FBE- Katı Cisimlerin Mekaniği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Makina Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece yüksek lisans düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Konu "Analog faz kaydırıcı Devre" ile FBE- Katı Cisimlerin Mekaniği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAnkastre Bir Kirişin Aktif Titreşim Kontrolü(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-02-21) Kazancı, Mehmet Volkan ; Şanlıtürk, Kenan Yüce ; 460406 ; Katı Cisimlerin Mekaniği ; Solid MechanicsAktif titreşim kontrolü teknolojisi, pasif kontrol tekniklerinin bir sınıra ulaşması ve bilhassa düşük frekanslarda yetersiz kalması ile konu üzerinde son yıllarda hem akademik hem de endüstriyel pek çok çalışma gerçekleştirilmesine sebep olmuştur. Teknolojinin de hızlı gelişmesi ile sadece göreceli olarak düşük doğal frekanslara sahip basit yapılar değil, karmaşık parçalar veya yapılar da aktif titreşim kontrolü uygulamaları için uygun adaylar haline gelmiştir. Bu tez çalışmasında, tek tarafından sabitlenmiş diğer tarafından serbest bırakılmış çelik bir çubuğun aktif kontrolü uygulamasının zaman ve frekans tabanında incelenmesi amaçlanmıştır. Böylelikle, aktif titreşim kontrolü amacıyla farklı geri besleme sinyalleri içeren deneysel düzenekler kurulmuş, denetçi performanslarının ilgili çubuğun birinci modu üzerine etkileri incelenmiştir İlk bölümde, geniş bir literatür taraması sonucunda daha önce yayınlanmış çalışmalar ve kullanılan metotlar incelenmiştir. Süreç içerisindeki tarihsel gelişmelerden bahsedilmesinin yanı sıra, akıllı yapıların ve akıllı malzemelerin aktif kontrol düzeneklerinde kullanılması ile gerçekleşen hızlı ilerleme gösterilmiştir. Akıllı malzemelerin, bilhassa piezoelektrik malzemelerin, hem algılayıcı hem de eyleyici olarak deneysel düzeneklerde kullanılmasıyla daha gelişmiş kontrol algoritmalarının geliştirmesine olanak sağlanmıştır. Endüstriyel uygulamaların yanı sıra, yapılan akademik çalışmaların pek çoğunun basit, esnek ve hafif çubuk ve plaka yapılar üzerinde gerçekleştirildiği belirlenmiş ve bu konudaki çalışmalar sınıflandırılmıştır. Bölüm 2’de, çalışmanın altında yatan teorik altyapı sunulmuş ve böylece yapılacak sayısal ve deneysel çalışmaların temeli oluşturulmuştur. Orantısal kontrolcüler başta olmak üzere temel kontrol teorisi anlatılmıştır. Sayısal ve deneysel modal analiz titreşim modelleri anlatılmasının yanı sıra aktif titreşim kontrolünün sayısal uygulamalarını çalışmak amacıyla tek serbestlik dereceli bir sistemde sırasıyla deplasman, hız ve ivme geri besleme kapalı çevrimleri kurulmuş, sistemlerin frekans tepki fonksiyonları karşılaştırılmıştır. Sayısal çalışmalarda, beklenildiği üzere deplasman ölçümlerinin tek serbestlik dereceli sisteme geri beslenmesiyle sisteme ek bir direngenlik kazandırılmış, geri beslenen sinyalin genliklerinin orantısal olarak arttırılması, aktif sistemin de orantısal olarak direngenliğinin artmasına ve doğal frekansının artmasına sebep olmuştur. Aynı şekilde sisteme geri beslenen ölçülmüş hız sinyalleri sistemin rezonans genliklerinin azalmasına sebep olmuş, artan geri besleme sinyallerinin genliklerinin artmasıyla sisteme aktif olarak uygulanan sönüm orantısal olarak artmıştır. Öte yandan, sisteme geri beslenen ölçülmüş ivme sinyalleri tek serbestlik dereceli yapıya ek kütle etkisi oluşturmuş ve doğal frekansının geri beslenen sinyal genliklerine oranla azalmasına sebep olmuştur. Böylece, bu sayısal çalışmalar üzerinden sonraki bölümlerde incelenecek deneysel çalışmalara temel hazırlanmıştır. Bölüm 3’de, Aktif titreşim kontrolü çalışmalarında kullanılan deney düzenekleri, bu çalışmaların başarıya ulaşması ve uygulanacak denetleyici düzeneklerinin kararlılığı açısından önem arz etmektedir. Bu sebeple düzenekte görevlendirilmiş her bir elemanın özellikleri ayrı ayrı incelenmelidir. Hem kapalı