LEE- Müzikoloji ve Müzik Teorisi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Konu "Etnik müzik" ile LEE- Müzikoloji ve Müzik Teorisi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeOn beşinci yüzyıl edvar yazarlarının metinlerinde müzik ve kozmogoni ilişkisi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-04-05) Çiçek, Doğuş ; Dişiaçık Doğrusöz, Nilgün ; 414162002 ; Müzikoloji ve Müzik TeorisiOn beşinci yüzyıl edvar kitapları, bulundukları dönemin tarihsel olarak çok daha öncesine dayanan kaynaklardan yüzyıllar boyunca yapılan çevirilerin bir uzantısı olarak karşımıza çıkarken, içerdiği çeşitli pasajlarla dönemin bilme biçimine uyumlu özgün ifadelere de yer vermektedir. Mevcut çalışmamızda bu eserlerin, dönem yazarlarının evreni algılayış biçimini anlamamıza ve kullandıkları yazı dilini anlamlandırmamıza yarayacak pasajları izole edilmiş ve bu pasajlar üzerinden metin temelli bir anlam araştırması yapılmıştır. Müzik teorisini odak noktasına oturtmasına rağmen bilimsel bilgi olarak isimlendirebileceğimiz müspet yapıları, kültür ve algılayış gamının tam ters yönündeki dogmatik hermetisizm ile bağdaştıran metinlerin özellikle belirli yazarların elinden çıkmış olması, bu alimlerin ifade yöntemlerini diğerlerinden ayrıştırarak mercek altına alma gerekliliğini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle on beşinci yüzyıl edvar yazarları, günümüzde genel kanı itibarıyla "ilim erbabı" ve "iş erbabı" olarak iki temel sınıfa ayrılsa da bahsi geçen iki kategorinin geçirgenlik emareleri gösterdiğini ifade etmek yerinde olacaktır. Müspet açıklayıcılık ile aktarım yapan edvar yazarları, müzik teorisini net bir dil kullanarak ve neden/sonuç ilişkileri temelinde okuyucunun aklında adeta gerçekçi bir tablo çizercesine kaleme alırken, mistik bir ezoterizmi benimseyen edvar yazarları, gerek çevirisini yaptıkları hermetik temelli metinlerin, gerekse dönemin bilme biçiminin getirisi olan enformasyonun sorgulamasını yapmadan, didaktik ve dogmatik bir üslupla eser vermiştir. Esasen temelde açıklanmaya çalışılan konu -müzik- sabit kalmak üzere yazarların seçtiği ifade biçemleri dönemlerinin evreni anlamlandırma alışkanlıklarıyla paralellik gösterdiği için bu tip sınıflandırmaların, araştırma konusuna uzak bir tarihten bakan araştırmacılar tarafından anlamlandırma yöntemlerinde araç olarak kullanılmaktadır. Çeşitli dönemlerin evren modeli ve yaratılış mitolojilerinin ilmî çalışmalara sirayet etmesi, varoluşu anlamlandırmaya çalışan, felsefeye komşu zihinsel egzersizlere sebebiyet vermektedir. İrfan alanlarının, yaratılışın temel direklerini açıklayıcı unsurlar olarak kullanması sonucunu doğuran bu düşünme şekli zaman içinde çeşitli suretlere bürünebileceğinden, bu suretlerin özündeki düşünme alışkanlıklarının mümessili olan alimler de belirli fikrî cephelerde yerleşik olarak algılanabilmektedir. Lakin bu değişimler ani sıçramalar şeklinde değil kademeli gerçekleştiği için çeşitli cephelerden beslenerek söylemde geçirgenlik sağlayan ara durakların mevcudiyetinden bahsetmek mümkün olabilmektedir. Bu nedenle on beşinci yüzyıl edvar yazarlarını ilim ve iş erbabı şeklinde katı bir ayrıma tabi tutmak yerine mevcut tezde söylem farklarının belirginliği ön plana çıkarılmakta, bu sayede fikrî cepheler arasındaki geçirgenlik