesine yönelik yapılan anket çalışması ise çalışmanın sosyolojik bölümünü oluşturmaktadır. Tüm bu çalışma ve incelemeler doğrultusunda ortaya çıkan bulgular değerlendirilerek birtakım sonuçlara varılmıştır. Tez sonucunda varılan sonuçlar kısaca şöyle sıralanabilir: Mimarlarla yapılan görüşmeler ile elde edilen tasarım ilkeleri ve yapılan anketlerin ortaya çıkardığı bulgular birbirini desteklemekte, yani tatil köyü tasarım ilkeleri kullanıcılar tarafından da kabul edilmektedir. Birçok tatil köyünün, kış turizmine hizmet verebilmek amacıyla otel bloğu yapmayı planladıkları öğrenilmilştir. Bu durum ve tatil köylerinde yapılan revizyon işlemleri, tatil köylerinde yeşil alan miktarının azalmasına, betonlaşmanın artarak yeşil alanların önüne geçmesine sebep olacağı/olduğu tespit edilmiştir. Bu da, şayet bu süreç devam ederse, tasarımcıların ortaya koyduğu tasarım ilkelerinden gittikçe uzaklaşılacağını, bu durumda da kullanıcı memnuniyetinin azalacağını ortaya koymaktadır.
-
ÖgeAntalya-Kemer'de Turizm Mekanına Planlamanın Etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Akıncıoğlu, Metin ; Çetiner, Ayten ; 55857 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningTuristik ürün sunabilen yerleşme alanı içinde ve dışında, bölgeyi ziyaret eden turistin gereksinim duyacağı kentsel ihtiyaçların, turizmin ekonomik-sosyal ve çevresel etkileri gözönünde tutularak koruma-kullanma dengesi içinde fizik mekana yansıması incelenmiştir. Araştırmada turizm mekanına planlamanın etkileri, planlama ihtiyacı, süreci ve planlamayı yönlendiren politikaların hangi niteliklere sahip olması gerektiği üzerinde durulmuştur. Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi uygulamasında ortaya çıkan planlama ve uygulama sonuçlan doğrultusunda bölgedeki dört belediyenin planlamaya yaklaşımları bire bir anket yöntemiyle araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, turistik bölgelerde planlamanın vazgeçilmez bir unsur, planın ise ödünsüz olarak uygulandığında doğal kaynakların ve çevrenin tahribatım en az düzeyde tutacak bir araç olduğunu ortaya çıkarmıştır. Planlama hiyerarşisinde yukarıdan inme yaklaşım ve çözümler, planlamanın hiçbir boyutuna katılmayan belediyelere birçok sorumluluk yüklemekte ve sonuçlarına katlanmakta yöre halkına düşmektedir. Belediyelerin planlamanın her boyutunda yer alması ve katkıda bulunması, planın uygulamasında çıkacak engellerin daha kolay çözümlenebileceği sonucuna ulaştırmıştır.