hem de açık döngülerde görevlendirilmiş her bir eleman ayrıntılarıyla işlenmiştir. Deneysel çalışmalarda eyleyici olarak elektrodinamik modal sarsıcı kullanılmış, algılayıcı olarak ise lazer ölçüm cihazı sistemde görevlendirilmiştir. Lazer ölçüm cihazı kullanılmasının temassız ve kararlı bir ölçüm sağlanmasının dışında, ölçülen sinyaller, lazer ölçüm denetleyicisi ile deplasman ve hız olarak çıkış sinyallerine çevrilebilmektedir. Bu şekilde eyleyiciye geri beslenecek olan sinyal kolayca deplasman, hız veya ivmeye dönüştürülmüştür. Kullanılan eyleyicinin çubuk yapısına olumsuz etkileri incelenmiş ve raporlanmıştır. Eyleyiciye beslenecek sinyallerin güç yükselticisinden geçirilerek sisteme geri uygulanması planlanmıştır. Bu sayede, geri beslenecek sinyalin orantısal genliği müdahale edilebilir bir hale getirilmiştir. Ayrıca, çubuğun serbest tarafının uç noktasına bir ivmeölçer yerleştirilmiş ve kullanılan kontrol döngülerinin getirdiği faydaların zaman tabanında belirlenmesi için kullanılmıştır. Bu ivmeölçer sayesinde anlık olarak ölçülmüş sistem tepkisiyle herhangi bir algılayıcının birbirleri arasındaki faz açılarını belirlemekte kullanılmış, frekans tabanında yapılacak çalışmalarında referans algılayıcısı görevini üstlenmiştir. Deneysel çalışmaların tümü darbe çekici eylemiyle gerçeklemiş, bu çekiçten okunan darbe kuvveti ve algılayıcılardan okunan çıkış sinyalleri hesaplamalarıyla frekans tepki fonksiyonları oluşturulmuştur. Buna ek olarak, sistem niteliklerinin ve tepkilerinin deneysel olarak belirlenmesi için gerçekleştirilmiş temel çalışmalar açıklanmıştır. Çelik çubuğun deneysel modal analizi tamamlanmış ve ilk üç rezonans frekansı ile beraber modal sönüm değerleri ve rezonans genlikleri deneysel olarak belirlenmiştir. Deneylerde kullanılması amacıyla basit bir kapasite ve direnç devresi olan analog alçak geçiren süzgeç devre tasarlanmış, devreye giren ve çıkan sinyaller arasında oluşan faz açısı deneysel olarak belirlenmiştir. Bu devrenin tasarlanma amacı, yapıya geri beslenecek sinyal genliklerinin yükseltilmeden önce devrede bulunan ayarlanabilir direnç ile istenilen faz açısını sağlayabilmektir. Böylece deneysel sistemden kaynaklı istenmeyen faz açılarının düzenlemesinin yanı sıra geri besleme kontrolcü türünün de ayarlanabilir hale getirilmesi amaçlanmıştır. Bölüm 4 ise aktif titreşim kontrolü deneysel çalışmaları, zaman tabanında yapılan çalışmalar ve frekans tabanında yapılan çalışmalar olarak iki alt başlığa ayrılmıştır. Böylelikle, ayrı ayrı gerçekleştirilen deplasman, hız ve ivme geri beslemeli kapalı çevrimlerin sonuçları detaylıca incelenebilmiştir. Frekans tabanında yapılan çalışmalarda ek olarak analog faz kaydırıcı devre kullanılmasıyla geri beslenecek sinyalin faz açılarının istenilen değere getirilmesi amaçlanmıştır. Zaman tabanında yapılan açık döngü çalışmalarında, herhangi bir geri beslemeye maruz bırakılmamış çubuğun darbe çekici uyarısıyla birlikte verdiği tepki ölçülmüş ve geri besleme kapalı döngü deneysel düzeneklerinin aynı uyarılma ile verdiği tepkiler karşılaştırılırmıştır. Çubuğun serbest ucundan açık döngü durumundaki titreşim genlikleri ölçülmüş, ayrı ayrı uygulanan deplasman, hız ve ivme geri beslemeli kapalı döngü sistemlerin titreşim genliklerinin çok daha düşük seviyelere getirilebildiği gözlemlenmiştir. Bu sonuçlarda, deplasman ve ivme geri beslemeli düzenek durumlarının bu seviyede sönümleme etkisi oluşturması, sistem üzerine uygulanan kontrol sinyallerinin istenilen faz açılarında uygulanamadığını işaret etmektedir. Frekans tabanında yapılan çalışmalarda ise yapının kontrol sinyallerine maruz kalmadığı açık döngü durumunda frekans tepki fonksiyonları çıkartılmıştır. Böylelikle herhangi bir geri besleme kontrolcüsünün sistem üzerine oluşturduğu değişikliklerinin gözlemlenmesine referans sağlamıştır. Ayrıca sisteme geri uygulanan sinyallerin zaman