FBE- Meteoroloji Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Konu "actual evapotranspiration" ile FBE- Meteoroloji Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeVejetasyon Yüzeyinin Co2 Ve H2o Akılarının Eddy Kovaryans Yöntemi İle Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-01-30) Aslan, Toprak ; Şaylan, Levent ; 10063774 ; Meteoroloji Mühendisliği ; Meteorological Engineering2012 yılı verilerine göre küresel sera gazı bütçesinde tarımın payı %10’dur. Ancak dünyada tarım sektöründen kaynaklanan sera gazı akıları ile ilgili çalışmalar orman alanları ile karşılaştırıldığında yeterli düzeyde değildir. Bu sebeple özellikle gelişmekte olan ülkelerde tarımdan kaynaklanan sera gazı hesabında IPCC tarafından önerilen üç aşamadan birinci aşama yani diğer ülkelerde yapılan araştırmaların sonuçlarına dayanan emisyon ve yutak katsayıları ve ilişkiler kullanılmak durumundadır. Ancak ülkeler farklı iklim toprak ve bitki çeşitlerine sahiptirler bu sebeple bu şartlarda yapılacak çalışmalardan elde edilecek sonuçlar ve geliştirilecek modellerle IPCC’nin tavsiye ettiği ikinci ve üçüncü aşamadaki sera gazı hesaplama alternatifleri kulllanılabilir. Dolayısıyla ülkeler kendi şartları ve bitki çeşitleri için atmosfere verdikleri ve aldıkları sera gazları miktarını belirlemek durumundadır. Ülkemizde ne yazık ki tarımsal bitkilerden kaynaklanan sera gazı emisyonları ile ilgili uluslararası kabul gören yöntem ve teknoloji ile yapılmış araştırmaların sayısı yok denecek kadar azdır. Bu sebeple atmosfer ve biyosfer arasındaki gaz ve enerji akı değişimlerinin uluslararası kabul gören yöntem ve standartlarda yapılacak ölçümlerle belirlenmesi gerekmektedir. Bu tez çalışmasında Kırklareli’nde bulunan Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma Enstitüsü deneme alanında 2012 yılında vejetasyon yüzeyi olarak karpuz bitkisi ile atmosfer arasındaki karbondioksit ve su buharı akılarının değişimi uluslararası kabul gören mikrometeorolojik yöntemlerden Eddy Kovaryans yöntemi ile bir gelişme dönemi boyunca ölçülmüş ve belirlenmiştir. Çalışmada ana amaç tarım alanlarından kaynaklanan sera gazı değişiminin ülkemizdeki şartlar ve bitkiler için belirlenmesidir. Bu kapsamda karpuz bitkisi üzerinde yapılan bu ölçümler ve analizler sonucunda bu bitkiden dikimden ölçümler sonlandırılıncaya kadar geçen sürede atmosfere solunum ile salınan (emisyon), atmosferden fotosentez ile alınan ve bitki bünyesinde biriktirilen karbon miktarı ilk kez Dünya’da ve ülkemizde bu yöntem ve teknoloji ile belirlenmiş bulunmaktadır. İlgili vejetasyon yüzeyi ile atmosfer arasında yukarıda bahsedilen periyotta yapılan ölçümler ve analizler sonucunda brüt fotosentez faaliyeti toplam 1160.2 g C m-2 (4246.3 g CO2 m-2), toplam ekosistem solunumu 846.35 g C m-2 (3097.6 g CO2 m-2) ve toplam net ekosistem değişimi (yutak ) -299.03 g C m-2 (-1094.45 g CO2 m-2) olarak belirlenmiştir. Günlük ortalama GPP, NEE ve Reco değerleri ise 8.99, -2.31 ve 6.56 g C m-2 olarak belirlenmiştir. Gelişme dönemi içerisinde günlük maksimum ve minimum GPP sırasıyla 17.64 ve 1.27 g C m-2 olarak tespit edilmiştir. Karpuz bitkisinden atmosfere solunum faaliyeti ile salınan maksimum karbon miktarı 10.08 g C m-2 ve minimum karbon miktarı ise 2.91 g C m-2 olarak elde edilmiştir. İlgili bitki tarafından atmosferden yutulan maksimum karbon miktarı ise -9.09 g C m-2 olarak ölçülmüştür. Bitkinin gelişme dönemi byounca CO2’nin yanı sıra ilgili yüzeyden atmosfere salınan su buharı miktarıda (transpirasyon ve evaporasyon ile) EC yöntemiyle belirlenmiş ve sonuçta ilgili ölçüm döneminde meydana gelen gerçek evapotranspirasyon (ETa) değeri 422.01 mm olarak ölçülmüştür. Karpuz bitkisinden meydana gelen günlük toplam en düşük ETa 1.01 mm ve en yüksek de 7.26 mm olarak belirlenmiştir. Gelişme dönemindeki günlük ortalama ETa 3.27 mm olarak hesaplanmıştır. Bu çalışmanın bir diğer amacıda ilgili bitki yüzeyinden CO2 ve H2O akıları ile meteorolojik ve bitki ile ilgili değişkenler arasındaki ilişkilerin araştırılmasıdır. Bu kapsamda GPP, NEE ve Reco ile büyüme derece gün ve biyokütle arasında ilişkiler araştırılmıştır.