-
ÖgeArazi kullanım-ulaşım etkileşimi ve erişilebilirlik : İstanbul için bir değerlendirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Baycan, Tüzin ; Atalık, Gündüz ; 39406 ; Şehir ve Bölge PlanlamaUlaşım, çeşitli ölçeklerdeki gelişme dinamiklerini yönlendirmesi ve yüksek yatırım maliyeti gerektirmesi bakımından, planlama konuları arasında öncelikli bir öneme sahiptir. Ulaşımın arazi kullanımıyla iliskilendirilmesi ise, geçmişin ve günün koşullarını açıklayabilmesi ve geleceğe ilişkin kestirimlerin yapılabilmesi açısından önemlidir. Bu çalışmada, arazi kul lanım-ulasım etkileşimi ve erişilebilirlik konusu, ekonomik-davranıssal yaklaşımlar çerçevesinde ele alınarak, İstanbul metropoliten kent alanında fiziksel ve ekonomik anlamda erişilebilirliğin, yoğunluk dağılımı üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğu saptanmaya çalışılmıştır. Çalışma başlıca altı bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, konunun seçilme nedenleri, amaç ve kapsamı belirtilmiştir. İkinci bölümde, arazi kul lanım-ulasım etkileşimi çerçevesindeki ekonomik-davranıssal yaklaşımların kuramsal temelleri, arazi kul lanım-ulaşım etkileşiminin temel kavramı olan erişilebilirlik, kurama yöneltilen eleştiriler, yeni yaklaşımlar ve gelişmekte olan ülkelerin ulaşım sorunları incelenmiştir. üçüncü bölümde. Türkiye'de arazi kul lanım-ulasım etkileşimi konusundaki yaklaşımlar ve yapılan çalışmalar, kent içi ulaşım sisteminin sorunları, amaçlar, ilkeler, politikalar ve yasal düzenleme önerileri değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde, çalışma alanı olarak seçilen İstanbul'un ulaşım sorunlarının nedenlerini ve boyutlarını anlayabilmek için. arazi kullanım ve ulaşım karakteristikleri incelenmiştir. Besinci bölümde, İstanbul'da kent sorunlarının başında gelen erişilebilirliğin, yoğunluk dağılımını nasıl etkilediği, yoğunluğun bağımlı, arazi değeri ve ulaşım süresinin ise bağımsız değişkenler olarak ele alındığı çoklu regresyon yöntemiyle saptanmaya çalışılmıştır. Sonuç bölümünde ise, genel bir değerlendirmeye yer veri lmiştir.
-
ÖgeAtaşehir Uydukent Yerleşmesi'nin Çevre Düzenlemesinin İrdelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Yalçın, Eren ; Yıldızcı, Ahmet Cengiz ; 46353 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningÜlkemizde planlı olarak gelişen Uydukent Projelerinden biri olan Ata- şehir Uydukent Yerleşmesi'nde konutların çevre düzenlemesi irdele nerek açık alanların kullanım türleri, kullanabilirliği ve yeterliliğinin ortaya çıkarılmasını amaçlayan çalışma, 6 bölümden oluşmaktadır. Çalışmada önce konunun önemi, amacı, kapsamı ve yöntemi açıklan mıştır. Konu Ataşehir Yerleşmesi'nin çevre düzenlemesinin irdelenmesi oldu ğundan öncelikle kentsel açık alan kavramı, daha sonra Toplu Konut ol gusu açıklanmış, ülkemizdeki uygulamaların çevre düzenlemesine veri len önemin Uydukent Uygulamalarında daha da arttığı belirtilmiş, uydu kent kavramına açıklık getirilmiştir. Son bölümden önce l.etap konut alanlarında oturanlarla anket görüşmesi yapılarak Ataşehif deki sosyal yapı, ulaşım durumu, sosyal ve kültürel gereksinmeler ile açık alanların kullanılabilirliği ve yeterliliği ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Anket değerlendirmesine göre çevre yerleşme lerle, Ataşehir Uydukent Yerleşmesi'nin sosyal yapı ve açık alan kulla nımları arasındaki farklılıklar ortaya belirtilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise, Ataşehir Uydukent Yerleşmesi'ndeki ye tersiz görülen açık alanlar anket görüşmeleri sonunda kullanıcıların istek leri doğrultusundaki sosyal, kültürel ve açık alan gereksinimleri göz önünde bulundurulmuş ve çevre yerleşmelerin yerleşmeye olan olumsuz etkileri üzerinde durulmuştur. Bunun için Ataşehir Uydukent Yerleşme sinin kaliteli ve örnek bir uydukent olması açısından birtakım öneriler getirilmeye çalışılmıştır.
