LEE- Müzikoloji ve Müzik Teorisi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Konu "music education" ile LEE- Müzikoloji ve Müzik Teorisi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeGelenek kurguları, Darülelhan ve aktörlerı̇nden Rauf Yekta Bey(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-08-26) Taşdelen, Duygu ; Doğrusöz Dişiaçık, Nilgün ; Ergur, Ali ; 414142003 ; Müzikoloji ve Müzik TeorisiİTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Müzikoloji ve Müzik Teorisi Anabilim Dalı, Müzikoloji ve Müzik Teorisi Programında doktora tezi olarak hazırlanan bu çalışmada; dönemin değişen koşullarında Türk müziğinin aktarım, icra ve nazariyat geleneklerinin Darülelhan aracılığı ile nasıl şekillendirilmeye çalışıldığı, kurumun dönemin Türk müziği üretim ortamına etkileri, aktör olarak Rauf Yekta Bey'in içinde bulunduğu sosyo-kültürel koşullar ve Rauf Yekta Bey'in gelenek anlayışını oluşturan unsurlar incelenmiştir. Osmanlı Devleti'nde büyük dönüşümlerin ve karşıtlıkların yaşandığı 19. yy.da, modernleşme ve modernleşmenin rasyonelleştirici etkisi ile yaşanan askeri, siyasi ve toplumsal değişmenin izleri, Türk müziğinin kültürel üretim sahasında da görülmektedir. Türk müziğinde özellikle aktarım, nazariyat ve icra geleneğinde değişmelerin yaşandığı bu süreçte, değişmenin modern eğitim kurumları eliyle yeniden inşâ edilmesi, Türk müziği eğitiminin kurumsallaşması ihtiyacı ve fikri gündeme gelmeye başlamıştır. Bu amaçla açılan ve hem Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinin hem de yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî müzik eğitim kurumu olan Darülelhan'a, dönemin müzikal beğenisini ve üretimini yeniden inşâ etmede önemli bir misyon yüklenmiştir. Osmanlı Devleti'nde Batılılaşma süreci ile başlayan, Türk müziğinin çeşitli alanlarındaki dönüşümün Darülelhan'da verilen eğitim ve sanat faaliyetleri ile kurumdan mezun olan öğrenciler aracılığıyla şekillendirilmeye çalışılması amaçlanmaktadır. Kurumun yönetmelikleri incelendiğinde, Türk müziği eğitiminde 'bilimsellik' ve yazılı kültür vurgunu yapıldığı görülmektedir. Kurum için belirlenen temel amaçlar, dönemde hâkim olan pozitivist ve rasyonalist düşüncenin Türk müziği alanına yansıması gibidir. Oluşturulan fasl-ı umumi heyetlerinin çalışmaları ve konserleri ile kurumdaki müzik anlayışının mesleki sosyalleşme yoluyla yaygınlaştırılmaya çalışıldığı da anlaşılmaktadır. Ancak kurumun 1916 yılında başlayan ilk döneminde maddi yoksunluklar, Dünya Savaşının etkileri gibi nedenlerle Darülelhan planlandığı şekilde faaliyet gösterememiştir. 1923 yılında Şark ve Garb müziği şubeleri ile eğitime başlanan ikinci yapılanma döneminde ise Darülelhan'ın, Avrupa'daki muadilleri gibi 'asri' bir kurum olarak faaliyet göstermesi amaçlanmaktadır. Hem sanatsal etkinliklerle hem de kurumda yapılan çalışmalar ile bu dönemin, ilk dönemden daha verimli olduğu söylenebilir. Bu dönemde yapılan faaliyetler ile kurumun amaçlarının daha çok örtüştüğü görülmektedir. Yapılan konserlerden, nota kullanımından, yayın faaliyetlerinden anlaşıldığı üzere Türk müziğinin aktarım ve icrasında değişmeler gözlemlendiği gibi; Türk müziği ile ilgili ilk kez bilinçli şekilde -Türk müziğinin kayıt altına alınması ve alanda sistemli ilk çalışmaların gerçekleştirilmesiyle- literatür oluşturma amacının da gerçekleştirildiği görülmektedir. Dönemin kültür dünyasındaki belirleyiciliği ve Türk müziği geleneğinin yorumlayıcısı ve üreticisi olarak önemli bir tarihsel özne olan Rauf Yekta Bey'in biyografisi yeni belgeler ve kaynaklarla yeniden inşâ edilmiştir. Gerek gelenek anlayışını anlamlandırmada gerekse aktör olarak konumunu belirlemede yapılan biyografik inşâ ve sosyolojik değerlendirme önem taşımaktadır. Osmanlı modernleşmesinin yaşanmakta olduğu bir dünyaya doğan, çokkültürlü bir ortamda büyüyen ve Batılı bir eğitimden geçen Rauf Yekta Bey; Türk müziği çalışmalarına Zekai Dede'nin meşk yöntemine dayalı eğitimi ile başlamış ve Şeyh Ataullah Efendi, Şeyh Celalleddin Efendi ile sürdürdüğü çalışmaları ise kendisinin rasyonel ve pozitivist bakış açısını güçlendirmiştir. Tez çalışmasında, -geleneğin söylemselliği göz önünde bulundurularak- Rauf Yekta Bey'in gelenek anlayışını anlamlandırmak ve gelenek-modern arasındaki konumunu belirlemek üzere süreli yayınlarda yazdığı yazılardan ve teori çalışmalarından Türk müziğinin çeşitli alanlarındaki fikirleri incelenmiştir. Türk müziğinin aktarımı, müzik teorisi, tarih yazımı, terminoloji tartışmaları, geleneğin sürekliliği ve çoksesliliği hakkındaki görüşleri üretimlerinden yola çıkarak değerlendirilmiştir. Besteci olarak Rauf Yekta Bey'i incelediğimizde, kendi deyimiyle 'eski ve yeni tarz' besteleri bulunmaktadır. Eski tarz olarak tanımladığı Mevlevi Ayini, kâr gibi türlerde makam-usul kullanımı ve yapısal özelliklere bağlı kaldığı görülmektedir. Bununla birlikte şarkı, nakış beste gibi türlerde değişmeye açık bir bestecilik anlayışı göstermiş ve özellikle marş, opera denemesinde çeşitli makamsal, ritmik ve yapısal arayışlara girmiştir. Rauf Yekta Bey'in, özellikle 'milli musiki' tartışmaları içinde, Türk müziğinin savunucusu misyonuyla pek çok polemik yazısı kaleme aldığı görülmektedir. Bu polemik yazılarının temel amacı değişen toplumsal yapıda Türk müziğini konumlandırabilmek ve ona bir değer atfedilmesini sağlamaktır. Rauf Yekta Bey, Türk müziğinin çeşitli alanlarının geleneğinin savunuculuğunu ve sürdürücülüğünü yaparken ideolojik olarak gelenekçi bir bakış açısı ile fikirlerini şekillendirmemiş; geleneğin dönüşebildiğinin, aktarımının ve hayata geçirilmesinin hayatın ve toplumsal sürecin seyri içinde gerçekleştiğini görebilmiştir.