tabanında anlık olarak ölçülmesi ve birbirleri arasındaki faz ilişkilerinin belirlenmesi amacıyla, frekans tepki fonksiyonlarının ölçümlerinde, ilgili algılayıcıların ve geri beslenen sinyallerin zaman tabanında kaydı tutulmuştur. İlk olarak gerçekleştirilen deneysel çalışmalarda, deplasman geri beslemeli deney düzeneğinde lazer deplasman ölçümleri ile sisteme geri beslenen eyleyici sinyallerinin arasındaki faz ilişkisi incelenmiştir. Hesaplanan değerin, ölçülen faz açısının gerisinde olması, kapalı döngü sisteminde hem ek bir direngenlik sağladığı hem de ek sönüm uyguladığı sonucunu çıkartmıştır. Geri besleme sinyallerinin arttırılması ile kademeli olarak ölçümler alınmış, frekans tabanında sırasıyla karşılaştırmalar yapılmıştır. Buna göre, sistemin birinci modu %15,1 yükseltilmiş ancak istenilmeyen bir sönüm etkisinin de uygulandığı raporlanmıştır. İkinci olarak yapılan deneysel çalışmada lazerden ölçülen hız sinyalleri sisteme geri beslenmiş, frekans tabanında yapılan ölçümlerde anlık alınan zaman sinyallerinin faz açısı ilişkisi incelenmiştir. Beklenildiği üzere eyleyici ucunda bulunan kuvvet sensörü ile lazer hız ölçümü sinyalleri arasında tam 90 derece faz farkı belirlenmiştir. Frekans tabanında yapılan çalışmalarda, çubuğun birinci modundaki titreşim genliklerinin %42.1 düşürüldüğü tespit edilmiştir. Lazer algılayıcıdan ölçülen deplasman sinyalinin sisteme ivme geri besleme sinyali olarak uygulanması için lazer algılayıcı kafasının yeri eski yerinin tam karşısına geçirilmiş böylelikle ölçülen deplasman sinyalinin tersi olan ivme sinyalleri sisteme geri beslenebilmiştir. Yani yapıya uygulanacak kontrol kuvveti çubuğun hareket ettiği doğrultu ile aynı doğrultuda olacaktır. Böylece, sistem üzerinde ek bir kütle etkisi uygulanmış olacaktır. Sonuçlar beklenildiği üzere ivme geri besleme sinyallerinin uygulandığı kapalı döngü sistemi ile çubuğun birinci doğal frekansını daha düşük frekanslara çektiğini göstermiştir. Ancak, eyleyici sinyali ile algılayıcı sinyalinin aynı faz açısında olması beklenirken, eyleyici sinyali algılayıcı sinyalinin gerisinde olduğu tespit edilmiştir. Zaman tabanında da öngörüldüğü üzere ek olarak beklenmeyen sönüm etkisinin gerçekleştiği görülmüştür. Öte yandan güç yükselticisinden geri beslenen sinyal genliği arttırıldıkça, fazlar istenildiği gibi aynı faz açısı değerine getirilebildiği gözlemlenmiştir. Çalışma sonucunda çubuğun ilk rezonans frekansı uygulanan geri besleme sinyallerinin oluşturduğu kütle etkisiyle %5,5 düşürülmüştür. Kullanılan ve üzerinde çalışılan deney düzeneklerinde istenilmeyen faz açılarının oluşması, analog alçak geçiren süzgeç devre tasarlanmasının fikrini oluşturmuştur. Lazer deplasman çıktısının hemen sonrasına yerleştirilen devre, hesaplandığı üzere ek bir faz açısı farkı sağlamıştır. Kuvvet algılayıcısı ölçüm sinyalinin, lazer ölçüm sinyalinin gerisinde olması durumunu, 90 derece gerisinde olması durumuna çevirmiş, deplasman ölçümleri ile aktif titreşim sönümleyici düzeneği tasarlanmasına olanak sağlamıştır. Bu yeni düzenek üzerinde gerçekleştirilen darbe çekici testleri frekans tepki fonksiyonlarının, kademeli olarak arttırılan geri besleme sinyalleri sonuçlarına göre, birinci moddaki titreşim genliklerini %44.37 düşürülmüştür. Sonuç olarak, bu tezde elektrodinamik bir sarsıcının eyleyici olarak kullanılması ile orantısal geri besleme kontrol düzenekleri kurulmuş ve bir tarafından tutturulmuş öteki tarafından serbest bırakılmış esnek bir kirişin birinci titreşim modu üzerindeki dinamik etkileri incelenmiştir. Ek bir devre kullanılarak ölçülen ve geri beslenen sinyaller arasındaki faz açılarına müdahale edilebilmiş, bu devrenin sağladığı faydalar incelenmiştir. Bu çalışmalarda uygulanan denetçi düzeneklerinin, yapı üzerinde ayrı ayrı ya da birlikte hem direngenlik, hem negatif direngenlik hem de sönüm etkisi oluşturabildiği gözlemlenmiştir.