-
ÖgeAvrupa Birliği Adaylığı Sürecinde Türkiye’de İllerin Sosyo-ekonomik Gelimişlik Düzeyleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Göçer, Kenan ; Çıracı, Hale ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningÇalışmanın amacını; Türkiye’dek kentlerin sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyini belirleyen faktörlerin çıkarılması, sosyal ve ekonomik göstergeler arası ilişkinin il kümelerine göre nasıl değiştiğinin analizi ve Avrupa Birliği’ne üye olma sürecinde üye ve aday ülkeler içindeki yerinin belirlenmesi oluşturmuştur. Birinci (Gelişmiş) ve üçüncü(Gerikalmış) il kümesinde sosyal değişkenlerin varyansı, ekonomik değişkenler tarafından ikinci (Orta Gelişmiş) il kümesine göre daha fazla açıklanmıştır. Aynı şekilde birinci ve üçüncü il kümesinde ekonomik değişkenlerin varyansı sosyal değişkenler tarafından ikinci il kümesine göre göre daha çok açıklanmıştır. Bu yüzden “Türkiye’de, “ekonomik değişkenler ile sosyal değişkenler arasındaki bağıntı gelişmiş il gruplarından az gelişmiş il gruplarına doğru azalır” şeklinde kurulan hipotez reddedilmiştir. İllerin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyleri ile en fazla bağıntılı olan değişkenler SSK’lı işgücü ve iletişim altyapısı olmuştur.Türkiye’nin AB üye ve aday ülkeler içindeki sosyo ekonomik gelişmişilk düzeyini belirlemek için faktör analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda Türkiye aday ülkelerin sonunda yer alırken, gelişmenin dinamiğini belirlemede bilişim sektörü ve araştırma geliştirmenin rolü büyük olmuştur
-
ÖgeAvrupa Birliği İle Bütünleşme Sürecinde Küçük Ölçekli Projeler Fonunun Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Sezgin, Ervin ; Gezici, Ferhan ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningBu çalışmanın amacı küçük ölçekli sınır ötesi işbirliği projelerinin yerel topluluklar üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesidir. Genelde küçük ölçekli işbirliği projelerinin, özelde de AB’nin Ortak Küçük Projeler Fonu ile gerçekleşen projelerin yerel toplulukların kalkınmasında ve bütünleşmesinde olumlu yönde rol oynadıkları iddia edilmektedir. Bu amaçla fon desteği ile uygulanan projeler hakkında farklı Avrupa ülkelerini kapsayan bir araştırma yapılmış ve bulguları desteklemek amacı ile bir anket düzenlenmiştir. Araştırmanın bulguları, bütünleşme, kalkınma, katılım ve sürdürülebilirlik ana başlıkları üzerinden tartışılmaktadır. Çalışma kapsamında sınır ötesi işbirliği, üç temel aşamada değerlendirilmektedir. Kavramsal çerçevesi, dünyadan örnekler sunularak tartışılmakta; Avrupa Birliği kapsamında kurumsal bir olgu olarak değerlendirilmekte ve son olarak Ortak Küçük Projeler Fonu vasıtasıyla yerel topluluklar ve gündelik hayatlar üzerindeki etkileri irdelenmektedir.
