Sanat Tarihi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Konu "20. Century" ile Sanat Tarihi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge20. Yüzyıl Resim Sanatında Figür Ve Portreye Yaklaşım(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1995) İnan, Aylin ; Keskin, Ahmet ; 43806 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryXX. Yüzyıl Resim Sanatında Figür ve Portreye Yaklaşım" adı altında altı bölümde ele alınan bu çalışmamda abartılmış bir figür fantastiğinin reel çağrışımlarına bağlanmaktan çok stilizasyon yoluyla figüre ilişkin gerçekleştirilen anlatımlardan yararlanmaya çalıştım. Paul Klee'nin sözü ile "Sanat artık, görünebilir olan şeyi tekrarlamaz, tersine görünür kılar." Görünür kılınacak şey, duyularla kavranan nesneler değil onların anlamı, nesnelerin soyut düşünsel varlığıdır. Böylece iç yaşantılarımızın, dolaysız nesnesiz dışa dökülmesi ortaya çıkar. Kandinsky'nin objenin, nesnel biçimin resme zararlı olduğu düşüncesi soyut sanat için genel kural değeri olarak kabul edilir. Sanatçının dış gerçekten uzaklaşması ile başlayan soyutlama ile yaratma düşüncesine geniş olanak tanıyarak kişiliğin ortaya çıkmasına neden olur. Soyutluk, derinliği düşünme, biçimlendirmedir. Öz, biçimle karışarak kendini gösterir. Sonuç olarak, soyutlamaya, yeni biçim vermeye dayalı resim özgürleşir.
-
Ögeİnkjet Baskı İle Soyut Kompozisyonlar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998) Lise, Ayla ; Çelik, Ferhan Gözgü ; 72143 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryResim bir sentezdir. İnsan kişiliğinin ve bilgisinin bir sentezi. Bu sentezde maddi görünüş, daima manevi gerçeklerin birer temsilcisinden, sembolünden ibaret kalmıştır. Resim, sanatçının edinebildiği bütün bilgilere sağlam şekilde uygun olmasıdır. Sadece boyalı bir satıh olmaktan çıkmalı. Bir ruh yapısı, bir ifade gücü halini almasıdır. Çizgi, biçim ve renk yapıtlarımda kompozisyonu oluşturduğu gibi, bu biçimsel görüntü arkasındaki anlamı ile yapıt aynı zamanda her şeyi ile içeriği oluşturmaktadır. Biçimlerin oluşumunda, ölçü ve oranlardaki çeşitlilik, farklılık içinde denge oluşturmak ve her seferinde bütünü görmeye yönelik çalışmalar içinde olma çabam vardır. Her resim kendi içinde bağımsız olarak düzenlendiği gibi tümünün yan yana getirilmesiyle bir bütünü oluşturabilmesi düşünülmüştür. Resimlerimde renk ve biçimler arasında sürekli bir hesaplaşma söz konusudur. Geometrik biçimleri kullanırken, renkte de çığırtkanlıktan uzak üç ana renk kullanarak dengeli kompozisyonlar oluşturdum. Kolaj tekniğinin eskiz aşamasında kullanarak yaptığım resimlerimde biçimleri soyut parçalardan oluşturdum. Renk ve biçimlerin ahengiyle çağımız insanının çok yönlü yaşantısını dışavurumcu anlamlar yüklemeden görünür hale getirmeye çalıştım.
-
ÖgeYirminci Yüzyıl Sanatında Hareket Ve Süre Kavramının Görselleştirilmesi Sorunsalı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1995) Kaya, Bedriye ; Keskin, Ahmet ; 43849 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryAntik Çag'daki başlangıcıyla birlikte Felsefe duyularımızla algıladığımız dünyanın karakteri olarak konulan sürekli değişenle bilgi, kavram, hakikat olan değişmeden aynı kalanı ayırdetmistir. önceleri, bilgi, kavram tikel nesnenin özüyken, giderek, Modern Bilim' le nesneler arasındaki ilişkilerin özünün bilinmesi de buna katılmıştır. Hareket nesnelerin oluşumu ve yer değiştirmesidir. Zaman kendini nesnelerdeki değişimde ve olguların önce-sonra lığında duyurur. Süre zaman içersinde bir kesittir. Doğa matematiksel yapıdadır. Matematiksel formülasyonlar olan doğa yasaları sürekli hareket edende değişmeden aynı kalanlar olarak görülür. Yeniçağ sanatçısının da doğayı geometriden geliştirilmiş perspektif yoluyla betimlemesi hareketi zaman dışı olanla saptamak anlamına gelebilir. Yüzyılımız felsefi, bilimsel ve» bunlara koşut, sanatsal iv değişikliklere sahne oldu. Mutlak Uzay ve Zaman yerini göreliliğe bıraktı. Deterministik dünya görüsü yıkıldı. Yeni geometriler kuruldu. Bununla birlikte. Bilim de. Felsefe de, yeni araçlarla donanarak, doğanın görünüşteki, sagduyusal değişkenliğinin ' altındaki formül asyonu aramayı sürdürmektedir. Sanatsal çalışmamızın anlaşılmasının düzeyini arttıracak bir ek olarak kaleme alınan bu "Rapor"umuzda ortaya koymaya çalıştıklarımız; burada» kısaca, değinilen ana düşünü ya da saptamanın İzlenimcilik' den günümüze» anlıksal. düşünsel bir etkinlik olmak bakımından» sanatsal yaklaşımlara uygulanma denemesi olarak görülmelidir.