Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "18. yüzyıl" ile Sanat Tarihi Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeBarok-rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmelerinde Kompozisyon, Motif Ve Terimler (1740-1797)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Sevinçtav Kanlıçay, Sinem ; Saner, Turgut ; 253846 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryÇeşmeler Osmanlı su mimarisinin vazgeçilmez öğesidir. 18. yüzyıla kadar su gereksinimini gidermesi yeterli görülen klasik şemalı çeşmeler bu yüzyılın ortasına doğru adeta giysi değiştirir. Değişim önceleri motiflerde rokoko esaslı olarak kendini gösterirken, ilerleyen aşamalarda kompozisyon bütününü etkileyen barok düzenlemeler gözlenir. Batı mimarlığında barok ve rokoko akımlarının geçirdiği süreçten farklı bir düşünsel, kültürel ve toplumsal altyapıyla bu aktarımları karşılayan Osmanlı mimarlığı, elinde hazır bulunan geleneksel sözlükte yeni girişler yaparak daha zengin, daha kapsamlı bir ifade elde etmeyi başarmıştır. Toplumda devletin o dönem içinde bulunduğu zor durumdan bağımsız gelişen yeni yaşam biçimi arayışı, mimaride de özgün yapıtların ortaya konmasını sağlamıştır. Bu özgün yaratının temelinde geleneksel şemanın barok ve rokoko aktarımlarla aşılanarak yeni/melez biçimler elde edilebilmesi yatar. 18. yüzyılın ortasına doğru çeşme kurgusuna artık bir mimari düzen anlayışıyla yaklaşıldığı gözlemlenir. Üst üste düzenleme, iç içe düzenleme, sütun/pilaster demeti, cephede dalgalanma-hareket, geometrik bölünme, amorf bölünme biçiminde yüzeyin alanlara ayrılması, simetri/asimetri gibi kompozisyon esasları ve akant yaprağı, C kıvrımı ve yaprak sırtlı C kıvrımı, S kıvrımı ve yaprak sırtlı S kıvrımı, düz ve eğri çubuklar, rokay, istiridye kabuğu, volüt, kartuş gibi yeni motifler devreye girer. Bu çalışmada 1740-1797 tarihleri arasında İstanbul'da inşa edilmiş 35 adet çeşme incelenmiş; döneme ait çeşme mimarisi kompozisyon esaslarının ve motiflerinin çözümlenmesinin ardından bir terimler sözlüğü oluşturulması amaçlanmıştır.
-
ÖgeNedîm’in Şiirlerinde Mimari Eserlere Göndermeler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Özel, Şükran ; Ağır, Aygül ; 265738 ; Sanat Tarihi ; Art History1718-1730 yılları arasında yaşanan ve Lâle Devri olarak adlandırılan on iki yıllık süreç, Osmanlı tarihinde Batılılaşmanın ilk önemli adımlarının atılmaya başlandığı, sanatsal ve kültürel anlamda önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemin mimarları III. Ahmed ve Sadrazamı Damat Nevşehirli İbrahim Paşa, barış yanlısı bir tutum sergilemişler ve Batı'ya açılmanın gereğini duymuşlardır. Bu amaç doğrultusunda kültürel ve sanatsal alanlarda birtakım yenilikler yapılmıştır. Fransa'ya bir elçilik heyeti gönderilmiş, diplomatik görevlerinin yanısıra bilimsel ve sanatsal anlamda da incelemeler yapmaları istenmiştir. İlk Türk matbaası açılmış, özellikle coğrafya, bilim ve teknoloji alanlarında pek çok önemli eser basılmıştır. Bu dönemde ayrıca oldukça yoğun bir inşa faaliyetinin yaşandığı görülür. Bu faaliyetler sonucunda Boğaz ve Haliç kıyılarında pek çok köşk, kasır ve sahilsaray yapılmış, şehrin meydanları çeşme ve sebillerle süslenmiştir. Lâle Devri'nde yeni yapılan ya da onarılan bu süslü, gösterişli bahçe, köşk, kasır ve sahilsaraylarda pek zarif ve ince sohbetler, eğlenceler düzenlenmiştir. Bu devirde, gezinti ve eğlence yerleri, kır ve deniz sefaları, bayram şenlikleri çoğalmış, kadınlı erkekli halk buralarda görülmeye başlanmıştır. Lâle Devri'nde gerçekleşen bu yenilikler ve sosyal hayatta yaşanan değişimler, edebiyata da yansımış, bu dönemde özellikle bazı şairlerde görülen yenilik arzusu, gerek şekil, gerekse içerik bakımından klasik estetiğin katı kurallarında çözülmelere yol açmıştır. Bu dönemde dış gerçekliğe daha fazla önem verilmeye başlanmış, Divan edebiyatında daha önceleri soyut bir kavram gibi ele alınan çevre somutluk kazanmıştır. İşte Divan edebiyatındaki bu değişim, özellikle Lâle Devri'nin tâze-zebân şairi Nedîm'in şiirlerinde görünürlük kazanır. Onun şiirlerinde İstanbul, köşkler, saraylar, kasırlar, çeşmeler gibi mimari yapılar, mesire yerleri, bayramlar ve eğlenceler kendine özgü üslubuyla gerçekçi bir şekilde resmedilmiş hatta sahnelenmiştir. Lâle Devri bütün ihtişamı ve çoşkusuyla onun şiirlerinde ebedileşir. Bu çalışmada Nedîm'in dönemindeki saray, kasır, sahilsaray, çeşme, han, hamam, cami, medrese gibi mimari eserler için yazmış olduğu bazı tarih manzumeleri ve kasideleri incelenmiş, bu şiirlerinde Nedîm'in mimari eserlere yaptığı göndermeler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada önce 18. yüzyılın başındaki siyasi ortam ele alınmış ve Lâle Devri'ne uzanan süreç anlatılmıştır. Lâle Devri, devrin sadrazamı Damat Nevşehirli İbrahim Paşa ve devre getirdiği yenilikler, Lâle Devri'nde Osmanlı mimarisi ve Patrona Halil İsyanı üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölüm, 18. yüzyılda Divan şiirinin özellikleri ve Lâle Devri'nde adı geçen önemli bazı şairler hakkında verilen bilgilerden oluşmaktadır. Dördüncü bölümde 18. yüzyılın yenilikçi şairi Nedîm'in hayatı, edebi kişiliği, eserleri ve Nedîm'in şiirlerinde 18. yüzyıl manzum tarihlerinin özellikleri anlatılmıştır. Çalışmanın beşinci bölümde ise Nedîm'in mimari eserlere yaptığı göndermeler ve bunların Nedîm'in manzum tarihleri ve kasidelerinde saptanması ve yorumlanması oluşturur.