-
ÖgeAvrupa Birliği Yapısal Fonlarının Bölgesel Etkilerinin İncelenmesi: İspanya-polonya Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-08-22) Küçükelmas, Gökçe ; Gezici, Ferhan ; 409480 ; Bölge Planlaması ; Regional Planningİnsanlık tarihini derinden etkileyen Sanayi Devrimiyle birlikte; devrimi gerçekleştiren ülkeler hızla ekonomik olarak kalkınmakta, devrimi gerçekleştiremeyen ülkeler ise öncü ülkelerin sömürgeleri haline dönüşmekteydi. Sanayi Devrimi ile birlikte, kentleşme hızla devam etmiş, kırsal bölgelerde yaşayan insanlar kent merkezlerine ve çeperlerine yerleşmişlerdir. Ekonomik, sosyal faaliyetlerin merkezi haline gelen öncü bölgeler, diğer bölgeleri de kendilerine bağlı alt bölgeler haline getirmiştir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren merkez bölgelerin gittikçe güçlenmesi, görece geri kalmış bölgelerin rekabet koşullarının da gittikçe zor hale gelmesine neden olmuştur. Devam eden süreçte, 1980’li yıllardan itibaren küreselleşme hareketlerinin etkisiyle, sınır ötesi ticari aktiviteler yoğunlaşmış, öncü bölgeler ve bu bölgelere bağlı alt bölgeler tamamen kutuplaşmıştır. Her geçen yıl söz konusu farklılıklar daha da ciddi boyutlara ulaşmıştır. AB, bölgeler arası gelişmişlik düzeylerinin artması sonucunda, farkların azaltılması için önleyici bölgesel politikalar gerçekleştirmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde, AB bölgesel kalkınma politikaları ve bu politikalara bağlı araçlar incelenecektir. Aynı bölümde, bölgesel yakınsama kavramına değinilecektir. Bölgesel yakınsama kavramına yaklaşımlar ve bu yaklaşımların eleştirileri irdelenip, çalışmada temel ekonomik gösterge olarak belirlenen GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) değeri ile yakınsama kavramı incelenecektir. İkinci bölümde, çalışma konusu İspanya ve Polonya’nın AB süreci, farklı dönemlere ait ekonomik göstergelerin incelenmesi ve yapısal fonların ülkelere göre dağılımı yorumlanacaktır. Çalışmanın devamında İspanya ve Polonya bölgelerinin çeşitli ekonomik göstergeler ile yapısal fonların dağılımının analizi ortaya konulacaktır. Söz konusu analizler ile bölgelerin çalışma konusu olan 1996-2008 yılları arasında seçilmiş dönemlerde gösterilen gelişimler irdelenecektir. AB bölgesel politikaları kapsamında, görece kalkınmada geri kalmış bölgelerin AB bölgesel politikaları paralelinde nasıl bir gelişim gösterdikleri ortaya konulacaktır. Çalışmanın sonucunda, örnek olarak seçilen Polonya ve İspanya örneklerinin göstermiş olduğu gelişim ve değişimlerden sonuçlar çıkartılıp öneriler oluşturulacaktır.
-
ÖgeAvrupa Ve Türkiye’de Kentsel Koruma Ve Revitalizasyon Politikası Ve Uygulamaları Üzerine Bir Değerlendirme Istanbul Tarihi Yarımada-ayvansaray Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Günay, Zeynep ; Zeren Gülersoy, Nuran ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningAvrupa ve Türkiye’de Kentsel Koruma ve Revitalizasyon Politika ve Uygulamaları’ başlıklı çalışmanın odağı dünya miras listesinde yer alan İstanbul Tarihi Yarımada Karasurları ile bağlantılı olarak Ayvansaray’da bütünleşik bir revitalizasyon yaklaşımı sunmaktır. Amaç, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde ülkenin ekonomik kalkınma ve Türk kimliğini vurgulama sürecinde kültürel mirasın rolünü vurgulamaktır. Çalışma göstermiştir ki, revitalizasyon eylemleri bir bütün olarak ele alınmadığında kısa vadede olumlu sonuçlar getirse de, kısa ömürlü olmaktadırlar. Ayvansaray gibi uluslararası öneme sahip kent dokularında, o halde, yerel ekonomik gelişme, sosyal-kültürel entegrasyon ve fiziksel rehabilitasyon müdahaleleri eşdeğerli olarak geliştirilmelidir. Çalışma bu noktada, mirasın sosyo-ekonomik rolünü tanımlamada, efektif koruma politikasının geliştirilmesinde, koruma için gerekli araç ve finansal kaynakların yaratımında ve ilgili aktörlerin rolünü tanımlamada eksiklikleri ve yetersizlikleri olan tarihi merkezlerde bu problemlere karşı başarılı revitalizasyon uygulamalarının çerçevesini belirlemektedir.