olasılığı tamamıyla göz ardı edilmemektedir. Tezde on beşinci yüzyıl edvar yazarlarının büyüteç altına alınmasının nedeni, bu metinlerin dönemin bilme biçimini ve müzik ile evren anlayışının tümleşik bir yapı olarak kabul edildiğini net bir biçimde açıklıyor oluşudur. Çalışmanın üzerine yükseldiği altı edvar kitabı, Seydî'nin El-Matlâ'sı, Yusuf bin Nizameddin Kırşehrî'nin Risale-i Edvar'ı, Ahmedoğlu Şükrullah'ın Risale Min İlmi'l-Edvar'ı, Kadızâde Tirevî'nin Risale-i Musikî'si, Hızır bin Abdullah'ın Kitabü-l Edvar'ı ve son olarak her ne kadar müzik teorisini dairelerle anlatmış olmasa da hermetik ifadeler barındırması ve kozmogonik bakışının diğerleri ile paralellik göstermesi sebebiyle Bedr-i Dilşâd'ın Muradnâme'sidir. Yukarıda listelenmiş olan eserlerin müzik ve kozmogoni içeren pasajları tez içinde izole edilmiş biçimde okuyucuya sağlanmıştır. Elde edilen bu varaklar üzerinde yorumlanan pasajlar işaretlenmiş ve çeviri yazı şeklinde sunulmuştur. Alıntılanan varakların altına eklenen çeviri yazıların kaynağı, her edvar kitabı için açılan hususi başlıklar altında belirtilmiştir. Tezin odak noktası edvar kitaplarında mevcut kozmogoninin kökeni olduğundan çevriyazılar alıntılanırken orijinal kaynağındaki transkripsiyon alfabesi kullanılmamıştır. Bunun yerine, anlamı etkileyeceği ya da telaffuz hatası nedeni ile yanlış yorumlanabileceği düşünülen makam, perde, müellif ve eser isimler gibi kelimelerde telaffuzu yönlendirerek okumayı kolaylaştırılacak tadilatlar gerçekleştirilmiştir. Çeviri yazıları alıntılanan varaklar belirli kuram ve kavramlar temel alınarak yorumlanmış ve bu sayede metin üzerinden anlamlandırma yoluna gidilmiştir. Bu işlem sırasında günümüzün evren anlayışı ile kıyaslamadan ve bu bakış açısı ile bir yargıya varmaktan kaçınan ve dönemin bilme biçimini, bilimsel bir ilerleyişin o günkü fotoğrafı olarak ele alan bir üslup benimsenmiştir. Episteme (bilme biçimi), işlevselcilik ve hermetik açıdan değerlendirilen pasajlar aynı zamanda kendi dönemlerinden çok daha önce kaleme alınmış eserlerin içerik ve üsluplarıyla metinler arası bir karşılaştırma ile gerek coğrafi gerek kültürel açıdan konumlandırılmıştır. Edvar kitapları günümüzde genellikle bulundukları dönem ve yazarın özgün tutumunu yansıtan ögeler olarak değerlendirilmekte ve bu değerlendirme şekli ile kıskaca alınan edvar kitapları, gerçekte izini taşıdıkları kültür ve tarihsel birikimden ayrıştırılmaktadır. Tezin amacı, daha önce belirtilmiş olan karşılaştırmalar ve anlamlandırmalar üzerinden edvar kitaplarındaki metinlerin esasen çok daha geniş bir coğrafya ve çok daha çeşitli kültürel cephelerin kümülatif bir çalışması olarak görülmesini sağlamaktır. Bu sayede mistik ezoterizmi benimseyen on beşinci yüzyıl edvar yazarlarının eserleri, sadece bulundukları coğrafyanın entelektüel zenginliği olarak kültürel bir fanus içinde hapsedilmek yerine, Anadolu topraklarında da mirasçısı olduğumuz insanlık tarihinin mihenk taşlarından biri olarak kadim uygarlıkların ve ardından bizlerin omuzları üzerinde yükselmeye devam edecektir. Bahsi geçen konumlandırma sonucunda edvar kitapları üzerinde üretilen bu yeni bakış açısı ile sorulabilecek yeni sorular ve açılacak yeni araştırma alanları hem daha geniş hem de daha sağlam bir temel üzerine inşa edilebilecektir.